Koşucular, mücadelelerinin ortasında belirli bir noktaya ulaştıklarında acıdan kaçtıklarını, çaba hissetmeden adım adım ilerlediklerini ve sadece 'yaptıklarını' hissettikleri bir tür öfori yaşadıklarını anlatmayı severler. Benzer bir deneyimi 37 yıl önce masamda yaşadım. Boş bir kağıdın önüne oturdum ve yazmaya başladım. Başlangıçta biraz zorlanıyordum, ancak sonunda argümanlar neredeyse zahmetsizce parmaklarımdan akmaya başladı. Tamamlandığında, yazdığım metin 12 sayfa uzunluğundaydı- Alman zorunlu askerlik hizmetine vicdani ret beyanı içeren, inanç temelli bir mektup- bunu 20 aylık sivil hizmet takip etti.
Avrupa’da değişim zamanıydı. Sınırlar açılıyor, 'değişim rüzgarları' yavaş yavaş Doğu Bloku ülkelerine esmeye başlıyordu ve bir noktada bölünmüş Almanya birleşti. Kıta genelinde savaş benim için bir mesele değildi.
Zamanı bugüne hızla sararsak, Ukrayna’nın tam ölçekli işgali Almanların yaşam ortamını kesinlikle değiştirdi. Ben ve vatandaşlarım, artık Almanya’da ve Avrupa’da güvenliğimiz ve demokrasimiz açısından büyük zorluklarla karşı karşıyayız. Bu, Borussia Dortmund’un (BVB) genel müdürü olarak, köklü futbol kulübünün neden otomotiv ve savunma sanayii üreticisi Rheinmetall ile iş birliği yapacağını anlamamı sağladı. Ancak dürüst olacağım: Eğer böyle bir şirket, Rusya’nın Ukrayna’yı tam ölçekli işgal ettiği 22 Şubat 2024’ten önce BVB’ye sponsor olmak istemiş olsaydı, kulüp muhtemelen teklifi reddederdi.
Zeitenwende (dönüm noktası) ve Alman demokrasisini güvence altına alma arzusu ile bireysel bakış açılarının nasıl değiştiği şaşırtıcı ve aynı zamanda anlaşılır bir durum. Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin başbakan yardımcısı Mona Neubaur, bir zamanlar Düsseldorf merkezli Rheinmetall’in iş modeline karşı çıkan bir Yeşiller Partisi politikacısı olarak açık bir tavır sergiliyordu. Ancak 2023 yılında, şirketin Weeze kasabasında bir fabrikasının temel atma törenine katıldı. Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, Mayıs 2024’te BVB’nin Rheinmetall ile yaptığı iş birliğinin Almanya’nın bulunduğu noktayı gösterdiğini belirtti: “Biliyoruz ve maalesef kabul etmek zorundayız ki artık daha tehditkar bir dünyada yaşıyoruz.“ Habeck, silah sanayi hakkında konuşurken uygulanan "alışılmış ve anlaşılır ihtiyatın" artık sürdürülebilir ve doğru olmadığını vurguladı. Bu bağlamda, Rheinmetall’in sponsorluğu “yeni çağın gerçekliğini belirli bir ölçüde yansıtıyor.“
Bu değişen tutum muhtemelen herkesin silah şirketlerine ihtiyaç duyulmayan bir dünyada yaşamak istemesinden kaynaklanıyor. Ancak şu soru da gündeme geliyor: Askeri güçten başka, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in saygı duyduğu bir şey var mı? Bu sorunun yanıtı yaygın olarak bilindiğinden, kaçınılmaz olarak birkaç başka soru daha doğuyor: Ukrayna’ya gönderilecek silahlar, Bundeswehr’in modernizasyonu ve Alman demokrasisinin güvence altına alınması için gereken savunma araçları, Kuzey Ren-Vestfalya’da binlerce çalışanı olan bir Alman şirketi tarafından mı üretilmelidir? Üstelik bu şirketin faaliyetleri Alman parlamentosu tarafından denetlenirken? Yoksa üretim, şeffaflık kavramına tamamen yabancı olan devletlerin ve şirketlerin elinde mi olmalıdır?
Hiç şüphe yok ki BVB için bu sponsorluk anlaşması, nihayetinde bir iş anlaşmasıdır. Büyük meblağlar söz konusudur ve bunu gizlemeye çalışıyormuş gibi görünmek istemem. Kulüp ortaklarıyla güvene dayalı tartışmalar yapıldı ve bu iş birliğine girme kararı alındı. Sonuç olarak, Bundeswehr için 100 milyar avroluk özel fon ihtiyacı ve Alman savunma harcamalarının ulusal güvenliği güçlendirmek amacıyla önemli ölçüde artırılması gerektiği açıktı. BVB, geniş bir kitleye ulaşan platformuyla bu mesajı yaymaya yardımcı olabilirdi. Sponsorluk, BVB’nin silahlara duyduğu bir coşkudan, savaşları desteklemesinden, kendini yüceltmesinden veya küresel siyasi sahnede bir aktör olma isteğinden kaynaklanmadı.
Geriye dönüp baktığımda, ulusal güvenliğe yönelik tehditler konusunda kamu bilincini artırmayı başardığımızı düşünüyorum. Bu şaşırtıcı değil. Sonuçta futbol, Almanya’daki en büyük toplumsal ve medya platformlarından birini sunuyor. Spor, tıpkı müzik gibi, her yaştan, inançtan ve gelir grubundan insanı birleştiriyor, özellikle de siyasetin ve dinin giderek daha fazla insanı böldüğü, kiliselerin ve siyasi partilerin üye kaybettiği bir dönemde.
Rheinmetall ve BVB, Mayıs 2024’ten beri iş birliği içinde ve sponsorluk süreci kolay olmasa da genel anlamda olumlu olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte büyük destekler olduğu kadar eleştiriler de oldu. BVB, iş birliğine dair her sağlam görüşü iç tartışmalarına dahil etmekte kararlıdır. Ayrıca kulüp, Rheinmetall ile şirketin geçmişini eleştirel bir şekilde değerlendirmesi ve yıllardır süregelen anma çalışmalarımızla bağdaştırması için çalışmalar yürütmektedir. Özetle, BVB bu zorlu iş birliğini mümkün olduğunca samimi ve gerçekçi bir şekilde yaşamaktadır. Bu sponsorluk anlaşmasının hiçbir zaman kolay ya da sıradan hale geleceğini sanmıyorum. Ancak bu zaten amaç da değil. Bazen doğru yol, en kolay yol değildir, özellikle de böylesine olağan dışı bir dönemde.
Carsten Cramer, Borussia Dortmund GmbH & Co. KgaA’nın genel müdürüdür. Satış, pazarlama, uluslararasılaşma ve dijitalleşme alanlarından sorumludur.
(GMF ve Alfred Landecker Vakfı tarafından yayınlanan “Almanya'nın Değişen Küresel Düzendeki Rolü“ başlıklı rapordan çevirilmiştir.)
Çeviri: Hanife Şeyma SAY
Avrupa’da değişim zamanıydı. Sınırlar açılıyor, 'değişim rüzgarları' yavaş yavaş Doğu Bloku ülkelerine esmeye başlıyordu ve bir noktada bölünmüş Almanya birleşti. Kıta genelinde savaş benim için bir mesele değildi.
Zamanı bugüne hızla sararsak, Ukrayna’nın tam ölçekli işgali Almanların yaşam ortamını kesinlikle değiştirdi. Ben ve vatandaşlarım, artık Almanya’da ve Avrupa’da güvenliğimiz ve demokrasimiz açısından büyük zorluklarla karşı karşıyayız. Bu, Borussia Dortmund’un (BVB) genel müdürü olarak, köklü futbol kulübünün neden otomotiv ve savunma sanayii üreticisi Rheinmetall ile iş birliği yapacağını anlamamı sağladı. Ancak dürüst olacağım: Eğer böyle bir şirket, Rusya’nın Ukrayna’yı tam ölçekli işgal ettiği 22 Şubat 2024’ten önce BVB’ye sponsor olmak istemiş olsaydı, kulüp muhtemelen teklifi reddederdi.
Zeitenwende (dönüm noktası) ve Alman demokrasisini güvence altına alma arzusu ile bireysel bakış açılarının nasıl değiştiği şaşırtıcı ve aynı zamanda anlaşılır bir durum. Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin başbakan yardımcısı Mona Neubaur, bir zamanlar Düsseldorf merkezli Rheinmetall’in iş modeline karşı çıkan bir Yeşiller Partisi politikacısı olarak açık bir tavır sergiliyordu. Ancak 2023 yılında, şirketin Weeze kasabasında bir fabrikasının temel atma törenine katıldı. Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, Mayıs 2024’te BVB’nin Rheinmetall ile yaptığı iş birliğinin Almanya’nın bulunduğu noktayı gösterdiğini belirtti: “Biliyoruz ve maalesef kabul etmek zorundayız ki artık daha tehditkar bir dünyada yaşıyoruz.“ Habeck, silah sanayi hakkında konuşurken uygulanan "alışılmış ve anlaşılır ihtiyatın" artık sürdürülebilir ve doğru olmadığını vurguladı. Bu bağlamda, Rheinmetall’in sponsorluğu “yeni çağın gerçekliğini belirli bir ölçüde yansıtıyor.“
Bu değişen tutum muhtemelen herkesin silah şirketlerine ihtiyaç duyulmayan bir dünyada yaşamak istemesinden kaynaklanıyor. Ancak şu soru da gündeme geliyor: Askeri güçten başka, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in saygı duyduğu bir şey var mı? Bu sorunun yanıtı yaygın olarak bilindiğinden, kaçınılmaz olarak birkaç başka soru daha doğuyor: Ukrayna’ya gönderilecek silahlar, Bundeswehr’in modernizasyonu ve Alman demokrasisinin güvence altına alınması için gereken savunma araçları, Kuzey Ren-Vestfalya’da binlerce çalışanı olan bir Alman şirketi tarafından mı üretilmelidir? Üstelik bu şirketin faaliyetleri Alman parlamentosu tarafından denetlenirken? Yoksa üretim, şeffaflık kavramına tamamen yabancı olan devletlerin ve şirketlerin elinde mi olmalıdır?
Hiç şüphe yok ki BVB için bu sponsorluk anlaşması, nihayetinde bir iş anlaşmasıdır. Büyük meblağlar söz konusudur ve bunu gizlemeye çalışıyormuş gibi görünmek istemem. Kulüp ortaklarıyla güvene dayalı tartışmalar yapıldı ve bu iş birliğine girme kararı alındı. Sonuç olarak, Bundeswehr için 100 milyar avroluk özel fon ihtiyacı ve Alman savunma harcamalarının ulusal güvenliği güçlendirmek amacıyla önemli ölçüde artırılması gerektiği açıktı. BVB, geniş bir kitleye ulaşan platformuyla bu mesajı yaymaya yardımcı olabilirdi. Sponsorluk, BVB’nin silahlara duyduğu bir coşkudan, savaşları desteklemesinden, kendini yüceltmesinden veya küresel siyasi sahnede bir aktör olma isteğinden kaynaklanmadı.
Geriye dönüp baktığımda, ulusal güvenliğe yönelik tehditler konusunda kamu bilincini artırmayı başardığımızı düşünüyorum. Bu şaşırtıcı değil. Sonuçta futbol, Almanya’daki en büyük toplumsal ve medya platformlarından birini sunuyor. Spor, tıpkı müzik gibi, her yaştan, inançtan ve gelir grubundan insanı birleştiriyor, özellikle de siyasetin ve dinin giderek daha fazla insanı böldüğü, kiliselerin ve siyasi partilerin üye kaybettiği bir dönemde.
Rheinmetall ve BVB, Mayıs 2024’ten beri iş birliği içinde ve sponsorluk süreci kolay olmasa da genel anlamda olumlu olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte büyük destekler olduğu kadar eleştiriler de oldu. BVB, iş birliğine dair her sağlam görüşü iç tartışmalarına dahil etmekte kararlıdır. Ayrıca kulüp, Rheinmetall ile şirketin geçmişini eleştirel bir şekilde değerlendirmesi ve yıllardır süregelen anma çalışmalarımızla bağdaştırması için çalışmalar yürütmektedir. Özetle, BVB bu zorlu iş birliğini mümkün olduğunca samimi ve gerçekçi bir şekilde yaşamaktadır. Bu sponsorluk anlaşmasının hiçbir zaman kolay ya da sıradan hale geleceğini sanmıyorum. Ancak bu zaten amaç da değil. Bazen doğru yol, en kolay yol değildir, özellikle de böylesine olağan dışı bir dönemde.
Carsten Cramer, Borussia Dortmund GmbH & Co. KgaA’nın genel müdürüdür. Satış, pazarlama, uluslararasılaşma ve dijitalleşme alanlarından sorumludur.
(GMF ve Alfred Landecker Vakfı tarafından yayınlanan “Almanya'nın Değişen Küresel Düzendeki Rolü“ başlıklı rapordan çevirilmiştir.)
Çeviri: Hanife Şeyma SAY