Akşemseddin (Muhammed bin Hamza), h. 792 m. 1389/1390 yılında Dımışk (Şam)’da doğdu ve 863/ 1458 yılında da Göynük’te vefat etti. Asıl adı Şemseddin bin Hamza olup Akşeyh ve Akşemseddin adlarıyla tanındı. Muhammed Sühreverdî’nin torunlarından Şamlı bilge Şerafeddin Hamza’nın oğludur. Soyu Hz. Ebubekir’e kadar uzanan Akşemseddin, yedi yaşında iken babasıyla birlikte Şam’dan Anadolu (Amasya)ya geldi.
Akşemseddin, Karamanoğulları ve Candaroğulları dışındaki bütün Anadolu beyliklerin Osmanlı idaresine girdiği ve geniş ölçüde Anadolu’da Türk birliğinin kurulduğu XV. yüzyılda yaşamış önemli bir şahsiyettir (Saraç, 2006: 36). Asıl adı Şemseddin Muhammed olan Akşemseddin’inin, 792 / 1389-1390’da Şam (Dımışk)’da doğduğu bilinir (Taşköprî-zâde Ahmed, 1985: 26); (Mehmed Mecdî, 1989: 240); (Kitâb-ı Silsile, 40); (Şemseddin Samî, 1889:265–266); (Özönder, 1974: 29-33). Suhreverdî’nin (ö. 632 / 1234) torunlarından olan babası Şeyh Hamza’nın şeceresi Hz. Ebubekir’e kadar uzanır (Riyâzî Muhammed, 76 b); (Kılıç, 1998:132); Enîsî,102a-b); (Bursalı Mehmed Tahir, 2000: 12).
Akşemseddin’in daha yedi yaşında iken babası Şeyh Hamza ile birlikte, hiçbir denetim ve gözetime tabi tutulmadan Şam’dan Anadolu’ya gelerek Kavak (bugün Samsun’a o zamanlarda da Amasya’ya bağlı) kasabasına yerleştiği bilinir. Babası Şeyh Hamza’nın mezarı hâlen burada bulunmaktadır (Enîsî,102 b); (Köprülü, 1950: 183).
Akşemseddin’le ilgili olarak son asır tezkirecilerimizden Mehmet Nâil Tuman, şu bilgileri verir: Şeyh Şemseddin Muhammed Efendi, Hamza Efendi’nin oğludur. Şehabeddin Sühreverdî sülâlesinden olmakla bu suretle nesli Hazreti Ebubekir-i Sıddîk’a müntehî olur. Şam’da doğdu. Vefâtı Cemâziyelâhir H. 863/ 1458. Göynük’de medfûndur. Kâşifü’l-Esrâr (Türkî) vefâtına tarihdir. Vefâtı târihini Kâmusu’l-Â’lâm ile Lügat-ı Tarihiye ve Coğrafiyye’nin 864 ve Sicill’in 880 olarak kaydetmeleri doğru değildir. Mutasavvıfâne ilâhiyyâtı (şiirleri) vardır (Mehmet Nâil Tuman, 2001: 233).
Manevî kir ve pasları temizleme işinde mahir, riyâzet ehli, saçı, sakalı bembeyaz ve yüzü, Yazd şehrindeki parlak ışıklar gibi çevresine nur saçan bir kimse olduğu için hocası Hacı Bayram-ı Velî tarafından kendisine Akşemseddin ve Akşeyh ünvanlarının verildiği rivayet edilir. Ayrıca az yeme, az uyuma ve az konuşma gibi özellikleri sebebiyle Akşemseddin’inin yüzünün tamamen beyazlaştığı bilinir (Özönder, 1974: 29).
(Makalenin tamamı alttaki ilgili dokümanda)
Makalenin yer aldığı e-kitap için tıklayın > İSLAM DÜNYASI Stratejik İletişim: Referans Değerler, Kurumlar, Kişiler
(Makalenin tamamı alttaki ilgili dokümanda)
Makalenin yer aldığı e-kitap için tıklayın > İSLAM DÜNYASI Stratejik İletişim: Referans Değerler, Kurumlar, Kişiler