Her ülkenin kurucu ataları vardır. Doğal olarak onlar çok sevilirler ve gelecek kuşaklara gururla aktarılarak unutulmaları önlenmeye çalışılır. Buna rağmen birçoğu hem kendi tarihleri hem de dünya tarihi içinde unutulurlar. Bu nedenle onlar için devasa görsel anıtlar yapılır, resmi kurumlara resimleri asılır, paralar üzerine resimleri basılır. Buna rağmen zaman içinde birçoğu unutulur gider.
Önümüzdeki günlerde “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtlarında artık sona yaklaşılıyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile katılımcılara sertifika ve konferans kitabı verilecek. Yurt içi ve dışından çok sayıda duayen ve uzman ismin yer alacağı, güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte gerçekleştirilecek Konferans’a kayıt olmak için son günler.
Yeni modellemelere ilham vermek üzere kaynak eser niteliğindeki “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri", prestij standartlarda sınırlı sayıda özel kutulu ansiklopedik boy iki cilt 1378 sayfa olarak yayımlananarak ön siparişe özel indirimi ile TASAM Yayınları sitesinde okurlara sunuluyor.
Amerika için İşe Yarayan bir Ekonomik ve Güvenlik Düzeni Nasıl Oluşturulur?
Oren CASS
ABD, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen 80 yılda iki büyük strateji izledi. Bunlardan biri olağanüstü bir başarıydı: Soğuk Savaş sırasında Amerikan ekonomik yatırımlarını, dış ilişkilerini ve askeri konuşlanmalarını yönlendiren ve Sovyetler Birliği'nin yenilgi ve çöküşüne ve ABD'nin dünyanın tek süper gücü olarak ortaya çıkışına yol açan "çevreleme" politikası.
Her 10 Kasım’da, Türkiye Cumhuriyeti tam saat 09:05’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü – Cumhuriyetimizin kurucusunu – saygıyla anmak üzere sessizliğe bürünür ve saydı duruşunda bulunuruz. Aramızdan ayrılışının üzerinden 87 yıl geçmiş olmasına rağmen, onun düşünceleri, liderliği ve devlet adamı olarak bırakmış olduğu miras, yalnızca Türkiye için değil; yeniden jeopolitik çalkantılara sürüklenen dünya için de güncelliğini korumaktadır.
Yuri Aleksandrovich Bezmenov (1939–1993), aynı zamanda Tomas David Schuman olarak da bilinir, propaganda ve ideolojik yıkıcılık konusunda uzmanlaşmış bir Sovyet gazeteci ve KGB ajanıydı.
İdeolojik yıkıcılık, bir toplumun gerçeklik algısını o kadar çarpıtma sürecidir ki, toplum kendini yok eder.
Küreselleşen dünyada sınırlar yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda kimliksel, kültürel ve
sosyolojik anlamlar da taşımaktadır. Bu çerçevede “diaspora” kavramı, hem tarihsel bir olgu
hem de çağdaş toplumların yapısal bir unsuru olarak giderek önem kazanmaktadır. Etimolojik
olarak Antik Yunanca speiro (saçmak, yaymak) ve dia (boyunca) kelimelerinden türeyen
diaspora, kelime anlamı olarak “boyunca saçılma” veya “dağılma” anlamına gelmektedir
(Dufoix, 2011).
Vatikan, Papa 14. Leo’nun, İznik Konsili’nin 1700. yılı olan bu yıl 27-30 Kasım
tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret edeceğini duyurdu.
Papa İznik Konsili’nden söz ederken “Günümüz kilise hayatındaki en derin yaralardan biri, Hıristiyanlar olarak bölünmüş olmamızdır” demiş ve İznik Konsili’ni, evrensel bağları yenilemek için örnek göstererek, toplantıya yalnız ev sahibi Fener Rum Patriği Bartholomeos’un değil, diğer kiliselerin de katılmasını istediğini açıklamıştı.
Güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte bu ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken yurt içi ve dışından çok sayıda duayen ve uzman isim yer alacak.
“Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri“ adlı kaynak eser ilk kez TASAM’a verilen binlerce belgelik resmî Osmanlıca arşiv üzerinde geniş bir akademik ekiple 10 yılı aşan çalışmalar sonucu yeni modellemelere ilham vermek üzere literatüre kazandırıldı. Prestij standartlarda sınırlı sayıda iki cilt hâlinde yayımlanan eser ilk etapta sadece TASAM Yayınları sitesinde ön siparişe açıldı.
Türkler binlerce yıllık tarihlerinde ilk defa gönüllü olarak ortak Türk kimliği altında bir araya gelmişlerdir. Hatta tarihte en çok birbiri ile savaşan milletin Türkler olduğunu söylemek bile mümkündür.
2026 “hesap verebilir hızlanmadan” ölçekli performansa geçiş yılı olacak. Bütçeler ölçülebilir verimlilik/kârlılık hedeflerine bağlanıp, süreçler ajan/otonom iş akışları ışığında yeniden kurgulanacak. Bu not; Wharton Human-AI Research 2025 bulgularını temel alarak 2026’ya dönük öngörüleri “Yatırım getirisi görüldükçe yatırım hızlanır“ ana fikri etrafında özetlemektedir.
“Yurtta sulh, cihanda sulh.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk'ün bu sözü, sadece bir dönemsel barış çağrısı değil; Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyılı aşan dış politikasının özüdür.
Bugün, cumhuriyetimizin 102'nci yılında, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında savrulmadan denge kurabilmesi, her zamankinden daha önemlidir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında da bu Doğu ile Batı arasında denge, dış politikanın ana eksenini oluşturuyordu.
Bu çalışma, Batı’nın yaptırımlarını ve Çin-Rusya güvenlik yakınlaşması altında Rusya’nın Arktik LNG stratejisini incelemektedir. 2030 için belirlenen 100 Mt hedefe karşın 2024’te ihracat 34 Mt’ta kalmıştır. Teknolojik yaptırımlar, Arc7 tanker eksikliği ve AB’nin 2027’ye uzanan kısıtlamaları pazar erişimini daralttı mı? Çin ile yapılan 66 ortak tatbikat, Arktik enerji yollarını güvenlikleştirmiş midir?
Şayet ABD Ordusu’nun Janus Programı planlandığı şekilde ilerlerse, ülkenin 48 eyaletindeki ordu üslerinde 2028 sonbaharından itibaren faaliyette olacak nükleer mikro reaktörler bulunacak. Orduya göre, nükleer enerjinin eklenmesi askeri üslerdeki enerji kaynaklarını çeşitlendirecek ve dayanıklılığı önemli ölçüde artıracak.
Orta Asya’nın “bozkır çocukları“ büyüyor ve 21. yüzyılda dünya düzenini yeniden tanımlıyor. Küresel meselelerin yalnızca büyük güçlere odaklandığı dönem sona eriyor. Tek bir dramatik olayla değil, dünya genelindeki güçlerin istikrarlı ve sessiz bir şekilde yeniden dağıtılmasıyla. Bu değişim hiçbir yerde Orta Asya’dan daha belirgin veya daha şaşırtıcı değil.
Bir bütün olarak ilk kez TASAM’a verilen binlerce belgelik resmî Osmanlıca arşiv üzerinde, geniş bir akademik ekiple 10 yılı aşan çalışmalar sonucu yeni modellemelere ilham verecek “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri“ adlı kaynak eser TASAM Yayınları sitesinde ön siparişe açıldı.
Önümüzdeki ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken yurt içi ve dışından çok sayıda duayen ve uzman isim yer alacak.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) yurtdışı iştiraki Turkish Petroleum Overseas Company (TPOC), Pakistan’ın Hint Okyanusu açıklarında yer alan Kuzey Indus C Açık Deniz Havzası bölgesinde petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına katılacak.
Afrika diasporası, tarih boyunca siyah halkların köle ticareti, sömürgecilik ve zorunlu göçler
sonucunda dünyanın farklı bölgelerine dağılmasıyla şekillenmiş çok katmanlı bir olgudur. Bu
süreç, yalnızca demografik bir hareketlilik değil; aynı zamanda kimlik, aidiyet ve kültürel
dayanışma üzerine inşa edilen bir toplumsal hafızadır.
"Bilgiyi toplamaktan ziyade onu kıymetlendirmek asıl mesele." | Uluslararası İstihbarat Araştırmaları Kongresi, istihbaratı disiplinler arası çalışmalar yaparak derinleştirme yönünde atılmış önemli bir entellektüel adım olarak öne çıktı.
Çin’in “cihan hâkimiyetine“ yönelik tahayyülü 21. yüzyıl dünya jeopolitiğinin yeni çekirdeğini oluşturuyor. Bu tahayyüle ortak olarak Rusya’yı da ekleyebiliriz. İki ülke de çok kutuplu adil bir küresel düzenin inşa edilebileceğini düşünüyor.
Sakarya havzası ve Trakya’da doğal gaz, Raman dağında yeniden petrol, her yerde altın derken, şimdi bir de Türkiye’nin nadir minerallerden zenginliği gündemde. Bor, toryum, uranyum ve lityum dışında, katı açılmadık adları olan nadir minerallerin birden bire Beylikova’da kümelendiğini öğrenmek heyecan verici.
İsrail’in kendi lehine büyük bir harita değişikliği ve soykırım sürecine dönüştürdüğü 7 Ekim saldırılarının ikinci yıldönümünde Trump’ın “ateşkesin birinci safhasında anlaşmaya varıldığı” haberi, kalıcı bir barışa giden sürecin değil batı Asya’da gerileyen ve çürüyen hegemonyanın Filistin halkını ve topraklarını İsrail’in jeopolitik vizyonuna uygun kıvamda sömürgeleştirmesinin başlangıcıdır.
Yerli teknolojinin geliştirilmesi, teknolojik egemenliğin önemli bir unsurudur. Bu durum özellikle derin teknoloji (deeptech) alanında belirgindir. “Deeptech“; kuantum bilişim, ileri malzemeler, robotik, yapay zekâ, sentetik biyoloji ve temiz enerji teknolojileri gibi çığır açan bilimsel ve mühendislik temelli yenilikleri ifade eder.