Çin’in “Orta Krallık” konseptini bırakarak Mavi Su Donanması’na geçiş yapmasıyla birlikte artan ekonomik, siyasi ve askeri gücünün bir fonksiyonu olarak coğrafya telakkisinde de açık şekilde bir değişim gözlemlenmektedir.
Çok az insan uluslararası sınırların şekline bakmaksızın mevcut sınırların tarihi gelişimi ve çağdaş anlamı üzerine düşünmektedir. İster sıradışı ve yapay bir görünüm sergilesin ister nehir ya da enlem çizgileri gibi doğal ve objektif hatlardan geçsin bütün sınırların insan ürünü olan sosyal yapılar (social constructions) olduğu ve bir güç mücadelesini yansıttığı ifade edilebilir.