Dünyanın varoluşundan günümüze milyarlarca yıl geçti. İnsanlık bu tarihsel sürecin sadece son 15 bin yılında var oldu. Her ne kadar 15 binlik bir geçmişten bahsetsek de belki de henüz bilmediğimiz veya keşfedemediğimiz binlerce yıl öncesi de olabilir diye düşünmek lazım. İlkel yaşamlardan başlayarak, modern yaşama geçişte evrimsel bir devinimin varlığı yadsınamaz.
Türkiye’nin AB yolculuğu deyince aslında ne anlamalıyız?
Almanya seçimleri bitti. “Almanya’daki seçimler, sandık çıkış anketleri, bize çok net olarak, yükselen ırkçılığı gösteriyor.
Anayasa değişikliğini öngören referandum 16 Nisan’da yapıldı ve sonuç; “evet” yönünde çıktı. Bu referandumun hem içerde,
İngiltere’nin AB’den ayrılması gerçekten AB’de şok etkisi yarattı. Bütün kamuoyu yoklamaları ve anketler evet’in kazanacağını söylüyordu ama hayır çıkması gerçekten ters köşe oldu.
Türkiye ile AB arasında Vize Serbestisi ve Geri Kabul Anlaşması, 16 Aralık 2013 tarihinde imzalandı ve TBMM tarafından kabul edilerek, 1 Ekim 2014’de yürürlüğe girdi.
Bu yıl 19.’sunu geride bıraktığımız Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde ele alınan konulardan biri de terörizm ve göç olgusu oldu. Dünya genelinde siyasetçi, akademisyen, din adamı ve uzmanlardan
2010 yılında önce Tunus’ta başlayan, sonra domino etkisiyle Kıyı Afrika ve Ortadoğu’yu etkisi altına alan sözde demokrasi hareketi “Arap Baharı” en son Suriye ile devam etti.
İnsanlığın bilinen en eski uygarlığı 10 veya 12 bin yıl öncesine dayanan Göbeklitepe’dir. Medeniyet tarihine baktığımızda her bir değişim ve dönüşümün asırlar hatta bin yıllar aldığı görülür.
İkinci Dünya Savaşı’na kadar siyaset ekonomiyi yönlendirirken, günümüz küresel dünyasında, ekonomi siyaseti yönlendirir hale geldi.
Türkiye, 1963 yılında imzaladığı Ankara Anlaşması ile o dönem ki adıyla Avrupa Ekonomik Topluğu (AET) şimdiki adıyla Avrupa Birliği ile “ortaklık” ilişkisine başlamıştır.
Türkiye; Osmanlı’dan bu yana neredeyse üç yüz yıla yakındır Avrupalı olmak için çaba sarf ediyor.