Jeopolitik, oyuncuların ve renklerinin değiştiği, her birinin rolleri değişken olan satranç oyunu gibidir. Bir zamanlar Orta Asya’da İngiliz ajanları Büyük Oyun içinde Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yerli halkları Rusya’ya karşı savaşa ikna ederek, bölgenin hâkimiyetini ele geçirmek istemişti. Bu oyun daha sonra Avrupa ve Ortadoğu’ya kaydı. Ama Büyük Oyun devam ediyor. Bu kez ABD, aynı oyunu dünya hegemonyası için oynuyor ama işi içinde İngilizlerin kendi oyun planları da var. Her coğrafyada farklı ajanlar ve kurgular yapılanıyor. Oyunun asıl sahası ve belirleyici alanı Asya-Pasifik olacak. Amaç, işgal ederek İngiliz imparatorluğunun bir benzerini kurmak değil, yeni bir dünya düzenini ulus-devletleri ortadan kaldırarak, zengin bir sınıfın yani küresel elitin kontrolüne vermek. İngilizler Büyük Oyun’dan bugün de çekilmiş değil. İngilizler Avrupa ve Avrasya’da kendi etki ve kontrol bölgelerini kuruyor. Söz konusu olan Avrupa’da yeni etki bölgeleri kurulması. Büyük Oyun, sadece diplomaside değil, savaş alanlarında ve istihbarat savaşlarında devam ediyor. Avrupa Birliği Başkanı Ursula Von Der Leyen’in üç hafta önceki sözleri durumu özetliyor; “Nostaljiye yer ve zaman yok. Güce dayalı yeni bir dünya düzeni için savaş hatları şu anda çiziliyor“. Son perdede tek dünya devleti kurulacak ve bu oyun Rusya ve Çin’i hedef alırken Türkistan ve Türk Dünyası bekleyen savaşların merkezinde olacak.
Türkistan yüzyıllardan bu yana dünya medeniyetine yön veren ve büyük imparatorlukların kurulduğu bir coğrafyayı içine almaktadır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) kurulması ile birlikte Sovyet idarecileri tarafından Türkistan çok daha dar bir alanı tanımlamak için kullanmış hatta Türkistan ismi 1920’lerden itibaren Sovyet literatüründen tamamen çıkarılarak bu coğrafya için “Orta Asya“ terimi kullanılmaya başlanmıştır. 1919-1920 yılları arasında Ruslar bağımsız yaşam mücadelesi veren Hive ve Buhara’yı topraklarına ekledi. 1924 de Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak taksim edildi. Türkistan’ın toprak bütünlüğü şekilce bağımsız cumhuriyetlere bölündü. Ruslar kendi bölgelerinde Slavları, Çinlilerde Han soyunu Türklerin yaşadıkları bölgelere getirerek Türkleri azınlığa düşürdüler ve çoğunu da yerlerinden yurtlarından ettiler, sürgüne gönderdiler, katlettiler. Geçmiş tarihi bir ve bütünlük içinde olan Orta Asya; Doğu Türkistan’ın Çin, Batı Türkistan’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi üzerine ilgili devletler tarafından da sınır ve etnik olarak parçalı hale getirilerek, yeni coğrafyalar ve etnik gruplar oluşturulmuştur. Rusya ve Çin’in bilinçli olarak uyguladığı böl yönet sistemi içinde tek olan Türk Dünyası parçalı hale getirilmiş ve baskı uygulanarak Türkler susturulmaya çalışılmıştır.
Türkistan yüzyıllardan bu yana dünya medeniyetine yön veren ve büyük imparatorlukların kurulduğu bir coğrafyayı içine almaktadır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) kurulması ile birlikte Sovyet idarecileri tarafından Türkistan çok daha dar bir alanı tanımlamak için kullanmış hatta Türkistan ismi 1920’lerden itibaren Sovyet literatüründen tamamen çıkarılarak bu coğrafya için “Orta Asya“ terimi kullanılmaya başlanmıştır. 1919-1920 yılları arasında Ruslar bağımsız yaşam mücadelesi veren Hive ve Buhara’yı topraklarına ekledi. 1924 de Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak taksim edildi. Türkistan’ın toprak bütünlüğü şekilce bağımsız cumhuriyetlere bölündü. Ruslar kendi bölgelerinde Slavları, Çinlilerde Han soyunu Türklerin yaşadıkları bölgelere getirerek Türkleri azınlığa düşürdüler ve çoğunu da yerlerinden yurtlarından ettiler, sürgüne gönderdiler, katlettiler. Geçmiş tarihi bir ve bütünlük içinde olan Orta Asya; Doğu Türkistan’ın Çin, Batı Türkistan’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi üzerine ilgili devletler tarafından da sınır ve etnik olarak parçalı hale getirilerek, yeni coğrafyalar ve etnik gruplar oluşturulmuştur. Rusya ve Çin’in bilinçli olarak uyguladığı böl yönet sistemi içinde tek olan Türk Dünyası parçalı hale getirilmiş ve baskı uygulanarak Türkler susturulmaya çalışılmıştır.