Tarihsel olarak değerlendirildiğinde, günümüz eğitim yapılanmasının temelinin 18. yüzyıl itibariyle atıldığı söylenebilir. Bu dönem öncesinde oldukça sınırlı çerçevede ve bütüncül olmayan bir yapıda devam edegelen eğitim faaliyetleri, 19. yüzyıla gelindiğinde, özellikle güçlü ulus devletlerin kontrolünde gelişmiş ülkelerdeki tüm halk kitlelerine ulaşmış bulunmaktadır. Eğitimin, devlet politikalarının bir aracı olarak kullanılması ise çok uzun sürmemiş ve eğitimin bu gücü öncelikle iç politikada, sonrasında ise dış politikada devletler tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bu sürece gelirken yaşanan bir dizi gelişme günümüz eğitim politikalarını derinden etkilemiştir. Öncelikle ulus devlet bütünlüğünü sağlayan ülkeler, kendi iç işleri bağlamında eğitimi yapılandıran politikalar geliştirirken, eğitimin ulusları ve insan topluluklarını dönüştürücü gücünü yakından tecrübe etmişlerdir. Aynı şekilde, sömürge geçmişine sahip olan ülkelerde de farklı toplumlara yönelik yürütülen, toplumu kültürel değerlerinden uzaklaştıran, yozlaştıran ve asimile eden faaliyetlerin başında eğitim ile ilgili olanları gelmektedir. Böylesi tarihsel temeller değerlendirildiğinde, günümüze gelinen süreç içerisinde, teknolojik ve bilimsel gelişmelerin öncülük ettiği küreselleşmenin ve bunun sonucu olarak 21. yüzyılı şekillendiren dönüşümlerin neticesinde, artık eğitim alanında hızlı dönüşümlerin yaşandığı görülmektedir. Bu dönüşümler nedeniyle günümüz eğitimi, artık uluslararası boyutundan soyutlanamaz hale gelmiş bulunmaktadır. Oldukça yeni bir alan olarak eğitim diplomasisi ise 21. yüzyılda eğitimin uluslararası boyutunu anlamlandırmak adına önemli bir kavramlaştırma olarak karşımıza çıkmaktadır.
Günümüz konjonktüründe eğitim diplomasisi kapsamına giren faaliyetler, devletlerin politikaları ile eşgüdüm içerisinde yürütülmekte ve bu durum ulusal güvenlik açısından ele alınmaktadır. Devletlerin, eğitim alanına yönelik güvenlik kaygıları dolayısıyla hem iç hem dış politikaları bağlamında eğitim diplomasisi faaliyetleri yürüttüğü görülmektedir. Bu bakımdan son yıllarda, yalnızca uzun vade için planlanan eğitim faaliyetleri dışında kısa ve orta vadelere yönelik tasarlanan eğitim faaliyetleri de dikkat çekmektedir. Neticede eğitim diplomasisinin, eğitim güvenliği açısından kısa – orta ve uzun vadede devletlere önemli kazanımlar sağladığı ifade edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Eğitim Diplomasisi, Eğitim Güvenliği, Ulusal Güvenlik, Eğitim Politikası, Eğitimde Güvenlik
Devamı için tıklayınız.