GAZZE OPERASYONUN İSRAİL EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ARTIYOR

Makale

İsrail'in 2023 Gazze operasyonun bir geçmişi var. ''İkinci İntifa'' olarak da adlandırılan (2000-2005) İsrail ve Filistinliler arasında artan şiddet olaylarının yaşandığı Gazze'de, sık sık tekrarlanan İsrail saldırıları ve operasyonları ile başlamıştır. Çatışmalar 2008 başlayıp 2009 biten Gazze Savaşı ile devam etmiş, 27 Aralık 2008'de İsrail, "Dökme Kurşun Operasyonu"nu başlatmış, 22 gün süren çatışmalarda binlerce insan hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır....

İsrail'in 2023 Gazze operasyonun bir geçmişi var. ''İkinci İntifa'' olarak da adlandırılan (2000-2005) İsrail ve Filistinliler arasında artan şiddet olaylarının yaşandığı Gazze'de, sık sık tekrarlanan İsrail saldırıları ve operasyonları ile başlamıştır. Çatışmalar 2008 başlayıp 2009 biten Gazze Savaşı ile devam etmiş, 27 Aralık 2008'de İsrail, "Dökme Kurşun Operasyonu"nu başlatmış, 22 gün süren çatışmalarda binlerce insan hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır. 2023 yılına gelindiğinde ise, 10 Mayıs 2023'de İsrail, Hamas ve İslami Cihad gibi grupların Gazze'den İsrail'e yönelik roket saldırıları dayanak göstererek askeri operasyon başlatmıştır. Operasyonlar sonucunun bilançosu; Gazze'de 50 bine yakın çoluk çocuk, kadın, sivil demeden yaşanan ölümler, yüzbinlerce yaralı ve binlerce sivilin göçe zorlanmasıdır. İsrail'in 2023 Gazze Operasyonu, İsrail ve Gazze Şeridi arasındaki çatışmaların sürekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarına misilleme olarak Gazze’yi ağır bir bombardımana tutan İsrail’in ekonomisi 2023'ün son çeyreğinde yüzde 19,4 gerilemiş durumda. Geçtiğimiz günlerde 2023 Gazze operasyonun, İsrail'e 2025 yılı sonuna kadar yaklaşık 70 milyar dolara mâl olmasını beklediğini açıkladı İsrail Merkez Bankası. İsrail Merkez İstatistik Bürosu (CBS), 2023 yılının son çeyreğine ilişkin büyüme verilerinde ise; Gazze'ye saldırıların İsrail ekonomisini olumsuz etkilediği belirterek, gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) geçen yılın dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 19,4 gerilediğini belirtti. Açıklanan son verilerin piyasa beklentilerinin çok üzerinde bir ekonomik daralma ortaya koyması dikkati çekici. 2022 yılında yüzde 6,5 büyüyen İsrail ekonomisi, 2023'te ise yüzde 2 büyüme gösterdi. İsrail'de kişi başına düşen GSYH geçen yıl yüzde 0,1 düşerken, son çeyrekte İsrail'de özel harcamalar yüzde 26,9, ihracat yüzde 18,3, ithalat yüzde 42 azaldı. Yatırımlar yüzde 67,8 geriledi, kamu harcamaları ise bu dönem içinde yüzde 88,1 arttı.

İsrail Ekonomisi
İsrail ekonomisi, dünya genelinde oldukça dinamik ve çeşitlendirilmiş bir yapıya sahip yüksek teknoloji ve sanayi sektörlerinde öncü durumda. 2022 Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) yaklaşık 520 milyar dolar. Kişi başına düşen GSYİH ise 55,000 dolar civarında, bu da İsrail'i dünya genelinde kişi başına gelir sıralamasında üst sıralara taşımakta. İsrail ekonomisi son yıllarda istikrarlı bir büyüme göstermiş. 2023 yılı için öngörülen büyüme oranı %3-4 arasında değişmekte. Ancak, siyasi ve güvenlik durumu bu tahminleri daha çok etkilemeye başladı.
İsrail, teknoloji ve inovasyon konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden. Tel Aviv, Silikon Vadisi'nden sonra dünyanın en önemli teknoloji merkezlerinden biri olarak kabul edilmekte. İsrail'deki teknoloji şirketleri, yazılım, siber güvenlik, biyoteknoloji ve fintech alanlarında öne çıkmakta.
İklim ve coğrafi zorluklara rağmen, İsrail tarım teknolojilerinde oldukça ilerlemiş durumda. Damla sulama sistemleri ve diğer su yönetim teknikleri, tarım verimliliğini artırmak için yaygın olarak kullanılmakta ve İsrail, bu teknolojileri ihraç ederek ciddi gelir elde etmekte. İsrail'in savunma sanayii, ileri teknolojiye dayalı ürünler ve sistemler geliştirerek büyük bir ihracat kalemi yaratmakta. Demir Kubbe hava savunma sistemi, Merkava tankları ve çeşitli insansız hava araçları (İHA) bu sektörün önemli ürünlerinden.
İsrail'in başlıca ticaret ortakları ABD, Çin, Avrupa Birliği ülkeleri ve Asya-Pasifik bölgesi. ABD, özellikle savunma ve teknoloji alanlarında İsrail'in en büyük ticaret ortağı. İhraç ettiği başlıca ürünler arasında yüksek teknoloji ürünleri, kimyasallar, ilaçlar, savunma ekipmanları ve tarım teknolojileri bulunmakta ve ihracat, ülkenin ekonomik büyümesine önemli katkı sağlamakta. İsrail'in finans sektörü, bankacılık, sigortacılık ve sermaye piyasaları ile oldukça gelişmiş. Tel Aviv Menkul Kıymetler Borsası (TASE), bölgenin en önemli finans merkezlerinden birisi.
İsrail, start-up kültürü ve girişimcilik ekosistemi ile tanınmakta. Her yıl birçok yeni teknoloji şirketi kurulmakta ve bunların birçoğu uluslararası başarıya ulaşmakta. İsrail, bu alanda dünya çapında bir inovasyon merkezi olarak kabul edilmekte.
İsrail'de ekonomik eşitsizlik önemli bir sorun. Yüksek teknoloji sektöründe çalışanlar ile diğer sektörlerde çalışanlar arasındaki gelir farkı büyük. Ayrıca, Arap ve ultra-Ortodoks Yahudi nüfusun işgücüne katılım oranı düşük, bu da ekonomik büyümenin kapsayıcı olmamasına neden olmakta. İsrail ekonomisi, ileri teknoloji ve yenilikçilik üzerine kurulu güçlü bir yapıya sahip olsa da, güvenlik ve siyasi durumlar nedeniyle ciddi riskler taşımakta ve bu ekonomik yapı, hem bölgesel hem de küresel dinamikler tarafından şekillendirilmekte.
İsrail, sürekli bir güvenlik tehdidi altında bulunmakta ve bu durum ekonomik istikrarı önemli oranda etkilemekte. Gazze ve Batı Şeria'daki çatışmalar, uluslararası ticaret ve yatırımlar üzerinde önemli riskler oluşturmakta.
Netanyahu hükümetinin ekonomik başarısı, yüksek teknoloji ve inovasyon alanındaki büyük ilerlemeler, istikrarlı büyüme ve dış ticaret ilişkilerinin güçlendirilmesiyle öne çıkmakta. Ancak, gelir eşitsizliği, yüksek yaşam maliyeti ve bütçe açıkları gibi zorluklar, ekonomik başarıyı gölgeleyen unsurlar olarak dikkat çekmekte.

Gazze Operasyonun İsrail ekonomisine olumsuz etkisi artıyor
2023 Gazze Operasyonu, İsrail ekonomisini çeşitli şekillerde etkiledi. Bunlardan en önemlisi; güvenlik harcamalarının artması. Süren operasyonlar sırasında, İsrail savunma bütçesi önemli ölçüde arttı. Askeri operasyonların maliyeti, güvenlik önlemleri ve Demir Kubbe savunma sisteminin kullanımı, bütçede büyük bir yük oluşturdu. Savunma harcamaları, diğer kamu hizmetlerine ayrılabilecek kaynakların azalmasına neden oldu. Diğer bir etki; Turizm gelirlerinin ve yatırımların azalması. Turizm sektörü, İsrail ekonomisinin önemli bir parçası. Operasyonun ve devam eden çatışmaların etkisiyle turist sayısında belirgin bir düşüş yaşandı. Bu durum, oteller, restoranlar ve diğer turizmle ilgili işletmeler üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Ayrıca, uluslararası yatırımcıların güvenini sarsarak yabancı yatırımların azalmasına yol açtı. İş Gücü ve Üretim Kaybı diğer önemli bir etki. İsrail’in yaptığı operasyon sırasında, birçok İsrailli işyerlerini kapatmak veya sınırlı kapasitede çalışmak zorunda kaldı. Çatışmaların yoğun olduğu dönemlerde, özellikle sınır bölgelerinde üretim faaliyetleri aksadı. Bu durum, genel ekonomik üretkenliği düşürdü ve bazı sektörlerde iş gücü kaybına neden oldu.

Gazeteci Ancha Vohra Foreign Policy dergisindeki makalesinde; tarım ve inşaat alanında çalışan 7 bin Taylandlı işçinin hemen ülkeyi terk ettiğine, sağlık sektörünün de Filipinli çalışanların gitmeye başlamasıyla personel kaybettiğine, Güney İsrail’de tarım alanlarının işlenemediğine, İsrail hükümetinin kimi alanlarda gıda ithal etmeye başlamak zorunda kaldığına, turizm sektöründe kriz başladığına işaret ediyor.
Bilindiği gibi borsa ve finansal piyasalar, güvenlik durumlarına oldukça hassastır. Operasyon sırasında, Tel Aviv Borsası'nda yüksek dalgalanmalar görüldü. Yatırımcıların belirsizlik ve risk algısı nedeniyle borsada düşüşler yaşandı. Aynı zamanda, İsrail para birimi şekel üzerinde ciddi de baskı oluştu.
Uluslararası Yardım ve Destek azalmaya başladı. Çatışmaların ekonomik etkisini hafifletmek amacıyla, İsrail hükümeti uluslararası yardımlar ve destekler talepleri ciddi oranda azaldı. ABD ve diğer müttefik ülkeler, İsrail'e askeri ve mali yardım sağlamaya devam etse de bu yardımlar, uzun vadeli ekonomik sorunları çözmekte yeterli olmamaya başladı. Ayrıca; sosyal ve ekonomik stres artmaya başladı. Sürekli çatışma ortamı, toplumda sosyal ve ekonomik stresin artmasına da neden oldu. İşsizlik oranları arttı ve gelir eşitsizliği daha belirgin hale geldi. Ekonomik sıkıntılar, toplumun genel refah düzeyini olumsuz etkiledi ve sosyal huzursuzluğa yol açtı. Bu etkiler, İsrail operasyonun doğrudan ve dolaylı sonuçları olarak İsrail ekonomisini şekillendirmekte. Bu sebeple; uzun vadede, çatışmaların sona ermesi ve istikrarın sağlanması, ekonomik toparlanma için kritik öneme sahiptir.

Başbakan Netanyahu'nun, siyasi çalkantılar ortasında ABD ziyareti
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD'deki siyasi çalkantıların ortasında, 7 Ekim'den bu yana ilk yurt dışı ziyaretini Washington'a yaptı. Ziyaretin görünen amacı, İsrail'in en yakın müttefiki ile ilişkileri güçlendirmek. Ziyaret kapsamında Başkan Biden, Başkan Yardımcısı Harris ve eski Başkan Trump ile görüşmelerin yanı sıra, bazı tartışmalara yol açan bir kongre konuşması da gerçekleştirdi. Netanyahu, ayrıca imajını düzeltmeyi ve Gazze'de Hamas'a karşı yürüttüğü mücadeleyi destekleyen anlatısını güçlendirmeyi hedeflediği biliniyor. Başbakan, hükümetinin desteğini sürdürse de, Gazze'deki savaşı yönetme şekli ve ateşkes ile rehine değişimi anlaşmasının sağlanamaması nedeniyle hem uluslararası hem de yerel düzeyde eleştiriliyor.
Bilindiği gibi; ABD hükümetinin İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırılara yaklaşımı genellikle İsrail'in kendini savunma hakkını desteklemek ve İsrail ile sağlam bir müttefiklik ilişkisi üzerine kurulu. ABD, genellikle İsrail'in güvenlik endişelerini aynı oranda benimsiyor ve benzer tepkileri gösteriyor. Genellikle kullandığı jargon; ''İsrail'in kendini savunma hakkını olduğu'' , ''Hamas gibi örgütlerin terör örgütü olduğu ve sivil unsurlara saldırdığı'' yönünde. Her ne kadar ABD halkının hükümet politikalarına karşı olumsuz tavrı olduğunu çeşitli vesilelerle belli etse de, yapılan protesto ve eleştirilerin görünen bir etkisi olmuyor.
Netanyahu'nun ABD'deki her adımı aslında iktidarını pekiştirmeyi yönelik. Netanyahu'nun ABD ziyareti, siyasi müttefikleri ve kendisini finansal olarak destekleyen milyarderlerle bağlarını güçlendirmek için bir fırsat olarak kullanmayı planladığı gibi aynı zamanda, savaş yönetimi, insani yardım çabaları, işgalin devamı ve rehine anlaşmasını desteklemedeki gecikmeler hakkındaki Amerikan eleştirilerinden kaçınmayı hedeflediği anlaşılıyor.

Prof. Dr. Metin Duyar
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Son yıllarda teknolojideki ilerlemeler ve uluslararası serbestleşme faaliyetleri, üretim, tüketim ve finans alanlarında küreselleşmiş bir ekonominin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu küreselleşme sürecinin önde gelen aktörlerinden olan çok uluslu şirketler, birden çok ülkede faaliyet göstermektedi...;

Dünya, ardı arkası kesilmeyen jeopolitik krizlerle sarsılmaya devam ederken, 3 Aralık 2024 tarihi Güney Kore için yarım asırlık aranın sonunu getiren bir dönüm noktası oldu. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, ulusal bir televizyon yayınında Kuzey Kore tehdidini ve muhalefetin ülkeyi yönetileme...;

Küresel ekonomide son yıllarda bilhassa Çin, Hindistan ve Endonezya gibi kalabalık nüfusa sahip ülkeler, önemli büyümelerin gerçekleştiği ülkeler olarak göze çarpıyor. Bu ülkeler, küresel ekonomik büyümenin son derece kısıtlı olduğu son birkaç yılda büyümenin itici güçleri arasında yer aldı. Türkiye...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte modern istihbarat teşkilleri radikal değişimler yaşamaya başladılar. Her şey de önce istihbarat askerlerin işi olmaktan çıktı ve CIA’nın kurulması ile birlikte istihbaratın barışta da ihtiyaç olduğu kabul edilmiş oldu. 1952’de Sherman Kent’in kurduğu ana...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ilgilendiği tüm alanlarda büyük değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır. Bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, güvenlik, sosyoloji ve kültür alanlarındaki değişim ve dönüşümler, olayların ve sonuçların algılanmasını güçleştirmektedir.

Teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ilgilendiği tüm alanlarda büyük değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır. Bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, güvenlik, sosyoloji ve kültür alanlarındaki değişim ve dönüşümler, olayların ve sonuçların algılanmasını güçleştirmektedir.

Teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ilgilendiği tüm alanlarda büyük değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır. Bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, güvenlik, sosyoloji ve kültür alanlarındaki değişim ve dönüşümler, olayların ve sonuçların algılanmasını güçleştirmektedir. Değişimin çok hızlı ve ola...

Teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ilgilendiği tüm alanlarda büyük değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır. Bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, güvenlik, sosyoloji ve kültür alanlarındaki değişim ve dönüşümler, olayların ve sonuçların algılanmasını güçleştirmektedir.

21. yüzyılın kuşkusuz en önemli paradigma değişimlerinden birini küreselleşme süreci oluşturuyor. Bu süreçle beraber siyasal, sosyal, ekonomik pek çok alanda köklü değişimler yaşandı, yeni yol ve yöntemler keşfedildi, eski yöntemler yeniden inşa edildi; sonuçta yepyeni bir anlayışla karşı karşıya ka...