İklim Değişikliği, Jeopolitik İttifaklardaki Kaymalar, Deniz Jeopolitiği ve Türkiye

Makale

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda küresel bazda insanlığı ve ülkeleri bekleyen tehditlerin başında iklim değişikliği gelmektedir. İklim değişikliğinin karasal alandaki etkilerinin yanında deniz kıyısındaki coğrafyalarda ve denizlerde de büyük olumsuzluklar yaratacağı değerlendiriliyor....

İklim Değişikliği ve Denizler/Okyanuslar

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda küresel bazda insanlığı ve ülkeleri bekleyen tehditlerin başında iklim değişikliği gelmektedir. İklim değişikliğinin karasal alandaki etkilerinin yanında deniz kıyısındaki coğrafyalarda ve denizlerde de büyük olumsuzluklar yaratacağı değerlendiriliyor.

İklim değişikliğinin en önemli etkilerinden biri küresel deniz ulaşım hatlarında yaratacağı değişiklik olacak. Artık Pasifik ile Avrupa-Kuzey Atlantik arasında Arktik coğrafyası üzerinden çok daha kısa bir ulaşım hattı var. Bu durum Arktik bölgesindeki küresel rekabeti de artıracak.

Arktik bölgede ve kuzey buz denizi olarak bilinen bölgede buzulların erimesiyle birlikte yüzyıllardır bilinen tarih içinde ilk defa kuzeyden bir deniz yolu açılıyor. Arktik Okyanusu üzerinde yer alan ve Avrupa ile Asya-Pasifik bölgesi arasındaki en kısa ulaşım rotası olan Kuzey Deniz Rotası (NSR) son yıllarda artan kapasitesiyle küresel taşımacılık sektörünün gözdesi haline geliyor.

Çünkü özellikle Pasifik’in kuzeyinden Avrupa’ya deniz ulaşımı yarı yarıyadan daha fazla kısaldı. Bu durum kuzey deniz yolundan yapılan deniz ticaret hacmine de yansıdı. 2012’de kargo yükü 3,8 milyon ton iken, 2022'de 34,1 milyon tona çıktı. 2024’te ise 80 milyon tona yükselmesi bekleniyor.

Arktik Konseyi verilerine göre, 8 ülkenin ekonomisini bir araya getiren ve 20 milyon kilometrekareden fazla alanı kapsayan Kuzey Kutup yani Arktik bölgesinin ekonomik değerinin 600 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor.

Arktik bölgesinde küresel ısınmayla buzulların erimesiyle bu bölgede deniz dibindeki kaynakların paylaşımı kavgası da hızlandı. Her ne kadar Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bir sonucu gibi gözükse de fırsattan istifade İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi yapılmasının kuzeydeki deniz yolu ve Arktik bölgedeki kaynakların paylaşımıyla doğrudan ilgili olduğu yadsınamaz. Arktik Arktik coğrafyasında Rusya 7 NATO üyesine karşı bir mücadele vermek zorunda. Rusya bunda da Çin’i yanına alarak devam etmek istiyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇARPAN ETKİLERİ

İklim değişikliğinin yarattığı ortam tesislerde araç ve gereçlerde yaşam koşullarında iş ortamında iş yapma biçimlerinde köklü değişiklikleri beraberinde getiriyor. Örneğin Arktik bölgede deniz ticaret yolunu işletebilmek için daha fazla buz kıran gemisine ihtiyaç var. Bu anlamda Rusya’nın öncü olduğu biliniyor. Rusya halihazırda nükleer takatli buz kıran gemisi olan tek ülke. Nükleer takatli buzkıran gemisi yeni yakıt yüklemesi yapılmadan 7 yıl çalışabiliyor. Halen bölgede 7 buz kıran gemisi var, bunların sayısının 2030’a kadar 13’e çıkması bekleniyor.

İklim değişikliği kuzeyde küresel deniz ve ticaret jeopolitiğini bu şekilde etkilerken güneyde ise devletleri ve insanları daha olumsuz bir ortamla yüzyüze bırakıyor. Bu olumsuzlukların en çok yaşanacağı alanlardan birini ise Akdeniz Havzası oluşturuyor.

İklim değişikliği, türümüzü tehdit eden en büyük tehlike haline gelirken, Akdeniz’de sıcaklıklar küresel ortalamadan %20 daha hızlı yükseliyor. Bu yükselişin somut ve vahim sonuçlarını havza genelinde halihazırda görmeye başladık. Önümüzdeki yıllarda da devam edecek bu artışla, 2100’e gelindiğinde deniz seviyesinin bir metreden fazla yükseleceği ve bölge nüfusunun üçte birinin bundan etkileneceği tahmin ediliyor. Seragazı emisyonlarının etkilerini azaltmak ve ısınan deniz gerçeğine uyum sağlamak için acil ve kapsayıcı tedbirlerin alınması şart.

İklim değişikliği, deniz ekosistemlerini tehdit eden diğer bütün unsurların etkilerini daha da şiddetlendiriyor. Son araştırmalar, dünya üzerinde 1971-2010 yılları arasında gerçekleşen ısınmanın yüzde 90’dan fazlasının okyanus kaynaklı olduğunu ve en hızlı ısınan ve giderek daha da tuzlanan Akdeniz’de bu artışın rekor seviyelerde gerçekleştiğini gösteriyor.

Akdeniz bölgesinin ekolojik dayanıklılığı, sürdürülemez kalkınmayla birlikte ciddi ölçüde azalırken, her yıl doğal sermayesinden 450 milyar dolarlık değer üretilen Akdeniz’in sosyo-ekonomik geleceği belirsiz. Bu tabloya bir de iklim değişikliği eklendiğinde, durumun önemi katbekat artıyor. Akdeniz, eskiden bildiğimiz deniz değil artık. Akdeniz tropikal bir deniz değil, en azından şimdilik. Havzanın en sıcak bölgesi olan Doğu Akdeniz’de tropikalleşme süreci başladı ve burada yaşananlar, su sıcaklıkları iklim değişikliği etkisiyle yükseldikçe bölge genelinde nelerle karşılaşabileceğimizi gözler önüne seriyor.

Devamı için...
 
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2778 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1115
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Biz, dünya halklarını temsil eden Devlet ve Hükümet Başkanları olarak, Gelecek İçin Pakt'ta yer alan eylemler aracılığıyla mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve çıkarlarını korumak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde toplandık.;

İnsanlık tarihi, bir anlamda savaş tarihidir. Tarih boyunca insanlar ne zaman değerli bir şey bulsalar onun için savaştılar. Osmanlı 1463’de Bosna-Hersek’i işgal ederek kıtanın tek gümüş kaynağına el koyduğunda; Avrupalılar, para için maden bulmak üzere okyanuslara açıldılar. 1500’lerde yeni d...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda küresel bazda insanlığı ve ülkeleri bekleyen tehditlerin başında iklim değişikliği gelmektedir. İklim değişikliğinin karasal alandaki etkilerinin yanında deniz kıyısındaki coğrafyalarda ve denizlerde de büyük olumsuzluklar yaratacağı değerlendiriliyor.;

Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerjinin bölge ülkeleri yanında Avrupa devletlerinin geleceğinde şekillendirici jeoekonomik, jeostratejik ve jeopolitik güç olacağının öne çıktığı 21’inci asırda, Rusya-Ukrayna savaşından sonra daha da önem kazanmış ve enerji güvenliği konusunda rekabet alanlarının enerji...;

Doğu Afrika’nın jeopolitik konumuyla ilişkili olarak Ortadoğu, Körfez ve Hint- Pasifik stratejik alanlarıyla entegrasyonu bölgede yabancı aktörlerin askerî varlıklarının önemli bir nedenini meydana getirmektedir. Yabancı askerî varlıklar; çoğunlukla terörle mücadele, barış operasyonlarına destek, il...;

Son dönemde yaşanan jeopolitik gelişmeler paralelinde başta Karadeniz olmak üzere deniz güvenliği konuları daha sık gündeme gelmeye başlamıştır. Ayrıca teknolojideki gelişmelerle birlikte, başta gemilerin navigasyon sistemleri olmak üzere denizcilik endüstrisine yönelik siber saldırılar da artış eği...;

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu senedi olan Lozan Antlaşmasının imzalanmasından sonra Montrö Boğazlar Sözleşmesine kadar olan süreçte Türk Deniz Kuvvetlerinin yeniden yapılanması bizzat Atatürk tarafından ön plana çıkarılmıştır. Öncelikle çekirdek bir donanma sonrasında kendi gemilerimizi yapmak ve b...;

Türkiye - Güneydoğu Asya Stratejik Diyaloğu

Türkiye - Güneydoğu Asya Stratejik Diyaloğu; karşılıklı potansiyellerin ve mevcut işbirliklerinin nasıl stratejik bir işbirliğine dönüştürülebileceğini ortaya çıkarmayı hedeflemekte ve stratejik zeminin kapasite inşasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

  • 2021
  • Türkiye - Güneydoğu Asya

Rusya'nın hem Avrasya bölgesine hâkim olmak hem de dünya politikalarında lider aktörlerden biri olmak amacıyla geliştirdiği Avrasyacılık tartışmaları, analitik olarak klasik ve modern olarak değerlendirilebilir.

Somali Cumhuriyeti; Afrika’nın doğusunda yer almakta olup Afrika Boynuzu olarak adlandırılan ve dünya gündemine açlığın, kıtlığın ve bulaşıcı hastalıkların yol açtığı felaketler nedeniyle sık sık gelen bir bölgede konumlanmış durumdadır.

Türk insanının, Osmanlı zamanında olsun, Cumhuriyet döneminde olsun, stratejik düşünceler üretebildiği ve bunları karar organları üzerinden uygulamaya geçirebildiği tarihi bir gerçektir.Bu özellik tarihte her ülke ve her toplum için geçerli olmamıştır.