Ekosistemde Stratejik Dönüşüm: Panoptikon Paradoksu

Makale

Dünyanın varoluşundan günümüze milyarlarca yıl geçti. İnsanlık bu tarihsel sürecin sadece son 15 bin yılında var oldu. Her ne kadar 15 binlik bir geçmişten bahsetsek de belki de henüz bilmediğimiz veya keşfedemediğimiz binlerce yıl öncesi de olabilir diye düşünmek lazım. İlkel yaşamlardan başlayarak, modern yaşama geçişte evrimsel bir devinimin varlığı yadsınamaz. ...

Dünyanın varoluşundan günümüze milyarlarca yıl geçti. İnsanlık bu tarihsel sürecin sadece son 15 bin yılında var oldu. Her ne kadar 15 binlik bir geçmişten bahsetsek de belki de henüz bilmediğimiz veya keşfedemediğimiz binlerce yıl öncesi de olabilir diye düşünmek lazım. İlkel yaşamlardan başlayarak, modern yaşama geçişte evrimsel bir devinimin varlığı yadsınamaz. Mağaralardan nehir kenarlarında yaşamlara, kabilelerden, site devletlerine, imparatorluklardan, ulus devlet yapısına ve şimdi ise tek dünya devletine bir evrilme olduğunu görüyoruz.

Soğuk savaş bitti. Küreselleşme adında yeni bir dünya düzeni kuruldu. Teknoloji aklın ötesini aşarak, realiteye dönüştü. İnsan popülasyonu kontrol edilmez duruma geldi ve ulus devletler gücü yakalamak veya mevcudu korumak için dünya kaynaklarını sınırsızca kullandı. Sanayileşme, sanayi ötesi topluma dönüşme, bilgi çağı, internet çağı, dijital dönüşüm geldiğimiz yenidünya düzenini anlatmaya yeterlidir.

Teknolojinin sınırlarının ortadan kalktığı bir dönemde bütün kişisel verilerimiz kontrol altında. Akıllı cep telefonları, sosyal ağlar, dijital platformlar eliyle yönlendiriliyoruz, koşullandırılıyoruz ve en önemlisi de tek tipleştiriliyoruz. Ontolojimiz tehdit ediliyor.

İnsan ekosisteminde stratejik dönüşümün başladığını anlamamız gerekiyor. İnsanın doğası olan özgürlük biçim değiştiriyor. Gözetime dayalı yeni bir dünya oluşuyor. Klasik yaşamda, toprak, devlet, sınırlar, bayrak ve kanunlarla şekillenen insan, bugün tek dünya, tek devlet, tek para ile dönüşüm sağlıyor. Üstelik paradoksal dönüşüm için “Büyük Sıfırlama/Great Reset“ adı altında, yeni bir evrime veya başka bir deyişle koşullu şartlanmayla devrime doğru gidiyor. Burada zaferi kazanan insan mı? İnsanlık mı? Dünyayı yönetenler mi?

Panoptikon Teorisi
Panoptikon nedir?

Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham’ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Panoptikon kelimesi “pan“ ve “opticon“ olarak bilinen iki farklı sözcükten türetilerek oluşturulmuştur. Pan kelimesi bütün anlamına gelirken, opticon kelimesi ise gözlemlemek anlamına gelmektedir. Bu nedenle yapı yerine getireceği göreve uygun olarak “bütünü gözetlemek“ anlamına gelen Panoptikon adını almaktadır.

Bu model, birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kuruludur. Bu hapishaneler, akıl hastaneleri ve çalışma kampları gibi kamusal alanları gözetleme amacıyla oluşturulmuştur. “Kontrol Evi“ düşüncesi ile meydana gelen bu oluşum, mahkumlarda sürekli gözetlenme endişesi ve korkusu uyandırmayı amaçlamıştır. Panoptikon, mimari açıdan merkezi bir kontrol kulesi üzerine inşa edilmiştir. Sekizgen şekilli bölmelerden oluşmaktadır ve kuleden tüm hücreler görünmektedir. Ancak hücrede bulunan kişiler, denetim kulesini görememektedir. Bununla beraber kulede hiç kimse bulunmasa bile mahkumlar, gözetlendiğini düşünmekte ve bunun bilinciyle hareket etmektedir.

Panoptikon Kuramı ve Özgürlüğün Kısıtlanması

Panoptikon kavramı hayatımızın neredeyse her yerinde olan fakat bizim farkına varmadığımız yaşamsal öngörümüzün bir parçasıdır. Özgürlük anlayışımızın geniş olduğunu düşünsek bile, pragmatik açıdan, bunun pek de öyle olmadığını görürüz. Panoptikonu biz görmesek bile, “görünmeyen el“ bizi kısıtlıyor, biçimlendiriyor ve yönlendiriyor.
Yenidünya düzeninden, dijital dönüşüme evrildiğimizi kabul etmemiz gerekiyor. Dijital dönüşüm insanın hayatını kolaylaştıran kavramsallık gibi görünse de öznesinde insanı tek tipleştirmeye götüren bir serüven olarak bakmalıyız. İşte özgürlüğümüz de dijital çağ ile birlikte yeniden biçimlendiriliyor. Her ne kadar meşruluğunu kabul etmesek de dijital kurumlar eliyle veya dijitalleştirilmiş kurumlar eliyle, insan bu değişim ve dönüşüme hazırlanıyor.

Diktatörlüğün Yeni Tanımı
Dijital çağın bilinen yönleri dışında, derinliği ve görünmeyen bir eli olduğunu da düşünmek zorundayız. Dijital çağa optimist yaklaşamayız. Zira insan, düşünsel olarak zayıflatılıyor ve yapay zekalar eliyle, manyetik frekans sistemleriyle ve elbette sosyal medya, akılık şehirler, akıllı binalarla sosyal yaşamdan, kitle iletişimden soyutlanarak, insanın bireysel ve toplumsal gücü elinden alınıyor ve itaatkar hale getiriliyor.

Bu aslında diktatörlükle tanımlamak gerekir. Diktatörler gücü her zaman elinde bulundurmak ister. Güç istenci sade bir arzu değil, aynı zamanda uygulamadır da. Güç hükmetme kabiliyeti demektir. İnsan ne kadar zayıf veya yetersizse, gücün tek bir yerde toplanması da o kadar kolaylaşır. Bireyin pasif, kurumların/yapıların belirleyici olduğu ortamlarda, güç tek bir merkezden veya görünmeyen elde toplanır.

İşte dijital çağ, binlerce yıl medeniyet üretmiş, doğaya hükmetmiş insanı, dijital çağ ile birlikte, tek devlet, tek düzen ile metafora ihtiyaç duymaksızın tek tipleştiriyor.

İnsan Ekosisteminin Panoptikon Paradoksu

Panoptikonun bilinmezliğine hatta görünmezliğine karşın, insanı izleyen, yöneten, koşullandıran bir sistemin gerçekliğini varlığını kabul etmek gerekir. Gündelik hayatımız sürekli mercek altında ve duygularımız yönlendiriliyor. Dünyamız çevre felaketleriyle yok oluşa doğru sürüklenirken, insan popülasyonun artışı, bu yok oluşa yüksek bir ivme kazandırmıştır.

Biryandan büyük sıfırlama ile yeni insan florası düzenlemesi hedeflenirken, görünmez elin yaratığı savaş, göç, terörizmle de dünyada yaratılan kaos, yepyeni dünya düzeninin haberini bizlere iletiyor. Yönetsel merkeziyetçilikle tek tipleşen insan, yeni dünya, tek dünya, tek devlet armalı birer mahkuma dönüyor. Özgürlüğünün elinden alındığı, dijitalizmle, yapay zekalarla oluşturulan yeni özgür dünya, panoptikon paradoksuna merhaba diyor.
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2786 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1121
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Yazıya konu rapora katkıda bulunan uzmanlardan biri olarak, yükselen piyasalarda yapay zekâ devrimine dair raporun sunduğu içgörüleri özetliyorum. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2025 yılı için gerçekleşen Davos Zirvesi, dünyanın dört bir yanından gelen karar vericileri, akademisyenleri, girişimcil...;

Kişisel bilgilerin teknolojideki gelişmeler sayesinde toplanmasına ve izlenmesine dayanan dijital gözetim, teknolojinin desteğiyle zaman ve mekan algısını ortadan kaldırmakta ve hayatın her alanına nüfuz edebilmektedir. Gözetimin araçlara indirgenmesinde ve bu araçların da insan hayatında önemli yer...;

20 yüzyıl ve 21. yüzyıl başlangıçları itibariyle birbirine çok benzemektedir. Bu benzerliğin ana teması, özellikle bilim üretme yöntem ve biçimleri üzerine ciddi eleştirilerin geliştirilmiş olmasıdır. Geldiğimiz 21. yüzyıl başında ise bağlantısallık/bütünsellik bağlamında yeni bilim ve yeni kültür a...;

Afrika, birçok ekonomi ve önemli sektörün toparlanmaya devam etmesi, ekonomik dengesizliklerin iyileşme belirtileri göstermesi ve bölgenin egemen borç baskılarının en kötüsünün geride kalmasıyla 2024'ü ekonomik bir yükselişle tamamlıyor. Dış borç ve borç servis yükleri hâlâ yüksek olmasına rağmen, d...;

Türkiye’nin arabuluculuğunda Etiyopya ile Somali arasında 11 Aralık 2024 tarihinde kabul edilen Ankara Bildirisi, karşılıklı kazanımlara yönelik bir iş birliği modelinin geliştirilebilmesini ve ilişkilerdeki gerginlikleri sonlandırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, önümüzdeki günlerde başlayacak müz...;

Türkiye, yükselen bir güç olarak Afrika ile ilişkiler kurma yolunda çalışıyor. Uluslararası düzeyde bu, özellikle Somali ile dikkat çekici hale geldi. Turkish Airlinesin Somali ile tarifeli uçuşları bu bağlantının bir sembolü oldu ve hem cesur bir adım hem de sorunlu bir Afrika ülkesiyle bağlantıya ...;

Stratejiler ve onların taktiksel ayakları her zaman gerçekliklere dayanmaz. Savaşta yumruk sayılmaz kavlinde olduğu gibi her türlü malzemeyi kullanmak da mubah görülür. Ermeni meselesi emperyalizmin geçen asrın başında Türk Devleti’ne kurduğu bir komplo olarak gerçekleşen olaylar silsilesini temsil ...;

ABD Savunma Bakanlığı tarafından ABD Kongresine sunulan ve "Çin’in askeri gelişimini" (2024) içeren yıllık rapor net bir tablo çiziyor: "Pekin, küresel bir askeri güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor." 182 sayfalık raporda öne çıkan hususlar; ;

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

Bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimi, aynı büyüklükteki güvenlik sorunlarını beraberinde getirmiştir. İnternetin ilk yıllarında bilgi güvenliğinin üç önemli bileşeni olan “erişilebilirlik, gizlilik, bütünlük” kavramlarından “erişilebilirlik” öne çıkmış; önce internetin gelişmesi ve işletilmesi düşünülmüş, “gizlilik ve bütünlük” geri planda kalmıştır.

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

8. İstanbul Güvenlik Konferansı (2022)

  • 03 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

BRAINS² TÜRKİYE Ortak Çalıştayı

  • 28 May 2020 - 28 May 2020
  • - 14:30
  • İstanbul - Türkiye

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) bünyesinde yaptığımız bilimsel çalışmalar ile Dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri kavrama ve analiz etmeye yönelik çabalarımızın ortaya koyduğu açık bir gerçek var: Aktörleri, kuralları, vizyonu eskisinden çok farklı olan yeni bir uluslararası sistem il...

Türk insanının, Osmanlı zamanında olsun, Cumhuriyet döneminde olsun, stratejik düşünceler üretebildiği ve bunları karar organları üzerinden uygulamaya geçirebildiği tarihi bir gerçektir.Bu özellik tarihte her ülke ve her toplum için geçerli olmamıştır.