Bir Zirvenin Verdiği Umut ve Geleceği

Makale

Alınan kararların bağlayıcı olmaması her işbirliği kuruluşunda olduğu gibi APEC de de bir sorun. Ama 34 yıldır devam eden süreç önemli. Bunda tüm üyelerin başlangıç amacı olarak benimsedikleri “büyüyen ve zenginleşen bir bölgesel ekonomiyi“ destekleme konusuna hala önem veriyor olmaları etkili. ...

Dünyanın bir köşesinden bir başka köşesine her ay birkaç kez, bilindik veya katı açılmadık zirveler için uçan liderler, işadamları, eşleri, korumaları ve medya temsilcileri, çok çalışıyor ve yoruluyor. Bu zirveler bazen gerçekten bir dağın tepesinde ama çoğu zaman güzel bir tatil merkezinde, deniz kenarında toplanıyor. Zirve takvimlerini zaten yılbaşından itibaren izlemek mümkün. Bu yoğunluk, dünyanın en temel konuları olan güvenlik, sağlık, azınlık ve kadın hakları, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi konuların çözümüne ne getiriyor? Atılan taşlar ürkütülen kurbağalara değiyor mu? Pek belli değil. Ama hemen zirvelerin hepsi artık hemen hemen aynı başlıklar ve benzer duygusal tematik cümlelerle ilan ediliyor.

Zirve APEC Olunca

Bu zirvelerden APEC işte 11-17 Kasım tarihleri arasında toplandığında hemen bunları düşündüm. APEC yani Asya Pasifik İktisadi İşbirliği Örgütü, ilk defa 1989 yılında Canberra, Avustralya’da 12 ülkeli bir topluluk olarak buluştuğunda, taşlar, Doğu Avrupa’da ve Sovyetler Birliğinde yeni yeni yerinden oynamaya başlamıştı. Ama başta ev sahibi Avustralya olmak üzere, Bruney Sultanlığı, Kanada, Endonezya, Japonya, Güney Kore, Malezya, Yeni Zelanda, Filipinler, Singapur, Tayland ve ABD yeni olasılıklara karşı bir bölgesel işbirliği ruhu yaratmak iradesi ortaya koydu. Zaman içinde Çin, Tayvan, Hong Kong, Meksika, Papua Yeni Gine, Rusya Federasyonu, Vietnam, Şili ve Peru’nun katılımı ile 21 e yükselen üye sayısı ile kuruluş ilkesi “eşit söz ve eşit oy hakkı ile uzlaşma“ olan bir bölgesel işbirliği örgütü nasıl çalışacaktı? Bazen “ne kadar çok olursa, o kadar mutlu (the more the merrier)“ genellemesi gevşek bağlarla oluşturulan uluslararası toplantılar için geçerli olmasa bile APEC kör-topal bugüne kadar varlığını sürdürdü. Alınan kararların bağlayıcı olmaması her işbirliği kuruluşunda olduğu gibi APEC de de bir sorun. Ama 34 yıldır devam eden süreç önemli. Bunda tüm üyelerin başlangıç amacı olarak benimsedikleri “büyüyen ve zenginleşen bir bölgesel ekonomiyi“ destekleme konusuna hala önem veriyor olmaları etkili. Öyle ya Asya Pasifik bölgesindeki bu 21 ekonomi, birlikte dünya nüfusunun yüzde 40’ını, küresel ticaretin yüzde 50’sini temsil ediyor. Hepsinin GSYİH’sı bir arada düşünüldüğünde ise 60 trilyon dolar değerinde bir zenginlik. Tabii ABD için APEC çok önemli. Çünkü ihracatının yüzde 60’ı bu grupta bulunan ülkelere yönlenmiş durumda. Ayrıca APEC üyeleri yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir doğrudan yatırımı ABD’de yapmış oldukları için, bu bölgedeki ticari ve mali serbestleşme ile sağlanan mütekabiliyet ABD için hep güçlü bir beklenti.

Kuruluş amacını üç temel üzerine oturtan APEC, Asya-Pasifik bölgesinde ticaret ve yatırım serbestleştirilmesi, iş yapma kolaylıklarının arttırılması açısından belli bir yol almış olsa bile, bu başarıda daha çok GATT ve DTÖ (WTO) toplantılarının, Doha ticaret görüşmelerinin etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. İktisadi ve teknik işbirliği temel taşına gelince APEC en büyük sıçramayı 1996’da ulaşılan Bilgi Teknolojisi Anlaşması (ITA veya Information Technology Agreement) ile başarmıştı. Ama şimdi sorunlar büyük. Havada işbirliğinden çok kıyasıya rekabet kokusu var.

Aşılamayan Zorluklar ve APEC 2023 Vizyonu

Bununla birlikte araya giren iktisadi krizler, siyasi sürtüşmelerin yol açtığı ticaret ve teknoloji savaşları ve Güney Çin denizinde, Pasifik’te artan güvenlik tehditleri, özellikle 2016’dan bu yana APEC hedefleri açısından karmaşa yaratmaktadır. Ayrıca APEC’ten sonra küresel ve bölgesel anlamda iddia taşıyan birçok yeni gruplaşma ve çoklu/ikili anlaşma ortaya çıktığı için, APEC süngüsünün giderek düştüğü, albenisinin pek kalmadığı da düşünülebilir. İşte 2023 APEC zirvesi, 2022 deki Rusya- Ukrayna savaşının yarattığı konjonktürden sonra yine yeni güvenlik dinamikleri ile bu defa San Francisco’da toplandığında, Zirve’nin üzerinde kara bulutlar yoğunluğunu arttırırken, ayaklarının altında da heyelan tehlikesi hissedilmekte.

Uzlaşma diye yola çıkan APEC şimdi zirvelerdeki uzlaşma yetersizliğinden, gruba lokomotif olacak bir kurumsallaşmadan ve sivil toplumu peşlerine katacak itici güç yokluğundan mustarip görünüyor. Yine de bütün yıl hazırlıklar yapılıyor ve zirve düzenli toplanıyor. Bu yıl Microsoft, Google, OpenAI gibi küresel iş dünyasından önemli isimlerin katılması ile bu sorunlar aşılır mı? Buna tahmin etmek zor. Yoksa APEC şimdi de Davos zirvelerine mi rakip olmaya çalışıyor? Nereden bakılırsa bakılsın Davos gibi APEC de giderek bir “dostlar-düşmanlar alışverişte görsün“ buluşması haline gelme eğiliminde.

Trump gibi biri başkan olunca 2 APEC üyesi birbirine ticaret ve teknoloji savaşı açabiliyorsa serbest ticaret uzlaşması olamaz. Bir başka 2 APEC üyesi birbirine “beka“ tehdidinde bulunabiliyorsa; APEC’in bir üyesi hariç diğer hepsi komşusu ile savaş halinde olan bir başka üyeye ticari ve siyasi yaptırım uygulamak mecburiyetinde kalıyorsa, APEC gemisi nasıl yürür? 15 Kasım’da ikisi de yürüme zorluğu çeken Biden ve Xi Jinping bir sahnede buluşup el sıkışınca bir kez daha umutlar suya düşerken, Rusya’nın katılımı olamadan nasıl bir Asya Pasifik işbirliği olabileceği de sorgulanmış olmalı.

Evet, bütün bunlara rağmen 2023 zirvesinin teması “Herkes için Dayanıklı ve Sürdürülebilir bir Gelecek Yaratmak (Creating a Resilient and Sustainable Future for All)“ olarak seçilmiş. Zaten dayanıklılık ve sürdürülebilirlik şimdi her zirve veya toplantının vazgeçilmez tuzu - biberi. Bu yıl “İleri ve Geniş tabanlı Ekonomik Büyüme (Advanced and Broad-based Economic Growth)“ de temaya eklenmiş. Haydi, bu da çorbaya sirke ve sarımsak olsun. Nasılsa pek çok damağa uymayacaktır. Ama ABD anahtar konulara olan sadakatini, arz zinciri dayanıklılığı; dijital ticaret ve bağlantı sorunlarının çözümü, küçük ve orta ölçekli işletmelere verilecek destekleri ve sürdürülebilir çevre ile ilgili konuları tekrar tekrar dile getirerek gösterdi.

Biden Kendisi bir Himmet bir Dede, Başkalarına Nasıl Himmet Ede!

Yine sözler verilip, sözler alınacak. Ama sözler ne kadar ve nasıl tutulacak belli değil. Hele kadın hakları, yolsuzluğun engellenmesi, sağlık ve herkese sağlık, gıda güvenliği gibi konular ABD’nin kendisinin çözemediği sorun yumakları. Yolsuzluk şirketleri, bireyleri, belediye başkanlarını aşıp, Trump’a ulaşmışken; Anlı şanlı sağlık merkezleri ile ünlü eyaletlerde bile herkese sağlık hizmeti ucuz ve hızlı bir şekilde verilemezken ABD bir başka APEC zirvesinde bunların yapılmasını nasıl önerir? Hala günde sadece bir öğün yemeğini okulda yiyebilecek olan çocukların rızkı, Kongrenin merhametine takılırken, ABD APEC zirvesinde nasıl başka ülkelere talkın verebilir? Açıkça APEC San Francisco zirvesi de “körlerle sağırların birbirini ağırladığı“ bir başka zirve gibi.

Şimdi öyle anlaşılıyor ki 2024 zirvesi Peru’da toplanacak. Ama APEC zirvelerinin geleceği belki 2024 de 161 metre (veya 528 feet) rakımlı Lima ile sınırlı kalabilir. Hoş Peru zirvesinin gerçekten zirve olması istenirse belki deniz seviyesinden 2.430 metre (7,972 feet) yükseklikte bulunan Machu Picchu’da yaparlar. Tabii o zaman zaten ne Biden, ne de Xi Jinping katılabilir. O zaman da siz sağ, APEC selamet demekten başka çare kalmaz.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Başlıca ekonomik mega trendler dünya çapında devam etmekte ve giderek daha yıkıcı bir etkiye sahip olmaktadır: Dijitalleşme, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilirliğin yanı sıra sosyal ve demografik değişim, önceki değer yaratma yapılarının giderek daha geçersiz hale gelmesine neden olmaktadır.;

Bu makale, diasporaların dünya sahnesinde nasıl bir güç unsuru haline geldiğini ve Türkiye'nin Afrika'daki etkisini artırma potansiyelini ele alıyor. Türk diasporasının Afrika'da üstlenebileceği kritik rol ve bu stratejinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıları, yeni bir bakış açısıyla tartışılıy...;

İnsanlık tarihi, bir anlamda savaş tarihidir. Tarih boyunca insanlar ne zaman değerli bir şey bulsalar onun için savaştılar. Osmanlı 1463’de Bosna-Hersek’i işgal ederek kıtanın tek gümüş kaynağına el koyduğunda; Avrupalılar, para için maden bulmak üzere okyanuslara açıldılar. 1500’lerde yeni d...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.