Bu rapor, Avustralya savunma kurumuna ve askeri liderlerine Hint-Pasifik'te karşılıklı çıkarları ilgilendiren konularda ABD ile ilişki kurmaya yönelik iyi düşünülmüş seçenekler sunmayı amaçlamaktadır. Rapor, ABD Ordusu'nun değişen kuvvet pozisyonu ve kara savaşına yaklaşımına genel bir bakış sunmakta, ardından deniz ortamında müşterek kuvvet operasyonlarının temel bir sağlayıcısı olarak gelişen rolünün kısa bir analizini yapmaktadır. Rapor daha sonra ABD Ordusu'nun Hint-Pasifik'teki 'seferberlik' faaliyetlerini ve tüm alanlardaki beklenmedik üst düzey askerî durumlar için müttefik ve ortak kapasitesini artırma çabalarını incelemektedir. Son olarak rapor, derinleşen ABD-Avustralya ittifakında Avustralya Ordusu'nun ABD kara kuvvetleri ile birlikte çalışabilirliği artırma fırsatlarını vurgulamaktadır. Bu fırsatların altını çizerken yazar, sınıflandırmanın ve kamuya açıklanan bilgilerin sınırlarını kabul etmektedir.
Yönetici Özeti
ABD Ordusu, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana en önemli dönüşüm dönemini yaşıyor. Büyük güç rekabetinin yeniden ortaya çıkması ve bozulan stratejik ortam, ABD Ordusunun yalnızca kara savaşına yaklaşımını değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında önemli bölgelerdeki ABD Deniz Piyadeleri (USMC) yanında gelecekteki rolünü yeniden düşünmeye zorluyor. Bu doktrinsel ve yapısal dönüşüm hiçbir yerde; Çin Halk Cumhuriyeti'nin (PRC) en şiddetli zorluklarla karşı karşıya olduğu anlamına gelmez, Asya'yı Güneydoğu Asya takımadaları1 üzerinden Avustralya'ya bağlayan coğrafi bölge olan Hint-Pasifik'teki kadar belirgin ve anlamlı olamaz.
ABD Ordusunun çok alanlı operasyonlar (MDO) doktrininin uygulanması ve yeniden düzenlenmesi; Çin'in Hint-Pasifik'teki saldırganlığını caydırmak için ortak tatbikatlara ve "boşluksuz" savunma işbirliğine yönelik yeni bir yaklaşımın habercisidir. Bu dönüşüm ABD'nin müttefikleri ve ortakları için önemli içgörüler barındırıyor; ABD'nin, Avustralya ve Japonya dahil olmak üzere kilit müttefiklerini yeni oluşturulan çok alanlı görev güçleri (MDTF'ler) ile etkileşime geçmeleri için desteklemesi hayati önem taşıyor. Avustralya'nın ABD savunma kurumlarıyla yakın ve proaktif ilişkilerini sürdürmesi; ikili kuvvet pozisyonu işbirliğinin sağladığı ivmeyi korumak ve Çin'in bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini dengelemek için de gerekli olacaktır. Avustralya'nın ulusal savunmaya yönelik yeni birleştirici stratejik yaklaşımı ise Avustralya savunma kurumunun ve askerî liderlerinin, hem ABD Ordusu hem de Avustralya Ordusu içinde meydana gelen kurumsal değişikliklerin, artan tehdit ortamında kara gücünün kullanımına yönelik yeni fırsatları nasıl kolaylaştırdığını değerlendirmesini gerektirmektedir.
(Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü ASPI tarafından bu ay yayımlanan Strateji raporunda Marcus SCHULTZ tarafından kaleme alınan makalenin TASAM Stajyeri Selim Arda TEKİN tarafından çevrilen “Yönetici Özeti“, “Politika Önerileri", "Giriş", "ABD kara kuvvetlerinin çok alanlı dönüşümü", "ABD kuvvetinin duruşu ve bölgesel varlığı", "ABD Ordusunun Hint-Pasifik'te gelişen rolü", "ABD'nin Çin ile stratejik rekabete ilişkin kavramları ve ABD ordusunun kampanya yaklaşımı", "Avustralya'nın stratejik değişimi ve değiştirilebilirlik için yeni beklentiler" ve “Sonuç“ bölümlerinin tamamı alttaki ilgili dokümanda mevcuttur.)