2023 Vizyonu genel olarak ekonomik kalkınma, gelir düzeyinin yükselmesi, ülkemizin dünyanın en büyük limanlarına sahip olması gibi birçok hedefleri olarak ifadesini bulmaktadır. Diğer taraftan 2023 Vizyonunun bir de soyut bir süreci bulunmaktadır. Bu süreç; zihniyet değişimi, entelektüel, irfan, medeniyet ve kültür tasavvurları olarak ifade edileceği gibi, bir başka ifadeyle Türkiye’yi 2023 Vizyonuna taşıyacak bir anlayış ve duruş olarak da ifadesini bulabilir. Bu ifadelerden sonra, Türk diasporaları Cumhuriyetimizin 100. yılında hedeflenen Vizyon’un neresindedirler sorusunu kendi kendime sormaktayım.
Otuz yılı aşan bir süredir Türkiye dışında yaşayan, ancak sürekli ana unsur, ana ülke ile çok farklı alanlarda işbirliği yapan bir birey olarak soruyorum bu soruyu. Türk kültür değerlerine yabancılaşmadan içinde bulunduğum ülke insanları ve kurumlarıyla günlük iletişim ve ilişki içerisindeyim. İçinde yaşadığımız ülke insanı ve kuruluşlarıyla ortak çalışmalarımız var.
2023 Vizyonunda aktörüz!
TASAM’ın 2. Dünya Türk Forumu’nda TÜRK DİASPORALARI 2023 VİZYONU’nu seçmesi bize ister istemez “Biz bu vizyonun neresindeyiz?“ sorusunu sorduruyor. Ve devamla uygulamakta olduğumuz faaliyetler ve projelerle 2023 Vizyonuna kendi çapımızda nasıl bir katkı yapmaktayız sorusunu beraberinde getirmekte. Çünkü biz, Türk Diasporalarından biri olarak bu Vizyonun şekillenmesinde önemli bir aktörüz. Çünkü biz ait olduğumuz ülkenin yumuşak gücüyüz. Türkiye’nin 2023 Vizyonunun bizim mücadelemizde, ortaya koymaya çalıştığımız çalışmalarımızda çok yönlü aidiyet ve ulus ötesi kimlik, sosyal sorumluluk, katılımcılık gibi anlayışların öne çıktığını söyleyebiliriz.
Bu doğrultuda; Siyasi Katılım ve Sorumluluk, Ortak Çalışma, Diyalog ve Çok Amaçlı Lobi, AB-Türkiye İlişkileri, İnsan Hakları ve Irkçılık, Sivil Toplum ve Demokrasi, Mevlana’nın Yedi Öğüdü/Konya Kriterleri, Ahilik ve Sosyal Sorumlu Girişimcilik başlıca faaliyet ve projelerimizdir.
Türkiye’nin Tarihi Şansı
Türkiye’nin Tarihi Şansı
2023 Vizyonu Türkiye ve Türklerin, insanlık birikimine katkıda bulunacak, evrensel kültüre verebilecekleri olağan üstü ve köklü bir birikimleri olduğunu göstermektedir. Türkiye, tarihi ve coğrafi derinliği ile yarınların/tarihin şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak şansa sahiptir. Türkiye bu şansla, kısa adı TIKA olan ‘Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’, bir çok ülkenin başkentinde açılmakta olan ‘Yunus Emre Enstitüleri’, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Türk Hava Yollarının dünyanın en ücra köşelerine yaptığı seferlerle, bir taraftan kültürel diplomasi, diğer taraftan resmi diplomasinin ötesinde hizmetler vererek, dünyanın farklı coğrafyalarında gönülleri kazanmaya çalışmaktadır.
2023 Vizyonu bizi nasıl yönlendiriyor?
Anadolu’nun geniş gönül coğrafyasının bir tanesinin de içinde yaşadığımız Avrupa olduğuna inanmaktayız. Avrupa’da yaşayanlar olarak, Türkiye’nin tarihi birliktelik yaşadığı coğrafya ile iletişime girmemiz, Çin, Hindistan, Rusya, Asya ve Orta Asya medeniyetlerini keşfetmemiz, modernitenin üretildiği Amerika ve Avrupa’yı iyi okumamız ve Sahra Afrika, Uzak Asya’daki gelişmeleri takip etmemiz artık kaçınılmazdır diye düşünmekteyiz.
2023 Vizyonu bize mensup olduğumuz medeniyetin yeniden yüklediği misyonun farkında olarak, başta Hollanda’daki insanımız olmak üzere, insanlığa hizmet götürmeyi öngörüyor.
Sosyal sorumluluk duygusu içinde, milli ve manevi değerlinden taviz vermeden, küresel ölçekte proaktif, insanlık sorunlarını kendine dert edinmiş, sahiplenmiş, Avrupa’da edinmiş olduğumuz bilgi ve tecrübenin ait olduğumuz medeniyetin uzandığı her yerde dolaşımının sağlanmasına katkıda bulunmaktır.
Sosyal sorumluluk duygusu içinde, milli ve manevi değerlinden taviz vermeden, küresel ölçekte proaktif, insanlık sorunlarını kendine dert edinmiş, sahiplenmiş, Avrupa’da edinmiş olduğumuz bilgi ve tecrübenin ait olduğumuz medeniyetin uzandığı her yerde dolaşımının sağlanmasına katkıda bulunmaktır.
Türkiye 2023 hedeflerine yürürken, sayıları 4 milyonu bulan Türk diasporalardan birisi olan Avrupalı Türklerin yaşadıkları yerler ile bağlı oldukları ülke ve topluluklar arasında çok yönlü oluşturdukları köprüler de göz ardı edilmemelidir.