Uzay Kolonisi Ekosistemi ve Güvenlik

Makale

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor....

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor.

Fakat bunun kolay ve hızlı bir süreç olmayacağının bilincindeyiz. Fütürist girişimciler her ne kadar bunu teknolojik olarak mümkün kılacak çözümler üretiyorsa da oraya varmak bu süreç için yeterli değil.

Devletler arasında imzalanan uzay anlaşmalarında bir gök cisminde hiçbir devletin ve bireyin hak iddia edemeyeceği belirtilirken, uzayda bir yaşam için kimden nasıl bir yetki alınacağı bu sürecin ilk basamağı. Bu basamak, giden koloninin gök cismindeki kaynakları kullanması için nasıl bir yasal düzenlemeyi takip edeceği ve Dünya ile nasıl bir paylaşıma sahip olacağı gibi sorunları da içeriyor. Bu zeminin hazırlanması için henüz somut bir gelişme bulunmamakta.

Teknolojik açıdan baktığımızda ise birtakım ilerlemelere şahit oluyoruz. Starship aracı ile Ay, Mars ve ötesine insan ve kargo taşımayı hedefleyen ve fırlatma testlerine başlayan Elon Musk, önümüzdeki 10 yıl içinde Mars’ı kolonize etmeyi yüksek ihtimal olarak değerlendiriyor. Jeff Bezos da -insanlar bir süre eski evlerine geri dönmek isteyeceklerinden- Dünya’ya yakın konumda bir koloni oluşturma isteğini dile getirdi.

Bilim dünyasında, Mars’a alternatif olarak cüce gezegen Ceres’in çevresinde bir yaşam alanı oluşturma önerisi de bulunmakta. Nitrojen açısından zengin olan Ceres’te, Dünya’nınkine benzer bir atmosfer oluşturmanın nispeten kolay olacağı düşünülüyor.

Ay ise zaten bütün devletlerin uzayda başlangıç noktası. Uzay kaynaklarından faydalanmak isteyen ve tabii ki bu yeteneği olan devletler Ay’da kalıcı bir insan varlığı için elverişli ortamı hazırlamaya çalışıyorlar.

Aşina olmadığımız her muhtemel yeni evimizin, çözülmesi gereken avantaj ve dezavantajları bulunuyor. Mars’taki kaynaklar ile insanlara su, oksijen, enerji ve inşaat malzemesi sağlanabileceği düşünülüyor. Yiyecek için ise hangi ortam seçilirse seçilsin bir çözüm bulunmalı. Dünya’dan tedarik etmek başlangıçta bir çözüm olabilir. Yine de bu sınırlı olacaktır. Ayrıca, amaç dışa bağımlılığı kesmek olacağından kendi kendine yeten bir uzay döngüsü kurulmalıdır.

Yerçekimi gücünün düşük olduğu Mars, insan kas ve kemik gelişimi için zararlı görülüyor. Karbondioksitten oluşan havası, solumayı imkânsız kılıyor. Bununla birlikte, tozlu atmosfer güneş ışığının yüzeye kadar ulaşmasına imkân vererek güneş paneli kullanımını mümkün hâle getirebilir. Mars ayrıca rüzgâr santrali kurulumu için de elverişli bir havaya sahip.

Jeff Bezos’un hayal ettiği şekilde gezegen veya bir gök cismi yüzeyinde bağımsız koloni inşa etmek ise her açıdan oldukça zahmetli bir iş. Bezos, uzay kaynakları kullanılmaya başlandığında güneş enerjisinin de daha etkin kullanımıyla koloni ve gereksinimlerini uzayda üretmenin daha kolay olacağı görüşünde. Aynı zamanda, uzay gemisi benzeri bir koloni ise deprem, fırtına gibi felaketlerden de etkilenmiyor olacak.

Bütün bunlarla birlikte, her şeyin insana uygun hâle getirildiğini ve elverişli ortamın oluşturulduğunu varsaysak bile sorunlar burada sona ermiyor. Toplumumuzda adapte olduğumuz bütün kural ve düzenin, yeni ortamda da oluşturulması gerekiyor. Farklı milletlerden farklı kültürle yetişmiş belki milyonlarca insan için ortak bir kurallar bütünü ve yasal bir zemin ortaya koymak ilk adımlardan biri olmalıdır.

Uzaya dair ilkleri gerçekleştiren aktörler, hep devletler olmuştur. Fakat bu sefer, özel sektörün öncülüğü yüksek ihtimal gibi görülüyor. Hem kaynak hem zaman tasarrufu hem yavaş işleyebilen bürokrasi sebebiyle, devletler özel sektörü bu alanda hukuksal olarak destekleyerek aktif bir rol üstlenmiyor. Teknolojik aşama tamamlandığında, ekonomik gücü olan devletler koloni projelerine dâhil olmak isteyeceklerdir. Yeterli ekonomik gücü olmayan ve bilimsel olarak yeterli katkı sağlayamayacak olan devletler ise iş birliğinin dışında kalacaktır.

Özel sektörün öncü olduğu böyle bir durumda koloni adaylarının vatandaşlığı, ekonomik gücünden sonra önem kazanan bir etken olacaktır. Farklı ülke vatandaşları, parçası oldukları topraklardan farklı bir ortamda yeni bir toplumsal kimlik edinecekler. Değişik kültürler yeni bir ortak kültür oluşturmak zorunda kalacaklar. Yeni koloninin düzenini sağlamak adına, yeni bir anayasa ve kurallar bütünü oluşturulması gerekmektedir. Bunun nasıl ve kimler tarafından yapılacağı ise başka bir konudur. Keşfedilen yeni Amerika topraklarına giden farklı kimliklerdeki insanların yeni bir toplum oluşturma süreci, uzay kolonisinde de karşımıza çıkacak gibi gözüküyor.

Yasal düzenin yanı sıra yeni toplum için güvenlik önlemleri de gerekiyor. İlk adımda belki sadece içerdeki olası sorunları yatıştırmak için. Fakat koloniler ve uzayda hareketlilik arttıkça dışarıya karşı da bir savunma sistemi, dolayısıyla askerî varlık, ihtiyaç olarak görünüyor.

Bunlara ek olarak, alışverişin de tanımı yeniden yapılacak. Koloni insanlarının nasıl para kazanacağı, nasıl ticaret yapacağı, Dünya’daki mesleklerini hangi koşullar altında nasıl sürdürecekleri ve hatta para kavramı bile düzenlemelerden geçecek.

İlk koloni toplumu herkes için aslında bir test süreci olacak. Yaşam koşulları hem yeni yaşam alanı açısından hem zaruri ihtiyaçlar bakımından denenecek, yeni çözümler üretilecek. Ve daha ilerideki koloniler için daha pratik yollar keşfedilecek. Yazılan ilk kanunların bu ortama uygun olup olmadığı, eksik kaldığı alanlar zaman içinde anlaşılacak. Güvenlik açıkları, askerî ihtiyaçlar gözlemlenecek.

Devletlerin, şirketlerin, uluslararası kurumların ve bireylerin rolleri ve yetkinlikleri de bu süreç öncesinde ve sırasında tartışma konusu olacak. “Devletler koloniye dâhil olan vatandaşlarını temsil etmeye devam edecek mi“ veya “koloni düzeninden sorumlu yeni bir uluslararası komite mi kurulacak“ gibi sorulara cevap bulmak elzem olacak. Evrende kendimize yeni bir yer edinme macerası ne kadar cezbedici gelse de bu yeni düzene alışmak hem Dünya vatandaşları hem koloni vatandaşları için ilginç bir tecrübe olacak.

Ceren GÖNCÜ

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Küresel ekonomide son yıllarda bilhassa Çin, Hindistan ve Endonezya gibi kalabalık nüfusa sahip ülkeler, önemli büyümelerin gerçekleştiği ülkeler olarak göze çarpıyor. Bu ülkeler, küresel ekonomik büyümenin son derece kısıtlı olduğu son birkaç yılda büyümenin itici güçleri arasında yer aldı. Türkiye...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

Bu navigasyon planı iki stratejik sonla bitiyor: 2027’de Çin Halk Cumhuriyet’i ile olası savaşa karşı hazır olmak ve donanmanın uzun dönem avantajlarını iyileştirmek. Biz bu olası sonlarla karşılıklı iki zorlayıcı yollarla çalışacağız: Proje 33’ü uygulamak ve donanmasının ortak savaş ekosistemine k...;

Bu çalışmada İran’ın Nükleer enerji çalışmaları üzerine uluslararası düzeyde nasıl karşılandığı ve etkileri analiz edilmiştir. ‘’İran'ın Nükleer Enerji Politikası ve Yansımaları ‘’ ve ‘’İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye’’ makaleleri değerlendirilmiş nükleer enerji tarihi, dış politikaya vurumu ve ...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Meritokrasi Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar...