BRICS’e Ne Oluyor?

Yorum

Bilirsiniz inşaat yaparken tuğlaları üst üste koymak yetmez. Aralarına bunları bir arada tutacak sağlam bir harç koymak gerek. Ben BRICS’in genişlemesine de işte böyle bakıyorum. Gruba yapılan eklemelerin bir fayda sağlaması ve ömrünün uzun olması için Horasan olmasa bile güçlü bir yapıştırıcı harç ve ses getirecek, fark yaratacak yeni bir görev tanımı veya misyon gerekli....

Bilirsiniz inşaat yaparken tuğlaları üst üste koymak yetmez. Aralarına bunları bir arada tutacak sağlam bir harç koymak gerek. Ben BRICS’in genişlemesine de işte böyle bakıyorum. Gruba yapılan eklemelerin bir fayda sağlaması ve ömrünün uzun olması için Horasan olmasa bile güçlü bir yapıştırıcı harç ve ses getirecek, fark yaratacak yeni bir görev tanımı veya misyon gerekli. Yoksa genişleyecek olan BRICS sadece gösterişte kalacak ve zaman içinde içine göçecektir. Alayiş ve israf belki tepedeki yöneticilere yarayacaktır. Ama halklara hiçbir faydası olmayacaktır.

BRIC’ten sonra BRICS ve Olası bir BRICS (SA-I-E-A-E-UAE)
BRICS 2001 yılında BRIC, baş harfleri ile Goldman Sachs (GS) tarafından öne sürüldüğünde, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin 2050’ye kadar küresel kalkınmaya kesintisiz katkıda bulunacak ülkeler olarak düşünülmüştü. Uyuyan devler uyanmış, Çin bile Dünya Ticaret Örgütü’ne koşullu da olsa katılmıştı. Aralarına 2010 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti de katıldı. Dünya oldum olası böyle gruplaşmalardan medet umar. Ama bunların insanların refahına, siyasi istikrara ve dünya barışına pek etkisinin olduğunu söylemek doğru olmaz. Nitekim farklı coğrafyalarda, farklı tarihî süreçlerden geçmiş olsalar ve farklı yöntemleri benimseler bile kalkınma hedefleri benzeyen yedi ülkeyi bir arada gözlemek büyük ölçüde GS’ın risk analizlerinde kolaylık sağlayan karşılaştırmalara imkân vermişti. O tarihte BRICS üyeleri aralarında iş birliğini geliştirmek, kalkınma stratejilerini uyumlaştırmak ve dünyadaki gelişmelere ortak damga vurmak gibi heveslere kapılsalar bile attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değdi mi belli değil. Kaldı ki hevesleri önce güçlense bile 2007-2008 mali krizi ile biraz kursaklarında kaldı. Sonrasındaysa gelişen çeşitli ulusal ve uluslararası olaylar, BRICS’in varlığını daha çok kâğıt üzerinde tuttu. Grubu oluşturan ülkelerin liderleri bol bol dönemsel gezilere katıldı. Ama bu geziler ve temaslar kendi ulusal bütçelerine yükledikleri maliyet dışında önemli bir etki yaratmadı. Örneğin öncelikle aralarındaki ikili veya çok taraflı ticaret ve yatırımın ciddi bir şekilde artmasına neden olmadı. Uluslararası gelişmeler karşında çıkardıkları ortak sesler de cılız kaldı.

Özellikle Brezilya buna rağmen, yiğitliğe leke sürmeyip 2011’den itibaren grubun AB’ye rakip bile olabileceği savını öne sürmeye devam etti. Oysa grubun diğer ortakları Asya-Pasifik’te daha büyük oluşumlara gözünü dikmekten geri kalmadı. İlgi, Rusya’nın Gürcistan’a 2008 yazındaki müdahalesi, 2011’deki Arap Baharı, 2014’deki Kırım ilhakı ve nihayet 2022 kışındaki Ukrayna harekâtıyla epeyce savruldu. Çin ise Kuşak-Yol projeleriyle dünyayı dört baştan demir ağlarla örme ve limanlarla farklı denizlere ulaşma planını, kendi başına yürürlüğe koyma ihtirasını gemlemedi. Bunun ise BRICS ile pek alakası olmadı. Evet, BRICS dünyanın belli başlı ülkelerinden oluşmuştu. Öyle ki bu yedi ülke dünya toplam nüfusunun yüzde 41’ini dünya toplam GSYİH’sının yüzde 24’ünü ve dünya ticaretinin neredeyse yüzde 20’sini oluşturmaktaydı. Her biri ekonomik ve siyasi sorunlarına rağmen küresel ekonomik büyümenin lokomotifine itici güç oldu. Ama aynı zamanda özellikle Rusya, Çin ve Hindistan’ın küresel ve bölgesel güvenliğine karşı oluşturdukları tehdit giderek potansiyel katkılarını gölgelemeye başladı. Bu durumda gruba yeni katılan ülkelerle güçleri mi artar? Yoksa kendilerine ve dünyaya karşı yarattıkları tehdit mi? Bunu durup düşünmek gerekir. Artık Suudi Arabistan, İran, Etiyopya, Arjantin, Mısır (E) ve Birleşik Arap Emirliklerinin (UAE) içinde yer alacağı grubun kısaltması (mahlas) bile zor. Belki BRICS derler. Ama katılma daveti alan ülke liderlerinin egolarını tatmin eder mi? Sanmıyorum.

BRICS’e ve Davetlilere Birkaç Soru
Ama dedim ya! Bir kere üst üste veya yan yana tuğlaları bir arada tutacak güçlü harcı bulmak; küresel koşullara karşı güvenlik tehdidi olmaktan kaçınmak ve hakikaten küresel katma değere katkıda, sorunlara çözüm bulmada parlak öneriler geliştirmek zorundalar. Yeni adı ve sembolü ne olursa olsun, bu eklemelerin yakında gruptan bazı çıkarmaları tetiklememesi için bir yol haritası çizmeleri ve ortaya somut bazı planlar koymaları iyi olur. Bunca zaman dünya sahnesinden siyaseten dışlanan İran’ı aralarına davet etmeleri önemli. Ama bu G-7’ye bir gözdağı mı? Tabii İran Suudi Arabistan ile olan ilişkilerini normalleştirdiğinden bu yana bunu pek yadırgamamak gerekiyor. İran, öyle kenara itilecek bir ülke değil. Uyumlaştırmak, geri kazanmak için oradan buradan dünya sahnesine sokulmalı. Ancak hiç olmazsa yeni oluşum, hantal yapısı ve ortaya çıkabilecek bürokratik güçlüklerle örneğin dünyanın nükleer gözlemcisi Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu IAEA’nin işini kolaylaştırma sözü vermesi gerekli. Suudi Arabistan, Yemen sınırındaki Etiyopya mültecilerini gözünü kırpmadan öldürürken, Etiyopya Suudi Arabistan ile bu oluşumda nasıl yer alacak?

BRICS (SA-I-E-A-E-UAE) veya kısaltması ile ne olabilecekse, Mısır ve Etiyopya arasındaki Büyük Rönesans Barajı (GRD) çatışmasına nasıl yaklaşacaktır? BRICS’e yeni katılmak için davet alan altı’lar, Rusya’ya Ukrayna, Kırım ve dünyaya olan tahıl sevkiyatı; Karadeniz Güvenliği konusunda ne diyecekler? Çin’e Tayvan ve Uygur Türkleri; Hindistan’a Tibet ve Keşmir konusunda çağrıda bulunabilecek mi? Suudi Arabistan ve İran’ı Yemen’deki vekâlet savaşını durdurmaya davet edecek mi? Kökü büyük ölçüde Güney Amerika’ya dayanan uyuşturucu trafiğini engellemekte veya hiç olmazsa bu trafiği ballı kazancından nasiplenmeksizin kontrol etmede etkili olabilecek mi?

Ayrıca sizce bu yeni altı davetliyi neye göre seçtiler? Büyük petrol ve/veya doğal gaz üreticisi oldukları için mi? O zaman bunlar OPEC ya da rakip mi olmak istiyor? Neden Şili veya Meksika değil de Arjantin? Çok büyük bir Pazar oldukları kesin. Ama coğrafi yakınlıkları ve birbirlerine bağlayan harçları sağlam olmadığı için parçalı bohça bir Pazar. Neden Türkiye’ye bir davet yapılmadı? Ekonomik durumun iyi olmadığı bir gerçek. Ama siyasi veya diplomatik nezaket açısından Ankara’nın alınabileceği düşünülmedi mi? Galiba BRICS ve yeni “seçilmiş“ altılar bu soruları cevaplamalı ve BRICS daveti öyle tamamlanmalı.
 
25 Ağustos 2023

 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Başlıca ekonomik mega trendler dünya çapında devam etmekte ve giderek daha yıkıcı bir etkiye sahip olmaktadır: Dijitalleşme, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilirliğin yanı sıra sosyal ve demografik değişim, önceki değer yaratma yapılarının giderek daha geçersiz hale gelmesine neden olmaktadır.;

Bu makale, diasporaların dünya sahnesinde nasıl bir güç unsuru haline geldiğini ve Türkiye'nin Afrika'daki etkisini artırma potansiyelini ele alıyor. Türk diasporasının Afrika'da üstlenebileceği kritik rol ve bu stratejinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıları, yeni bir bakış açısıyla tartışılıy...;

İnsanlık tarihi, bir anlamda savaş tarihidir. Tarih boyunca insanlar ne zaman değerli bir şey bulsalar onun için savaştılar. Osmanlı 1463’de Bosna-Hersek’i işgal ederek kıtanın tek gümüş kaynağına el koyduğunda; Avrupalılar, para için maden bulmak üzere okyanuslara açıldılar. 1500’lerde yeni d...;

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.