Jeopolitika ve Ortadoğu'da Ulusal Güvenlik

Makale

Uluslararası sistemde varlığını kabul ettirmiş egemen devletlerin hem varlıklarını koruyarak devam ettirebilmek için hem de çıkarları doğrultusunda daha fazla kazanımlar elde edebilmek için güçlü olmak en temel öncelikleri olmuştur. Çünkü güç onları hem dış tehditlere karşı bütünlüğünü korumasını sağlayacak hem de çıkarlarını genişletmesini sağlayacak yegâne unsurdur....

Uluslararası sistemde varlığını kabul ettirmiş egemen devletlerin hem varlıklarını koruyarak devam ettirebilmek için hem de çıkarları doğrultusunda daha fazla kazanımlar elde edebilmek için güçlü olmak en temel öncelikleri olmuştur. Çünkü güç onları hem dış tehditlere karşı bütünlüğünü korumasını sağlayacak hem de çıkarlarını genişletmesini sağlayacak yegâne unsurdur. Devletler arası ilişkilerde güvenlik, devletlerin kendi çıkarlarını koruma ve ulusal güvenliklerini güvence altına alma çabasıdır. Bundan dolayı devletler önce bölgelerinde daha sonrasında dünyada yegâne güç otoritesi olabilmek öncelikli hedefleri olmuştur. Bunun için ise coğrafyaya hâkim olmak durumda kalmışlardır çünkü coğrafya uluslararası sistemi belirleyen başat aktörlerden biri olagelmiştir. Devletler hegemonyayı ellerinde bulundurabilmek için jeopolitiği iyi bilmek ve Jeostratejiyi iyi uygulayabilmek zorundalardır. Bu en başta varlıklarını devam ettirebilmenin bir gerekliliğidir. Ortadoğu ise dini, etnik, siyasi ve kültürel açılardan çeşitlilik gösteren bir bölgedir. Bölgenin merkezi bir konumda bulunması bu durumun başlıca sebeplerinden biridir. Ortadoğu’nun zengin, çeşitli ve verimli toprakları, doğal kaynakları o bölgenin en büyük avantajlarından biridir fakat aynı zamanda bu durum, o bölgenin en büyük dezavantajıdır. Zengin kaynakları ve stratejik konumu pek çok istilaya ve tehdide açık hale getirmektedir. Çok kimlikli yapısı ise istikrarın sağlanamamasında başlıca etkenlerden biridir. Bundan dolayı bir kesim tarafından Ortadoğu olarak nitelendirilen bölgedeki devletler için güvenlik, egemenlik, bölge gücü olma, hakimiyet, savunma çok önemli faktörlerdir. 20. ve 21. yüzyılların uluslararası sistemi gereği hâkim olan ulus devlet düzeni için ulusal güvenlik stratejilerinin önemi çok büyük bir yer kaplamaktadır. Özellikle Ortadoğu gibi sert ve çetin bir bölgede varlık gösteren bir devlet ise ulusal güvenlik stratejileri o devletin güvenlik politikalarının olmazsa olmazı konumundadır.

Bu yazınımızda coğrafyanın insana ve topluma etkisi üzerinden devletleri ve politikaları nasıl şekillendirdiğini inceleyeceğiz. Coğrafyanın güvenlik ile yakın ilişkisine odaklanacağız ve Ortadoğu’daki ulus devletler özelinde güvenlik stratejileri ve ulusal güvenlik stratejilerini tartışacağız. Bununla birlikte metnimiz; kaynak tarama yöntemi gibi nitel araştırma yöntemleri kullanılarak, örnekleme yöntemi gibi yazınsal anlatım yöntemleriyle metnin içeriği güçlendirilerek ve tematik analizler çerçevesinde elde edilen veriler ışığında şekillendirilerek kaleme alınmıştır.

GİRİŞ

Coğrafya, Tarihi çağlardan bu yana insanın dünyada kurduğu düzeni şekillendirmiş yegâne fiziki faktördür. İnsanlar tarihi çağlardan günümüze kadar kimi ilkel, kimi kompleks yapılarda toplumsal gruplar oluşturagelmişlerdir. Bu grupları dönemleri çerçevesinde şekillendiren pek çok faktör bulunmaktadır ama en önemli ortak faktör her daim coğrafya olmuştur.

İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri güvenlik ihtiyacıdır. Hayvanlar gibi kendilerini korumaya yönelik güçlü yanları, özellikleri olmayan insanlar en ilkel çağlardan bu yana toplumsal ilişkiler içerisinde, birlik ve beraberlikle yaşamaya başlamışlardır. Bu birlik ve toplumsal bütünlük zaman içerisinde sistematik bir hal almış ve devletleşme sürecine gitmiştir. Bu devletleşen kompleks, toplu yaşam biçimleri çağlarına göre sitem açısından farklılık gösterse de güvenlik, her çağda devletin en temel amaçlarından biri olagelmiştir. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında güvenlik her şeyin ötesinde bir varlık mücadelesi halini almıştır. Ortadoğu’nun etnik ve dini çok kimlikli yapısı bölgede bulunan ulus devletleri için çetin bir mücadeleyi kaçınılmaz kılmaktadır.

Egemenlik ve Hegemonya

Devlet, gelişmiş toplumların zorunlu bir sonucudur. Kompleks hayatlar yaşayan ve sosyal ilişki ağları ile birbirine bağlı olan toplumlar; bu ağları organize edebilecek, düzenleyip denetleyebilecek bir otoritenin varlığına muhtaçtır. “Aristoteles insanın en iyiye ulaşabilmesi ve yetkinleşebilmesi için topluma, yasalara ve devlete ihtiyacı olduğunu söyler. Aristoteles’in “İnsan doğası gereği politik bir hayvandır.“ derken kastettiği şey insanın en iyiye yani mutluluğa ancak toplum ve polis içerisinde ulaşabileceğidir.“ (Akkağıt, 2022) Bu zorunlu gereklilik çeşitli devlet yapılanmalarını meydana getirmiştir. Bu devlet yapılanmalarının en temel ortak paydası ise egemenliktir.

Egemenlik, bir devletin güç, kanun ve otorite tekelini elinde bulundurmasıyla ve bu durumu kendi halkı tarafından, çevre halklar tarafından ve devletler tarafından tanınmasıyla gerçekleşir. Egemen devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda rahatça hareket edebilmesi, dış müdahalelere karşı engelleyici gücünün olabilmesiyle mümkündür. Birincil önceliği kendi halkı ve kendi çıkarlarıdır. Bunların yanında hâkim bir devlet, ideolojik, kültürel ve siyasal araçları da kendine göre dizayn ederek toplumdaki genel kabulleri ve insanların düşünce tarzlarını yönlendirebilmelidir.

Hegemonya ise, ilk olarak 19. Yüzyılda yaşamış Marksist bir teorisyen ve siyasetçi olan Antonio Gramsci tarafından ortaya atılmış bir terimdir. Marksizmin devlet ve siyaset üzerindeki kuramını eksik bularak, yine Marksizm’i temel alarak oluşturduğu ve toplumsal değişimi hedef alarak geliştirdiği teorisinin bir parçasıdır. Gramsci’ye göre hegemonya, egemen devletlerin uluslararası arenada baskın güç olma, sözünü dinlettirebilme kapasitesine sahip olmasıdır. Kendi çıkarlarını, kendisine göre daha az güçlü olan devletlere ve toplumlara karşı kabullendirebilme kapasitesidir. Hegemonya (güç rıza) şeklinde ifade edilebilir. Bu tanımındaki en önemli unsur ise “rıza“ unsurudur. Bu da meşruiyetin olabilmesi için gerekli en önemli unsurdur.
Bu güce, bu kapasiteye sahip egemen devletler hegemonik bir güçtürler. Bu güç bazen bölgesel kalabilmekte bazen bazı devletler bölgesel bir güç haline gelebilmişken bazı devletler ise dünya gücü olmayı başarmışlardır. Bu duruma örnek vermek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölgesel bir güç aktörü olarak söylenebilir. Dünya çapında hegemonyasını kabul ettirmiş bir devlete ise Amerika Birleşik Devletleri söylenebilir.

Egemenlik ve hegemonya kavramları devletler arası ilişkileri ve uluslararası sistemi anlamada çok önemli referans noktaları olmuştur. Uluslararası sistemdeki güç dengesi ve buna yönelik politikaların dayanak noktaları olagelmişlerdir. Bu uluslararası sistemde devletler, bir yandan hegemonik bir güç olabilmek için mücadele verirken bir yandan da diğer devletlere karşı kendilerini korumak zorunda kalmışlardır. Bu durum ulusal çıkarlar ve ulusal güvenlik için önemli bir konudur. Bundan dolayı ulusal güvenlik stratejileri her ne kadar İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra pek tercih edilmese de devletler tarafından önemini korumaya devam eden güvenlik stratejileri olagelmişlerdir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2842 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 662
TASAM Asya 100 1149
TASAM Avrupa 23 661
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 303
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1415 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 630
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1308 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 522
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2070 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2070

Yeni modellemelere ilham vermek üzere kaynak eser niteliğindeki “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri", prestij standartlarda sınırlı sayıda özel kutulu ansiklopedik boy iki cilt 1378 sayfa olarak yayımlananarak ön siparişe özel indirimi ile TASAM Yayınları...;

Amerika için İşe Yarayan bir Ekonomik ve Güvenlik Düzeni Nasıl Oluşturulur? Oren CASS ABD, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen 80 yılda iki büyük strateji izledi. Bunlardan biri olağanüstü bir başarıydı: Soğuk Savaş sırasında Amerikan ekonomik yatırımlarını, dış ilişkilerini ve askeri konuşlanm...;

Yuri Aleksandrovich Bezmenov (1939–1993), aynı zamanda Tomas David Schuman olarak da bilinir, propaganda ve ideolojik yıkıcılık konusunda uzmanlaşmış bir Sovyet gazeteci ve KGB ajanıydı. İdeolojik yıkıcılık, bir toplumun gerçeklik algısını o kadar çarpıtma sürecidir ki, toplum kendini yok eder. ;

Güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte bu ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken ...;

“Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri“ adlı kaynak eser ilk kez TASAM’a verilen binlerce belgelik resmî Osmanlıca arşiv üzerinde geniş bir akademik ekiple 10 yılı aşan çalışmalar sonucu yeni modellemelere ilham vermek üzere literatüre kazandırıldı. Prestij ...;

Türkler binlerce yıllık tarihlerinde ilk defa gönüllü olarak ortak Türk kimliği altında bir araya gelmişlerdir. Hatta tarihte en çok birbiri ile savaşan milletin Türkler olduğunu söylemek bile mümkündür.;

“Yurtta sulh, cihanda sulh.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk Atatürk'ün bu sözü, sadece bir dönemsel barış çağrısı değil; Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyılı aşan dış politikasının özüdür. Bugün, cumhuriyetimizin 102'nci yılında, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında savrulmadan denge kurabilmesi, her zamank...;

Bu çalışma, Batı’nın yaptırımlarını ve Çin-Rusya güvenlik yakınlaşması altında Rusya’nın Arktik LNG stratejisini incelemektedir. 2030 için belirlenen 100 Mt hedefe karşın 2024’te ihracat 34 Mt’ta kalmıştır. Teknolojik yaptırımlar, Arc7 tanker eksikliği ve AB’nin 2027’ye uzanan kısıtlamaları pazar er...;

9. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

7. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

4. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

8. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

2. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

1. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.