Yeni Nesil Güvenlik ve Medikal İstihbarat

Makale

Uluslararası İlişkiler'de geleneksel güvenlik anlayışı genel itibariyle askeri alana odaklanmaktadır. Bu durum, hem teorik manada hem de siyasi pratiklerde kendini hissettirmektedir. Oysaki yaşadığımız çağda güvenlik meseleleri, askeri alandan gıda ve suya; göç olgusundan iklim krizine, uzaya ve siber alana kadar çok boyutlu bir hal almıştır....

Uluslararası İlişkiler'de geleneksel güvenlik anlayışı genel itibariyle askeri alana odaklanmaktadır. Bu durum, hem teorik manada hem de siyasi pratiklerde kendini hissettirmektedir. Oysaki yaşadığımız çağda güvenlik meseleleri, askeri alandan gıda ve suya; göç olgusundan iklim krizine, uzaya ve siber alana kadar çok boyutlu bir hal almıştır. Dolayısıyla, devletlerin pratikte uygulamaya ihtiyaç duyduğu güvenlik siyaset ve stratejileri, 21. yüzyılda güncellenerek yeniden ele alınması gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.

Geleneksel güvenlik paradigmasının sorgulanması ve güncellenmesi tartışmalarının temelinde teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi en önemli faktörlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Son yıllarda hem sivil hem de askeri alanda sağlanan teknolojik ilerlemeler baş döndürücü bir hızla gerçekleşmektedir. Küreselleşme olgusu ile teknoloji arasında da karşılıklı bir etkileşim bulunmaktadır.

Sovyetler'in çöküşünün ardından Liberal değerlerin öncüsü ABD'nin liderliğinde Batı/Atlantik merkezli bir dünyanın kurulması ve sonrasında internet ve iletişim teknolojilerinin hızlı bir şekilde gelişme göstermesiyle küreselleşme süreci hızlanmıştır. Bu süreçte, teknolojik yeniliklerin askeri alanı etkilemesinin yanı sıra, bazı güvenlik meselelerinin de devletlerin milli sınırlarını aşarak küresel bir boyut kazandığı görülmüştür.

Bunun en bariz örneklerinden biri, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD'nin bir nevi ''küresel terör''le mücadele içerisine girerek Başkan Bush'un terörizme karşı proaktif mücadele konsepti(pre-emptive strike-önleyici vuruş doktrini) kapsamında güvenlik stratejilerinin değişmesidir. Bu durum, Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkenın güvenlik politika ve stratejilerini de etkilemiştir. ''Terörizm'' olgusu bu süreçte tüm devletlerin daha fazla önem atfettiği bir mesele olarak küresel manada gündemdeki yerini korumuştur ve korumaya devam etmektedir.

21. yüzyılda küresel hale gelen en önemli güvenlik meselelerinden biri de hiç şüphesiz göçtür. Göç olgusu, sadece Suriye krizi kaynaklı ele alınmamalıdır. Son yıllarda daha çok Suriye'de yaşanan insani kriz ve son olarak Rusya-Ukrayna savaşı neticesinde Avrupa'ya göç hareketleri gerçekleşse de; uzmanlar gelecekte su, gıda ve iklim kaynaklı göç hareketlerinin gerçekleşme ihtimalinden bahsetmektedirler. Mevcut durumda, göç olgusu karşısında başarılı politikalar geliştiremeyen Batı dünyasının gelecekte geniş çaplı göç hareketleri karşısında nasıl bir yol izleyeceği meçhuldür.

Teknoloji, daha önce bahsedildiği gibi, güvenlik alanını şekillendirien bir diğer önemli husustur. Geçmişte sanayi devrimleri, sadece teknoloji ve bilimi değil, iktisadi, siyasi ve toplumsal alanları da etkileyerek büyük çapta değişimlere sebebiyet vermiştir. Bugün de ''Dördüncü Sanayii Devrimi'' ismini alan süreçte; 5G teknolojisi, nesnelerin interneti, yapay zeka çalışmaları, akıllı şehirler, bulut bilişim teknolojisi gibi konular önplana çıkmaktadır. Bu gelişmeler hem sivil hem de askeri alanı derinden etkileyecek bir potansiyele sahiptir. ABD'nin Silikon Vadisi'nde gerçekleştirdiği inovasyonlar gelecekte ''dijital savunma''nın nasıl bir şekle bürüneceğinin bizlere ipuçlarını vermektedir.1

Yapay zeka ve robotların geleceği hakkında tartışmalar dünya gündemini son yıllarda hayli meşgul etmektedir. Örneğin, terör örgütlerinin bu teknolojileri elde ettiği takdirde devletlerin milli güvenliği açısından ne tür risklerin ortaya çıkacağı konusunda çeşitli endişeler mevcuttur. Çip teknolojisinin de güvenlik alanını etkilemesi muhtemeldir. Örnek olarak, insan beynine yerleştirilecek mikro-çipler vasıtasıyla acıma gibi insani duygularını yitirip daha iyi savaşacağı gibi bir varsayım üzerinden hareket edilen biyonik asker'' projesidir.2 Bu gibi gelişmelerin ahlaki ve insani açıdan ne derece doğru olduğu ise ayrı bir tartışma konusudur.

Post Korona Dönemi'nde Güvenlik Algısı

2019 sonlarına doğru Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 virüsü kısa sürede birçok ülkeye yayılarak etkileri hala hissedilen küresel bir pandemi döneminin yaşanmasına sebep olmuştur. Salgından bütün dünya halkları olumsuz manada etkilenmiş; ölümler ve çeşitli insani trajediler yaşanmıştır. Bunun yanı sıra tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılar sebebiyle küresel ekonomi ciddi manada zarar görmüştür. Koronavirüs süreci başta sağlık olmak üzere psikolojik, toplumsal, siyasi, ekonomik açıdan ülkeler ve dünya halkları üzerinde derin etkiler bırakmıştır.

Bu süreçte hiç şüphesiz güvenlik alanı da değişim ve dönüşüme uğramıştır. En başta, bu virüsün biyolojik bir silah olarak üretilip kullanıldığı iddiaları uzun süre gündemdekini yerini korumuştur. Örneğin, dönemin ABD başkanı Trump, bu virüsü ''Çin virüsü'' olarak isimlendirmiş ve dünya kamuoyuna da bu şekilde yansıtmıştır. Devletler bu süreçte, güvenlik olgusunun sadece ordudan ibaret olmadığını; bir devletin sağlık altyapısının, aşı ve ilaç sanayiinin, yetişmiş donanımlı sağlık personellerinin ve biyoteknoloji ve genetik bilimleri gibi alanlardaki gelişmişlik seviyesinin ne derece öneme haiz olduğunu kesin ve aynı zamanda dramatik bir şekilde anlamıştır. Çünkü, devletlerin bu konuda hazırlıksız yakalanması ağır bedellerin ödenmesine sebep olmuştur.

Korona süreciyle birlikte güvenliğin çok boyutlu olarak; yani askeri boyutunun yanı sıra sağlık, iklim, su ve gıda gibi hususlarla beraber ele alınıp bu doğrultuda politikalar ve stratejiler üretilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. 'Post-Korona' dönemiyle birlikte akademisyenler, stratejistler ve uzmanlar; uluslarararası ilişkiler ile tıp, biyoloji, biyoteknoloji gibi bilimlerin ilişkisi, ''biyopolitik savaşlar''3, biyogüvenlik, biyolojik tehditler, sağlık diplomasisi ve medikal istihbarat gibi konuların önemini vurgulamışlardır.
Bu noktada, devletler açısından asimetrik tehditler kapsamında ele alınan medikal tehditleri tespit ederek karşı koyma ve aynı zamanda diğer devletlerin medikal verilerini toplayarak analiz edip stratejiler geliştirme bağlamında ''medikal istihbarat'' kavramı, hayatiyet arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır ve özellikle üzerinde durulması gerekmektedir.

-------------------------------------
1. Kemal Kısa, ''Big Tech’in Askerîleştirilmesi - Silikon Vadisi Dijital Savunma Endüstrisi’nin Yükselişi'', 19 Haziran 2023, TASAM.
https://tasam.org/tr-TR/Icerik/72357/big_techin_askerilestirilmesi_-_silikon_vadisi_dijital_savunma_endustrisinin_yukselisi
2. NTV Haber , ''Fransa ordusu bir dizi biyonik süper asker çalışması yapıyor iddiası'', 10 Aralık 2020.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte modern istihbarat teşkilleri radikal değişimler yaşamaya başladılar. Her şey de önce istihbarat askerlerin işi olmaktan çıktı ve CIA’nın kurulması ile birlikte istihbaratın barışta da ihtiyaç olduğu kabul edilmiş oldu. 1952’de Sherman Kent’in kurduğu ana...;

Çin’in küresel ekonomik sistemin resmen ve fiilen dışında kalıp güçlendiği yıllarda, uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi için büyük bir çaba sarf eden ülkeler, çeşitli yuvarlak masa toplantılarıyla, üzerinde uzlaşılan bir serbest ve adil bir ticaret mekanizması yaratmışlardı. ;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.