Kazakistan 2050 Stratejisi'nde Türk Dünyası Birliği

Makale

Tarih boyunca Türk Dünyası coğrafyası dünya çapında kültür ve uygarlıkların doğduğu benzersiz bir bölge olmuştur. Coğrafi anlamda Avrasya kıtasının merkezinde bulunan Türk Dünyası asırlar boyu Doğu ile Batı’nın büyük uygarlıkları arasında köprü vazifesi üstlenmiştir. ...

Tarih boyunca Türk Dünyası coğrafyası dünya çapında kültür ve uygarlıkların doğduğu benzersiz bir bölge olmuştur. Coğrafi anlamda Avrasya kıtasının merkezinde bulunan Türk Dünyası asırlar boyu Doğu ile Batı’nın büyük uygarlıkları arasında köprü vazifesi üstlenmiştir. Dahası, Türk Dünyası Avrupa da dahil olmak üzere, çoğu zaman pek çok uygarlığın çıkış /ilham noktası olmuştur.
 
Türk kültürünün en büyük özelliği onun hoşgörü kültürü olmasıdır. Bu yüzden Türkler kendi kültürlerine diğer milletlerin en iyi yönlerini almaya çalışmıştır. Türkler bu konuda çok şanslı idiler, çünkü çevresinde tercih yapabileceği pek çok millet, devlet mevcuttu. Örneğin, Hint ve Atlas okyanusları arasında bulunan devletler ve topluluklar zamanında Türk İmparatorluklarının Hakimiyetleri altında bulunmuşlardır. Böyle bir ortamda Türk boyları kimilerinin dinini kabul etmiş, kimilerinden aldıkları sözcüklerle kelime hazinesini zenginleştirmiş, kimileriyle ise kültürel alış verişte bulunmuşlardır. Sonucunda her zaman en iyileri seçme yoluyla eşsiz, benzersiz ve özgün bir kültür ve uygarlığa sahip olmayı başarabilmişlerdir.
 
Kendi tebaasındaki halkların en iyi yönlerini seçme konusundaki Türklerin yeteneğini belirtirken, büyük Hint düşünürü Jawaharlal Nehru şunları vurgulamıştır. “Moğollar ve Türkler mimarlık sanatlarında Hint halkının ruhunu canlandırdı; Farsların kültürünü, Arapların dinini ve eski Türklerin savaş yeteneklerini benimsediler“. Göçebe Türkler miras olarak, anlı şanlı tarihleriyle ilgili az sayıda yazılı kaynak bırakmışlar. Ama buna rağmen babalarımızdan gerçek değerinin bugünlerde anlaşıldığı büyük manevi eserler miras kalmıştır.
 
Bir zamanlar pek çok nedenden dolayı ilgilenemediğimiz Türk kültürünü yeniden canlandırmak bugünün görevidir. Ve önemlisi: bütün herkes anlamalı ki evrensel uygarlık sadece Batının değil, Avrasya başta olmak üzere dünyanın kalan kısımlarının katkılarıyla da vücut bulmuştur.
 
Türk Dünyası tarihte olduğu gibi, bugün de Moğolistan steplerinden Baykal gölüne, Akdeniz’den Tuna nehrine kadar uzanan Avrasya kıtasının büyük kısmını kapsamakta olup, aynı dil, gelenek ve tarihe sahip, aynı geleneği, maddi kültürü yaşatan 250 milyonluk bir nüfus demektir. Farklı kültür, din ve geleneklerin taşıyıcı olan pek çok halkın kaderi de Avrasya’da kesişmiştir.

Günümüzde ulus ve halkların kimlikleri, kültürlerarası diyalog konusu küreselleşme süreçleriyle ilgili olarak en güncel konu şeklinde öne çıkmaktadır.

Bundandır ki kültürlerarası diyalogun yürütülmesinde ve istikrarlı, gelişen dünyanın inşasında Türklerin manevi miraslarının canlandırılması önemli temel taşı oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Kazakistan dünya kamuoyu için başarılı ekonomik kalkınma, farklı din ve milletlerle karşılıklı anlayış, diyalog ve kültür sentezi içinde bir arada yaşama konusunda örnek olmayı başarmıştır.

Aynı zamanda Kazakistan yeni bir kültür fenomeni, bünyesinde Asya ve Avrupa kültür ve tarihinin özelliklerini barındıran Avrasyacılığın da doğduğu bölgedir.
 
Bütün bunlar bağımsızlıklarını yeni kazanan Post-Sovyet devletleri açısından günümüzde büyük bir öneme haizdir. Halkların tarihinin öğrenilmesi, kültürel ve milli kimliklerin inşası Kazakistan için de son derece önemlidir. Sonuncu, ancak kendi tarihini, kökünü bildiğin zaman mümkün olabilmektedir.
 
Gerçek tarihin öğretilmesi Türk Dünyası gençlerinin vatanseverliği açısından da önem arz eden bir konudur. SSCB çöküşünden önce sömürge ülkesi olması nedeniyle Kazak tarihinin objektif biçimde ele alınmadığı, değerlendirilmediği de bir gerçektir. Dolayısıyla, hem Kazak tarihi hem de Kazak kültürünün, dar görüşlü Avrupamerkezciliğine göre değil, yeni bir yaklaşımla yeni ortama göre ele alınması gerektiği kanaatindeyiz. Konuyla ilgili biz de görüşlerimizi aktarmaya çalışacağız. Bu, bir nevi Türklerin tarihini felsefe tarihi bakımından ele alma çabasıdır.

İlgili kitaba erişmek için tıklayın > Türk Diasporası Ve Türk Dünyası Vizyonu 2023
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1102
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1393 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 294
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1297 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 515
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Yaşanabilir bir vatan ya da devlet olabilmek için öncelikle her şey insan için olmalıdır. Yani devleti yaşat gerisi önemli değil, olmamalı. Şeyh Edebali’nin dediği gibi “insanı yaşat ki devlet yaşasın.“ ;

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

İki liderin görüşmesinde, Moskova'nın azalan silah ve mühimmat stokunu yenilemek için Kuzey Kore'den malzeme temini konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığı belirsizliği yer almaktadır. ;

Doğa ne kadar dakik! Hiç sektirmiyor. Evet, olağanüstü kuraklıklar, seller, yanardağ patlamaları, deprem veya yangınlar var. Ama bunların şiddeti artsa bile çoğu kez zamanlama açısından bir belirlilik var. ;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Türkiye - AB ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda temel olarak Politika, Kimlik, Ekonomi, Güvenlik, Enerji ve Göç bağlamında ele alındığını söyleyebiliriz. 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmasıyla başlayan süreç, 1987 yılında tam üyelik başvurusuna ve 1999 yılında n...;

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor.;

BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın kısaltmasıdır. Dünyanın önde gelen gelişmekte olan ekonomilerinin oluşturduğu bir gruptur ve bu ülkeler dünya kara yüzeyinin yaklaşık %27'sini ve küresel nüfusun %42'sini oluşturmaktadır.;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.