Odadaki Panda - Birleşik Krallık’ın Çin Stratejisii

Makale

Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi, Nisan 2019 tarihli "Çin ve Kurallara Dayalı Uluslararası Sistem" raporunda Majesteleri’nin (Birleşik Krallık) Hükûmeti’ne  "... 2020’nin sonuna kadar, ayrıntılı, tutarlı bir Hükûmetlerarası Çin Stratejisi yayımlayacak durumda olma" çağrısında bulundu....

Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi, Nisan 2019 tarihli "Çin ve Kurallara Dayalı Uluslararası Sistem" raporunda Majesteleri’nin (Birleşik Krallık) Hükûmeti’ne "... 2020’nin sonuna kadar, ayrıntılı, tutarlı bir Hükûmetlerarası Çin Stratejisi yayımlayacak durumda olma" çağrısında bulundu. Bununla birlikte, üç yıl sonra, Entegre İnceleme (Integrated Review)’nin iki kez yinelediği, Dışişleri Bakanı'nın, Birleşik Krallık - Çin Halk Cumhuriyeti ilişkileri üzerine konuşması Nisan ayında ve Başbakan’ın Çin Halk Cumhuriyeti'nin öne çıktığı G7 toplantısına katılımı Mayıs ayında gerçekleşmişti. Ancak şu anda Birleşik Krallık hâlâ beklemede bulunuyor.

Birleşik Krallık Hükûmeti, stratejileri yayımlamaktan çekinmiyor: “Entegre İnceleme Yenilemesi (Integrated Review Refresh - IRR)“, yakın zamanda yayımlanan en az 15 stratejiyi listeledi ve çok yakında dokuz stratejiyi daha yayımlamayı vaat ediyor. Stratejiler; gıda, kalkınma güvenliği, dolandırıcılık, denizaşırı bölgeler, biyolojik çeşitlilik ve diğer birçok önemli konuyu içeriyor. Ancak ilginç bir şekilde bu strateji içinde IRR'nin başlangıcında Başbakan Rishi Sunak'ın "çağ belirleyici ve sistemik bir zorluk" olarak nitelendirdiği Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) bulunmamaktadır.

Buna meydan okuyan Hükûmet yetkilileri “patikalar“, “konumlar“ ve “politikalar“ dan söz ediyor, ancak “s“ ile başlayan kelimeden özenle kaçınıyorlar. Bu kelime odadaki pandadır. Liberal demokrasiler, yönetim sistemlerinin şeffaflığını otoriter rejimlerinki ile karşılaştırmayı severler. Yine de ÇHC’ye yönelik bir Birleşik Krallık stratejisinin ne olabileceğini anlamak için 20. yüzyıl Kremlinolojisinin bir versiyonu olan “Whitehalloloji“ye ihtiyaç duyulur.

Genellemeler Bir Strateji Oluşturmaz

Londra Şehri'ndeki Mansion House'da konuşan Dışişleri Bakanı James Cleverly, Birleşik Krallık Hükûmeti’nin Çin konusundaki tutumunu ana hatlarıyla özetledi.

Birleşik Krallık Hükûmeti, Cleverly'nin konuşmasının çevrimiçi yayınının girişinde bu şekilde konuşmuştur. Cleverly’nin hiç de yersiz görünmeyen Çin tarihini, medeniyetini ve son dönem siyasetini içeren bu açıklamaları; Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Propaganda Departmanı’ndan yayılmasına rağmen, IRR'nin genel çerçevesini yansıtarak İngiltere'nin 'koruma, uyum sağlama ve ilişki kurma' amacını vurguladı:

Birincisi, Pekin'in eylemlerinin insanlarımıza veya refahımıza tehdit oluşturduğu her yerde ulusal güvenlik korumalarımızı güçlendireceğiz.

İkincisi, Birleşik Krallık, Hint-Pasifik'teki ve dünyadaki dostlarımız ve ortaklarımızla işbirliğimizi derinleştirecek ve uyumumuzu güçlendirecektir.

Politikamızın üçüncü hedefi, Çin ile ikili ve çok taraflı olarak doğrudan ilişki kurmak ve korumak, ayrıca Çin'in küresel önemini yansıtan açık, yapıcı ve istikrarlı ilişkileri oluşturmaktır.

Muhtemelen bunlar, Sunak'ın geçen Kasım ayında bir dış politika konuşmasında “sağlam pragmatizm“ olarak tanımladığı şeyi oluşturan unsurlardır. Ancak ne Başbakan ne de Dışişleri Bakanı bunların ne olduğunu ve nasıl yapılacağını açıklamadı. Bu üç hedefi ilan etmek işin kolay kısmı, ancak bunlar politika açısından ne anlama geliyor?

Stratejinin başarısızlığının arkasında, ÇHC'nin, stratejinin bazı bölümlerinden duyduğu memnuniyetsizlikten kaynaklı bir endişe varsa, Majesteleri’nin Hükûmeti içini rahat tutmalıdır.

Birinci hedefe göre Birleşik Krallık; akademik özgürlük ve araştırmayı korurken, kendisini çatışma ve casusluğa karşı savunacak. Majesteleri’nin Hükûmeti, Xinjiang'daki insanlığa karşı işlenen suçlara sessiz kalmayacak (insan haklarına dair başka bir konuda ise, Hükûmetin Apple Daily'nin kurucusu ve bir İngiliz vatandaşı olan Jimmy Lai'nin Hong Kong'da tutuklanması ve gördüğü muameleyle ilgili 2020'de yapılan çok kısa açıklamadan beri, herhangi açık bir ifadede bulunmaması dikkat çekicidir).

İkinci hedefin içerisinde Cleverly; Hindistan-Pasifik bölgesindeki İngiliz varlığından bahsetti ve ÇHC’yi "askerî genişlemenin arkasındaki doktrin ve niyet konusunda da aynı şekilde açık olmaya" çağırdı. Çünkü şeffaflığın herkesin çıkarına olduğunu ve gizliliğin sadece trajik yanlış hesaplamaların riskini artırabileceğini belirtti.

ÇKP’nin bu öneri konusunda anlaşmaya hazır olma olasılığını bir kenara bırakırsak, Birleşik Krallık bunu gerçekleştirmeye yardım etmek veya uluslararası hukuk ve barışa yönelik tehdidi azaltmak için ne yapabilir? Cleverly'nin konuşmasında, bu bölüm Tayvan'dan bahsedilmesine yol açtı. Ancak yine de, İngiltere'nin Tayvan'a yönelik politikasının öneminin açıklanması dışında politika hakkında hiçbir ipucu verilmedi. Peki, ÇHC’yi tek taraflı eylemde bulunmaktan nasıl vazgeçirilebilir?

Bu somut eylem eksikliği, üçüncü hedefle ilgili açıklamalarda devam ediyor. İngilizler nasıl “...eşit şartlı bir faaliyet alanı ve daha adil bir rekabet için zorlayacak“ veya “... Çin Komünist Partisinin uzun kolunun ülkemizin merkezi sinir sistemine uzanmasını önlemeyi“ nasıl sağlayacak?’

Dışişleri Bakanı'nın 40 dakikalık konuşmasında eksiksiz bir strateji belirlemesini beklemek mantıksız olabilir, ancak Majesteleri’nin Hükûmeti’nin Çin stratejisinin bir parçası olarak aldığı ve alacağı özel önlemlere dair bazı göstergeler beklemek kesinlikle adil olacaktır.

Stratejik belirsizlik… Majesteleri’nin Hükûmeti akıllıca davranıyor mu?

 

Çin stratejisindeki eksikliğin olası bir açıklaması; “Tayvan’daki Amerikan stratejisi olarak adlandırılan stratejinin daha geniş bir versiyonu olan ‘stratejik belirsizliği’ sürdürmek için önceden düşünülerek verilmiş bir karar“ şeklinde yapılabilir. Bu nedenle, Birleşik Krallık, Pekin'e karşı çıkmadan, yine de kendisini ÇKP tehditlerinden koruma, “riski azaltma“, gerektiğinde karşı koyma ve benzer düşüncelere sahip olanlarla uyum sağlama işine sessizce devam ediyor.

 

Elbette Majesteleri’nin Hükûmeti, Osborne'un “Altın Çağ“ doktrininden çok uzaklaştı. Son birkaç yılda, yalnızca ÇKP'nin doğasına ilişkin belirgin bir tutum ve farkındalık değişikliğine değil, aynı zamanda İngiliz ulusal güvenliğini, ekonomik refahını, değerlerini ve verilerini korumaya yönelik sistematik bir girişimin başlangıcına da tanık olunmuştur. İşte son dönemde alınan birkaç önlemden bazıları:

 

  • 2017 yılında Ortak Devlet Tehdit Değerlendirme Ekibi (Joint State Threat Assessment Team) kuruldu. Güvenlik Servisi içinde yer alan departmanlar arası bir kuruluş olan bu ekip, Birleşik Krallık çıkarlarına yönelik hibrit devlet tehditleri hakkında analizler yapmayı sağlamaktadır.

 

  • Telekomünikasyon Yasası, Huawei'yi İngiltere'nin 5G altyapısından yasakladı; Huawei ekipmanının, 2027'nin sonuna kadar tüm 5G sistemlerinden çıkarılması beklenmektedir.

 

  • Ulusal Güvenlik Yatırım Yasası (National Security Investment Act - NSIA), 17 alanda, şirketlerin satın alınmasını engelleyerek Birleşik Krallık teknolojisini korumayı amaçlamaktadır.

 

  • Araştırma İşbirliği Tavsiye Ekibi (Research Collaboration Advice Team), araştırma kurumlarına ve üniversitelere uluslararası araştırmalarla bağlantılı ulusal güvenlik riskleri konusunda tavsiyelerde bulunmaktadır.

 

  • Demokrasiyi Savunma Görev Gücü (Defending Democracy Taskforce), Birleşik Krallık'ın her düzeydeki demokratik kurumlarını yabancı müdahaleden korumayı amaçlamaktadır.

 

  • Ulusal Koruyucu Güvenlik Otoritesi (National Protective Security Authority), işletmelerin ve kuruluşların hem fiziksel hem de personele yönelik ulusal güvenlik tehditlerine karşı savunma yapmasına yardımcı olmak için Mart ayında kurulmuştur.


Şu anda iki ek yasa tasarısı daha Meclis'ten geçmektedir:

  • IRR'ye göre Ulusal Güvenlik Yasa Tasarısı (National Security Bill), “Birleşik Krallık çıkarlarına, siyasi sistemimize ve kurumlarımıza zarar vermeye çalışan devletler için zor bir çalışma ortamı“ oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu ortam, bir Yabancı Menfaat Kayıt Planı içerecektir;

 

  • Tedariğe İlişkin Yasa Tasarısı (Procurement Bill) “güvenilir tedarikçileri“ tanımlayacaktır. Yasaklama listesinde, teknolojisi ve varlığı ulusal güvenliği tehlikeye atabilecek yabancı (çoğunlukla Çinli) şirketler yer alacaktır.


Majesteleri’nin Hükûmeti, diğer şeylerin yanı sıra tedarik zinciri bağımlılıklarıyla da ilgileniyor.

Yapılması gereken daha birçok şey vardır. Bunlardan birkaçı, İş Atamaları Danışma Komitesi’ni (Advisory Committee on Business Appointments) yenilemek ve etkili olacağı bir yetki vermek, kimi politikacıların (en azından birçoğu Hükûmette hâlâ etkili olan eski bakanların) ve üst düzey memurların Çinli şirketler ve kuruluşlardan elde ettiği maddi çıkarları bildirmelerini sağlamaktır. Şu anda, bir dizi danışmanlık/lobicilik şirketi, ÇKP'nin uzun vadeli jeopolitik çıkarlarını desteklemek için çalışan Huawei, Hikvision ve diğer Çinli şirketlerden para almaktadır.

Mevzuat ve düzenleme yapmak kadar önemli olan, uygulama sorunudur - ve gerekirse, İngiliz çıkarlarını ihlal edenlere yaptırım uygulamaktır. Örneğin, Majesteleri’nin Hükûmeti, 2027 hedefine ulaşılması için telekomünikasyon şirketlerinin Huawei'den ayrılma sürecini izliyor mu? Ayrıca, NSIA'nın yeni teknolojilere yönelik girişimleri kapsayıp kapsamadığı şüpheli bir konudur, çünkü doğası gereği bu tür girişimler genellikle radarın altında olabilir (Hükûmetin Çinli yatırımlara olan bağımlılığı azaltması gereken bir fon oluşturmasına rağmen).

...yoksa Hükûmet zirveye çıkamamak konusunda mı endişeli?

 

Cleverly ve Sunak, ÇHC’yi bir tehdit olarak adlandırmamakta haklılar. Çünkü isim takılarak pek bir şey kazanılmaz. Önemli olan açık yönlendirmeler ve eylemlerdir. Çin stratejisinin önemli olmasının dört nedeni vardır:

  • ÇHC, neredeyse tüm devlet dairelerini etkileyen bir sorundur ve bazen çelişen önceliklere sahiptir (Huawei ve 5G hakkındaki tartışma, “ekonomi“ ve “güvenlik“ bakanlıkları arasındaki farklılıkları göstermiştir). Net bir yönün olmaması, önemli kararları geciktirir ve çıkarları olanların belirsizlikten yararlanmalarına olanak tanır.

 

  • İş dünyası, akademi (özellikle bilim ve teknoloji işbirliğine dâhil olanlar) ve sivil toplum; işbirliğinin kabul edilebilir olduğu alanlar ve Çin kuruluşları konusunda net olmalıdır.

 

  • Birleşik Krallık; şayet müttefikleri ve dostları kendisinin ÇHC de onları nereye yönlendirmeyi istediğini bilmiyorsa, küresel lider olmayı pek arzulayamaz.

 

  • ÇKP, net bir strateji gördüğünde zorbalık yapmaya daha az eğilimli ve yetenekli olur. “İişgal veya kuşatmanın yaptırımlarla karşılanacağını ÇKP'nin - şimdi - bilmesi sağlanarak Tayvan'ı işgalden caydırılması“ dikkat çekici bir örnek olarak verilebilir.


Bir stratejinin başarısızlığının arkasında, ÇHC'nin bir stratejinin bazı bölümlerinden duyduğu memnuniyetsizlikten kaynaklanan bir endişe varsa, Majesteleri’nin Hükûmeti içini rahat tutmalıdır. Yazar tarafından daha önce tartışıldığı gibi, ÇKP'nin ticarete, yatırıma, hizmetlere, turizme, öğrencilere ve iklim değişikliği konusunda işbirliğine yönelik tehditleri fazlasıyla abartılıyor. Benzer bir sonuca, Avustralya'nın ÇKP zorbalığının gerçekleşmesi sonrası yapılan bir çalışmasında da ulaşıldı.

İngiliz çıkarlarını ilerletmek ve ÇKP tehditlerine karşı koymak, Sunak ve Cleverly'nin de belirttiği gibi, aynı fikirdeki ülkelerle uyum sağlamak için net bir stratejiyi kabul etme ihtiyacını da güçlendirir. Strateji kapsamındaki bazı politikalar muhtemelen zor olacaktır. Örneğin, örgütün koşullarını tam olarak kabul etmedikçe ÇHC'nin Kapsamlı ve Aşamalı Trans-Pasifik Ortaklık Anlaşmasına (CPTPP) katılmasına izin verilmesi kesinlikle özgür ve açık ülkelerin çıkarına değildir. Dünya Ticaret Örgütü'ne katılım sürecinde yaşananlar tekrarlanmamalıdır, çünkü verilen sözler tutulmamıştır. Tüm ülkeler CPTPP'ye yeni üyeler konusunda veto hakkına sahiptir ve hiçbir ülke bunu tek başına kullanmak istemez. Bu tür sorularla ilgilenmek için Majesteleri’nin Hükûmet stratejisi var mı? Bu sorular sorulmadan çok önce üzerinde anlaşmaya varılması gerekir.

Sonuç

Cleverly, Mansion House izleyicilerine, "Kısa bir konuşmayla yapılan bir İngiliz dış politikası arıyorsanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız" dedi. Hayır, insanlar kısa konuşmayla bir politika değil, bir strateji arıyorlardı. Ve evet, şu ana kadar - bu konuda - tatmin olmayı bekliyorlar.

(İngiliz Jeostrateji Konseyi'nin Britain’s WORLD adlı çevrimiçi dergisinde 1 Haziran 2023’te yayımlanan makalenin çevirisidir. Yazar Charles Parton; Jeostrateji Konseyi'nde Hint-Pasifik Jeopolitiği alanında yardımcı üyedir. 37 yıllık diplomatik kariyerinin 22 yılını İngiliz Diplomatik Servisi'nde Çin, Hong Kong ve Tayvan'da bu ülkeler üzerine çalışarak geçirmiştir.)

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

1980'li yıllarda çevre sorunlarının yaşanmasıyla, "sürdürülebilirlik" ve "sürdürülebilir gelişme" kavramları Dünya gündeminde önem kazandı. Sürdürülebilirlik kavramının önem kazandığı sektörlerden biri de, turizm sektörüdür. Turizm sektörünün, doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki etkileri, farklı...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Ortadoğu, Osmanlı hakimiyeti altında dört yüzyıl boyunca barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından bu düzen sona ermiş ve bölge, büyük devletlerin güç mücadelelerinin etkisiyle zayıf, istikrarsız ve geri kalmış bir yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş’ın son...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

Bu navigasyon planı iki stratejik sonla bitiyor: 2027’de Çin Halk Cumhuriyet’i ile olası savaşa karşı hazır olmak ve donanmanın uzun dönem avantajlarını iyileştirmek. Biz bu olası sonlarla karşılıklı iki zorlayıcı yollarla çalışacağız: Proje 33’ü uygulamak ve donanmasının ortak savaş ekosistemine k...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Meritokrasi Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar...