Merced Kaliforniya Üniversitesi'nde Bilişsel ve Bilgi Bilimleri Öğretim Üyeliği ile Santa Fe Enstitüsü'nde Misafir Akademisyenlik yapan Doç. Dr. Paul E. Smaldino tarafından kaleme alınıp Princeton University Press yayınları tarafından 2023’te yayımlanan “Modeling Social Behaviour: Mathematical and Agent-Based Models of Social Dynamics and Cultural Evolution“ adlı toplam 360 sayfalık 11 bölümden oluşan kitabın, yayımcının sitesinde kamuya açık yayımlanmış olan kısa özeti ile 22 sayfalık ilk bölümünün çevirisi sunulmaktadır.
KISA ÖZET
Sosyal davranışın matematiksel ve aracı-tabanlı modellenmesine kapsamlı bir giriş olan bu kitap, okuyuculara kendi modellerini nasıl oluşturacaklarını, analiz edeceklerini ve ampirik araştırma programlarıyla nasıl bütünleştireceklerini öğretir. Sosyal dinamikler ve kültürel evrimin temel matematiksel ve aracı tabanlı modellerine birleşik, teori odaklı bir giriş sağlar. Her biri bir veya daha fazla arketipsel modelle örneklenen çeşitli modelleme konularını kapsar ve okuyucuların sosyal davranışını anlamak için güçlü teorik temeller geliştirmelerine yardımcı olur. “Sosyal Davranışı Modelleme“, sosyal, davranışsal ve bilişsel bilim adamlarını matematiksel ve hesaplamalı modeller kullanarak karmaşık sosyal sistemler hakkında düşünmek ve incelemek için gerekli bir araç kiti ile donatır.
- Sosyal davranışın hem matematiksel hem de aracı tabanlı modellemesini birleştirir.
- Bilişsel bilimi, sosyal bilimi ve kültürel evrimi bütünleştirir.
- Modelleme felsefesi, kolektif hareket, ayrım, bulaşma (kötü etki), kutuplaşma, işbirliğinin evrimi, normların, ağların ortaya çıkışı ve bilimsel süreç gibi konuları kapsar.
- Daha sağlam bir ampirik araştırma programı oluşturmak için modellerin nasıl kullanılacağı dâhil olmak üzere ilerletilmiş konuları tartışır.
- Yüksek lisans öğrencileri veya ileri okumalar yapan lisans öğrencileri için ideal bir giriş ders kitabıdır.
- Pratik yapanlar için çok önemli bir kaynaktır.
1. GERÇEKLİĞE KARŞI ŞİDDET
“Gerçek, bizi çevreleyen gerçeklikte doğrudan önümüzde yatıyor. Ancak biz onu olduğu gibi kullanamıyoruz. Gerçeğin kesintisiz bir tanımı; aynı anda dünyadaki en doğru ve en yararsız şey olur, ve bu şekilde kesinlikle bilim olmaz. Gerçeğe dönüştürmek ve dolayısıyla gerçeği bilime faydalı kılmak istiyorsak, gerçekliğe şiddet uygulamalıyız. Doğada olmayan, önemli olan ile olmayan arasındaki ayrımı ortaya koymalıyız. Doğada her şey eşit derecede önemlidir. Bizim için önemli görünen ilişkileri araştırarak, malzemeyi aynı zamanda incelenebilir bir şekilde düzenleriz. İşte o zaman bilim yaparız.“ -Jakob von Uexküll, Umwelt und Innenwelt der Tiere (1909, s. 227)
Şu anda sosyal davranış bilimleri her zamankinden daha önemli konumda yer alıyor. Bunlar insan sosyal ve davranış bilimlerinin yanı sıra sosyal ve toplu davranışla ilgilenen biyoloji, fizik ve uygulamalı matematik dallarını içeriyor. Zamanımızın en acil sorularının çoğu, hastalıkların yayılması ve siyasi kutuplaşmadan işbirliğinin sürdürülmesine, toplu eyleme ve bilimsel bulguların güvenilirliğine kadar değişen konularda grupların nasıl davrandığı ve uyum sağladığı ile ilgilidir.
Bu sorulara odaklanmış bir saldırıya yönelik kalıcı bir engel ise sosyal bilimcilerin genellikle bu soruları çözmek için gereken disiplinler arası bağlantı türlerini engelleyecek şekilde eğitilmiş ve organize edilmiş olmalarıdır. İnsan davranışını inceleyen araştırmacıların her biri farklı yöntemlere, teorik çerçevelere ve bakış açılarına sahip birçok farklı disipline ayrılmıştır. Bu da araştırmacıların sorma eğiliminde olduğu soru türlerini ve bu soruları yanıtlamak için kullandıkları yaklaşımları sınırlar. Bu aynı zamanda, araştırmacıların genellikle birden çok ölçekteki karmaşık sorunlarla başa çıkmak için çerçevelerden veya araçlardan yoksun olduğu anlamına gelir. Araştırmacılar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak ve daha iyi araştırma sorularını teşvik etmek için bir köprü çerçevesinin olması yararlı olacaktır.