Çin'in Güç Dengesi Oyunu

Makale

Çin'in ekonomisini ve küresel nüfuzunu güçlendirmek için çeşitli stratejiler izlediği bilinmektedir. Bu amaca ulaşmak için kullandığı araçlardan bazıları şunlardır: Ekonomi politikaları, Diplomasi, Askeri modernizasyon, İdeoloji. ...

Fatih BEYAZ

Çin'in ekonomisini ve küresel nüfuzunu güçlendirmek için çeşitli stratejiler izlediği bilinmektedir. Bu amaca ulaşmak için kullandığı araçlardan bazıları şunlardır:

Ekonomi politikaları: Çin, altyapı yatırımları, yüksek teknolojili endüstrilerin geliştirilmesi ve iç tüketimin teşvik edilmesi dahil olmak üzere ekonomisini canlandırmayı amaçlayan çeşitli politikalar uyguladı.

Diplomasi: Çin, diğer ülkelerle aktif diplomasi yürütüyor, stratejik ortaklıklar kuruyor, Kuşak ve Yol Girişimi gibi uluslararası girişimleri takip ediyor.

Askeri modernizasyon: Çin, gelişmiş silah sistemleri ve teknolojilerinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere askeri yeteneklerine büyük yatırımlar yapıyor.

İdeoloji: Çin Komünist Partisi, ülkenin benzersiz özelliklerini, ulusal birlik ve istikrarın önemini vurgulayarak ideolojisini yurt içinde ve yurt dışında tanıtıyor. Ekonomik model olarak “Çin Tipi Sosyalizm“ uygulanmakta olsa da Çin, komünist sistemi ulusal barışı, güvenliği, istikrarı sürdürmekte bir araç gibi kullanmaktadır.

Bu stratejilerin, Çin'in kendini güçlendirme araçları olarak görülebilmesine rağmen, küresel düzen ve ülkeler arasındaki ilişkiler üzerinde de önemli etkileri olabileceğini belirtmek önemlidir.

Çin’in, mevut yükselişini sürdürmek ve uluslararası siyasetin dominant bir aktörü olabilmek adına takip ettiği denge politikaları mevcuttur. Kurduğu güç dengesi ise dikkate alınması gereken birçok farklı boyutu ve faktörü olan karmaşık ve çok yönlü bir konudur. Bununla birlikte, genel olarak Çin, hem yurt içinde hem de uluslararası alanda çıkarlarına uygun bir güç dengesi kurmaya çalıştı.

Çin, yurt içinde iktidardaki Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve liderlerini destekleyen bir güç dengesi kurmaya çalıştı. Bu, muhalefeti bastırmak, medyayı ve bilgi ortamını kontrol etmek ve halk desteğini sürdürmek için ekonomik ve sosyal teşvikleri kullanmak da dahil olmak üzere çeşitli önlemleri içeriyordu.

Uluslararası alanda Çin, artan ekonomik ve askeri gücünü yansıtan bir güç dengesi kurmak için daha iddialı bir strateji izledi. Bu strateji; askeri yeteneklerini ve Güney Çin Denizi'ndeki ve diğer stratejik bölgelerdeki varlığını genişletmeyi, diğer ülkelerdeki altyapı ve ekonomik kalkınma projelerine büyük yatırımlar yapmayı, uluslararası kuruluşları ve normları etkilemek için ekonomik gücünü artırmayı içeriyordu. Çin ayrıca ABD ve Rusya gibi diğer büyük küresel güçlerle bir güç dengesi kurmaya çalıştı. Çin, iklim değişikliği ve küresel güvenlik gibi ortak endişeleri olan konularda diğer güçlerle ilişki kurarken kendi çıkarlarını ilerletmeye çalıştığından, bu işbirliği ve rekabetin bir karışımını içeriyor. Çin, bu güç dengesini takip ederken dikkat ettiği bazı noktalar vardır.

Büyük bir küresel güç olan Çin, diğer devletlerle ilişkilerinde çeşitli faktörlere çok dikkat ediyor. Çin'in dış ilişkilerinde dikkate aldığı temel faktörlerden bazıları şunlardır:

Jeopolitik çıkarlar: Çin, diğer devletlerin, özellikle stratejik açıdan önemli olan veya kendi güvenlik ve ekonomik çıkarları üzerinde etkisi olanların jeopolitik çıkarlarına dikkat eder.

Ekonomik bağlar: Çin, özellikle ticaret, yatırım ve kaynaklara erişim açısından diğer devletlerle olan ekonomik bağlarına büyük önem vermektedir.

Siyasi ilişkiler: Çin, diğer devletlerle sahip olduğu siyasi ilişkileri de özellikle stratejik ortaklıklar ve ittifaklar kurma çabaları açısından değerlendirmektedir.

Uluslararası duruş: Çin, diğer devletlerin, özellikle de Birleşmiş Milletler gibi önemli küresel forumlarda etkisi olan devletlerin uluslararası duruşuna dikkat eder.

Kültürel bağlar: Çin, özellikle benzer bir tarihi veya kültürel mirası paylaşan diğer devletlerle kültürel bağlara da önem vermektedir.

İdeolojik uyum: Çin, diğer devletlerle, özellikle de benzer siyasi veya sosyal değerleri paylaşanlarla olan ideolojik uyumu da göz önünde bulundurur.

Güvenlik endişeleri: Çin, diğer devletlerin, özellikle de sınır komşusu olan veya güvenlik çıkarları üzerinde doğrudan etkisi olan devletlerin güvenlik endişelerine çok dikkat ediyor.

Diplomatik tarih: Çin, devletlerle diplomatik ilişkilerinin tarihini, özellikle geçmiş çatışmalar veya işbirliği açısından da değerlendiriyor. Tayvan ve Japonya bu konuda en belirgin örneklerdir.

Çin'in dış politikası; kendi çıkarlarını diğer devletlerinkilerle dengelemeye çalışan ve aynı zamanda daha çok kutuplu bir dünya düzenine ilişkin kendi vizyonunu destekleyen pragmatik bir yaklaşımla karakterize edilir. Tek kutuplu bir dünya ise Çin için henüz aşamadığı bazı sorunları nedeniyle güçlü bir aktör olması ve hatta mevcut tehditler karşısında endişesiz olmasının önünde engeldir.

Çin, küresel ölçekte hızla büyümesine karşın bazı iç ve dış etkenlerden ötürü dikkatli olmak zorundadır. Bu nedenle bir yandan denge siyaseti gütmekte diğer yandan da karşılaştığı fırsatları değerlendirerek gücünü arttırmaya çalışmaktadır. Ancak bu süreçte kaçınmaya çalıştığı bazı konular mevcut.

Çin, dünya siyasetinde bazı şeylerden kaçınmaya da dikkat ediyor. Çin'in kaçındığı şeylerden bazıları şunlardır:
Doğrudan çatışma: Çin, diğer devletlerle, özellikle de askeri açıdan daha güçlü olan veya önemli uluslararası desteğe sahip olanlarla doğrudan çatışmaktan kaçınma eğilimindedir.

Diğer devletlerin iç işlerine müdahale: Çin genellikle diğer devletlerin iç işlerine karışmaktan kaçınır ve ulusal egemenliğe saygının ve diğer ülkelerin iç işlerine karışmamanın önemini vurgular.

Ekonomik çıkarlarına zarar verebilecek eylemler: Çin, diğer ülkelerle olan ekonomik bağlarına büyük ölçüde bağımlıdır ve bu nedenle ticari yaptırımlar veya ambargolar uygulamak gibi kendi ekonomik çıkarlarına zarar verebilecek eylemlerden kaçınır.
Ana ortaklarını yabancılaştırma: Çin, Rusya veya Kuzey Kore gibi ana ortaklarını yabancılaştırabilecek veya diğer önemli devletlerle ilişkilerine zarar verebilecek eylemlerde bulunmaktan da kaçınıyor.

Çatışma veya istikrarsızlığı kışkırtmak: Çin, Güney Çin Denizi veya Kore Yarımadası gibi stratejik çıkarlarının olduğu bölgelerde çatışma veya istikrarsızlığa yol açabilecek eylemlerden kaçınmaya çalışıyor.

Tehdit olarak görülmek: Çin, yükselen bir güç olduğu ve mevcut dünya düzenine potansiyel bir tehdit olduğu algısının farkındadır ve bu algıyı pekiştirecek eylem veya açıklamalardan kaçınmaya çalışmaktadır. Çin genel anlamda dış politikada istikrar ve pragmatizme odaklanmış durumdadır. Bu nedenle de kendisini, güçler dengesi takip etmek zorunda hissetmektedir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1102
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1393 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 294
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1297 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 515
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

İki liderin görüşmesinde, Moskova'nın azalan silah ve mühimmat stokunu yenilemek için Kuzey Kore'den malzeme temini konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığı belirsizliği yer almaktadır. ;

Doğa ne kadar dakik! Hiç sektirmiyor. Evet, olağanüstü kuraklıklar, seller, yanardağ patlamaları, deprem veya yangınlar var. Ama bunların şiddeti artsa bile çoğu kez zamanlama açısından bir belirlilik var. ;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Türkiye - AB ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda temel olarak Politika, Kimlik, Ekonomi, Güvenlik, Enerji ve Göç bağlamında ele alındığını söyleyebiliriz. 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmasıyla başlayan süreç, 1987 yılında tam üyelik başvurusuna ve 1999 yılında n...;

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor.;

BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın kısaltmasıdır. Dünyanın önde gelen gelişmekte olan ekonomilerinin oluşturduğu bir gruptur ve bu ülkeler dünya kara yüzeyinin yaklaşık %27'sini ve küresel nüfusun %42'sini oluşturmaktadır.;

1883 yılında Afgani’nin Ernest Renan’a cevabı, Renan’ın İslam dininin ilmi gelişmeye mani ya da kapalı olduğu yönündeki ifadelerine karşı verilmişti. Afgani’nin iddiası ise aslında ilmin İslamda olduğu, İslamın hem Kur’an ve hem de hadislerle İlmi teşvik ettiği yönündeydi.;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.