Afrika Birliği Zirvesi'nde İsrail Krizi

Makale

18-19 Şubat tarihlerinde Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da “Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Kongresinin 36. Olağan Toplantısı gerçekleştirildi. Bu zirveye, açılış töreninde İsrail’in Etiyopya Büyükelçisi Sharon Bar-Li'nin akredite şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle güvenlik personeli tarafından dışarı çıkarılması damgasını vurdu....

Dr. Huriye YILDIRIM ÇINAR
TASAM Afrika Enstitüsü Eş-Direktörü

18-19 Şubat tarihlerinde Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da “Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Kongresinin 36. Olağan Toplantısı gerçekleştirildi. Bu zirveye, açılış töreninde İsrail’in Etiyopya Büyükelçisi Sharon Bar-Li'nin akredite şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle güvenlik personeli tarafından dışarı çıkarılması damgasını vurdu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı olayın ardından “İsrail, Büyükelçi Sharon Bar-Li'nin giriş rozetleri ile akredite bir gözlemci statüsüne sahip olmasına rağmen Afrika Birliği salonundan çıkarılması olayını sert bir şekilde izliyor.“ açıklamasını yapmıştır. Akabinde ise İsrail, bu olayın İsrail’in Afrika Birliğinde gözlemci statüsüne sahip olmasını istemeyen Güney Afrika ve Cezayir tarafından gerçekleştirildiğini iddia edip Güney Afrika büyükelçisinin bakanlığa çağrılabileceğini açıklamıştır. Güney Afrika ve Cezayir ise İsrail iddialarını yalanlayıp, İsrail’in gözlemci statüsü hakkında birliğin henüz bir karara varmadığını bu nedenle toplantıya katılmalarının kendi inisiyatiflerince değil topluluk kuralları kapsamında engellendiğini bildirmiştir.

Bilindiği üzere İsrail uluslararası alanda ABD’nin de büyük desteğiyle birçok ülke ile normalleşme çabaları içerisinde. Afrika kıtası İsrail dış politikası açısından büyük bir öneme sahip olduğu için kıta ülkeleri ile de ilişkilerin geliştirilmesi meselesi uzun süredir Tel Aviv Yönetiminin öncelikli ajandalarından birisidir. 15 Eylül 2020’den beri geçerli olan ve İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında normalleşme beyanlarını içeren İbrahim Anlaşmaları (Abraham Accords) da Tel Aviv’in Afrika ülkeleriyle normalleşme çalışmalarına büyük bir ivme kazandırmıştır. İbrahim Anlaşmaları ile Körfez Arap Devletleri ile Tel Aviv arasındaki tansiyonun düşürülmesi de Arap Ligi baskısından arınan Afrikalı üye devletlerin İsrail ile normalleşmesine olanak tanımaktadır. Netice olarak Tel Aviv yönetimi Fas ve Sudan ile ilişkilerin normalleştirilmesi hususunda önemli adımlar atmıştır.

Esasında İsrail’in Afrika ile ilişkilerini normalleştirmesi çabası yeni değildir. 1948’de kurulan İsrail Devletinin kurucusu ve ilk Başbakanı olan David Ben-Gurion o dönem diplomatik yalnızlıktan kurtulmak için Afrika ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeyi önemsemiştir. Bu nedenle 1950 ve 1960’lı yıllar İsrail-Afrika ilişkilerinin hızla geliştiği bir dönemdi. Bu dönemde İsrail’in işbirliği talepleri yeni bağımsızlığını kazanmış Afrika devletleri tarafından da memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak Filistin ile savaş- bilhassa 1973 Yom Kippur Savaşı- ve Körfez Arap ülkeleri tarafından ilan edilen petrol ambargosu sonrasında çoğu Afrikalı devlet İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesti. Afrika Birliği Örgütü de İsrail ile ilişkileri kesme yolunda bir karar aldı.

Filistin Kurtuluş Örgütü ve İsrail arasında 1990 yılında imzalanan Oslo Anlaşmaları sonrasında Tel Aviv yönetimi yeniden Afrika ile ilişkilerini tesis etmeye yönelmiştir. Ancak Afrika kıtasına yönelik girişimler esas olarak Benjamin Netanyahu döneminde ivme kazanmıştır. O dönem kıta ülkelerine çok sayıda üst düzey resmi ziyaret gerçekleştirilmiştir. Netanyahu’nun bu çabaları sonucunda 1972’de diplomatik ilişkilerin kesildiği Çad ile ilişkiler yeniden tesis edilmiştir. Netanyahu’nun aktif Afrika politikasından etkilenen İran Devlet Başkanı Mahmoud Ahmadinejad da bölgede etkinliğini arttırmak için çaba sarfetmiştir. Ancak onun halefi olan Rouhani’nin ise uzun süre dış politikada Afrika gündemini ikinci planda tutması İsrail’in kıtadaki varlığına avantaj sağlamıştır.

İsrail, Afrika’da geliştirmeye çalıştığı ikili ilişkileri yanında Afrika Birliği ile de güçlü ilişkilere sahip olmayı amaçlamaktadır. Tarihsel olarak İsrail, Afrika Birliğinin selefi olan Afrika Birliği Örgütü’nün (OAU) bir parçasıydı. Ancak 2002 yılında Afrika Birliği kurulduğu zaman İsrail, Libya Lideri Kaddafi’nin baskılarıyla örgütteki gözlemci statüsünü kaybetmiştir. 2003 ve 2016 yıllarında Tel Aviv yönetimi Afrika Birliği’ne gözlemci statüsü için resmi başvuru yapmıştır. Ancak bu başvurular Filistin Meselesi nedeniyle reddedilmiştir. 2020 yılındaki İbrahim Anlaşmaları sonrasındaki ılıman atmosferden yararlanmayı amaçlayan Tel Aviv Yönetimi, Afrika Birliğine gözlemci statüsü için üçüncü kez başvuru yapmıştır. 22 Temmuz 2021 tarihinde Afrika Birliği Komisyon Başkanı Çadlı Moussa Faki Mahamat İsrail’a gözlemci statüsü verileceğine ilişkin kararı açıklamıştır. Ancak başta Güney Afrika ve Cezayir başta olmak üzere 13 Afrikalı devlet bu karara karşı çıkmıştır. Tepkiler karşısında Afrika Birliği kararı askıya almıştır.

Netice olarak İsrail yönetimi gözlemci statüsüne ilişkin kararın Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Kongresinin 36. Olağan Toplantısında alınacak olmasına karşın İsrail’in Büyükelçisini zirvenin açılış töreninde akredite olmadan hazır bulunması birlik ve Tel Aviv arasında bir krize neden olmuştur. Krizin İsrail’in son dönemde Afrika devletleri ve Afrika Birliği ile ilişkilerini geliştirme çabalarını kısa ve orta vadede olumsuz etkileme potansiyeli olduğunu söylemek mümkündür.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

İnsanların vatandaşı oldukları, ikamet ettikleri veya yerleşik bulundukları topluluklardan ayrılarak farklı coğrafyalarda devam eden savaşlara gönüllü olarak katılmaları, devrimler çağından başlayarak modern devletler sisteminin oluşum sürecini takip eden bir olgudur. Bu süreci tanımlamak amacıyla a...;

Ruanda ve Uganda, Afrika Büyük Göller Bölgesi'nde konumlanmış, tarihsel bağlamda derin etkiler bırakmış iki komşu ülke olarak "3. Dünya" ülkeleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bölgedeki siyasi ve etnik çatışmalar, uzun vadeli kalkınmayı olumsuz etkileyerek ekonomik istikrarsızlığa sebep olmuş...;

Asya’dan sonra dünyanın en kalabalık insan nüfusunu barındıran Afrika, nice kadim kültüre ev sahipliği yapmış, insanlığın ve medeniyetin beşiği olmuş bir kıtadır. Dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır piramitlerinin inşa sisteminin henüz çözülmemiş olması gibi tarihin çeşitli zaman aralıklarınd...;

Doğu Afrika’nın jeopolitik konumuyla ilişkili olarak Ortadoğu, Körfez ve Hint- Pasifik stratejik alanlarıyla entegrasyonu bölgede yabancı aktörlerin askerî varlıklarının önemli bir nedenini meydana getirmektedir. Yabancı askerî varlıklar; çoğunlukla terörle mücadele, barış operasyonlarına destek, il...;

Stratejik konumu ve doğal kaynakları nedeniyle önemli bir rekabet alanı olan Afrika, 21. yüzyılda çok sayıda aktörün, kapsamlı politikalar geliştirdiği ve zirveler organize ettiği kıta olarak dikkat çekmektedir.;

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

"Türkiye - Rusya İlişkileri" Konferansı

  • 22 Haz 2005 - 22 Haz 2005
  • İstanbul - Türkiye

3. Türkiye - Pakistan Yuvarlak Masa Toplantısı

  • 06 Şub 2020 - 06 Şub 2020
  • CVK Park Bosphorus Oteli -
  • İstanbul - Türkiye

2. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 07 Kas 2019 - 08 Kas 2019
  • CVK Park Bosphorus Oteli -
  • İstanbul - Türkiye

İstanbul Güvenlik Konferansı 2019

  • 07 Kas 2019 - 08 Kas 2019
  • CVK Park Bosphorus Oteli -
  • İstanbul - Türkiye

1. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 07 Kas 2018 - 09 Kas 2018
  • Elite World Europe Hotel, İstanbul -
  • İstanbul - Türkiye

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Meritokrasi Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar...

Orta Doğu coğrafyası, 2010 yılının aralık ayından bu yana Tunus ile başlayan, günümüzde de tüm şiddetiyle Suriye’de devam eden devrim süreçlerinin etkisiyle hızlı bir değişim ve dönüşüm iklimine girmiştir.

Yemen, Coğrafi konumu itibarıyla kızıl denizin Hint Okyanusu’na açıldığı kapıdır. Afrika boynuzu ile birlikte Bab’ül Mendeb boğazının doğu kıyısında yer almaktadır. Yeryüzünde denizler üzerinde seyreden malların p gibi büyük bir oranı Süveyş kanalı, Kızıl Deniz ve Aden körfezinden geçtiği düşünülürs...

Somali Cumhuriyeti; Afrika’nın doğusunda yer almakta olup Afrika Boynuzu olarak adlandırılan ve dünya gündemine açlığın, kıtlığın ve bulaşıcı hastalıkların yol açtığı felaketler nedeniyle sık sık gelen bir bölgede konumlanmış durumdadır.

Uzun yıllar boyunca Liberya meselesi, dünya gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Yaşanan İç Savaş boyunca sıklıkla çatışmalar ve ölümlerle anılan ülkenin günümüzde yeniden dirilme mücadelesi vermesi, diğer aktörler tarafından dikkatle izlenmektedir.

Afrika’nın batısında bulunan Benin Cumhuriyeti, kuzey batıda Burkina Faso Cumhuriyeti, kuzey doğuda Nijer, doğuda Nijerya, batıda ise Togo ile komşudur. Benin’in bu 4 ülkeyle toplam 1989 km sınırı vardır. Bu sınırlardan en uzunu Nijerya ile olan 773 km’lik sınırdır.

56.785 km²’lik yüzölçümüne sahip olan Togo Cumhuriyeti, Batı Afrika’nın orta - güney kıyısında yer alır. Togo Cumhuriyeti’nin doğusunda Benin Cumhuriyeti, kuzeyinde Burkina Faso, batısında ise Gana yer alır. Togo’nun, Benin Körfezi’ne, bir diğer şekliyle belirtmek gerekirse Atlas Okyanusu’na da kıyı...