Dünya Düzeni ve Türkiye'nin Rolü

Makale

Ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güçlerin oluşturduğu bir Dünya Düzeni vardır. Bu düzen ufak değişimler gösterse de kolay kolay değişmez. Büyük güçler siyasi, ekonomik güçlerini koruyabilmek ve hatta geliştirmek amacıyla zaman zaman bazı girişimlerde bulunurlar. ...

Doç. Dr. Ergün DEMİREL
Piri Reis Üniversitesi

Ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güçlerin oluşturduğu bir Dünya Düzeni vardır. Bu düzen ufak değişimler gösterse de kolay kolay değişmez. Büyük güçler siyasi, ekonomik güçlerini koruyabilmek ve hatta geliştirmek amacıyla zaman zaman bazı girişimlerde bulunurlar. Bu ülkeler ekonomik ve siyasi manevralarını desteklemek için askeri güç kullanmaya pek yeltenmez, caydırıcılık siyaseti ile sorunlarını çözmeye çalışırlar. Askeri operasyonlar için daha çok kendi amaçlarına uygun küçük ülkeleri kullanır, kendileri ise geri planda kalarak askeri operasyonlara açık veya kapalı destek verirler. Kendi askeri güçlerini çok nadir olarak çok sınırlı olarak askeri harekâta dahil ederler.

Bu araştırmada dünya düzenindeki büyük güçlerin çıkarlarını koruma girişimleri ve bunları nasıl uyguladıkları, bu uygulamalarda küçük ülkelerin aldıkları rollere odaklanılacaktır. Özellikle de Türkiye’nin bu girişimlerde aldığı ve alması olası roller üzerinde durulacaktır.

Bu araştırma sonuçlarının Türkiye’nin siyasi arenada bugüne kadar oynadığı rolün daha iyi anlaşılması ve gelecekteki olası siyasi beklentilere ışık tutacağı değerlendirilmektedir.

1. GİRİŞ

Strateji uzmanları Milli Gücün unsurlarını geleneksel olarak Askeri- Dış Politika- Ekonomi- Sosyal ve Kültürel güçler olarak tanımlar. Ülkenin uygulayacağı genel siyaset tartışılırken bunlardan daha çok Askeri ve Dış Politika konuları gündeme getirilmekte, daha karmaşık olan Ekonomi ile Sosyal ve Kültürel güç konuları üzerinde fazla durulmamaktadır.

2. ARAŞTIRMA METODU

Bu araştırmada amaçla Dünya’daki ekonomik, siyasi, askeri ve sosyo-kültürel değişimler incelenerek bunların Türkiye’ye etkisi değerlendirilecektir

Özellikle dünya düzenindeki büyük güçlerin çıkarlarını koruma girişimleri ve bunları nasıl uyguladıkları, bu uygulamalarda küçük ülkelerin aldıkları rollere odaklanılacaktır. Özellikle de Türkiye’nin bu girişimlerde bugüne kadar aldığı roller ve bundan sonra olası hareket tarzları üzerinde durulacaktır.

Bu araştırma sonuçlarının Türkiye’nin siyasi arenada bugüne kadar oynadığı rolün daha iyi anlaşılması ve gelecekteki olası siyasi beklentilere ışık tutacağı değerlendirilmektedir.

3. İNCELEME

3.1. Yeni Dünya Düzeni ve Globalleşeme (Küreselleşme)

Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Dünya siyaseti ve ekonomisinde 2 kelime öne çıkmaya başladı; Yeni Dünya Düzeni ve Globalleşeme (Küreselleşme). Retorik olarak çok çekici ve insanlığa mutluluk vadeden bu 2 sözcük gerçek anlamda ise tamamen farklı sonuçlar yarattı. ABD’li ekonomist Stiglitz (2015) bu gerçeği şu şekilde ifade ediyor:

- Küreselleşmenin kuralları gelişmiş ülkelerin lehine işliyor

- İleri teknoloji değeri çevre ve insan hayatının önünde yer almaya başladı

- Gelişmiş ülkelerin karı ve vatandaşlarına sağladığı avantaj Demokratik değerlerin önüne geçti

- Küreselleşmenin herkese ekonomik kazanç sağlamadığı sadece gelişmiş ülkelerin kazançlı çıktığı görüldü

- Ekonomik sistem politik ve kültürel olarak bir “Amerikalaştırma“ politikasına dönüştü.

Gerçekten de Dünya ekonomisine bakıldığında gelişmekte olan ülkelerin milli gelirlerinin gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında geçtiğimiz 30 sene içerisinde 5-10 misli küçüldüğü görülmektedir. Dünya pazarlarının gelişmiş ülkelerdeki güçlerin yönettiği uluslararası şirketlerin kontrolüne geçtiği bir gerçektir.

Yeni Dünya düzeninin vadettiği barış ortamı da gerçekleşememiştir. Aksine Dünya çağında çatışmalar daha da yaygınlaşmış ve artmıştır. Bu çatışmaların çıkmasında gelişmiş ülkelerin petrol, maden, gıda ve su kaynaklarını kontrol etme arzusunun var olduğu göz ardı edilmemelidir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Türk siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik, sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan oluşuyor. ;

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. ;

İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin gelişmesi neredeyse her alanda daha önce görülmemiş değişikliklere ve gelişmelere yol açmıştır. Denizcilik faaliyetleri de teknolojik gelişmelerden etkilenmektedir. Otonom gemilerin geliştirilmesiyle birlikte kullanımına yönelik test aşamaları hızlanmaktadır.;

Artık, ulusal ya da uluslararası her seviyede güvenliği geçmişin anlayış ve kurumları ile sağlama imkânı zayıflamaktadır. Hızla gelişmekte olan teknolojilerin neden olacağı ekonomik ve toplumsal dönüşümler, uluslararası düzenin de yeni bir çerçeveye yani devletsiz (sınırların olmadığı post-modern) s...;

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.