Doç. Dr. Muharrem Hilmi ÖZEV
Zuleykha KAZIMOVA
Zuleykha KAZIMOVA
ÖZET
Doğu Akdeniz'de son yıllarda enerji keşfedilmesi bölgesel ve küresel dengelerin gözden geçirilmesine neden olmuştur. Bölgenin yeni oluşumlarından biri de enerji alanında iş birliği geliştiren İsrail, GKRY ve Yunanistan ortaklığı olmuştur. Ortak geliştirilen EastMed projesi ile Avrupa kıtasına enerji arzı gerçekleştirilmesi planlanmış, Rusya ise buna alternatif politikalar geliştirmeye çalışmıştır. Rusya dünyanın farklı bölgelerinde faaliyetlerini artırarak çok kutuplu bir dünya düzeninin inşasında önemli bir role sahip olmayı hedeflemektedir. Bu süreçte dünyanın en fazla enerji ihraç eden ülkelerinden biri olan Rusya'nın dış politika araçlarından biri de kuşkusuz enerji politikalarıdır. Bu bağlamda EastMed projesi Rusya’nın Kuzey Akımı ve Türk Akımı gibi Avrupa’ya enerji aktaran hatlarına alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Rusya, Avrupa pazarının talep güvenliğine fazlasıyla bağımlı olduğundan, dünyanın farklı bölgelerinde ve Doğu Akdeniz bölgesinde faaliyetlerini artırarak bu bağımlılıktan kurtulmayı hedeflemektedir. Çok kutuplu dünyanın güçlerinden biri olma hedefi güden Rusya, dünyanın farklı enerji bölgelerinde aktif bir rol oynamaktadır. Doğu Akdeniz ülkeleriyle enerji alanında ilişkiler daha çok Batı gücünü dengeleme politikaları çerçevesinde geliştirilmiş, projenin rafa kalkmasında Rusya’nın denge politikaları önemli rol oynamıştır.
Giriş: Rus Dış Politikasında Enerjinin Rolü
Rusya dünyanın farklı bölgelerinde faaliyetlerini artırarak çok kutuplu bir dünya düzeninin inşasında önemli bir role sahip olmayı hedeflemektedir. Bu süreçte dünyanın en fazla enerji ihraç eden ülkelerinden biri olan Rusya'nın dış politika araçlarından biri de kuşkusuz enerji politikalarıdır. Rusya ekonomisinin önemli bir bölümünü enerjiden elde edilen gelirler oluşturduğundan, enerji güvenliğinin sağlanması kritik önem taşımaktadır. Avrupa pazarının talep güvenliğine fazlasıyla bağımlı olan Rusya, dünyanın farklı bölgelerinde faaliyetlerini artırarak bu bağımlılıktan kurtulmayı hedeflemketedir. Bu nedenle Rusya'nın çok kutuplu dünyanın kutuplarından biri olma yolunda üstlendiği görevlerden biri de enerji güvenliğini sağlamaktır. Rusya, bu sebeple dünyanın farklı enerji bölgelerinde enerji iş birliğinin güçlendirilmesinde aktif bir rol oynamaktadır. Rusya, Post-Sovyet ülkelerinde zaman zaman enerjiyi bir dış politikada baskı aracı olarak kullanmaktan çekinmemektedir. Ancak Doğu Akdeniz ülkeleriyle enerji alanında ilişkiler daha çok Batı gücünü dengeleme politikaları çerçevesinde geliştirilmektedir. Rusya stratejik bölgede enerji politikalarında rol oynayarak konumunu güçlendirmek ve böylece uluslararası arenada küresel bir güç olma hedefine daha da yaklaşmaktır.
Rusya'nın Vladimir Putin yönetiminde güçlü bir devlet olarak uluslararası arenaya dönmesinin en önemli nedenlerinden biri de şüphesiz petrol fiyatlarındaki ani artış olmuştur (Shevtsova, 2007:895). Vladimir Putin’in iktidara gelişine denk gelen dönemde petrol ve gaz fiyatlarındaki artış Rusya ekonomisini yaklaşık %7 büyümesine sebep olmuştur (Stent, 2008: 1093).
Rusya OPEC gibi petrolle ilgili birçok konuyu yönetme ve karar verme kapasitesine sahip uluslararası bir kuruluşun bünyesinde hareket etmediğinden, enerji politikalarında en etkili alan olan doğalgazın ihracat miktarını ve fiyatını belirleyebilmektedir. Ukrayna krizi sonrası AB ile yaşanan sorunlar nedeniyle bu durum kesintiye uğramış olsa da Rusya Federasyonu doğalgaz alanında önemli gelirler elde etmektedir (Sevim, 2014 :91).
Rusya'nın yeni pazarlara açılma gereksiniminin bir başka nedeni de Rusya ekonomisinin enerji gelirine fazla bağımlı olmasıdır. Cukrowski, petrol fiyatlarında %10'luk bir değişimin Rusya GSYİH’si üzerinde yüzde 2,2'lik bir etkiye sahip olduğunu iddia etmektedir (Cukrowski, 2004: 286). Diğer bir deyişle, dünya çapında petrol fiyatlarında 1 dolarlık bir düşüş, Rusya'nın döviz gelirinde 2 milyar dolarlık bir düşüşe neden olmaktadır (Yılmaz., Yakşi, 2016: 51). Rusya, GSYH’sinin %25'ini ve ihracatının gelirlerinin %70'ini enerji kaynaklarından karşılamaktadır. Rusya ürettiği enerji kaynaklarının %45’ni ihraç etmektedir (Bushuev, Mastepanov, 2015: 24). Dolayısıyla Rusya'nın çok kutuplu dünyanın kutbu olma mücadelesinin en büyük zorluklarından birinin, ekonomisinin enerji kaynaklarından elde edilen gelirlere aşırı bağımlılığı sorunu olduğu söylenebilir.
Rusya Federasyonu, kanıtlanmış doğal gaz rezervleri açısından dünyada ilk sırada yer almaktadır. Dünyada %19,1 pay ile 38,0 trilyon metreküp kanıtlanmış doğal gaz rezervine sahiptir (BP, 2020: 34). Ülke doğalgaz ihracatının çoğunu Avrupa Birliği'ne yapmaktadır. Rusya Avrupa ile son dönemde yaşanan sorunlar nedeniyle Asya ülkelerine yönelmiş olsa da Avrupa Birliği (özellikle Almanya) için önemli bir tedarikçi olmaya devam etmektedir. Rusya, 2019 yılında sadece Almanya'ya 55,6 milyar metreküp doğal gaz ihraç etmiştir (BP 2020:43).
Rusya %15,2 (157,1 milyar ton) ile ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci kömür rezervine sahiptir (BP, 2020: 44). Enerji kaynağı olarak kömür, doğalgaz ve petrol kadar öncelikli olmasa da ülke bu alanı geliştirme politikalarını sürdürmektedir.
Rusya Federasyonu, petrol rezervleri bakımından dünya petrol üretiminin %6,2'sine (10,7 milyon varil) sahiptir. Bu rezervin günlük olarak 3 milyonunu iç tüketimde harcamakta, geri kalanını ihraç etmektedir (BP, 2020: 14).