Başak ÖZORAL
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
ÖZET
Çin'in 'yeni bir süper güç' olarak yükselişi Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerinin de yoğunlaşmasını beraberinde getirmiş ve önemli bir tartışma konusu olmuştur. Çin-Afrika ilişkisinin hızla artmasının nedenleri ve bu ilişkinin eşit bir ilişki olup olmadığı, faydaları bu makalenin araştırma konusudur. Ortak geçmiş deneyimler ve benzer amaçlar Çin ve Afrika'yı birbirine yaklaştırdığından, soğuk savaş bitiminden bu yana Çin, sessiz ve muhafazakâr bir pragmatizmle Afrika kıtasındaki varlığını ve etkisini genişletmiştir. 1990’lardan günümüze Çin’in, Avrupalı eski sömürge güçlerin geri çekilmesinden ve bazı pazarlardaki varlıklarının azalmasından yararlanarak, sağduyulu ve akıllı bir diplomasi ile bölge ülkelerinin çoğuna nüfuz ettiği gözlemlenmektedir.
Çin'in pragmatizmi, Afrika’daki birçok ana aktörle eşzamanlı olarak stratejik bağlar kurarken, bu kutupların birbirleriyle ilişkilerini yöneten çatışmalara ve anlaşmazlıklara çekilmekten kaçınması olarak tanımlanabilir. Çin Afrika ülkelerinde yaptığı yatırımlarla da öne çıkmaktadır. Örneğin 2013 yılında ülkenin kendi küreselleşme modeli olarak sunulan Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, tüm dünyada dikkat çekerken Çin'in dış politikasının önemli bir parçası haline gelmiştir. Ulaşım, altyapı, eğitim, inşaat malzemeleri ve enerji ağları alanlarındaki geniş bir bağlantıya ve ulus ötesi yatırım ağına dayanan girişim, Çin'in Orta Doğu, Afrika ve Asya'da etkisini genişletmesine olanak tanıyan bütünleşmiş bir pazar inşa etmesini amaçlamaktadır.
Aslında Çin'in bugün Kuşak ve Yol Girişimi'nin kapsadığı pazarlara bakılırsa, bu projenin tarihte İpek Yolu olarak bilinen ulaşım hattının bir devamı niteliğinde olduğu görülür. Bu çaba, yalnızca Çin sermayesinin fazlasının bu karlı projelerde kullanılmasına değil, aynı zamanda Çin üretiminin dünya pazarlarını aşması için ihtiyaç duyulan ticaret ve ulaşım yollarının yaratılmasına da izin vermektedir.
Çin’in Afrika kıtasındaki yayılımın artması konusu çok kutuplu dünya düzeninde Çin’in etkisini anlamak, Afrika’daki faaliyetlerini değerlendirmek, gelecek günlerdeki uluslararası politikayı da anlamlandırmamızı sağlaması açısından önemlidir. Çalışmada Çin’in Afrika kıtasındaki varlığı, politikaları, yatırımları ve kültürel etkileri üzerinde durulacaktır. Bu ilişkinin asimetrik yapısının sadece Çin’e yararı olduğu iddiaları ele alınacak, ancak ticari ve işbirliği yoluyla Afrika’nın kalkınmasına da olumlu etkiler yaptığı belirtilecektir.
1.GİRİŞ
Çin'in Afrika'da artan etkisi ve ekonomik faaliyetleri Batıda da önemli ölçüde ilgi görmüştür. Pek çok uzmanın dikkatini çeken bu ilişkiye dair bazı sorular yükselmiştir. Çin'in Afrika'ya nüfuzu bir lanet mi yoksa bir tedavi mi?[1] “yükselen Çin, Afrika'daki ABD nüfuzuna karşı“[2]; ve “Çin, Afrika'da AB'yi geride mi bıraktı“[3] gibi sorular Çin'in Afrika'daki önemli ekonomik faaliyetleriyle ilgilidir. Merak uyandıran bir diğer konu Afrika ülkelerinin Çin'i kolayca kabul etmesinin, kıtada etkinliğini arttırmasını olumlu karşılamasının nedenleridir. Bunu anlamak için Afrika- Çin ilişkisinin tarihsel gelişimine kısaca göz atmakta fayda vardır. Ardından bu iki ülke arasındaki ekonomik ilişkinin özellikleri ve büyüklüğü tartışılacaktır. Son olarak bu ilişkinin eşit olup olmadığı, taraflardan birine daha fazla yarar sağlayıp sağlamadığı incelenecektir. Ekonomik anlamda Çin Afrika işbirliğinin iki ülke açısından farklı durumlar ve sonuçlar oluşturması üzerinde durulacaktır.
[1] Patrick J., Keenan. “Curse or Cure? China, Africa, and the Effects of Unconditioned Wealth’’. Berkeley Journal of International Law 27(1) (2008):86.
[2]Abraham McLaughlin, "A Rising China. Counters US Clout in Africa/' Christian Science Monitor, March 30, 2005
[3]Berger, B. (2007): China outwits the EU in Africa. Asia times online.com/atimes/pr hina outwits the EU i atimes.com/atimes/prin