Terörle ve Hibrit Tehditlerle Mücadelede Avrupa-Atlantik İşbirliğinin Deniz Güvenliğine Etkileri

Makale

Suriye savaşından kaynaklanan ve Avrupa-Atlantik düzenine de meydan okuyan sorunlar Avrupa Birliği (AB) ile Kuzey Atlantik İttifakının (NATO) güvenliklerinin Türkiye ile nasıl da karşılıklı bağımlı olduğunu göstermektedir. Tüm bu aktörlere yönelen kitlesel göç akınları, kara ve deniz sınırlarının güvenliği ve terörle-mücadelede Avrupa-Atlantik işbirliğinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. ...

Prof. Dr. Giray SADIK
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

ÖZET
Suriye savaşından kaynaklanan ve Avrupa-Atlantik düzenine de meydan okuyan sorunlar Avrupa Birliği (AB) ile Kuzey Atlantik İttifakının (NATO) güvenliklerinin Türkiye ile nasıl da karşılıklı bağımlı olduğunu göstermektedir. Tüm bu aktörlere yönelen kitlesel göç akınları, kara ve deniz sınırlarının güvenliği ve terörle-mücadelede Avrupa-Atlantik işbirliğinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu araştırma, AB, NATO ve Türkiye’nin mülteciler ve sınır güvenliği gibi önemli konularda nasıl işbirliği yapabileceklerini irdelemeyi amaçlamaktadır. AB ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşması her ne kadar Avrupa’ya yasadışı mülteci akınlarını önemli ölçüde önlediyse de halen ilgili taraflar ve bölge ülkeleri için etkin ve sürdürülebilir anlaşmalara olan ihtiyaç devam etmektedir.
 
Suriye’de süregelen çatışmalar, böylesi hibrit stratejilerin sahadaki sınırları şiddetle zorladığını ve istenmeyen sonuçlara yol açtığını göstermektedir. Çeşitli terör örgütleri ve bunların yerel uzantılarının artan hibrit kapasiteleri de bu sorunların önemli göstergelerindendir. Bu bağlamda, Avrupa-Atlantik mekanizmalarının birbirinden kopukluğu göze çarpmaktadır. Uluslararası politikada eylemlerin sözlerden daha güçlü etkiye sahip olduğu ilkesinden hareketle AB ve NATO ancak hareketleriyle örnek teşkil ederek anlamlı bir yol göstericilik yapabilir. Araştırmanın ön bulguları göstermektedir ki bölgesel işbirliği ve dengeli yük paylaşımı bütün etkin önlemlerin temelini oluşturmaktadır hem AB hem de NATO ve Türkiye için. Alternatif olarak, AB’nin kısa dönemlik öngörüsüz yaklaşımları hem AB’yi daha da yalnızlaştıracak hem de Avrupa güvenliğini hem denizden hem karadan daha da saldırıya açık hale getirme tehlikesini beraberinde getirecektir. Bu nedenle, stratejik ihtiyaçlarımız politikalarımızı yönlendirmelidir. Avrupa güvenliğinin son ihtiyacı olan mesele Avrupa-Atlantik yapılarında bir başka çatlağın daha ortaya çıkmasıdır. Güveliğin bölünmezliği (‘indivisibility of security’) bağlamında hibrit tehditlere karşı karada olduğu kadar denizden de etkin mücadele stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Mültecilerin ve teröristlerin artan deniz yolu kullanımları, bu gerekliliğin aciliyetini daha da arttırmaktadır.

GİRİŞ

Ülkenin sınırları, vücudun bağışıklık sistemi gibidir. Sınırların iyi kontrol edilememesi de bağışıklığın zayıflamasına benzer şekilde ülkeyi çeşitli sınırı-aşan (transnational) tehditlere açık hale getirme riskini arttırmaktadır. Günümüzde daha da hibrit bir yapı kazanan bu tehditler arasında artan yasadışı göç ve insan kaçakçılığı, uluslararası terörizm, organize suçlar ile salgın hastalıklar sayılabilir.
Sınır güvenliği dediğimizde öncelikle kara sınırları akla gelir. Son dönemde ise duvarlar örerek sınırların güvenliğinin sağlanabileceği gibi indirgemeci yaklaşımlar yaygınlaştı. Örneğin, ABD’de Trump’ın Meksika sınırına duvar projesi Avrupa’dan da eleştiriler aldı. Fakat AB de kendi duvarlarını örmeye başladı. Fortress Europa olarak pazarlanan bu yaklaşımda Avrupa muhafaza edilmesi gereken bir kaleye benzetilmiştir. Bu kapanmacı yaklaşımın sonucunda ise AB, İspanya’dan Macaristan’a Estonya’dan Yunanistan ve Bulgaristan’ın Türkiye ile olan kara sınırlarına uzanan geniş bir yelpazede sınır
duvarlarının inşasını finanse etmiştir.

İlgili kitap linki > Atlantik'ten Hint Okyanusu'na Geleceğin İnşası
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2842 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 662
TASAM Asya 100 1149
TASAM Avrupa 23 661
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 303
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1415 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 630
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1308 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 522
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2070 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2070

Yeni modellemelere ilham vermek üzere kaynak eser niteliğindeki “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri", prestij standartlarda sınırlı sayıda özel kutulu ansiklopedik boy iki cilt 1378 sayfa olarak yayımlananarak ön siparişe özel indirimi ile TASAM Yayınları...;

Orta Asya’nın “bozkır çocukları“ büyüyor ve 21. yüzyılda dünya düzenini yeniden tanımlıyor. Küresel meselelerin yalnızca büyük güçlere odaklandığı dönem sona eriyor. Tek bir dramatik olayla değil, dünya genelindeki güçlerin istikrarlı ve sessiz bir şekilde yeniden dağıtılmasıyla. Bu değişim hiçbir y...;

Bir bütün olarak ilk kez TASAM’a verilen binlerce belgelik resmî Osmanlıca arşiv üzerinde, geniş bir akademik ekiple 10 yılı aşan çalışmalar sonucu yeni modellemelere ilham verecek “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri“ adlı kaynak eser TASAM Yayınları site...;

"Bilgiyi toplamaktan ziyade onu kıymetlendirmek asıl mesele." | Uluslararası İstihbarat Araştırmaları Kongresi, istihbaratı disiplinler arası çalışmalar yaparak derinleştirme yönünde atılmış önemli bir entellektüel adım olarak öne çıktı.;

Çin’in “cihan hâkimiyetine“ yönelik tahayyülü 21. yüzyıl dünya jeopolitiğinin yeni çekirdeğini oluşturuyor. Bu tahayyüle ortak olarak Rusya’yı da ekleyebiliriz. İki ülke de çok kutuplu adil bir küresel düzenin inşa edilebileceğini düşünüyor.;

Müttefiklerle savaşmaktan daha kötü tek şey, müttefiksiz savaşmaktır demiş Winston Churchill ikinci dünya savaşının en sıcak günlerinde.   Bugün dünyaya bakarken, Churchill’in bu sözünün ABD-Çin rekabetinin gölgesinde yeniden anlam kazandığını görüyoruz. ABD-Çin rekabeti çeşitlenerek farklı cephel...;

Sovyetler Birliği dönemi sonrasında Orta Asya (Türkistan), geleneksel olarak Rusya’nın jeopolitik yörüngesinde kaldı. Büyük stratejik önemi olan bölge, Asya ve Avrupa arasındaki ticareti kolaylaştıran anahtar bir role sahip olmanın yanında zengin enerji kaynakları ile dikkat çekiyor. Yakın zaman...;

Trump’ın ABD başkanı olarak başkanlık koltuğuna oturduğu Ocak 2025 den bu yana kural ve kurumlara dayanan dünya ekonomik düzeninin radikal bir biçimde değişmeye başlaması kadar ticaret savaşlarının küresel ekonomide estirdiği sert rüzgârlar, bu yılki toplantıya farklı bir önem ve anlam yükledi. Evet...;

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2025 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 31 May 2025 - 28 Haz 2025
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Bu rapor, Türk savunma sanayiinin gelişme sürecinin sürdürülebilirliginin ve ihracat potansiyelinin arttırılmasında, şekillendirilecek geleceğe uygun; insan sermayesi, yapı, süreç ve stratejilerin tasarlanmasına ışık tutmak, bu kapsamda alınabilecek tedbirleri saptamak maksadıyla hazırlanmıştır.

Rusya'nın hem Avrasya bölgesine hâkim olmak hem de dünya politikalarında lider aktörlerden biri olmak amacıyla geliştirdiği Avrasyacılık tartışmaları, analitik olarak klasik ve modern olarak değerlendirilebilir.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) bünyesinde yaptığımız bilimsel çalışmalar ile Dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri kavrama ve analiz etmeye yönelik çabalarımızın ortaya koyduğu açık bir gerçek var: Aktörleri, kuralları, vizyonu eskisinden çok farklı olan yeni bir uluslararası sistem il...

Türk insanının, Osmanlı zamanında olsun, Cumhuriyet döneminde olsun, stratejik düşünceler üretebildiği ve bunları karar organları üzerinden uygulamaya geçirebildiği tarihi bir gerçektir.Bu özellik tarihte her ülke ve her toplum için geçerli olmamıştır.

Öncelikle, başta TASAM (Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve yöneticileri olmak üzere, bu gezinin gerçekleşmesi için emek ve kaynak harcamış olan tüm tüzel kuruluşlara ve özel insanlara teşekkürle başlamalıyım.