İran, Yalnız Medeniyet

Makale

İran binlerce yıl derinliği olan saygın bir medeniyet beşiği. Orta Asya steplerinde derin etkisi olan bir medeniyet. Türk medeniyetinde en büyük paya sahip olan medeniyet. Ama yalnız bir ülke. Yalnız bir halk. Derin coğrafyası olmayan bir devlet. ...

Büyükelçi (E) Aydın NURHAN,
TASAM Başkan Danışmanı

İran binlerce yıl derinliği olan saygın bir medeniyet beşiği. Orta Asya steplerinde derin etkisi olan bir medeniyet. Türk medeniyetinde en büyük paya sahip olan medeniyet. Ama yalnız bir ülke. Yalnız bir halk. Derin coğrafyası olmayan bir devlet.

İran’ı Türkiye ile kıyaslayalım. Uygurlar, Orta Asya’nın tamamı, Osmanlı ve Selçuklu coğrafyası. Ve günümüzde Afrika tarafından kucaklanan bir güç. Muazzam bir “meşruiyet“ potansiyeli ve güç projeksiyon alanı. İran ise yapayalnız. Güç projeksiyonu için ırk ve din her şey değil, ama çok çok önemli faktörler. İran, çevresinde bu iki faktörden de yoksun. O nedenle tarih boyunca müslümanları şiileştirip onlara liderlik etmeyi strateji olarak benimsedi, sürekli misyoner ruhuyla çalıştı. İslam alemini şiileştirerek kendine nüfuz alanı yaratma stratejisi, tarihde çalışmadığı gibi modernite ve onun çocuğu seküler ulus devlet çağında da çalışmıyor.

İran’ın diğer handikapı, Şah İsmail’in İslam medeniyeti içinde asimile olmamak için milli mezhep olarak şiiliği seçmiş olması. Evet bu seçim İran’da bir anlamda modern ulus devlet temeli attı, ama çevresinde yeterince şii coğrafya olmaması nedeniyle bu seçim onu yalnız devlet olma pozisyonuna soktu, sünni İslam denizinde yalnız bir adaya dönüştürdü. O nedenle günümüzde taa Yemen’lerde, Tacikistan’larda güç projeksiyonu, nüfuz alanı oluşturma çabalarına giriyor.

İran’ın tarihi yalnızlık seçiminde belki de Batısında ve Güneyinde Osmanlı duvarını aşamayacağı bilinci rol oynadı. Sonuçta, etkilerini günümüzde de gördüğümüz oyun kuruculuk değil, oyun bozma, pro-aktif değil, re-aktif stratejiler İran dış politikasında başat seçimler olarak yer aldılar.

İran’ın ikinci handikapı da keza Şii devleti olmasından kaynaklanıyor. İslamda Vatikan benzeri ruhban sınıfı malum, İran’da mevcut. Fransız İhtilali katolik kilise gücünü ve ruhban etkisini yoketmişti. Bu anlamda bakıldığında Humeyni’nin Şah’ı devirmesi modern anlamda ilerici bir ihtilal değil, ruhbanın siyaseti emir altına alma operasyonudur.

İran’da günümüzde yaşanan toplumsal grassroots, yani kökten kalkışma hareketleri, Fransız İhtilali benzeri modern, ruhban devirme amaçlı bir laik halk ihtilali olasılığını göstermektedir. İran sosyolojisini küresel köyün “Batı Yaşam Tarzı“ndan istediğiniz kadar izole etmeye çalışın, başaramazsınız. Onu modernleşme rüzgarlarından koruyamazsınız. Bir İranlı gencin hatta askerin başından Amerikan beysbol şapkasını, ayağından Amerikan spor pabucunu, elinden Amerikan telefonunu, müziğini alamazsınız. Yoksa isyan çıkar.

Atatürk’ün 1920lerde başlattığı gerçekçilik hareketi, yani (müslüman toplum – Batı yaşam tarzı) senkronizasyonu geçirdiğimiz bir asırda ahenkli, tabii bir olgunluğa yaklaştı. Takiben Araplar da benzer tecrübeye girdiler. İran sosyal, eğitim vb. gelişmeleri ile benzer bir senkronizasyona epeydir hazır görünüyor. O nedenle ABD’nin ülkeyi karıştırmasına hiç gerek yok. Aksine akla gelen, ABD’nin İran’da muhtemel bir halk ihtilaline engel olduğu, onu geciktirdiğidir. Zira İran devrimden sonra bölgenin en güçlü devletleri arasına girebilir ve bu da en çok İsrail’i telaşlandırır.

Son olarak, İran’ın Türk dünyası ile ilişkisi…

Başlığımıza dönelim. İran yalnız bir halk, yalnız bir Devlet. Aslında İran yalnız değil. Yalnızlık kendi seçimi. Şiiliği yayma, kendine yalancı bir hakimiyet dünyası kurma hayali gerçekçi değil. Bir Türk diplomatı olarak samimi düşüncem odur ki, İran’ın sıcacık bir ailesi var. Türk dünyası. Eğer isterse Türk dünyası onu bağrına basar, içine alır. Bırakın Azeri nüfusunu, İran’a gittiğinizde Acem’i bile Türk’den ayıramazsınız. Ülkemizde yarım milyon İranlı yaşıyor, farkında bile değiliz. Kökte ayrı gayrımız yok. Aynı medeniyetin çocuklarıyız. Divan edebiyatımızın, Mevlanamızın tadını onlar çıkarıyorlar.

İran bir halk ihtilaline gebe. Gönül ister ki İran tek parça olarak demokratik bir devlet olsun. Ancak halk ihtilali çarpıtılıp ülkenin parçalanması için dış manipülasyonlar gelebilir, ülke kanlı bir parçalanma sürecine girebilir. Hatta o süreçte İran – Azerbaycan çatışması kışkırtılabilir, Türkiye de o oyuna, tuzağa çekilebilir.

Türkiye transatlantiği çok büyüdü. Onu yönetmek çok zorlaştı. Vahşi dalgaların, çalkantıların, tayfunların ortasında düz rota tutturmak zorundayız. Önümüzdeki en önemli sınavlardan biri kesinlikle İran’ın kaderidir. Ona bu dönemde yardımcı olmamız gerekir. İran çökerse Türkiye’nin başı çok ağrır.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2769 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1109
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Eğitim, kısaca, bireyde arzu edilen davranışların oluşturulması süreci olarak tanımlanmaktadır. Hem kişisel yönden hem devlet açısından eğitim, oldukça hassas ve sosyal bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, eğitim, genel itibariyle, sonuçlarının ve/veya çıktılarının değerlendirilebilmesi iç...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Türk Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Türk Devrimi’nin önderidir. Dünyada asker, lider, devlet kurucusu, kurtarıcı, devrim önderi, devlet adamı olarak anılan, bilinen, tanınan, öne çıkan isimler arasında özel, özgün bir konumu vardır. Çünkü ...;

İnsanların vatandaşı oldukları, ikamet ettikleri veya yerleşik bulundukları topluluklardan ayrılarak farklı coğrafyalarda devam eden savaşlara gönüllü olarak katılmaları, devrimler çağından başlayarak modern devletler sisteminin oluşum sürecini takip eden bir olgudur. Bu süreci tanımlamak amacıyla a...;

Ruanda ve Uganda, Afrika Büyük Göller Bölgesi'nde konumlanmış, tarihsel bağlamda derin etkiler bırakmış iki komşu ülke olarak "3. Dünya" ülkeleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bölgedeki siyasi ve etnik çatışmalar, uzun vadeli kalkınmayı olumsuz etkileyerek ekonomik istikrarsızlığa sebep olmuş...;

Asya’dan sonra dünyanın en kalabalık insan nüfusunu barındıran Afrika, nice kadim kültüre ev sahipliği yapmış, insanlığın ve medeniyetin beşiği olmuş bir kıtadır. Dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır piramitlerinin inşa sisteminin henüz çözülmemiş olması gibi tarihin çeşitli zaman aralıklarınd...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...