Güvenlik ihtiyacı; temel insan haklarından biridir ve yalnızca çok yönlü kaynaklara ve tehdit biçimlerine karşı korunmayı değil, aynı zamanda tüm tebaa için tek bir devlette yaşama araçlarının mevcudiyetini de içermektedir. Devlete ve topluma yönelik, bizim irademiz ve etkimizden bağımsız olarak var olan tehditlerin kaynakları ve biçimleri, toplumu korumanın gerekliliğini belirlemekle birlikte, aynı zamanda devletin güvenlik ve güvenlik hazırlıklarının şeklini, içeriğini ve biçimlerini de etkilemektedir.
Çağdaş sosyal eğilimler, işlenen suçların devlet sınırlarının dışına çıktığını ve evrensel karakter kazanan bir fenomen olarak kendini giderek daha sık gösterdiğini doğrulamaktadır. Bu olgu uluslararası ölçekte de kendini göstermektedir. Bu durum, sınır ötesi organize suç biçimlerinin önlenmesi ve bastırılmasında modern insanlık sürecine hizmet edecek bir hukuk sisteminin inşa edilmesi gerekliliğini ima etmektedir. Uluslararası hukuk ve ceza politikasının birleşmesi anlamına gelirken, suçla mücadele alanındaki politikanın ekonomik, sosyal, medeniyete dair ve diğer koşulların ürünü olan ulusal özelliklerini kaybetmesi anlamına gelmemektedir. Uluslararası toplumun tarihsel sorumluluğu, uluslararası işbirliğinin giderek daha önemli bir modeli haline gelecek bu tür ceza hukukunun gelişmesi için gerekli koşulları oluşturmaktır.
Çeşitli iletişim ortamları aracılığıyla benzeri görülmemiş bilgi aktarımı olanaklarının eşlik ettiği yoğun teknolojik gelişmeler, beraberindeki sözde "görünmez işlemler" yoluyla sermaye transferi imkanları, çağdaş sınır ötesi suç biçimleriyle yüzleşirken niteliksel olarak yeni güvenlik sorunlarının doğmasına katkıda bulunmuştur. Sınır ötesi suçların genişlemesine katkıda bulunan faktörler; örneğin pazarların, ulaşımın ve iş gücünün küreselleşmesi; ekonomik geçiş, yoksulluk, nüfus arasındaki sosyoekonomik farklılıklar; bilgi devrimi, silahlı çatışmalar, organize suçun küreselleşmesi vb, ile daha belirgin hale gelmektedir.
Son on yılda esas olarak bilgi hırsızlığını hedefleyen bilgisayar korsanlarının hem devlet hem özelde siber alanlara ve bunların BT sistemlerine girerek daha fazla saldırdığına tanık olunmaktadır. Faillerin niyeti her zaman yalnızca sanal alan hasarına odaklanmamaktadır. Niyetleri fiziksel dünyaya da uzanabilmektedir. Küçük fail grupları, yeterli finansman ve donanımla interneti bir savaş alanı olarak kullanıp bir sanayi sektörüne, şehre ve hatta ülkeye saldırabilme ve böylece ekonomik faaliyeti ciddi şekilde tehlikeye atabilme potansiyeline sahiptir. Böylece internet; savaş stratejilerini daha ucuz, uygulanması daha basit ve nihayet dünyanın her yerinde daha erişilebilir ve kullanılabilir hale getirmiştir.
Siber tehditler Bosna Hersek’te de giderek daha belirgin hale gelmektedir. Geçen ay Bosna Hersek Bakanlar Kurulu, düzenlenen bilgisayar korsanlığı saldırılarına tanık olmuştur. Bilgisayar korsanları istenen verileri elde edememiş olsa da bilgisayar korsanlığı saldırısı gerçeği ulusal güvenliği ciddi şekilde tehdit etmektedir. İstihbarat verilerinin değişiminin yanı sıra uluslararası düzeyde işbirliği de siber tehdit ve saldırıların etkili şekilde önlenmesi için çok önemlidir.
Siber güvenlik; sadece yasal düzenlemelere bağlı olmayıp, teknolojik, prosedürel, organizasyonel ve son olarak yasal bazı önlemler içeren bir konudur. Aynı şekilde siber suçlarla mücadele; önlenmesi, tespit ve yaptırım, hukuk sistemi, mevzuat ve hukuk uygulamaları için önemi giderek artan bir konu haline gelmektedir. Öte yandan, siber suçların yaptırımlarının etkinliğine yönelik gereklilikler ile temel insan hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik gereklilikler arasında denge sağlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Ne yazık ki suçla mücadele hemen hemen her ulusun siyasi faaliyetinde görünmekte olup bu durum modern toplumun üzücü bir gerçeğidir. Daha verimli ve kolay erişilebilir ulaşım ve iletişim araçları; kolluk kuvvetleri için ve suç faaliyetinin uluslararası boyutu için elzem olan daha verimli işbirliği yöntemine yönelik artan bir ihtiyaca yol açmaktadır. Günümüzde polis ve diğer kolluk kuvvetlerinin küresel çapta işbirliği yapmasına izin veren bir yapı, ceza adalet sistemi için her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır. Suçla mücadele için evrensel veya mutlak olarak etkili bir model yoktur. Bu nedenle İstanbul Güvenlik Konferansı'nda hem tüm sorumlu konuların çalışmaları sırasında karşılaşılan birçok soruna, ikileme, direnişe ve çelişkiye hem de olası çözümlere işaret edebileceğiz.
Giriş niteliğindeki bu genel sunumun sonunda, takip eden oturumlar aracılığıyla katılacağımız İstanbul Güvenlik Konferansı'na katılım daveti için ev sahibine Bosna Hersek adına teşekkür ederiz.
( Bosna Hersek Emniyet Genel Müdürlüğü Baş Müfettişi Midhat HASANSPAHIC, Açılış Konuşması Deşifre Metni, 8. İstanbul Güvenlik Konferansı, 03 Kasım 2022 )