Kuzey Irak Tezkeresi Ve Arap Medyası

Makale

Arap medyası Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK faaliyetlerini engelleme amacıyla yürüttüğü siyasi ve diplomatik faaliyetleri ilgiyle takip etmekte ve farklı bakış açıları ile olaylara yaklaşmaktadır. Arap medyası Kuzey Irak tezkeresini ABD’nin Irak’ı işgali ve son zamanlarda burada zor durumda kalması ve ABD Kongresi gündeminde olan Ermeni yasa tasarısı ile birlikte ele almaktadır....

Arap medyası Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK faaliyetlerini engelleme amacıyla yürüttüğü siyasi ve diplomatik faaliyetleri ilgiyle takip etmekte ve farklı bakış açıları ile olaylara yaklaşmaktadır. Arap medyası Kuzey Irak tezkeresini ABD’nin Irak’ı işgali ve son zamanlarda burada zor durumda kalması ve ABD Kongresi gündeminde olan Ermeni yasa tasarısı ile birlikte ele almaktadır. Ayrıca Türkiye’deki iç politikanın dış politika üzerindeki etkisi, Kuzey Irak Kürtlerinin pozisyonları ve neler yapmaları gerektiği vb konularla ilgili görüşlere de rastlanmaktadır.

Aşağıda Arap medyasının Mısır’dan Suriye ve Birleşik Arap Emirliklerine kadar olan bölgede yayınlanan çeşitli gazetelerde Kuzey Irak tezkeresiyle ilgili olarak son günlerde çıkan yorumların bir özetini sunmaktayız.

Arap medyasında yer alan yorumlara göre, Türkiye ABD’nin Irak’ı işgaline karşı çıkmış ve Koalisyon’a katılmaktan kaçınmıştır. Şu an Türkiye bölgede ortaya çıkan sorunların da ABD işgalinden kaynaklandığını düşünmektedir. ABD’nin bu sorunları düzeltme gücüne sahip olmadığını gören Türkiye duruma el koymaya karar vermiştir.[1] Bazı yorumcular Türkiye’nin Kuzey Irak’a girme planlarının ABD Başkanı G. W. Bush’u zor durumda bıraktığını, çünkü böyle bir girişimin İran ve Suriye tarafından da desteklendiğini, dolayısıyla bölgede ABD’nin arzusu dışında yeni ittifakların oluşmak üzere olduğunu dile getirmektedir. Üstelik Türkler aleyhine ABD kongresinde çıkarılmaya çalışılan Ermeni yasasının gündemde olması ve Türk yetkililerin iki ülke arasındaki ilişkilerin kopma noktasına yaklaştığını dile getirdikleri bir ortamın baş göstermesi yeni oluşumlar üzerinde katalizör rolü oynamaktadır. [II] Bu olaylar Türkiye’yi I. Dünya Savaşı’nın ardından ilan edilen ve Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayan Sevr Antlaşması aşamasındaki psikolojiye geri döndürmüştür. Çünkü Türklere göre Ermeniler ve Kürtler (ki Türkler onlara dağ Türkmenleri demektedirler) ile ilgili her türlü sorun ülke bütünlüğü ile doğrudan ilgili olduğu için ne pahasına olursa olsun karşı durulması gereken sorunlardır.[III]

ABD’nin Ermeni yasa tasarısı ile ilgili olarak Türkiye üzerine kurduğu baskılar yeni değildir, ancak bu kez durum eskisinden farklıdır: Irak’ta bocalayan ABD; İran ve Suriye üzerine baskı kurma ve lojistik destek sağlama konusunda Türkiye’nin ABD’ye daha fazla yardımcı olmasını istemektedir. [IV] Ne var ki, ABD’nin Türkiye üzerinde Kürtlerle ilgili olarak kurduğu baskılar, Türkiye’de kamuoyunun medyanın ve ordunun iktidardaki Adalet ve Kalkınma partisi üzerinde baskı kurmasıyla sonuçlanmıştır. [V] Uzun süredir bu baskılara direnmekte olan Adalet ve Kalkınma Partisi yine uzun süredir Kuzey Irak’a girme amacıyla siyasi inisiyatifin harekete geçmesini talep eden ordunun baskılarına boyun eğmek zorunda kalmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi Türk ordusuna Irak’ta hareket serbestîsi sağlayarak askeri kurum elinde rehin durumuna düşmüştür. Dolayısıyla, Başbakan Erdoğan kısa zaman sonra çok ciddi sorunlarla baş etmek zorunda kalacaktır. Çünkü Türk ordusunun tek hedefi (sayıları 3 bin civarında olan) PKK militanları değildir. Irak devletinin geleceğinin son derece belirsiz olduğu bir dönemde Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin ortaya çıkmasıdır Türkleri asıl rahatsız eden. Ne ABD ne de Kuzey Irak Kürt yönetimi şu ana dek PKK’ya karşı ciddi herhangi bir önlem almıştır. Üstelik PJAK adlı Kürt örgütünün ABD tarafından desteklendiği bilinmektedir.[VI]


AB ise Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine şiddetle karşı olmasına rağmen şu an bunu engelleyecek güce sahip değildir. Çünkü Türkiye’yi Birliğe alma konusunda çok yavaş davranmaktadır. Öte yandan Türkiye’nin PKK’yı önleme yönünde atacağı her adım büyük bir ulusal coşku ile karşılanmaktadır. Ne var ki Ankara’yı Kuzey Irak’a yönlendiren önemli bir neden daha vardır. Bu da Kuzey Irak’ta sayıları gittikçe artmakta olan petrol şirketleridir. Kuzey Irak’ın bağımsız bir devlet olmasını engellemek Ankara için Kuzey Irak’ta kontrolü tamamen ele geçiremese de, bölge petrollerine ortak, en azından önemli bir pay sahibi olma imkanı sağlayacaktır. Hatırda tutulmalıdır ki, bölgede üretilen petrolün nakli ve satışı için söz konusu yönetimin Ankara ile iyi ilişkiler içersinde olmasını zorunlu kılmaktadır. Bölgede petrol üretiminin devamı için istikrar şarttır. Bu nedenle bölgesel hükümet Kerkük referandumunu erteleme gereği duymuştur. Ne var ki, birkaç hafta önce İran’ın sınırları kapatması ve şimdi de Türkiye’nin bölgeye girmesi ihtimali Kürtlerin politikalarını gözden geçirmelerini zorunlu kılmaktadır.

Türklerin nazarında Irak’ı işgal eden ABD bir istikrar unsuru değildir. Sonra son yıllarda siyasi ve askeri açıdan büyüyen ve güçlenen Türkiye bölgede etkisini hissettirmek istemektedir ve bu nedenle de dış politikasının ABD ile uyumlu olması gereğini duymamaktadır ve ABD karşısında Ermeni ve Kürt sorunları ile ilgili olarak cüretkâr çıkışlar yapabilmektedir. ABD’nin bölgede karmaşaya neden olduğunu düşünen Ankara durumu kendi kontrolü altına almak istemektedir.[VII]

ABD’nin bu durumda çok dikkatli davranması gerekebilir. Çünkü şu an için Türkiye ABD’nin müttefiki durumundadır ve ABD’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı, Türkiye’nin ABD’ye olan ihtiyacından daha fazladır. Türkiye ABD’ye lojistik destek sağlamaktadır. Ayrıca İran karşısında Türkiye yegâne denge unsuru olarak görülmektedir. İran ve Türkiye ideolojileri farklı iki ülke olsalar da, en azından Kürdistan konusunda birleşmektedirler ve bu konuda ABD’nin baskı için attığı her adım Ankara’yı Tahran’a yaklaştırmaktadır. ABD ile birlikte Türkiye’de İran’ın nükleer faaliyetlerine karşıdır ama ABD’nin itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ekonomik dayanışma sürmektedir. Türkiye İran’dan gelecek doğal gaza gereksinim duymaktadır. Bu arada İran’da Nabucco boru hattı projesine katılma imkanı bulabilir.[VIII]

Suriye medyası, Beşar Esed’in Türkiye ziyareti sırasında yaptığı açıklamaları yineleyerek Türklerin kendilerine karşı yürütülen terörist faaliyetlerin önüne geçebilmek her türlü tedbiri alma hakkına sahip olduğunu dile getirmektedir. Suriye medyasında Irak’taki tüm terör eylemlerinin aslında işgal güçlerinden kaynaklandığı belirtilmekte ve Beşar Esad’ın basın açıklamasında dile getirdiği şu görüşleri yinelemektedir:Esas itibariyle Irak topraklarını işgal eden kuvvetler, bu terör faaliyetleri ve bu terör eylemlerinden birinci derecede sorumlu kuvvetlerdir. Çünkü o ülkeyi kontrol altında tutanlar kendileridir. Bir başka önemli konu da, Irak’ta terör faaliyetlerine ve eylemlerine destek veren, sahip çıkan ve onları kollayan güçlerin tespit edilmesidir."[IX]

Kürtlere yönelik olarak ise, Suudi medyası Kürt bölgesinin şu an Irak’taki huzur ve sükûn içerisindeki tek bölge olduğunu, ama Türkiye’nin bölgeye düzenleyeceği muhtemel bir saldırı ile bu huzur ve sükûnun sona erebileceğini ileri sürmektedir. Bu nedenle Erbil hükümeti Türkiye meydan okumadan önce iyi düşünmeli ve bazı sorulara yanıt bulmalıdır: Türkiye’ye karşı bir mücadeleyi kazanabilecekler midir? Eğer kazanabileceklerse bunun maliyeti ne olacaktır? Kürtlere yardımcı olacak herhangi bir güç var mıdır?

Kürtler NATO’nun parçası olan meşru bir güç karşısında direnemeyeceklerdir. Üstelik güçlü Türk ordusu karşısında direnmenin mümkün olabileceğini söylemek imkansızdır.

Türk güçleri bölgemizin herhangi bir parçasına nüfuz ettiğinde Kürtlerin safında yer alacak herhangi bir gücün bulunduğunu düşünmek zordur. Çünkü Türkiye Washington için sadece her zaman için bir dost değil, aynı zamanda bir müttefiktir de. ABD’nin Suriye, İran ve El Kaide ile olan problemleri göz önünde bulundurulduğunda NATO üyesi olan bu ülkeye şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Türklerin de tıpkı ABD gibi terörizmle savaş noktasında argümanlarını geliştirdiklerini akılda tutmalıyız. Dolayısıyla, Erbil hükümeti savaşla değil bölgelerinin inşasıyla daha fazla meşgul olmalı ve Irak’ta bir Kürt hükümeti kurulmasına karşı olan Türklerin kendilerine savaş açmalarına imkan vermemelidirler.

<<>>

PKK’nın Türkiye’deki faaliyetleri Kuzey Irak’taki Kürtlerle ilişkilendirilmekte iken, bu faaliyetlerin Kuzey Irak Kürtlerine Türkiye’de en ufak bir fayda sağladığı yoktur. Üstelik olaylar sadece Ankara ile de sınırlı değildir. Kuzey Irak’ı aralıklarla bombalamakta olan İran bu anlamda Türkiye’ye her türlü yardımı yapacaktır. Erbil hükümeti, Irak’ı bölme amacı güden Kürtlerin bölgedeki hiçbir devletten destek alamayacaklarını da bilmelidir. Türkler bölgede 15 yıldır bölgede Kürtler aracılığıyla sürdürülen parçalama projelerini sona erdirmek istediğinde bölge ülkelerinin hemen tümünden sessiz bir destek sağlayacaklardır. Dolayısıyla Iraklı Kürtlerin şu an için yapabilecekleri en iyi şey yaklaşan fırtına karşısında başlarını önlerine eğip Türklerle işbirliğine gitmektir. Aksi takdirde henüz inşa etmeye başladıkları bölgenin tümüyle yıkımına çanak tutmuş olacaklardır.[X]




[I] Huda Al Huseyni, “????? ????????.. ??????? ????? ?? ???? ?????
(Türkiye ve Kürtler… Savaş Hattında Yeni İttifaklar),
18 Ekim 2007,
http://www.asharqalawsat.com/leader.asp?section=3&issue=10551&article=441859

[II] Isam Numan, “?????? ???? ????? ??? ?????? ?????? ??? ??????
(Amerika Türkiye’yi Irak’a, Suriye’yi Lübnan’a Davet Mi Ediyor?),
Al Kuds Al Arabi, 17 Ekim 207,
http://www.alquds.co.uk/index.asp?fname=yesterday16e26.htm&storytitle=

[III] Gareth Jones, “US genocide move reopens old wounds in Turkey“, http://www.kuwaittimes.net/read_news.php?newsid=MTMxNTIwMTE4OQ==

[IV] Sa’d Mahyû, ????? ???????" ???? ":(????? ??????? (3 (Türkiye ve Amerika (3): Yeni bir İnkılâp Tarihi),
19 Ekim 2007,
http://www.alkhaleej.ae/articles/show_article.cfm?val=438853

[V] (?.?.?), ????? ??????????? ??????? ?????? ????? ?????? ?? ???? ??????
(Deneyimli Stratejistler Türkiye’nin Sınırlı Kuzey Irak Operasyonlarını Tehlikeli Buluyorlar),
Al Khaleej (BAE), 19 Ekim 2007,
http://www.alkhaleej.ae/articles/show_article.cfm?val=438802

[VI] Huda Al Huseyni, a.g.m

[VII] Lübnan’da yayınlanan El Müstakbel gazetesi,
18 Ekim 2007, “?????: ???????? ????? ??? ?????
?????? ?? ???? ??????“, (Türkiye: Parlamento Kuzey Irak’ta Askeri Operasyonu Onayladı) http://www.almustaqbal.com/stories.aspx?StoryID=256936

[VIII] Huda Al Huseyni, a.g.m.

[IX] El-Fürat gazetesi, “??????? ???? ?????? ???? ??????? ? ????????? ?????? ????
(Resmi Karşılama, Anıtkabir Ziyareti, Basın Toplantısı ve Akşam Yemeği) başlıklı haber,
18 Ekim 2007,
http://furat.alwehda.gov.sy/_View_news2.asp?FileName=71870336820071017232928


[X]Abdurrahman Er-Raşid, “The Kurds: Between Construction and War
15 Ekim 2007,
http://www.asharq-e.com/news.asp?section=2&id=10556

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2786 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1121
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Türk Dünyası ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanması Sovyetler Birliği’nin 1991 senesinde dağılmasının ardından gerçekleşmiştir. Önceden bir bütünün bir parçası olarak giderilen her türlü siyasi, ekonomik ve sosyal ihtiyaçların sorumluluğu artık yeni kurulan bağımsız devletlerin kendi iç ve dış mese...;

ABD’nin Suriye’de Mart 2011’de başlattığı iç savaşın geçmişi 1940 ve 1950’lere dayanıyor. CIA, 1940’ların sonunda Suriye hükümetine topraklarında bir ABD şirketine petrol boru hattı inşa etmesini istemiş, reddedilince de Batı düşmanı ve Komünist olmakla suçlamaya başlamıştı. CIA ajanları önce Şam’da...;

Afrika, birçok ekonomi ve önemli sektörün toparlanmaya devam etmesi, ekonomik dengesizliklerin iyileşme belirtileri göstermesi ve bölgenin egemen borç baskılarının en kötüsünün geride kalmasıyla 2024'ü ekonomik bir yükselişle tamamlıyor. Dış borç ve borç servis yükleri hâlâ yüksek olmasına rağmen, d...;

Bundan sonra hayatımızda daha farklı şekillerde Çin konusunu duyacağımız için Çin’i daha yakından tanımak adına bazı notlarımı ve yorumlarımı sizlerle paylaşmak istedim. Buradaki tespitler direkt bir sonuca ulaşıyormuş gibi görünse de esasında son aylarda hem İngiltere hem başka yerlerde katıldığım ...;

Türkiye, yükselen bir güç olarak Afrika ile ilişkiler kurma yolunda çalışıyor. Uluslararası düzeyde bu, özellikle Somali ile dikkat çekici hale geldi. Turkish Airlinesin Somali ile tarifeli uçuşları bu bağlantının bir sembolü oldu ve hem cesur bir adım hem de sorunlu bir Afrika ülkesiyle bağlantıya ...;

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki 28 Mart 1993 çatışmaları Türkiye ve Ermenistan ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemiştir. 3 Nisan 1993’de Türkiye, Ermenistan'a tahıl sevkiyatını durdurdu ve iki ülke arasındaki kara sınırını kapattı. Tarihi sorunların yanı sıra, Dağlık Karabağ krizi, o zamandan ...;

Stratejiler ve onların taktiksel ayakları her zaman gerçekliklere dayanmaz. Savaşta yumruk sayılmaz kavlinde olduğu gibi her türlü malzemeyi kullanmak da mubah görülür. Ermeni meselesi emperyalizmin geçen asrın başında Türk Devleti’ne kurduğu bir komplo olarak gerçekleşen olaylar silsilesini temsil ...;

1300 – 1600 arası dönemde Anadolu, dünyanın bir numaralı tekstil üretim bölgesiydi. Türkiye’de üretilen pahalı kemha ve sof kumaşı, Rus çarlarının ve boyarlarının , İtalyan ve Fransız prens ve prenseslerinin ve İskoç piskoposlarının da aralarında bulunduğu Avrupalı seçkinlerden büyük ilgi gör...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...