“Mir” Parantezinde Yeni bir Dünya Güvenlik Krizi

Yorum

Mir sözcüğünün Rusça barış anlamına gelmesi ne kadar ilginç değil mi? İşin daha da ilginç yanı şu anda hem Rusya, hem de Ukrayna’daki iki devlet başkanının da isimlerinin “mir” takısı ile sonlanması. ...

Mir sözcüğünün Rusça barış anlamına gelmesi ne kadar ilginç değil mi? İşin daha da ilginç yanı şu anda hem Rusya, hem de Ukrayna’daki iki devlet başkanının da isimlerinin “mir“ takısı ile sonlanması. Ama bu “mir“ sözcüğünün aynı zamanda dünya, dünyaya egemen olan güç anlamını taşıyor olması da yabana atılır bir rastlantı değil. Dünya şu anda Vlady mir’in ve Volody mir’in ülkesi Ukrayna’ya başlattığı askeri harekâtı göz kırpmadan izliyor.

Bu Günün Geleceği 2014 den beri belliydi
Kırım’ın 2014 yılında Rusya’ya katılmasından sonra Doğu Ukrayna’da ayrılıkçı hareketlerin ve özerklik taleplerinin yoğunlaştığını hatırlayalım. Aradan geçen zaman süresince, tarihi arka plan, Kırım’ın Rusya’ya karadan da bağlanması için Rusya tarafından iyi kullanıldı. Oysa hal böyle iken Donetz, Luhansk ve bölgedeki diğer yerleşim yerlerinde, insanların yarı aç, yarı tok, barınaktan ve makul sağlık hizmetlerinden yoksun olarak yaşadığı gerçeğini Kiev yönetimi görmezden geldi. Yolsuzlukların önü alınamadı, ortak servetten Doğu Ukrayna veya Donbass hak ettiği payı alamadı. Büyük ümitler vadederek göreve gelen bölgenin çocuğu Volodymir Zelenski ise bırakınız yaralara merhem olmayı, altına imza attığı Minsk protokollerini bile uygulayamadı. Neden? Muhtemelen bir referandum ile bir tür özerklik verilse, zaten Donbass’ın Rusya tarafından ilhak edileceğinin farkındaydı. Dünya gelişmeleri uzaktan, NATO ve Batı Avrupa kendi işine geldiği kadar yakından izledi. Normandiya grubu zaten bir farstı. Uluslararası gözlemciler, nüfuz edebildikleri nispette, bölgeyi izlemeye devam etti. AGİT(OSCE) gibi soruna sahip çıkmaya çalışan kuruluşlar ise, insan hakları ihlalleri ve can kayıplarının çetelesini tutmaktan ve raporlamaktan öte fazla bir şey yapamadı. İşte bu süreçte sorunlara en yakın konumda olan Kiev, dünyadan aman dilerken açık seçik seçim hesapları yapmayı da ihmal etmedi. Ama parantezin diğer kanadında Moskova, Batının elinde yaptırımdan daha fazla bir müdahale imkân ve ihtimalinin olmadığı bilinci ile Donbass ötesine ve kendisine yakın duran Belarus’un Ukrayna sınırına yığınak yapmayı tamamladı. Biliyor musunuz? Donbass sınırına askeri sağlık birimlerini getirmeye başladığı anda Putin’in önce Donbass’ı, sonra da Ukrayna’nın tüm doğusunu işgal edebileceği zaten belli oldu. Artık açık bir savaşa hazırdı Rusya.
Don Durgun Akarken
İki bölgeye giren Rus askerleri ve tankları artık hiçbir şekilde oradan çıkmayacak. Donetz ve Luhansk’ın bağımsızlığının Rusya tarafından tanınması kararını, Suriye hemen izledi. Şam yönetimi kendi ülkesinin toprak bütünlüğü konusunda herhalde Rusya’dan bir güvence aldı ki bunu yaptı. Belarus da tanımış olmalı ki şu anda hareketlenen savaş sahnesinde, o sınırdan Ukrayna’ya doğru Rus askerlerinin kayışı var. Ama eğer Kırım’ı karadan Rusya’ya bağlamak asıl amaç idiyse, o zaman, Don Nehrinin Doğu’sunda kalan Zaphorizhya’nın, Mariopol limanının da Rusya’ya geçmesi söz konusu olacaktır. Bu Ukrayna’nın Don Nehrinden öteye toprağının kalmaması demek.

Odesa’ya yapılan Rus saldırısı ise bana hemen 1992 de “ebediyen birlikte olmak“ yemini ile birbirlerinden ayrılırken, Sovyetlerin Karadeniz filosundan Ukrayna’nın nasıl pay aldığını hatırlattı. Bunu Ukrayna her yıl Karadeniz’de Türkiye ile deniz manevrası yaptığında zaten hatırlıyor ve Rusya’nın günü gelince çok içerlediği bu konunun öcünü alacağını düşünüyordum. O zaman fütursuzca hareket etmekten çekinmeyen Kiev şimdi risk ve tehdit altında.

Çin bu Denklemin Neresinde?
Dünya finansal kriz, ekonomik durgunluk ve pandemi tufanını ancak aşarken Rusya biriktirdiği 700 milyar Dolar değerindeki uluslararası rezerve güvenerek bu işe girmiş olmalı. Buna rağmen Putin’in olimpiyatlar öncesinde Çin’i hoşluk olsun diye ziyaret etmediğine eminim. Batı’nın uygulayacağı tüm yaptırımlara karşı Çin, Rusya’yı her alanda takviye edecek bir üretim devi. Trenleri ile Çin her şeyi Rusya’ya aktarabilecek güçte. Henüz ele güne karşı Donetz ve Luhansk’ı tanıdığını açıklamadı. Ama zaten gelişmeler, Don nehrini bile atlarken Çin Ukrayna harekâtının işgal olmadığını açıkladı ki, Tayvan’ın yüreğine korku salsın, ABD Asya Pasifik’e mi? Yoksa Karadeniz’e veya Batı Avrupa’ya mı bakacağını şaşırsın. Acaba Pentagon’un aklına Rusya’nın Alaska’ya da bir harekât yapıp yapmayacağı sorusu geliyor mudur? Bilmem. Ama geçenlerde General Wesley Clark, “Rus kara ordusunun üçte ikisi Ukrayna’nın Doğusunda, üçte bir ise kendi doğusunda“ derken belki böyle bir endişeyi dile getirmeye çalışıyordu.

Her saldırı Barış Harekâtı Olabilir mi?
Vladi mir’in, Volodi mir’e karşı başlattığı huruç, barış harekâtı mı? Hayır, bu planlı bir savaş. Etnik mazeretlere ve tarihin güç aldatmacasına dayandırılan bir saldırıyı barış harekâtı olarak kabul etmek zor. Buna rağmen, ihmallerle ve bilineni, bekleneni, nasılsa olmaz diye görmezden gelerek bu günlere gelindi. Şimdi Rusya’ya yatırım uygulayan ülkeler bundan kendileri de zarar görecek. Bence daha yolun başında Avrupa. Ya Rusya Yamal boru hattından doğal gaz sevkiyatını keserse? Ya Türk Akımı ve Mavi Akım hatlarından gaz sevkiyatını kısarsa? Veya bunlar için bazı beklenti ve talepleri olduğunu resmen muhatabı olan başkentlere bildirirse! İşte o zaman birçok Avrupa başkenti gibi Türkiye’nin de bazı acil planları olması gerek. Özellikle Boğazlar Türkiye’yi NATO üyeliği nedeni ile veya Ukrayna’nın baskısı yüzünden zor durumda bırakmamalı. Bu konuda Türkiye kendi ulusal menfaatini göz önünde bulundurmak zorunda. Şu sıralar NATO iyiden iyiye safları sıkılaştırma çabasında. Baltık bölgesini güçlendirmek için Finlandiya ve İsveç de acilen NATO üyesi olur mu? Bunu da şu sıralar göreceğiz.

 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Artık ahkâm kesmekten öte çapı kalmayan Birleşmiş Milletlerin(BM), Afet Riski Azaltma Günü yaklaşırken uygun gördüğü tema bu yıl oldukça ilginç. Adeta eski kuşaklardan ümidi kesmişçesine 2024, Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü olan 13 Ekim için açıklanan tema “ Bir Sonraki Kuşağın, dirençli bir G...;

Gelecek artık bugün oldu. Günümüz savaşlarında silahlar bir kere ateşlenince kimin nereden ve nasıl vuracağı belli olmayacak, durum hızla tırmanma riski gösterecektir. Füze savaşları ve hassas güdümlü mühimmat kullanımı ile devam edecek ilk dönem farklı platformlar, sensörler ve mühimmat ile destekl...;

Afrika, küresel terör örgütleri El Kaide ve DAEŞ'in rekabet ve savaş alanına dönüşmüş durumda. Bölgedeki zayıf devlet yapıları, etnik ve dini çatışmaların varlığı, ekonomik sorunlar ve sosyal huzursuzluk gibi etkenler, bu örgütler için ideal bir zemin yarattı. ;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Cumartesi günü (27 Temmuz 2024) Golan Tepeleri'ndeki bir futbol sahasına yapılan roket saldırısı, pek çok gözlemcinin İsrail ile Hizbullah arasında topyekûn bir savaşın fitilini ateşleyebileceğinden korktuğu türden büyük çaplı bir olaydı. Çoğunlukla Lübnan-İsrail sınırında olmak üzere dokuz ay süren...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.