Yeni Soğuk Savaşın Kilit Cephesi: Tayvan

Yorum

Dünya zorlu zamanlardan geçiyor. İtalyan düşünür, siyasetçi ve sosyalist kuramcı Antonio Gramsci’nin deyimiyle “hegemonsuz bir devir” (interregnum) kaotik bir uluslararası sistem yaratmış durumda. ...

Dünya zorlu zamanlardan geçiyor. İtalyan düşünür, siyasetçi ve sosyalist kuramcı Antonio Gramsci’nin deyimiyle “hegemonsuz bir devir“ (interregnum) kaotik bir uluslararası sistem yaratmış durumda.

Tarihin hiçbir devrinde görülmemiş düzeyde bağımlı hâle gelen dünya ekonomisi uluslararası siyaseti de derinden etkiliyor. Bu aynı zamanda ciddi bir dönüşüme de işaret ediyor.

“Büyük güç rekabetinin“ bu çerçevede yeni bir hâl aldığını söylemeye gerek yok. Klasik bir soğuk savaştan ziyade daha “hibrit“ bir düzeyde yaşanan yeni rekabet, ABD-Çin ilişkilerinin gerilimli düzeyi ile yeni normale doğru hızla ilerliyor.

Yeni Soğuk Savaş olarak tanımlanan bu yeni normal içerisinde iki gücün karşı karşıya geldiği belirli cepheler bulunuyor. Bu cephelerden son dönemde belki de en çok öne çıkanı Tayvan’dır.

Çin, Tayvan’ı ana karanın bölünemez parçası olarak tanımlarken ABD ise Tayvan’ı Asya-Pasifik’te Çin’e karşı kullanabileceği ileri “karakol “olarak algılıyor.

Hatta geçmişte Tayvan’ı “batmaz bir uçak gemisi“ olarak tarif eden Amerikan generalleri mevcuttu (Douglas MacArthur).
ABD Başkanı Joe Biden’ın kısa süre önce “Çin’in Tayvan’a saldırması durumunda Tayvan’ı savunacağız“ şeklinde açıklama yapması Tayvan karmaşasını daha da kaotik hâle getirmiş durumda.

Çin’in Tayvan söylemi

Çin’in Tayvan söylemi, özellikle son dönemde dozu artan bir milliyetçilik ile tahkim ediliyor.

Tayvan’ın etrafında sayıları artan askerî tatbikatların “rutin“faaliyetler olduğunun altı çizilirken başta ABD olmak üzere diğer devletlerin konuyla ilgili hamleleri, “iç işlerine“ yapılan müdahale olarak algılanıyor.

Tayvanlı yetkililer Çin’in 2025 yılına kadar ülkelerine yönelik “tam ölçekli“ işgal gerçekleştirebileceğini öne sürüyor. Pentagon (Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı) da benzer bir tezi savunuyor.

Ekim ayının başından beri Çin Ordusu’na ait savaş uçaklarının Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası’na (ADIZ- Air Defense Identification Zone) yoğun şekilde girmesi, söz konusu tezi savunanları heyecanlandırmış durumda.


Çin’in Tayvan’la ilgili temel yaklaşımı Tayvan’ın belirli bir zaman dilimi içerisinde barışçıl şekilde ana karayla birleşmesi üzerine kuruludur.

Eski Çin Devlet Başkanı Mao Zedung’un, zamanında ABD’li diplomat Henry Kissinger’a söylediği gibi “beş, elli ya da beş yüz sene…“ fark etmiyor. Önemli olan günü gelince Tayvan’ın, Hong Kong’da olduğu gibi ana karayla birleşmesidir.

Ekonominin politikaya son derece bağımlı olduğu dönemde Çin’in statükonun bozulmasına müsaade etmesi mantıklı değil. Daha doğrusu statükoyu bozacak hamlenin Çin’den gelmesini öngörmek olası değil.

Çin’in, Tayvan hava sahasına yönelik ihlalleri ve diğer askerî eylemleri, daha çok “Tayvan ve Washington’daki diplomatik pozisyonlarını değiştirmeyi“, yani Tayvan ve ABD’yi karşılıklı olarak Tek-Çin (One-China) çerçevesine dönmeye zorlamayı amaçlıyor.

Zaten adayı işgal etmeyi hedefleyen gücün, bunu sürpriz saldırı taktiği üzerine kurması gerekiyor. Oysa Çin’in pratikleri böyle bir amaca yönelik değil.

Bu konjonktürde statükoyu esneten ve AUKUS (Australia, United Kingdom, and United States) gibi bölgesel güvenlik paktlarıyla bölgeyi zorlayan ABD ve anglo-sakson müttefikleridir.

ABD’nin stratejik belirsizliği

ABD Başkanı Biden’ın ABD’nin Tayvan’ı Çin’e karşı savunacağını taahhüt etmesinden kısa süre sonra Beyaz Saray’ın adaya yönelik politikada bir değişiklik olmadığını açıklaması dikkatle not edilmeli. Çünkü ABD’nin Tayvan’la ilgili yaklaşımı “stratejik belirsizlik“ olarak tanımladığı bulanık modele dayanıyor. Dolayısıyla ABD de Çin gibi bölgede devam eden statükonun korunmasından yana.

ABD’nin Tayvan ile olan ilişkisine “Tayvan İlişkileri Yasası“ rehberlik ediyor. Yasa kapsamındaki taahhüt; Tayvan’ın öz savunmasını desteklemeye devam etmek ve statükoda herhangi bir tek taraflı değişikliğe karşı çıkmak şeklinde özetlenebilir.

Birçok uzman ise Biden’ın açıklamasını “gaf“ olarak nitelendirirken Washington’un Tayvan’ı savunma taahhüdünün “resmî açıdan tam doğru olmadığını“ belirtiyor.

ABD’nin Tayvan konusunda yaşadığı kafa karışıklığı, aslında Tayvan konusunda bugüne kadar önemli bir unsur olan ABD caydırıcılığını da zayıflatıyor. ABD’nin bölge politikalarından sorumlu ismi Kurt Campbell da “stratejik bir netlik“ çerçevesinde hareket etmenin faydasız olduğu görüşünde.

ABD ve Çin Tayvan üzerinden savaşır mı?

Tayvan konusunda asıl mesele ABD ve Çin’in ada üzerinden savaşa girip girmeyeceği noktasında kilitleniyor.

Giderek artan jeopolitik ve teknolojik rekabet, uluslararası sistemin sonu belirsiz bir kararsızlığa (entropi) girmesi, soğuk savaş konsepti içerisinde hareket etmeye eğilimli blokların bulanık da olsa belirmeye başlaması savaş ihtimalini artırıyor.

Böyle bir ortamda Tayvan üzerinden çıkabilecek kıvılcım önü alınamayan sonuçlara neden olabilir.

Çin’in artan askerî tatbikatları ve ABD’nin bölgeyi güvenlikleştiren çabalarının AUKUS ve Tayvan söyleminde kristalize olması da gergin ortamı derinleştiriyor.

Ancak tüm bulgulara rağmen, iki ülke için de bu keskin rekabeti hibrit soğuk savaş konsepti içerisinde sürdüreceklerini söylemek daha olası.

Kısa süre önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Çinli mevkidaşı Yang Jiechi arasındaki görüşmenin ardından yapılan açıklamada ilginç bir kelime seçilmişti: “Sorumlu rekabet“.

ABD ve Çin’in Tayvan konusunda hibrit soğuk savaşın sınırlarını zorlayacakları ancak “sorumlu bir rekabet“ mantığı içerisinde hareket ederek sıcak savaş olasılığını reddedeceklerini söyleyebiliriz. Bu da tarihte benzerleri yaşanan Tayvan Boğazı krizlerine kapı aralayacaktır.

Dolayısıyla bölgede krize varan kilitlenmeler beklemek daha mantıklı.

Yazıyı, bazı sorular sorarak bitirmek faydalı olabilir:
Afganistan’dan hızlı şekilde çekilen ABD, Tayvan konusunda Biden’ın dediği gibi müdahale etmeye kalkarak Çin ile olası nükleer savaşı göze alabilir mi?
Askerî kapasitesini modernize eden Çin, Tayvan’ın ana karaya katılması hususunda uygun küresel konjonktürün oluştuğunu düşünüyor olabilir mi?

Sonuç olarak Tayvan meselesi kilit meselelerdendir. Krize ya da daha da büyüyüp sıcak savaşa dönüşür mü bilinmez ancak Çin’in Tayvan konusunda asla taviz vermeyeceği net bir gerçeklik olarak ortada duruyor.

@drhkorkmaz

Not: Bu yazı 25.10.2021 tarihinde yazarın kişisel web sayfasında yayınlanmıştır.


 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Dünya, ardı arkası kesilmeyen jeopolitik krizlerle sarsılmaya devam ederken, 3 Aralık 2024 tarihi Güney Kore için yarım asırlık aranın sonunu getiren bir dönüm noktası oldu. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, ulusal bir televizyon yayınında Kuzey Kore tehdidini ve muhalefetin ülkeyi yönetileme...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte modern istihbarat teşkilleri radikal değişimler yaşamaya başladılar. Her şey de önce istihbarat askerlerin işi olmaktan çıktı ve CIA’nın kurulması ile birlikte istihbaratın barışta da ihtiyaç olduğu kabul edilmiş oldu. 1952’de Sherman Kent’in kurduğu ana...;

Çin’in küresel ekonomik sistemin resmen ve fiilen dışında kalıp güçlendiği yıllarda, uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi için büyük bir çaba sarf eden ülkeler, çeşitli yuvarlak masa toplantılarıyla, üzerinde uzlaşılan bir serbest ve adil bir ticaret mekanizması yaratmışlardı. ;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.