Bu çatışma sonrasında Hint birlikleri sınır hattını takviye ederken Çin birlikleri de Himalayalarda tugay seviyesinde atışlı tatbikat yapmaya devam etti. Gerilimi azaltmak için diplomatik görüşmeler yapılırken general seviyesindeki müzakerelere de devam edildi ve çatışma sonrasındaki bir hafta içinde üç defa tümgeneral seviyesinde görüşme yapıldı. Müteakiben yapılan korgeneral seviyesindeki görüşme 11 saat sürmesine rağmen pürüzleri giderilemedi. Hint Hükümeti, Çin kaynaklı teknoloji uygulamalarını yasaklarken Çin yatırımlarını askıya aldı. Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin, 05 Temmuz 2020’de telefon görüşmeleri yapması sonrasında çatışmaya konu olan mevziler karşılıklı olarak boşaltıldı. Tarafların attığı bu adım, muhtemel bir çatışma riskini azaltma kapsamında bir soğutma tedbiri olarak hayata geçirildi. Devamında Korgeneral seviyesindeki görüşmelere periyodik olarak devam edildi; ancak çok uzun süren bu görüşmelerde somut bir çekilme planı konusunda mutabakata varılamadı.
ÇHC ve Hindistan, kritik noktalarda yeni çatışmalara neden olabilecek askeri hareketlerden kaçınırken, klasik iddialarından vazgeçmeyeceklerinin mesajlarını vermeye de devam etti. Çin teknoloji uygulamaları ve ürünlerine uyguladığı yasaklara yenilerini ekleyen Hindistan, ABD’den alınan Apaçi taarruz helikopterlerini Ladak’ta konuşlandırırken Fransa’dan aldığı Rafael savaş uçaklarını da ÇHC sınırına yakın üslerde görevlendirdi. ÇHC devlet ricali Tibet sınırlarını ziyaret ederek Tibet’te taviz vermeyeceklerini sıklıkla yinelerken, hemen hemen her gün yeni bir Çin üretimi silah veya askeri araç-teçhizatın sınır birliklerine dağıtımının haber ve görüntüleri medyaya yansıtıldı. Neticede taraflar birbirlerine medya üzerinden mesaj vermeye devam ederken gerilimi zaman içinde soğumaya bıraktı ve kışın gelmesini bekledi.
İki ülke Haziran 2020 çatışmasından sonra medya, vekiller ve müttefikler üzerinden birbirine mesaj vermeye devam ederken sınırdaki birliklerini kısmen geriye çekti. Hindistan, mevcut ittifak-işbirliği ortaklıklarını güçlendirmeye ve yeni ülkeleri bu güç birliğine çekmeye çalıştı. Bu kapsamda Hindistan, Hint Okyanusu’ndaki rutin “Malabar Tatbikatları“na Fransa’yı dâhil etmeyi başardı. Hindistan, İngiltere ile ticari ve askeri sahada işbirliğini geliştirmek için anlaştı ve iki ülke temsilcileri bu işbirliği mekanizmasının temellerinin tespiti için çalışmaya başladı. Almanya da QUAD paydaşlarına destek vereceğinin emarelerini verirken QUAD tarafları ile görüşme sürecini başlattı. QUAD üyesi Avustralya, ÇHC ile Kuşak Yol İnisiyatifi kapsamında imzalanmış anlaşmaları değerlendirmeye aldı ve bir kısmını da iptal etti. Bu gelişme ÇHC tarafının kayıp hanesine yazılırken iki ülke ilişkilerini geriye götürdü.
Bu arada Himalayalara kış geldi, ancak Kasım 2020 ayının cehenneme çevirdiği yüksek mevzi ve gözetleme noktaları bu kez boşaltılmadı. İki ülke de sınıra kaydırılan birliklerin kışı sınırda geçirecek şekilde hazırlık yaptığına yönelik haber ve görüntüleri medyaya taşıdı. Aralık 2020 ayının şiddetli kışı Himalayalardaki askeri hareketliliği kaçınılmaz bir şekilde asgariye indirirken iki ülke de sınır hattındaki birlikler ile mevzilerdeki personeli azalttı ve hayatı idame tedbirlerine geçiş yapmak zorunda kaldı.
ABD başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden’ın, eski yönetimin ÇHC politikasını devam ettireceğine dair mesajlar vermesi sonrasında, Ocak 2021 ayından itibaren Çin tarafı Hindistan’a verdiği mesajları yumuşattı. ABD’nin QUAD yapılanmasına hız vereceğinin anlaşılması ÇHC’nin bu tavrında etkili oldu. Şubat 2021 ayında gelişen bu olumlu hava sonrasında taraflar Batı Sektörü’nün batısındaki birlikleri çekmeye başladı. Şubat 2021 ayı ortalarında Galwan Vadisi’nde normalleşme sağlansa da buranın doğusundaki anlaşmazlıklar çözülemedi. Bu gelişmelerde küresel aktörlerin güç mücadelesinin yansımaları net olarak hissedildi.
Yeni ABD Başkanı Biden’in ÇHC’ye yönelik tavrı netleşmeye başlayınca Hint ve Çin yönetimleri Rusya Federasyonu (RF)’nun tavrını görmek istedi. ÇHC Dışişleri Bakanı Wang Yi bu kapsamda Rus yönetimi ile üst seviyede temaslar yaptı. Bu görüşmelerin devamında, Aralık 2020 sonlarında ÇHC ile RF’nin stratejik bombardıman uçakları Pasifik Okyanusu’nda ortak devriye uçuşları gerçekleştirdi. Bu dönemde Hindistan da Rus tavrını test etmek için S-400 hava savunma sistemlerinin erken teslimi için bir girişim başlattı, ancak olumlu sonuç alamadı. Stratejik bombardıman uçaklarının ortak devriye uçuşları sonrasında ÇHC ve RF yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda askeri işbirliğinin devam edeceği vurgulandı.
RF’nin bu rekabette Çin tarafından yana tavır koyması Hindistan tarafında hoş karşılanmadı ve iki ülke arasında yapılan yıllık görüşmeler ilk defa iptal edildi, ancak iki ülke arasındaki silah sistemleri satışı için yapılan anlaşmalar rafa kaldırılmadı. ABD Başkanlığı’nı devralan Joe Biden, ÇHC ve RF yönetimlerine karşı aynı anda sert mesajlarla yüklenince iki ülke yönetimleri Mart 2021’de ABD dolarının uluslararası alışverişlerde kullanımını azaltmak için bir kampanya başlattı. Sonrasında iki ülke yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarda, Çin-Rus ilişkilerinin tarihteki en üst seviyede olduğu ifade edildi.
ÇHC, Hindistan’ın pandemi ile boğuştuğu bu dönemde Butan’ı sınır görüşmeleri için masaya çekmeyi başardı. Bu görüşmelerden bir anlaşma çıkmadı; zaten mevcut konjonktürde çıkması da mümkün değil, ancak karda yol açıldı ve bir iz ortaya çıktı. Bu arada 01 Şubat 2021’de Myanmar’da askerler yönetime el koyunca Çin ve Hint yönetimleri buradaki çıkarlarını korumak için seferber oldu. ÇHC, darbeci generaller ile diyalog kurarak Askeri Yönetim’i dış baskılara karşı korur bir duruma geldi. Bu arada son yıllarda Myanmar’ın önemli bir silah tedarikçisi haline gelen RF de ÇHC ile birlikte Myanmar’daki Askeri Yönetim’e kol kanat gerdi. Müteakiben küresel rekabet alanına evrilen ülkede artan terör olayları ÇHC ve Hindistan’ın bu ülkedeki çıkarlarını tehdit etmeye başladı. Gelişen kaos ortamında ÇHC’nin Myanmar’daki nadir toprak mineralleri madenlerinin üretimi ve transferi zarar görürken, ülkedeki Çin firmaları da saldırıya uğradı. Haziran 2021 ayı ortaları itibarı ile Myanmar’dan Hindistan’ın Assam Eyaleti’ne gelen uyuşturucu miktarı da rekor seviyelere ulaştı.
ÇHC 2020 yılında, Galwan Vadisi çatışması sonrasında Hindistan’a bir darbe de İran cephesinde vurdu. 2020 yazı sonlarında İran ile ÇHC’nin detayları açıklanmayan, yaklaşık 25 milyar dolarlık bir işbirliği anlaşması imzalaması Hindistan’ı şok etti. ÇHC ile İran’ın işbirliğine gitmesi, Hindistan’ın Orta Asya’ya uzanan demiryolu inşa projesinin askıya alınmasıyla sonuçlanmanın yanında Çabahar Limanı çevresindeki yatırım sahalarının da ÇHC’ye geçmesine neden oldu. Hindistan ve ABD’nin Bangladeş’i, ÇHC’den koparma adımları da başarılı olamadı. ÇHC, Bangladeş’i sert bir biçimde uyararak; ekonomik olarak darbe vuracağını ve pandemi ile mücadelede yalnız bırakacağını ima etti ve Bangladeş’in Hindistan’a destek vermesini engelledi.
ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecini başlattığı dönemde bölgede oluşan güç boşluğunu doldurmak için Pakistan, ÇHC ve RF inisiyatif aldı. Hindistan ise pandemi mücadelesinde düştüğü sıkıntılı durum nedeniyle Afgan müzakereleri sürecinde biraz geride kaldı. Hindistan Sri Lanka rekabetinde de ÇHC’nin gerisinde kaldı. Sri Lanka’yı yöneten Çin yanlısı Rajapaksa kardeşler Hindistan’a da bazı yatırım önerileri sunsa da ÇHC Hindistan’ın burada zemin kazanmasının önüne geçti. Nepal’de Komünist Oli Hükümeti sarsılmasına rağmen ÇHC’nin destek ve müdahaleleriyle Başbakan Oli yeni bir hükümet kurmayı başardı.
Bu dönemde Hindistan’ın ÇHC’ye karşı etkinlik yarışında zemin kazandığı tek yer Maldivler oldu. ABD’nin müdahil olmasıyla Maldivler Hint tarafına meyil verdi ve Hindistan Maldivler ile yeni anlaşmalar yaparken burada bir konsolosluk açmak için süreç başlattı. ÇHC’nin 2017’de Cibuti’de askeri üs kurması sonrasında Mauritus’da denge kurmaya çalışan Hindistan, burada hava ve deniz unsurlarının konuşlanacağı bir askeri üs inşasına başladı. Hindistan burada önde görünüyor olsa da ÇHC Savunma Bakanlığı “Korona Virüs ile Mücadelede Yardım Diplomasisi“ kapsamında bu ülkeye de adım attı.
Gelinen noktada sınır krizi sona ermedi; küresel konjonktür ve korona virüs pandemisi şartlarının katkısıyla beklemeye alındı. Karlar eridikten sonra iki taraf da sınır hattını takviyeye devam etti ve normal devriye faaliyetlerine başladı. Hindistan en önemli zaaflarından biri olan Keşmir sorununun hassasiyet katsayısını düşürmek için Hindistan yanlısı Müslüman yerel parti ve toplumsal grup önderleri ile en üst düzeyde müzakereye başladı. Hindistan Hükümeti günümüzde, Cammu gibi Müslümanların azınlıkta olduğu kentlerin çıkardığı parlamenter sayısını artırmak için idari bölgeleri yeniden organize etmektedir. Başbakan Modi Hindistan yanlısı Müslüman önderler ile görüşerek bu politikaya destek sağlamaya ve Müslümanları bölmeye çalışmaktadır. Bu politika başarılı olursa Keşmir direnişi zayıflayacak ve Hindistan Keşmir’de konuşlandırdığı güvenlik kuvvetlerini azaltıp Himalayalara kaydırabilecektir.
Her iki ülke askeri birlikleri de hudut hattını takviye etmeye devam etmektedir. Tarafların klasik söylem, iddia ve stratejik hedeflerinde hiçbir farklılaşma emaresi yoktur; aksine her iki taraf da birbirine karşı iyice bilenmiş durumdadır. ÇHC tarafı, Hindistan’ın ABD’nin itmesiyle kendisini çevrelemeye, Tibet sorununu suistimal etmeye ve Karakurum Geçidi’nde Pakistan ile fiziki temasını kesmeye çalıştığını düşünmektedir. Hint tarafında ise mağlubiyet hissi daha da katmerlenmiş ve rövanş alma isteği güçlenmiştir. Yeni soğuk savaşın sıcak cephesi Himalayalar yine potansiyel bir çatışma alanıdır, bu bölgede yeni bir krizin çıkmasındaki en büyük engel korona virüs pandemisidir.
Pandeminin ikinci dalgasının sert bir yumruk attığı Hindistan nakavt olmamış, ancak yediği darbe ile sersemlemiş ve yere düşmüştür. Ayağa kalkmaya çalışan Hindistan bu süreçte Naxalların (Maocu militanlar) eylemleri ve güvenlik güçlerine verdirdiği yüksek zayiatla da sarsılmıştır. Bu ülkeye onlarca milyar dolarlık ihracat yapan ÇHC ise rakibine yeni bir darbe vurmaktan kaçınmış ve ayağa kalkmasını beklemiştir. ÇHC’nin Hindistan’a yumruk atmaktan imtina etmesinin sebebi Hindistan’ın pandemiyi aşması durumunda kendisine yönelik ticari kısıtlamaları hafifletme ve ABD’nin dümen suyundan çıkma beklentisidir. Yalnız bu beklentinin fazla iyimser olduğunu söylemek mümkündür. Hindistan’ın pandemi sonrasında ÇHC ile ticari kanalları açmaya mecbur olacağı beklentisi gerçekçidir, ancak bunun uzun süreli olması ve Hindistan’ın ABD ile girmeye başladığı ittifakı askıya almasını beklemek saflık olur.
Neticede iki yükselen dev ülkeyi sınırda kronik bir çatışma ortamına iten yerel ve küresel şartlarda bir değişim yaşanmamıştır. İki ülkenin bölgesel ve küresel rekabeti devam ederken korona virüs pandemisini kontrol altına alarak ekonomisini harekete geçirmeyi başaran ÇHC mevcut şartlar altında öne geçmiş görünmektedir. ÇHC, RF desteğini de arkasına alarak birçok cephede QUAD ittifakına ve Himalayalar’da Hindistan’a meydan okumaya devam etmektedir. Yalnız pandemi sonrasında ÇHC üzerine gelecek dalgaların fırtınaları Batı ve QUAD ittifakı tarafından ekilmeye devam etmektedir. ÇHC ve Hindistan arasındaki sınır sorununun kaynağı Himalayalar, zemini inşa edilmekte olan soğuk savaşın en sıcak cephesidir ve önümüzdeki süreçte muhtemelen ilk kıvılcım Himalayalar’da parlayacaktır.
25 Haziran 2021