Genel anlamda yenilenebilir enerji; Yeryüzünde ve doğada çoğunlukla herhangi bir üretim prosesine ihtiyaç duymadan temin edilebilen, fosil kaynaklı (kömür, petrol ve karbon türevi) olmayan, elektrik enerjisi üretilirken CO2 emisyonu az bir seviyede gerçekleşen, çevreye zararı ve etkisi konvansiyonel enerji kaynaklarına göre çok daha düşük olan, sürekli bir devinimle yenilenen ve kullanılmaya hazır olarak doğada var olan, hidrolik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, biyogaz, dalga, akıntı enerjisi ve gel-git, hidrojen gibi enerji kaynaklarını ifade eder. 69
Yenilenebilir enerji bakımından önemli bir potansiyele sahip Türkiye, jeotermal potansiyeli ile dünyada 7., Avrupa’da ise 1. sırada yer almaktadır. Söz konusu enerji kaynağının yanı sıra, hidroelektrik kaynakları, rüzgâr ve güneş enerjisinin geliştirilmesine de öncelik verilmektedir. Bu çerçevede, 18 Mayıs 2009 tarihinde kabul edilen Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi uyarınca, 2023 itibariyle rüzgâr enerjisi kurulu kapasitesinin 20.000 MW jeotermal enerji kapasitesinin ise 600 MW’a çıkartılması, elektrik enerjisinin asgari yüzde30’luk bölümünün yenilenebilir enerjiden karşılanması hedeflenmektedir.70
Ekonomik kategoride olduğu belirlenen 140 milyar kWh/yıllık Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin yüzde 37’lik kısmı işletmede, yüzde 15’lik kısmı (özel teşebbüs tarafından yapımı sürdürülen projeler dâhil) ise inşa halindedir. 71 yüzde 48’lik kısım ise beklemektedir.
Yenilenebilir enerji türlerinin genel olarak elde edilmesindeki maliyetin yüksekliği, bunların pek çoğundan aralıklı/kesikli olarak elde edilen enerjinin depolanmasındaki güçlük ve yenilenebilir enerji alt yapısının sınırlı olması, yenilenebilir enerjinin dünyada yaygın kullanımını engellemektedir. Ancak, küresel ısınma ve çevre konularında giderek artan bilinçlenme, enerji üretim ve iletim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak, gelecek yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talebin daha da çoğalması beklenmektedir.72
2011’de elektrik tüketimi, 2010 yılına göre yüzde 9 artarak 229 milyar 344,4 milyon kilovatsaate ulaşırken 3 bin 600 megavata yakın yeni kapasite devreye girmiştir. Bu gücün bin 710 MW’lık kısmı yenilenebilir enerjidir.73
Türkiye enerji piyasasının büyüklüğü ve piyasadaki genişleme trendi hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgisini çekecek boyuttadır. Türkiye'de nihai enerji tüketimi son yıllarda hızlı bir artış eğilimi göstermiş ve 2010 yılı itibari ile 83,4 MTEP olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında Türkiye'de 229,3 milyar kWh elektrik (Şekil 11) ve 44,2 milyar metreküp doğal gaz ekonomideki çeşitli aktörler tarafından tüketilmiştir. 2011 yılında Türk rafinerileri tarafından işlenen ham petrol miktarı ise hemen hemen 21 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir (EPDK, 2012). Kişi başına tüketim rakamlarına bakıldığında ise Türkiye'nin OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ve Avrupa ortalamalarının altında tüketim seviyelerine sahip olduğu görülmektedir(Şekil 10). ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) verilerine göre kişi başına elektrik üretimi 2009 yılı itibariyle yıllık brüt 2.685 kWh olarak gerçekleşmiştir. IEA (Uluslararası Enerji Ajansı) ortalamasının yaklaşık dörtte birine tekabül etmekte olan bu seviyenin, Türkiye'nin büyüyen ekonomisi ve artan enerji ihtiyacına paralel olarak artması beklenmektedir. Nitekim fert başına brüt elektrik üretimi 2010 yılı itibariyle brüt 2.865 kWh olarak gerçekleşmiştir.
IEA, enerji talebinin orta ve uzun vadede üye ülkeler arasında en hızlı artışı kaydedeceği tahmin edilen ülkenin Türkiye olmasını beklemektedir (IEA, 2010). ETKB tarafından yapılan çalışmalarda da, toplam nihai enerji talebi ile toplam birincil enerji talebinin 2020 yılı itibari ile iki kata yakın bir artışla sırasıyla 170,3 ve 222,4 MTEP seviyesine ulaşması; elektrik, doğal gaz ve petrol talebinin ise sırasıyla 398-434 milyar kWh, 59 milyar metreküp ve 59 milyon ton seviyelerini bulması tahmin edilmektedir.
Artan talebi karşılamak her üç piyasada da büyük oranlarda yatırım gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu yatırımların umumiyetle özel sektör tarafından yapılmasını hedefleyen Türk hükümetleri, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırımcılara yatırımlarını öncesiyle ve sonrasıyla şeffaf, öngörülebilir, rekabetçi ve serbest piyasa kurallarının hâkim olduğu bir çerçevede gerçekleştirebilmeleri için uygun ortamın sağlanması noktasında tüm imkânlarını seferber etmiş durumdadır.74
Hidroelektrik Enerji Potansiyeli Atlası (HEPA) Projesi, Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü tarafından bugüne kadar çeşitli seviyelerde projelendirilen ve bundan sonra projelendirilecek Hidro Elektrik Santrallerinin (HES’lerin) sayısal ortama aktarılarak Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yardımıyla sorgulama, sunum ve analiz elde etme çalışmalarını kapsamaktadır.
Bu amaçla öncelikle, EİEİ tarafından geliştirilen (işletmedeki barajlı santrallar ve işletmedeki regülatör tipi santralar dahil) HES’lerin detaylı karakteristik bilgileri (proje seviyesi, ili, ilçesi, nehir, kurulu gücü vb.) konumsal verilerini de içerecek şekilde sayısal ortama aktarılmıştır. HEPA Projesi için 1/25.000 ölçekli haritalar altlık olarak kullanılmıştır.75
Toplam 382 proje (Şubat 2013 itibariyle) her türlü sorgulama, sunum ve analize hazır hâle getirilmiştir. Ön çalışma olarak basit sorgulamaları içeren bir yazılım hazırlanmış ve EİEİ internet sitesinin http://www.eie.gov.tr/HES/index.aspx hiper linkinde kullanımdadır.
Kaynak: Güneydoğu Anadolu Projesi GAP'ın Türkiye ve Ortadoğu Ekonomi Politiğine Etkisi. İhsan TOY, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. 2015. M.Ü. Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü.
Yenilenebilir enerji bakımından önemli bir potansiyele sahip Türkiye, jeotermal potansiyeli ile dünyada 7., Avrupa’da ise 1. sırada yer almaktadır. Söz konusu enerji kaynağının yanı sıra, hidroelektrik kaynakları, rüzgâr ve güneş enerjisinin geliştirilmesine de öncelik verilmektedir. Bu çerçevede, 18 Mayıs 2009 tarihinde kabul edilen Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi uyarınca, 2023 itibariyle rüzgâr enerjisi kurulu kapasitesinin 20.000 MW jeotermal enerji kapasitesinin ise 600 MW’a çıkartılması, elektrik enerjisinin asgari yüzde30’luk bölümünün yenilenebilir enerjiden karşılanması hedeflenmektedir.70
Ekonomik kategoride olduğu belirlenen 140 milyar kWh/yıllık Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin yüzde 37’lik kısmı işletmede, yüzde 15’lik kısmı (özel teşebbüs tarafından yapımı sürdürülen projeler dâhil) ise inşa halindedir. 71 yüzde 48’lik kısım ise beklemektedir.
Yenilenebilir enerji türlerinin genel olarak elde edilmesindeki maliyetin yüksekliği, bunların pek çoğundan aralıklı/kesikli olarak elde edilen enerjinin depolanmasındaki güçlük ve yenilenebilir enerji alt yapısının sınırlı olması, yenilenebilir enerjinin dünyada yaygın kullanımını engellemektedir. Ancak, küresel ısınma ve çevre konularında giderek artan bilinçlenme, enerji üretim ve iletim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak, gelecek yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talebin daha da çoğalması beklenmektedir.72
2011’de elektrik tüketimi, 2010 yılına göre yüzde 9 artarak 229 milyar 344,4 milyon kilovatsaate ulaşırken 3 bin 600 megavata yakın yeni kapasite devreye girmiştir. Bu gücün bin 710 MW’lık kısmı yenilenebilir enerjidir.73
Türkiye enerji piyasasının büyüklüğü ve piyasadaki genişleme trendi hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgisini çekecek boyuttadır. Türkiye'de nihai enerji tüketimi son yıllarda hızlı bir artış eğilimi göstermiş ve 2010 yılı itibari ile 83,4 MTEP olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında Türkiye'de 229,3 milyar kWh elektrik (Şekil 11) ve 44,2 milyar metreküp doğal gaz ekonomideki çeşitli aktörler tarafından tüketilmiştir. 2011 yılında Türk rafinerileri tarafından işlenen ham petrol miktarı ise hemen hemen 21 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir (EPDK, 2012). Kişi başına tüketim rakamlarına bakıldığında ise Türkiye'nin OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ve Avrupa ortalamalarının altında tüketim seviyelerine sahip olduğu görülmektedir(Şekil 10). ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) verilerine göre kişi başına elektrik üretimi 2009 yılı itibariyle yıllık brüt 2.685 kWh olarak gerçekleşmiştir. IEA (Uluslararası Enerji Ajansı) ortalamasının yaklaşık dörtte birine tekabül etmekte olan bu seviyenin, Türkiye'nin büyüyen ekonomisi ve artan enerji ihtiyacına paralel olarak artması beklenmektedir. Nitekim fert başına brüt elektrik üretimi 2010 yılı itibariyle brüt 2.865 kWh olarak gerçekleşmiştir.
IEA, enerji talebinin orta ve uzun vadede üye ülkeler arasında en hızlı artışı kaydedeceği tahmin edilen ülkenin Türkiye olmasını beklemektedir (IEA, 2010). ETKB tarafından yapılan çalışmalarda da, toplam nihai enerji talebi ile toplam birincil enerji talebinin 2020 yılı itibari ile iki kata yakın bir artışla sırasıyla 170,3 ve 222,4 MTEP seviyesine ulaşması; elektrik, doğal gaz ve petrol talebinin ise sırasıyla 398-434 milyar kWh, 59 milyar metreküp ve 59 milyon ton seviyelerini bulması tahmin edilmektedir.
Artan talebi karşılamak her üç piyasada da büyük oranlarda yatırım gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu yatırımların umumiyetle özel sektör tarafından yapılmasını hedefleyen Türk hükümetleri, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırımcılara yatırımlarını öncesiyle ve sonrasıyla şeffaf, öngörülebilir, rekabetçi ve serbest piyasa kurallarının hâkim olduğu bir çerçevede gerçekleştirebilmeleri için uygun ortamın sağlanması noktasında tüm imkânlarını seferber etmiş durumdadır.74
Hidroelektrik Enerji Potansiyeli Atlası (HEPA) Projesi, Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü tarafından bugüne kadar çeşitli seviyelerde projelendirilen ve bundan sonra projelendirilecek Hidro Elektrik Santrallerinin (HES’lerin) sayısal ortama aktarılarak Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yardımıyla sorgulama, sunum ve analiz elde etme çalışmalarını kapsamaktadır.
Bu amaçla öncelikle, EİEİ tarafından geliştirilen (işletmedeki barajlı santrallar ve işletmedeki regülatör tipi santralar dahil) HES’lerin detaylı karakteristik bilgileri (proje seviyesi, ili, ilçesi, nehir, kurulu gücü vb.) konumsal verilerini de içerecek şekilde sayısal ortama aktarılmıştır. HEPA Projesi için 1/25.000 ölçekli haritalar altlık olarak kullanılmıştır.75
Toplam 382 proje (Şubat 2013 itibariyle) her türlü sorgulama, sunum ve analize hazır hâle getirilmiştir. Ön çalışma olarak basit sorgulamaları içeren bir yazılım hazırlanmış ve EİEİ internet sitesinin http://www.eie.gov.tr/HES/index.aspx hiper linkinde kullanımdadır.
Kaynak: Güneydoğu Anadolu Projesi GAP'ın Türkiye ve Ortadoğu Ekonomi Politiğine Etkisi. İhsan TOY, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. 2015. M.Ü. Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü.