Türkiye - Körfez Ülkeleri İlişkileri

Kategori Seçilmedi

Özet

Afganistan’da ve Irak’ta doğrudan ABD istilası altında bulunan ve toplumsal, siyasi ve iktisadi açılardan yeniden yapılandırılmak istenen Orta Doğu coğrafyası bugün büyük bir değişim süreciyle karşı karşıyadır. Bölgede reform ve yenilenme talepleri daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaşmıştır. Ayrıca somut olarak bölge toplumları nezdinde iyi yönetim, demokrasi ve insan hakları adına umut verici gelişmeler gözlenmektedir. Körfez bölgesi geniş Orta Doğu’nun sorunlarından henüz kendini kurtaramamış, diğer bir deyişle meydana gelen önemli gelişmelerde hem etkilenen, hem de etkin bir katılımcı konumunda olmuştur. İkili ilişkilerinde güncel konulardan kaynaklanabilecek sorunlardan uzak duran Türkiye ve KİK ülkelerinin (Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman) mevcut ilişkileri olumlu sinyaller vermektedir.

Coğrafi uzaklık ve farklı dış siyaset eğilimlerinden dolayı bu sinyalleri son derece yakın ilişkilerin ve karşılıklı tatmin edici ticari faaliyetlerin gerçekleştiği şeklinde yorumlamak abartı olabilir. Ancak içinde bulunduğumuz bu son dönem Türkiye ve KİK ülkeleri arasında siyasi ve iktisadi alanlarda ciddi gelişmelerin gözlendiği bir dönem olmuştur.Bundan daha önemli olan bir gelişme, Konsey ülkelerinin bölgesel sorunları çözmek amacıyla düzenlenen uluslararası ve bölgesel diplomatik girişimlerde ve forumlarda faal katılım göstermeleridir. Orta Doğu’nun çeşitli bölgelerinde meydana gelen buhranlı gelişmeler bölgenin istikrarlı ülkelerinin ciddi roller oynamasını gerektirmektedir. Son yıllarda ilişkilerin yönünü belirleyen başlıca gelişmeler devam etmekte olan Irak krizi, Türkiye’nin AB üyelik süreci, uluslararası terör dalgası ve El-Kaide tehdidi, ABD’nin öncülüğünü yaptığı büyük Orta Doğu girişimi, artan ticari ilişkiler ve iş ilişkileri, İslam Konferansı Ülkeleri’nin zirve toplantısı ve geniş İslam dünyasının sorunları, ve İran merkezli nükleer güç tehdidi olmuştur.

Abstract / Relations between Turkey and the Gulf Countries

The Middle East is now a changing geography, subject to direct U.S. interference through Afghan and Iraqi invasions and through political attempts to transform the region socially, politically, and economically. Calls for reform and renovation have reached an unprecedented level, and indeed, there is a high level of desire and hope for good governance, democracy, and human rights in the Middle Eastern societies. The Gulf region is not independent from the problems of the wider Middle East and thus is a participant in these critical developments. Relations between Turkey and Gulf Cooperation Council Countries (GCC) are very positive, avoiding the problems associated with competing agendas. The constructive nature of these relations is very good, considering the conşicts and problems these countries are facing in their immediate neighborhood.

Due mainly to physical distance and different foreign policy orientations, it might be an exaggeration to describe the situation as one with close relationships and mutually satisfying trade. However, the recent period has witnessed a considerable improvement in both political and economic relations between Turkey and GCC countries. What is more important in this sense is that increasing participation of these countries in international and regional diplomatic activities and forums that obviously aims to address regional and international problems. The critical and conşict-prone situation in various parts of the Middle East is paving the way for greater roles for the stable countries of the region. The determinants of the relations in recent years have been the ongoing Iraqi crisis, Turkey’s EU membership process, the threat of international terrorism and Al-Qaida, the U.S.-led broader Middle East initiative, increasing business and trade relations, the OIC meeting and issues of wider Islamic world, and threats of nuclear power in Iran.

Irak Krizi

ABD’nin Irak savaşı sırasında Türkiye topraklarını askeri amaçlarla kullanmasına izin vermeyen 2003 Mart tezkeresi, Türkiye için tarihi bir dönüm noktasıdır. Ankara bu tezkereyle bölgesel ve uluslararası siyasette demokratik meşruluk ilkesine göre hareket edeceğini açıkça beyan etmiştir. TBMM uluslararası toplumun, savaşı gayri meşru addetmesine dayanarak ABD’nin Irak’a karşı kuzeyden bir cephe açmasına izin vermemiştir. Türkiye’nin bu kararı Irak’ın işgal edilme sürecinin uzamasına, ABD’nin bulunduğu girişimlerde meşruluğa daha fazla önem vermesine ve Filistin sorununun uluslararası düzeyde daha fazla gündeme gelmesine yol açmıştır.

Türkiye topraklarının ABD askerleri tarafından kullanılmasına engel olan meclis tezkeresi, Ankara’yı Irak krizinden kaynaklanabilecek bir çok olumsuzluktan korumuş oldu. Meclisten böyle bir karar çıkmasında Türk toplumunun konuyla ilgili güçlü hassasiyeti son derece etkili olmuş, sonuç olarak stratejik ve ahlakî düzeyde doğru bir karar verilmiştir. Ankara’nın ABD ile çok sayıda sorun yaşayacağına dair yaygın inanç ise gerçekleşmemiştir. Bu karar tam tersine Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası bağlamda saygınlığının artması sonucunu doğurmuştur.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

Savaşın başlamasından bir yıl geçtikten sonra, Rusya'nın neden galip gelmediği, hem ABD dış politikasında hem de daha geniş anlamda uluslararası güvenlikte en önemli sorulardan biri haline geldi. Cevabın birçok bileşeni var. ;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Geçen hafta Cuma günü (10 Mart 2023) Suudi Arabistan ve İran arasında yeni bir anlaşma imzalandı. Buna yeni bir “Kutsal Cuma“ anlaşması denebilir mi? İki ülke arasındaki en büyük fayın mezhep farkının siyasileştirilmesinden kaynaklandığı düşünülür ve mezhep anlaşmazlığının arkasına gizlenen bölgesel...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

Türk siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik, sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan oluşuyor. ;

Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21. yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ) teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik ...;

Arap yarımadası tektonik hareketlerle Afrika’ya doğru kayarken hiç olmazsa siyasi faylardaki gerilimi azaltacak girişimler önem kazanıyor. Necef Zirveleri işte bunlardan biri.;

Ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güçlerin oluşturduğu bir Dünya Düzeni vardır. Bu düzen ufak değişimler gösterse de kolay kolay değişmez. Büyük güçler siyasi, ekonomik güçlerini koruyabilmek ve hatta geliştirmek amacıyla zaman zaman bazı girişimlerde bulunurlar. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.