Su Ekonomi Politika İlişkisi

Makale

Klasik iktisat teorilerinde emek, sermaye ve girişimcinin yanı sıra üretim faktörlerinden olan doğal kaynakların sonsuzluğu ve tükenmeyeceği benimsenmiştir. Keynesyen teorilerde doğal kaynakların kullanımı ve dağıtımının kamu hizmetlerine dâhil olduğu, aksinin tekel piyasaları oluşturacağı görüşü hâkimdir. ...


SU EKONOMİ-POLİTİKA İLİŞKİSİ

1.1. İKTİSAT TEORİLERİNDE SU

Klasik iktisat teorilerinde emek, sermaye ve girişimcinin yanı sıra üretim faktörlerinden olan doğal kaynakların sonsuzluğu ve tükenmeyeceği benimsenmiştir. Keynesyen teorilerde doğal kaynakların kullanımı ve dağıtımının kamu hizmetlerine dâhil olduğu, aksinin tekel piyasaları oluşturacağı görüşü hâkimdir. Neoklasik iktisatta ise suyun da içinde yer aldığı doğal kaynaklar “Gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama olanağını tehlikeye atmaksızın, şimdiki kuşakların ihtiyaçlarını karşılamak“1 diye tanımlanmış olan “sürdürülebilir kalkınma“ kavramı kapsamında incelenmiştir.

Ekonomi politika açısından ele alındığında ise su ve “nehirler tüm ekonomi politika katmanlarının içinden bir sınır aşan akarsu gibi geçerler.“2

Su kullanımına ya da mülkiyetine ilişkin anlaşmazlıklar yazılı tarihin ilk dönemlerine kadar gider. Tarihi verilerin bulunmadığı dönemlere kadar uzandığı da söylenebilir.

Dünyada “sınır aşan sular“ ve “sınır oluşturan sular“ bağlamında, iki veya daha fazla ülkenin siyasi sınırlarını geçen 261 adet sınır aşan su havzası bulunmaktadır. Bu havzalar yeryüzündeki karaların yüzde 45’ini, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını ve dünyadaki tüm nehir akışının yüzde 60’ını oluşturmaktadır. Dünyada toplam 145 ülkenin sınır aşan nehir havzalarında toprağı bulunmaktadır. Sınır oluşturan sularla birlikte bu sayı 200’ü aşmaktadır. Sınır aşan ya da sınır oluşturan su havzalarında yer alan ülkeler arasındaki ekonomik kalkınma, altyapı kapasitesi veya politik yönelim konularındaki farklılıklar, su kaynaklarının geliştirilmesi ve yönetimi konularının daha da karmaşık hale gelmesine neden olmakta ve bu sulardan yararlanma ilgili ülkeler arasında ciddî sorunlara yol açabilmekte ve konu uluslararası siyaset alanına taşınmaktadır.3


1.2. SİYASAL İKTİSAT VEYA EKONOMİ POLİTİK

Toplumlar kendilerine kavramsal aynalardan bakmaya mecburdur. Her kavramın ilk çıktığı ve kullanıldığı dönemdeki anlamı, zaman içerisinde dolaşımda olduğu toplumun ve kullanıcılarının ona yüklediği olumlu, olumsuz, nötr içerikleriyle ve kronolojik yöntemle okunduğunda, (toplum gibi) homojen ve yekpare olmayan aynadaki kırılmalar, eğilmeler, bükülmeler ve kesintiler şeklinde seyreder. Ona yüklenen benimseme veya reddiye algısına paralel değişir, yontulur, derinleşir, uyur, söner, doğurur, farklılaşır ve menderesler oluşturarak sosyal zamanda akar. Ekonomi (iktisat), politika (siyaset), ekonomi politika (siyasal iktisat) ve çalışmalarını Ortadoğu üzerinde yoğunlaştıran Siyasal İktisatçı akademisyen John Waterbury’nin 1978’de dolaşıma soktuğu ve tezimizin ilerleyen bölümlerinde inceleyeceğimiz hidropolitik (Hydropolitics) kavramı da bu çıkarımın dışında değildir.

Fen ve matematik bilimlerinin dili ikilidir. Yani her sorunun yalnızca iki cevabı vardır; doğru veya yanlış, evet ya da hayır, pozitif, negatif, 1 ve 0 gibi. Sosyal bilimlerde ise amaç bu düaliteyi ortaya çıkartmaktan çok çalışılan hususta aydınlatıcı olmaktır. Bu yüzden problematikte “evet“ ya da “hayır“ yanıtına nadiren ulaşılır. Sosyal bilimlerin asıl yoğunlaştığı alan çoğunlukla gri alanlardır.

Siyasal iktisat“ deyimi ilk defa merkantilistler (1500-1800) tarafından kullanılmıştır.4 1890’lı yıllardan itibaren ise iki kavramın birbirlerinden ayrıldığını söyleyebiliriz. Tekrar birleşmeleri Keynes’in “ekonomiye müdahale“, “istikrar politikası“ gibi kavramlarının iktisat literatürüne girmesiyle (1930’lu yıllar) tarihlenir.5

Siyasal iktisat iki yüz yıllık geçmişi olan bir ilgi ve bilimsel faaliyet alanıdır. Bu kavramı ilk kullanmaya başlayan, kendi disiplinlerini, kendi uğraş alanlarını bu şekilde tanımlayanlar açısından bir bilim dalı, toplumsal gerçekliklere bütünsel bir çerçeve içinde bakma anlayışını gündeme getiren bir kavramdır. Ancak, özellikle 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren toplumsal gerçeklikle “bilimsel olarak“ uğraşmaya, bilimsel bilgi üretmeye damgasını vurmuş olan pozitivizmin etkisiyle gündemden düşmüş ya da düşürülmüştür. Pozitivizmin bilimsellik anlayışı, 20. yüzyılın önemli bir bölümünde herhangi bir sıfat eklenmeden “Bilimsel faaliyet böyle yapılır“ şeklinde algılanmıştır. Pozitivizmin kurduğu egemenliğin öncesinde toplum bilimler yokmuşçasına düşünülecekse, kendilerini siyasal iktisatçı olarak tanımlamış ve zaman içinde de farklılaşmış, birbirlerine rakip pozisyonlar oluşturmuş kişileri de bilim dışı saymak gerekir, çünkü pozitivizmin bilim anlayışının epey dışında ‘bilimsel faaliyet’ göstermişlerdir.

Kaynak: Güneydoğu Anadolu Projesi GAP'ın Türkiye ve Ortadoğu Ekonomi Politiğine Etkisi. İhsan TOY, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. 2015. M.Ü. Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü.
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Türk siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik, sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan oluşuyor. ;

Artık, ulusal ya da uluslararası her seviyede güvenliği geçmişin anlayış ve kurumları ile sağlama imkânı zayıflamaktadır. Hızla gelişmekte olan teknolojilerin neden olacağı ekonomik ve toplumsal dönüşümler, uluslararası düzenin de yeni bir çerçeveye yani devletsiz (sınırların olmadığı post-modern) s...;

Arap yarımadası tektonik hareketlerle Afrika’ya doğru kayarken hiç olmazsa siyasi faylardaki gerilimi azaltacak girişimler önem kazanıyor. Necef Zirveleri işte bunlardan biri.;

Ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel güçlerin oluşturduğu bir Dünya Düzeni vardır. Bu düzen ufak değişimler gösterse de kolay kolay değişmez. Büyük güçler siyasi, ekonomik güçlerini koruyabilmek ve hatta geliştirmek amacıyla zaman zaman bazı girişimlerde bulunurlar. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

Bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimi, aynı büyüklükteki güvenlik sorunlarını beraberinde getirmiştir. İnternetin ilk yıllarında bilgi güvenliğinin üç önemli bileşeni olan “erişilebilirlik, gizlilik, bütünlük” kavramlarından “erişilebilirlik” öne çıkmış; önce internetin gelişmesi ve işletilmesi düşünülmüş, “gizlilik ve bütünlük” geri planda kalmıştır.

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.