Birleşmiş Milletler Tarafından Gerçekleştirilen Siber Güvenlik Çalışmaları

Makale

Başlangıçta askeri bir proje olan bilgisayar ağları zamanla gelişme göstererek insan yaşamını etkisi altına almıştır. Bilgisayar ağları üzerinde gerçekleşen iletişim teknik bir kavramdan daha ileriye giderek içinde insan yaşamının başka bir boyutunu oluşturarak siber alanı yaratmıştır....

Başlangıçta askeri bir proje olan bilgisayar ağları zamanla gelişme göstererek insan yaşamını etkisi altına almıştır. Bilgisayar ağları üzerinde gerçekleşen iletişim teknik bir kavramdan daha ileriye giderek içinde insan yaşamının başka bir boyutunu oluşturarak siber alanı yaratmıştır. Uluslararası bir kavram olan siber alan zamanla uluslararası pek çok konunun uygulama alanına dönüşmüş ve çeşitli güvenlik sorunları baş göstermeye başlamıştır. Günümüzde ülkeler kendi amaçlarını gerçekleştirme yolunda siber alandaki yeteneklerini kullanmaktan çekinmemekte zaman zamanda bu kabiliyetlerini karşı tarafa ciddi zararlar verecek şekilde kullanmaktadırlar (Puyvelde, 2019).

BM siber alana ilişkin ilk kararını 1998 yılında yayınlamıştır (A/RES/53/70 sayılı BM Kararı, 1998). 1996 yılında Güney Afrika’da gerçekleştirilmiş olan Bilgi Toplumu ve Gelişimi Konferansı ve yine aynı yıl Paris’te düzenlenmiş olan Terörizm konulu konferansta bilgi sistemleri güvenliğine ilişkin alınan kararlara dikkat çekilen bu karar metninde ülkelerin bu alandaki güvenlik tedbirlerini gözden geçirmeleri ve uluslararası çalışmalara katkı sağlamalarına ilişkin beklentiler belirtilmiştir. Siber alanın uluslararası suç işlenen bir ortam haline dönüşümü 80’li yıllarda başladığını göz önüne aldığımızda geç kalınmış bir karar olarak gözükmekle birlikte 90’lı yılların ortasından itibaren artan siber saldırılara BM’nin kayıtsız kalmadığı ortaya çıkmaktadır.

BM genel kurulu 1998 yılından itibaren her yıl konu ile ilgili bir karar yayınlamıştır. 2002 yılında yayınlanan karar gereği 2004 yılında konu ile ilgili çalışma yapmak için Ülke Uzmanları Grubu kurulmuştur (A/59/454 Sayılı BM Kararı, 2004). 1998 yılından 2000’li yılların ortalarına kadar ki yıllık kararlar da ülkelerin bu konuda dikkatli olmaları ön planda tutulurken, 2000’li yılların ortalarından itibaren bilgi teknolojilerindeki gelişimin kötü kullanılmasının insanlık için kötücül sonuçlarının olacağı vurgulanmaya başlanmış ve askeri alan dâhil pek çok alanda konu ile ilgili tedbirlerin alınması önerilmeye başlanmıştır. 2018 yılına kadar benzer bir içerik üzerinden ilerleyen kararlar 2018 yılında değiştirilmiş ve daha kapsamlı bir hal almıştır (A/RES/73/27 Sayılı BM Kararı, 2018). Ayrı başlıklar halinde ele alacağımız siber politikaların belirlenmesi, uzmanlar gurubu çalışmaları gibi konuların başlangıç adımları bu kararlar içinde yer almaktadır. Bu konu başlıklarına geçmeden önce 2018 yılı kararının içeriği detaylandırılacaktır.

Söz konusu kararda Bilgi teknolojilerinin ikincil kullanımı vurgulanarak kötücül amaçlarla kullanımının her zaman mümkün olduğu belirtilmektedir. Ülkelerin giderek artan miktarda askeri amaçları için bu teknolojilerden faydalanmaya başladığına dikkat çekilmektedir. Bilgi teknolojileri güvenliğinin sağlanmasında BM’nin liderlik etmesi gerektiği ve ülkeler arası diyalog kurulması konusunda daha çok çaba sarf edilmesi gerektiği tespiti yapılmaktadır. Üye ülkelerin iç hukuklarında konu ile ilgili düzenleme yapmaları ve hâkimiyet alanlarından üye devletlere karşı yapılan saldırıların engellemelerine yönelik tedbir almaları gerektiği belirtilmiştir. Bahse konu saldırıların hedef ülkenin egemenlik haklarına yönelik bir saldırı olduğu tanımlanması yapılmaktadır. Kararda konunun teknik yönüne ilişkin tespitlerde yer almaktadır. Örneğin siber saldırılarda sıkça kullanılan saldırı yazılımların alanda bilinen adıyla “tool“ların geliştirilmesi ve yayılmasına ilişkin tedbir alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Hedef ülkelerin siber olay müdahale timlerinin çalışmalarını engellemeye yönelik saldırıların durdurulmasına yönelik tedbir alınması gerektiği belirtilirken SOME kavramı bir nevi sivil savunma alanı gibi değerlendirilmiş ve dokunulmazlığı vurgulanmıştır. Bu dokunulmazlığı silahlı çatışma hukukunda yer alan, harp alanındaki sağlık personelinin dokunulmazlığı ilkesine benzetmek mümkündür.

2010 yılından itibaren üye ülkeler BM kararlarında yer alan hususlara ilişkin raporlarını BM sekreterliğine sunmaktadır. Yıllık rapor adı altında yayınlanan ülke raporları ülkelerin konuya ilişkin bakış açılarını ve yaşanmakta olan gelişmelere karşı getirdikleri tepkileri içermektedir. Örneğin 2010 yılındaki ilk rapor belgesinde yer alan beş ülkeden bir tanesi olan Küba, ABD’yi Küba sınırları içerisinde yer alan elektromanyetik spektrumu işgal etmekle suçlamaktadır (A/RES/65/41 Sayılı BM Kararı, 2010). Yine aynı raporda Yunanistan bugün siber güvenliğin vazgeçilmez bir parçası olan risk değerlen dirmesi süreçlerinin küresel ölçekte tanımlanması gerektiği belirtmektedir. Müteakip yıllardaki raporlar incelendiğinde siber güvenlik konuları giderek ön plana çıkmaktadır. Ülkelerin Estonya ve Gürcistan örneklerinin tekrar yaşanmasını önlemek için uluslararası tedbirler alınması gerektiğine ilişkin önerileri sıkça yer almaktadır. Öte yandan raportör devletlerin ülkelerindeki alana yönelik hukuki düzenlemeleri ve kolluk kuvvetlerince konunun yakından takip edildiği ve özellikle siber suçlara ilişkin özel yapılar kurulduğu görülmektedir.

Türkiye 2013 ve 2019 yıllarında rapor sunmuştur (A/RES/68/243 Sayılı BM Kararı, 2013). 2013 ve 2019 yılı raporları karşılaştırıldığında ülkemizin 2013’te konmuş olan hedeflere hızla ulaştığını ve 2019 yılına kadar büyük bir değişim yaşadığı görülecektir. Türkiye 2019 raporunda, alana yaklaşımının geniş bir yelpazede olduğunu belirtmiş, siber güvenlikle ilgili ana sorumluluğun ulaştırma ve altyapı bakanlığında olmasına rağmen konunun daha kapsamlı olarak ele alındığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı dâhil pek çok kamu kurumu tarafından alana ilişkin faaliyetler gerçekleştirildiği somut örneklerle belirtilmiştir. Bu alanda gerçekleştirilen eğitimlerin önemi vurgulanmış ve gerçekleştirilmiş olan eğitim faaliyetleri, güvenli internet, USOM yapısı gibi projeler açıklanmıştır. Ülkede alanda yaşanan değişim örneklerle ortaya konmuş ve NATO ve AB gibi uluslararası organizasyonların düzenlemelere uyum sağlayarak üye olduğu uluslararası organizasyonlarda aktif olarak yer aldığı vurgulanmıştır.

BM Silahsızlanma Ofisi 2018 yılında yürürlüğe koyduğu Ortak Geleceğimizin Güvenliğini Sağlamak İçin Silahsızlanma Planı alana yönelik kapsamlı bir çalışmadır. Söz konusu çalışmanın 39 numaralı eylem maddesi “Siber Alanın Barışçıl Kullanımın Sağlanması ve Zararlı Aktivitelerin Önlenmesi“ şeklindedir. 31. Maddesi ise “Siber alanın güvenliğinin sağlanması için ortaya çıkan normlara ilişkin üye ülkelerin söz konusu normlara olumlu katkı sunmasının sağlanması“ olarak belirlenmiştir. Bahse konu eylem planı henüz başlangıç safhasında olduğu için siber alanla ilgili maddelerde kayda değer bir gelişme yaşanmamıştır. BM silahsızlanma ofisi Siber Politika portalını oluşturarak üye ülkelerin sunduğu güvenlik politikalarını bu portaldan sunmaktadır (Cyber Policy Portal, 2019). Üye ülkelerin resmi siber güvenlik dokümanları, siber güvenlik mimarisi, hukuki düzenlemeleri bu portal üzerinden erişilebilir durumdadır. Herhangi bir ülkenin siber alana ve güvenliğine ilişkin yaklaşımını bu dokümanlar üzerinden takip etmek mümkündür. AB, NATO, Şangay İş birliği Örgütü, Afrika Birliği, G7 gibi pek çok uluslararası örgütün konu ile ilgili resmi düzenlemeleri ve güvenlik mimarileri bu portal üzerinden erişilebilir durumdadır.

TASAM Yayınlarının "Yeni Dünya Ekonomi Ve Güvenlik Mimarisi" isimli kitabından alınmıştır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2786 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1121
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Türk Dünyası ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanması Sovyetler Birliği’nin 1991 senesinde dağılmasının ardından gerçekleşmiştir. Önceden bir bütünün bir parçası olarak giderilen her türlü siyasi, ekonomik ve sosyal ihtiyaçların sorumluluğu artık yeni kurulan bağımsız devletlerin kendi iç ve dış mese...;

Kişisel bilgilerin teknolojideki gelişmeler sayesinde toplanmasına ve izlenmesine dayanan dijital gözetim, teknolojinin desteğiyle zaman ve mekan algısını ortadan kaldırmakta ve hayatın her alanına nüfuz edebilmektedir. Gözetimin araçlara indirgenmesinde ve bu araçların da insan hayatında önemli yer...;

2008-2009 krizi, neo-liberal küreselleşme sürecinin merkezinde yaşanan ve önemli dönüşümleri beraberinde getiren kritik bir eşik olarak nitelendirilebilir. Söz konusu dönüşümlerin başında, artan gelir adaletsizliği ve küresel demokrasinin izleyeceği seyir gelmektedir. ;

Teknik ve teknoloji insanın meydana getirdiği kültürün bir görünümü mahiyetindedir. Bugün için varılan noktada kimileri teknolojiye insanları zor ve sıkıcı işlerden kurtardığı için iyimser bakarken; kimileri de teknolojinin eşitsiz dağılımı sebebiyle sosyal adaletsizliği artıracağını düşünerek ön ya...;

Kuzey kutup bölgesinin eteklerinde adı yeşil kendi beyaz dünyanın Avustralya’dan sonra en büyük adası Grönland şimdi Trumpist ABD ile Danimarka ve dolayısı ile AB arasındaki en büyük gerginlik konusu olma adayı. Trump’ın yeniden yönetime gelmesiyle Monroe doktrininden bu yana ilk defa yine “en büyük...;

Türkiye’nin arabuluculuğunda Etiyopya ile Somali arasında 11 Aralık 2024 tarihinde kabul edilen Ankara Bildirisi, karşılıklı kazanımlara yönelik bir iş birliği modelinin geliştirilebilmesini ve ilişkilerdeki gerginlikleri sonlandırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, önümüzdeki günlerde başlayacak müz...;

Tarih kendisinden faydalanmayı, onu doğru okumayı bilenler için köklerden gelen bir bilinç kaynağı olarak tefekkür ve hareket noktasında okuyucularına çeşitli imkânlar sunar. Türklerin tarihi yerküre üzerinde doğu batı, kuzey-güney yönlerinde çok geniş bir alana yayılmış olduğundan dünya üzerinde pe...;

ABD Savunma Bakanlığı tarafından ABD Kongresine sunulan ve "Çin’in askeri gelişimini" (2024) içeren yıllık rapor net bir tablo çiziyor: "Pekin, küresel bir askeri güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor." 182 sayfalık raporda öne çıkan hususlar; ;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.