Emre ERDEMİR
Doktora Öğrencisi, Marmara Üniversitesi Avrupa
Araştırmaları Enstitüsü, Avrupa Araştırmaları Enstitüsü
Ana Bilim Dalı, emreerdemir55@gmail.com.
Doktora Öğrencisi, Marmara Üniversitesi Avrupa
Araştırmaları Enstitüsü, Avrupa Araştırmaları Enstitüsü
Ana Bilim Dalı, emreerdemir55@gmail.com.
Giriş
Avrupa bütünleşmesi, II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa kıtasında barışın sağlanması, refah ortamının oluşturulması ve güvenliğin kalıcı hale getirilmesi amacıyla oluşturulmuş bir süreç olarak günümüzde de devam etmektedir. Bu sürecin en temel dayanak noktası olan kıtanın güvenliğinin sağlanması; Avrupa Birliği’ni (AB) oluşturan Üye Devletlerin üzerinde dikkatle durdukları alanlardan biri durumunda olmuştur/olmaktadır. Avrupa bütünleşmesinin ilk dönemlerinden itibaren; güvenlik ve savunma alanında bir entegrasyonun sağlanması adına önemli girişimlerde bulunulmuştur. Ancak bu girişimlerin üye devletlerin güvenlik ve savunma politikalarında Birlik’e yetki devrine imkân vermesi gerçekleşmemiştir. Üye devletlerin kendi ulusal çıkarlarını ilgilendiren bir politika alanında, kendi yetkilerinden vazgeçmemeleri, AB’nin güvenlik ve savunma politikası açısından ortaya belirli bir zorluk yaratmaktadır.
Avrupa bütünleşme tarihine bakıldığında, Birlik düzeyinde güvenlik ve savunma politikalarının oluşturulması için Fransa’nın yoğun bir çaba içerisinde bulunduğu görülmektedir. Bu çabalar; Birliğin tarihsel süreci içerisinde yaşanan gelişmelere, ortaya çıkan durumlara ve koşullara göre olumlu veyaolumsuz sonuçlara yol açmıştır. Avrupa Birliği’nin güvenlik ve savunma politikaları açısından Fransa’nın günümüze kadar ortaya koyduğu etki, Almanya ve İngiltere dışındaki üye devletlerle kıyaslandığında büyük bir öneme sahiptir. Belirtilen önem nedeniyle çalışma açısından Fransa bir örnek ülke olarak kullanılacaktır.
Çalışmanın amacı; Avrupa Birliği’nin güvenlik ve savunma politikalarının, Avrupa Birliği’nin en önemli ülkelerinden biri olan Fransa üzerinden değerlendirmesini yapmaktadır. Belirtilen amaç doğrultusunda çalışmanın temel araştırma sorusu ise Fransa’nın AB’nin güvenlik ve savunma politikasına nasıl bir etkide bulunduğudur. Bu bağlamda makalenin temel argümanı; Avrupa güvenlik mimarisinin 3 temel unsurundan biri olan Atlantikçi-Avrupacı ayrımının Fransa’nın politikaları üzerinden ortaya konulmasını sağlamaktır (Diğer unsurlar; Transatlantik yük paylaşımı ve AB’nin güvenlik ve savunma politikalarında NATO’dan ‘icazet’ alması şeklindedir). Ayrıca bu bağlamda, NATO’daki Avrupacı ayrışmanın ortaya konulması da temel argümanı destekleyecek bir faktör olarak çalışmanın kapsamı içerisinde yer alacaktır.
Avrupacı-Atlantikçi Ayrımı ve Fransa
Avrupa güvenliğinin üç temel unsurundan biri olan Avrupacı-Atlantikçi ayrımı; kıtanın güvenliğinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) desteği ile sürdürülmesini isteyen, başta İngiltere ve Danimarka’nın etkili olduğu ülkeler grubuyla; Avrupa’nın kendi özerk savunma kabiliyetlerini oluşturmasını savunan, başta Fransa’nın olduğu ülkeler grubu arasındaki temel tartışmayı ortaya koymaktadır (Cebeci, 2012, s.108). Belirtilen tartışma içerisinde Fransa; ikinci grubun görüşlerinin bir temsilcisi olarak yer almaktadır. Fransa’nın güvenlik ve savunma politikalarında kendine özgü bir politika yaratmayı amaçladığı ve bu amacın ulusal dış politikanın devlet egemenliğinin bir unsuru olarak yer almasını savunan ‘Fransız Tarzı bir Avrupa Stratejisi’nden geldiği söylenmektedir (Direction générale des relations internationales et de la stratégie (DGRIS), 2018). Böyle bir stratejinin ortaya konulması, Fransa’nın Avrupa devletleri arasında bütüncül ve kapsamlı vizyona sahip tek ülke olmasına yol açmıştır (Lehne, 2012, s.27). Fransa böylece Avrupa güvenlik ve savunma politikalarının oluşturulması ve geliştirilmesinde, kıtanın kendi yeteneklerinden yararlanmasını savunan bir konumda yer alarak, ulusal çıkarlarını ön plana alan realist temelli bir dış politika uygulamayı amaçlamıştır. Bölümün amacı; yukarıda ifade edilmeye çalışılan Fransa’nın Avrupa güvenlik ve savunma politikalarına temel bakışını yansıtan girişin yardımıyla; Avrupacı-Atlantikçi ayrımının ortaya çıkmasında Fransa’nın etkinliğinin ortaya konulmasını sağlamaktır.
Avrupa kıtasının kendi kabiliyetleri ve yetenekleri ile bir güvenlik ve savunma politikası geliştirmesi düşüncesi, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmaya başlamıştır. Avrupa bütünleşmesinin sadece ekonomik ve teknik alanlarda değil, diğer alanlara da yayılması konusunda görüşler ortaya atılmıştır. (Haas, 1958, s.9-10). Bu görüşler; bütünleşmenin güvenlik ve savunma gibi alanlarda da ulusüstü bir yapılanmayla sonuçlanması için, üye ülkelerin girişim yapmalarına neden olmuştur. Pleven Planı; bu amaç doğrultusundaki ilk girişim olarak Ekim 1950 tarihinde oluşturulmuştur. Dönemin Fransa Başbakanı olan Rene Pleven tarafından oluşturulan plan, Avrupa’daki ulusal orduların bir kısmının ulus üstü olarak oluşturulacak Avrupa Ordusu’na entegre edilmelerini öngörmektedir (Thé(Le) Centre Virtuel de la Connaissance sur l’Europe (CVCE), 2013). Ancak plan; diğer Avrupa devletleri tarafından ulus üstü yönlerinin fazlalığı nedeniyle kabul edilmemiştir. Bu gelişme üzerine Pleven Planı’ndan daha az ulus üstü öğeler barındıran Avrupa Savunma Topluluğu (AST) girişimi oluşturulmuş, ancak girişim Fransız Parlementosu’ndaki görüşmelerde ulusal çıkarlar nedeniyle reddedilmiştir (Duke, 2000, s.30-31).