Savaş ve Barışa Siyasal Felsefe Açısından Bakmak: 21. Yüzyıl Barış Yüzyılı Olabilecek Mi?

Makale

Savaş, insanlık tarihinin en önemli toplumsal olayıdır. İnsan var oldukça savaş olayı ile karşı karşıya kalmıştır. İnsanlık tarihinin bir savaş tarihi olduğunu ileri süren yazarlar bulunmaktadır1. Savaş tarihçisi Michael Howard’a göre savaş, kıtlık, yoksulluk ve salgın hastalıklar gibi normal kabul edilmiştir. Barışın yaratılması ve korunması yüksek düzeyde siyasal maharet gerektirir2....

Büyükelçi (E) Prof. Dr. Ali Engin OBA
Çağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı,
TASAM Başkan Danışmanı

ÖZET

Savaş, insanlık tarihinin en önemli toplumsal olayıdır. İnsan var oldukça savaş olayı ile karşı karşıya kalmıştır. İnsanlık tarihinin bir savaş tarihi olduğunu ileri süren yazarlar bulunmaktadır1. Savaş tarihçisi Michael Howard’a göre savaş, kıtlık, yoksulluk ve salgın hastalıklar gibi normal kabul edilmiştir. Barışın yaratılması ve korunması yüksek düzeyde siyasal maharet gerektirir2.

20. yüzyılda iki dünya savaşı geçiren Avrupa’da barışın sağlanması çabaları felsefi ve siyasi düşüncenin mihrak noktasını oluşturmuştur. Özellikle nükleer silahların yaygınlaşması, Soğuk Savaş’ın getirdiği sorunlar, Soğuk Savaş sonrası uluslararası politikada şiddetin çıkardığı sonuçlar ve yönsüzleşmiş savaşlar felsefi düşünceyi barış arama yönünde teşvik etmiştir. Bu çabalara esin kaynağı teşkil eden düşünürlerin başında Kant ve Hegel gelmektedir. Bu düşünürlere nükleer silahlara dayalı barışı değerlendiren Aron’u da eklemek 21. yüzyılda barış fikrinin anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.

Kant Ebedi Barış Üzerine Felsefi Deneme adlı eserinde, barışın daimi bir şekilde tesisinde insanların aklına hitap etmektedir. O, barışın her zaman savaşa tercih edilebilir olduğunu göstererek, barışın rasyonel değerlendirme-sini yaparak, insanların bir barış ahlakı içinde nasıl yaşamaları gerektiğini belirtmektedir. Kant, ebedi barış için insanlar arası ilişkilerin hukuk açısından tanımlanmasını istemektedir. O bu amaçla bir cumhuriyet anayasası öngörmektedir. Kant’ın ileri sürdüğü bir diğer görüş ise halklar federasyonunun oluşturulmasıdır. Kant ayrıca başka bir eserinde kozmopolitik haklar kavramını ortaya atarak yabancının bir düşman olarak değil, bir dünya yurttaşı şeklinde ele alınmasını savunmaktadır.

Hegel ise savaşı ahlaki bir çerçeveye yerleştirmek yerine, savaşı politik olarak ele alan bir düşünürdür. Hegel, Hukuk Felsefesinin İlkeleri adlı kitabının son kısmında “Devlet“ adı altındaki bölümde savaşı, devletlerin devlet olma alameti olarak değerlendirmektedir. Savaştan çatışma veya tanınma amacıyla mücadele kastedilmektedir. Savaş devletin egemenlik unsurlarının en somutu olmaktadır. Hegel savaşı bir kötülük olarak ele almamaktadır. Savaşın gerektiğinde kaçınılmaz olduğunu kabul etmektedir.

Aron, Clausewitz hakkında yaptığı çalışma ve daha sonra kaleme aldığı Devletlerarasında Barış ve Savaş adlı yapıtında termonükleer tehdidin altındaki uluslararası sistemi irdelemektedir. Aron’a göre caydırıcılık, yıkıcılık ve ikna etmek çağdaş dünyanın diplomasilerinin ve stratejilerinin temel bileşimini oluşturmaktadır. Aron, bu şartlar altındaki dünyada barışın şartlarını ortaya çıkarmaya gayret etmektedir.

21. yüzyıl barış yüzyılı olabilecek mi? Çok taraflı diplomasinin ağırlık kazandığı günümüzde, Kant’ın etkisinde Avrupa Birliği gibi başarılı bir entegrasyon hareketinin ışığında, barışı gerçekleştirmek için, ülkeler, arabuluculuk ve diplomasi araçlarıyla sorunlarını çözerek bir araya gelerek barış ve güvenliği bu asırda sağlayabilirler mi? Kant’ın etkisindeki Avrupa’da birlik oluşturulmasının ortaya çıkardığı örnek diğer kıtalar için de söz konusu olabilecek mi?

Bu çalışma, savaş ve barış düşüncesi ışığında, 21. yüzyılda barış ile ilgili olarak değerlendirme yapmaya çalışmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Savaş fikri, Barış fikri, Siyasal felsefe, Clausewitz, Kant, Hegel, Aron, 21. Yüzyıl


1. Konunun Tanımı ve Genel Olarak Savaş

Avrupa’da barışın sağlanması çabaları felsefi ve siyasi düşüncenin mihrak noktasını oluşturmuştur. Özellikle nükleer silahların yaygınlaşması, Soğuk Savaş’ın getirdiği sorunlar, Soğuk Savaş sonrası uluslararası politikada şiddetin ortaya çıkardığı sonuçlar ve yönsüzleşmiş savaşlar, felsefi düşünceyi barışı arama yönünde tahrik etmiştir.

Savaşı da anlamak bu düşüncenin ilgi alanı içinde yer almaktadır. Barış fikri savaş fenomeninden ayrı bir şekilde düşünülemez.3

Savaş, stratejik düşüncenin ve askerlik tarihinin en önemli ögesidir. Ayrıca savaş, insanlık tarihinin en önemli sosyal olayıdır. İnsan var oldukça savaş olayı ile karşı karşıya kalmıştır. Tarih felsefesi açısından değerlendirildiğinde, insan hep bir mücadele süreci içinde yaşayagelmiştir. İnsan, tabiat ile mücadelesi sonucunda, tabiat güçlerini kontrol altına almayı ve bunları kendi lehine kullanmayı başarmıştır. İnsanlar ve insan grupları arasındaki mücadele, sosyal gruplar arasında ortaya çıkan rekabet, sınıflar arasındaki eşitsizlik, silahlı çatışmalara yol açan nedenler olarak ileri sürülebilir.4

TASAM Yayınlarının "Yeni Dünya Ekonomi Ve Güvenlik Mimarisi" isimli kitabından alınmıştır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

Eğitim, kısaca, bireyde arzu edilen davranışların oluşturulması süreci olarak tanımlanmaktadır. Hem kişisel yönden hem devlet açısından eğitim, oldukça hassas ve sosyal bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, eğitim, genel itibariyle, sonuçlarının ve/veya çıktılarının değerlendirilebilmesi iç...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Meritokrasi Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar...