ABD’nin Ay Koalisyonu: “Artemis Accords”

Makale

13 Ekim 200’de ABD Uzay Ajansı NASA, ABD dâhil sekiz ülke arasında “Artemis Accords“ başlığı altında Ay’ın keşfi ve yararlanma konusunda işbirliği anlaşması imzalandığını duyurmuştur. ABD, Avustralya, Kanada, Japonya, İngiltere, İtalya, ...

13 Ekim 200’de ABD Uzay Ajansı NASA, ABD dâhil sekiz ülke arasında Artemis Accords“ başlığı altında Ay’ın keşfi ve yararlanma konusunda işbirliği anlaşması imzalandığını duyurmuştur. ABD, Avustralya, Kanada, Japonya, İngiltere, İtalya, Lüksemburg ve Birleşik Arap Emirlikleri; Ay’ın keşfi, 2024te insan gönderme ve 2020lerin sonuna kadar kalıcı bir üs kurulmasını öngören çalışmalarda belirli ilkeler dâhilinde işbirliği yapmayı kabul etmişlerdir.

Aslında bunlar daha önce NASAnın kendine koyduğu hedeflerdir. Ancak NASA Yöneticisi Jim Bridenstein basın ile yaptığı bir video toplantıda, bu hedeflere uluslararası işbirliği ve özel sektör ortaklıklarıyla varmak istediklerini söylemiştir.

Bildirildiğine göre bu anlaşma basına duyurulmadan önce Mayıs ayında bir taslak olarak bir takım ülkelere gönderilmiş ve onlardan görüş istenmiştir. Japonya anlaşmanın sadece Ay’ı değil Mars ve diğer gök cisimlerini de kapsamasını istemiş ve bu istek kabul edilmiştir. Taslağın başka ülkelere de gönderilip gönderilmediği bilinmemektedir.

NASA tarafından bildirildiğine göre Artemis Accords“ anlaşması, ABD ile diğer ilgili hükümetler arasında daha sonra imzalanacak ikili anlaşmalar için bir ön anlaşma zemini ve ilkeler birliği oluşturmaktadır. Her devletin “Artemis“ programına nasıl katılacağının ayrıntıları gelecekte imzalanması beklenen ikili anlaşmalarda yer alacaktır. Şimdiki anlaşma uzay çalışmalarında ortak davranış, ilke, kural ve normları belirlemektedir. Anlaşmaya Accords“ denmesi ile özel bir anlam yüklenmiştir. İngilizce “Accord“ ifadesi uyum, eşgüdüm anlamına geldiğine göre, buna Artemis Uyum Anlaşması“ demek de mümkündür.

Bu anlaşmanın duyurulmasından iki gün sonra, 15 Ekim’de NASA, “Artemis“ programında ortak çalışacakları 14 özel şirketi de açıklamıştır. Bilinen büyükler dışında küçük ve orta büyüklükteki (KOBİ) ABD şirketleri arasında bir de Finlandiyadan Nokia bulunmaktadır. Şirketlerle yapılan anlaşmalara bakıldığında genellikle çok soğuk (sıfırın altında 500 C, 1000 C “cryogenic“) ortamlarda çalışma, Ay yüzeyi, yüzeye otomatik yumuşak iniş gibi konular ortaya çıkmaktadır. Ay yüzeyinde yapılacak inşaat, su elde etme, suyu ayrıştırma planları yapıldığı açıkça belli olmaktadır.

“Artemis“, NASAnın yeni Ay programının adıdır. 1960lar ve 1970lerde Aya gidiş programının adı “Apollo“ konmuştur. Bilindiği gibi “Apollo“ programı çerçevesinde ilk kez 1969 yılında Aya ayak basılmış, 1972ye kadar yedi kez daha gidilmiş, ancak ondan sonra program sona ermiştir.

Şimdi 52 yıl sonra Aya gidişler tekrar başlayacaktır. Ancak bu kez amaç Apolloda olduğu gibi sadece keşif değil, orada sürekli kalınacak bir üs kurma girişimini başlatmaktır. “Artemis“ programının ilk ana hedefi 2024te, Aya insan göndermektir, hatta ekipten birinin kadın olacağı şimdiden açıklanmıştır. Daha sonraki ana hedef kalıcı, sürdürülebilir bir yaşam ve çalışma ortamı, yani Ay üssü oluşturarak, Ay’ın doğal kaynaklarından yararlanmanın alt yapısını hazırlamaktır.

Şimdilik beklenen en büyük uzun dönemli yarar; su kaynağına erişmek, suyu oksijen ve hidrojen bileşenlerine ayırarak uzay seyahatlerinde roket yakıtı olarak kullanmaktır. Roket gövdesinin Ay’da üretimi için şimdiden 3D yazıcılar hazırlanmaktadır. Uzak uzay yolculukları için Ay büyük bir avantaj sağlayacaktır. Ay’daki yer çekimi Dünya’nın altıda biri kadar olduğu için oradan yapılacak fırlatmalar daha küçük füzelerle, daha az yakıtla, daha uzaklara gidebilecektir. Ayda atmosfer bulunmaması da önemli bir avantajdır. Su dışında Ayda bulunacak muhtemel madenlerin işletilmesi de ayrı bir konu oluşturmaktadır.

On bir maddeden oluşan “Artemis Accords“ anlaşmasının özü; imzacı devletlerin bütün uzay faaliyetlerini barışçıl amaçlarla, uluslararası hukuka uygun, saydam, bilimsel verileri paylaşarak, Ay çevresini ve uzayı kirletmeden ve Ay yüzeyinde kalan mirası (“Apollo“ araçlarının bıraktıklarını) koruyarak, yürüteceklerinin beyanıdır. Ayrıca acil durumlarda astronotlara yardım, uzay araçlarının, sistem ve cihazlarının ortak standartlara göre tasarım ve üretimi (“interoperability“) konularında sürekli iletişim ve işbirliği halinde olacakları imza altına alınmaktadır. NASA yöneticisine göre bu koşullar ileride çıkabilecek sorunların şimdiden önüne geçmektedir.

“Artemis Accords“ ilk bakışta NASAnın da bildirdiği gibi uzay hukukunun temelini oluşturan 1967 tarihli uzay antlaşması olan Dış Uzay Antlaşması (“Outer Space Treaty“, OST) ile gayet uyumludur. OST, bütün uzay yetenekli devletler dâhil olmak üzere Dünya devletlerinin hemen hepsince imzalanmış ve onaylanmış bulunmaktadır. OSTye dayanarak yapılmış birkaç uzay anlaşması daha mevcut olup bunlardan biri hariç diğerleri gene çoğu devlet tarafından imza ve onay görmüştür.

İstisna olan 1979 Ay Anlaşması“ diğerlerinin aksine sadece 15 devlet tarafından (Türkiye dâhil) imzalanmıştır ve bunlar arasında uzay yetenekli devlet yoktur. ABD dâhil, uzay yetenekli devletlerin bu anlaşmayı imzalamamış olmalarının nedeni anlaşmanın bir maddesine göre Aydan ve diğer gök cisimlerinden elde edilecek ticari gelirin, masraflar ve makul bir kâr çıktıktan sonra tüm Dünya ülkeleri tarafından paylaştırılmasını öngörmesidir. Bu görüşün taraftarları; “gök cisimleri tüm insanlığın malı olduğuna göre onlardan tüm insanlık yararlanmalıdır“ demektedir. ABD ve bazı uzay yetenekli devletler ise böyle bir paylaşma maddesini kabul etmemekte; “milyarlarca dolar ve büyük emek harcayarak elde ettiğimiz kazanımları neden paylaşalım“ demektedir.

ABD, Artemis Accords“ ile Ay Anlaşması’na bir alternatif getirme çabası içinde görünmektedir. Zaten NASA yöneticisinin sözlerine göre bu anlaşma Birleşmiş Milletlerin gündemine getirilecek ve orada bir uzay anlaşmasına dönüştürülmeye çalışılacaktır. Ancak bunun uzun yıllar alacağı öngörüsüne istinaden ABD kendi gibi düşünen devletlerle şimdiden işbirliği yaparak kendi yoluna gitmektedir. Zaten BMden ABD’yi tatmin edecek bir anlaşmanın geniş destek görerek çıkacağı şüphelidir. Bunun için ulusal çapta hukuki altyapıyı oluşturan bir yasayı ABD Kongresi birkaç yıl önce kabul etmiştir. Ay dâhil gök cisimlerinden ticari amaçla işletme ve yararlanma hususunda özel sektör çalışmalarını düzenleyen buna benzer yasaları Artemis Accord imzacılarından Lüksemburg ve Birleşik Arap Emirlikleri de kabul etmiştir.

“Artemis Accords“ anlaşmasına diğer ülkelerin nasıl baktığı hususunda henüz kesin bir görüş ortaya çıkmamıştır. Aslında normal olarak Rusya, Çin ve diğer uzay yetenekli devletlerin olumlu bakması mümkündür. Fakat uzay konusunda ABDden gelen bir girişimi kolay kolay kabul etmelerini beklemek gerçekçi değildir. Ayrıca Ay üstündeki doğal kaynakların paylaşımı çok açık bir sorun olarak ortada durmaktadır. Örneğin, Ay’ın belirli birkaç bölgesinde, Güneş ışığı görmemiş dik krater yamaçlarında suyun buz formunda bulunduğu bilinmektedir. Ancak suyun miktarı gidecek her devletin gereksinimi için yeterli midir? Buralar nasıl paylaşılacaktır? Ayda su savaşları çıkması mümkün müdür? Aynı sorular su yanında muhtemel madenler için daha da geçerlidir. “Artemis Accords“ bilinen bu soruları tekrar tartışmaya açmaktadır.

İlgili Linkler:

https://www.nasa.gov/specials/artemis-accords/index.html
https://www.spacedaily.com/reports/NASA_Announces_Partners_to_Advance_Tipping_Point_Technologies_for_the_Moon_Mars_999.html
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2813 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 655
TASAM Asya 100 1132
TASAM Avrupa 23 659
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 300
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1413 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 628
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1307 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 521
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2065 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2065

TASAM Afrika Enstitüsü öncülüğünde oluşturulan “Afrika 2063 Ağı“ uzmanlık, etkileşim ve işbirliği inisiyatifi kapsamında; Enstitü ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Erciş İşletme Fakültesi iş birliğinde 18 Haziran 2023 tarihinde “Stratejik Araştırma, Ağ ve Kapasite Geliştirme“ teması altında düzenlene...;

Politikalarının bazı yönlerini anlamak zor olsa da yönetimin ulusal güvenlik stratejisinin özünde bir mantık bulunuyor. Trump yönetimi; daha önce ABD’nin benimsediği ve küresel düzenin inşa edilip sürdürülmesini hedefleyen stratejiyi yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyor ve Amerikan gücünü tüke...;

Her şey, Avrupa gücünün ve Batı ilerlemesinin sembolü olan üç veya dört generalle başladı ve bugün kimse tam sayılarını bilmiyor. Batıdan gelen bu generaller hala İsrail’in Batı planları çerçevesinde askeri senaryolara sokuyorlar. Mossad’ın başındaki David Mircea’da Avrupa’daki dış operasyonlard...;

Jeopolitikçi ve Deniz Tarihçisi Dr. Nejat Tarakçı’nın mesleki deneyim, bilgi ve araştırmalarına dayalı deniz temalı felsefi, tarihî, bilgi veren ve anılarını da içeren ilginç makalelerini derlediği “Denizden Çıkan Yazılar” adlı eseri TASAM Yayınları tarafından e-kitap olarak yayımlandı. ;

Osmanlı ve kısmen de Cumhuriyet dönemine ait genel tarihin deniz veçhelerindeki ilginç olaylarını kısa hikayeler şeklinde özetleyen Jeopolitikçi ve Deniz Tarihçisi Dr. Nejat Tarakçı’nın “Osmanlıdan Cumhuriyete Deniz Tarihimizde İz Bırakan Olaylar” adlı eseri TASAM Yayınları tarafından e-kitap olarak...;

24-25 Haziran 2025 tarihlerinde Lahey'de yapılan NATO zirvesinden daha ölümcül bir ittifak olma hedefi ile "savunma harcamalarını arttırma" kararı çıktı. Üye ülkeler, savunma harcamaları kapsamında 2035 yılına kadar GSYİH'ın %5'ine karşılık gelen bir yatırım yapma taahhüdünde bulundu. ;

Bir ulusal güvenlik meselesi olan istihbarat kavramı çerçevesinde istihbaratı destekleyen unsur olan düşünülen, aynı zamanda siber istihbarat araçlarından biri olan veri taşıma ve veri entegrasyonu işlemlerinin önemi günümüzde giderek artmaktadır. ;

Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı ve farklı coğrafyalar ve güç blokları ile siyasi/diplomatik, ekonomik, toplumsal ve kültürel ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan iddialı dış politikasına yönelik özellikle Batı dünyasında ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Bu eleştiriler, Türkiye’nin köklü dış polit...;

7. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

8. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

2. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2025 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 31 May 2025 - 28 Haz 2025
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...