Gündemde Yeni Yaptırımlar Var

Yorum

Türkiye 1970’li yılların ortalarından itibaren ambargo ve yaptırımlarla tanışmaya başlamıştır. 1974 Kıbrıs müdahaleleri, ABD’nin Türkiye’ye karşı silah ambargosu uygulamasını sonuçlandırdı. Bu ambargo, Türkiye’ye, Kıbrıs’taki askeri birliklerini çekene kadar silah ithal engeli dayattı. Silah ambargosu ve askerî yardımın kesilmesi Türkiye ekonomisini ve siyasî istikrarını zorladı. ...

Türkiye 1970’li yılların ortalarından itibaren ambargo ve yaptırımlarla tanışmaya başlamıştır. 1974 Kıbrıs müdahaleleri, ABD’nin Türkiye’ye karşı silah ambargosu uygulamasını sonuçlandırdı. Bu ambargo, Türkiye’ye, Kıbrıs’taki askeri birliklerini çekene kadar silah ithal engeli dayattı. Silah ambargosu ve askerî yardımın kesilmesi Türkiye ekonomisini ve siyasî istikrarını zorladı. 1980’lerin başındaki ikinci petrol krizi de Türkiye’yi olumsuz etkiledi. Ancak bu yine Türkiye’yi doğrudan hedef alan bir ambargo değildi. Zaten o tarihten itibaren, Türkiye yeni bir döneme, yeni ekonomik kararlar ile girerken ihracatı teşvik eden ticari liberalizasyon ve daha sonra, Türk parasına konvertibilite kazandırmayı hedef alan malî liberalizasyon, ülkenin dünya ekonomisi ile hızla bütünlemesine imkân sağladı.


Üyelik Perspektifinin Yaptırımlara Sağladığı Kalkan

Terör ve siyasî çalkantıların ekonomiyi ipotek altına aldığı 1990’lı yıllarda Türkiye hep bir AB üyesi olma hedefine bağlı kaldığı için bir ambargo ve/veya yaptırım tehdidi altında olmadı. Türkiye’ye karşı ambargo ve yaptırım uygulanması AB reformlarının gereği olan kurumsal, ekonomik ve siyasî reformları yürürlüğe koyduğu 2000’li yıllarda da hiç gündeme gelmedi. 2001 krizini izleyen ilk on yıl içinde hem IMF programı, hem de AB reformları ile rayına oturan ekonomi, Türkiye’ye çağ atlattı. 2005 yılı sonunda AB üyelik müzakerelerinin başlaması, Türkiye’yi AB’ye bir adım daha yaklaştırırken, aynı zamanda dünyanın her köşesine ticarî ve ekonomik olarak uzanıp dokunabilen, televizyon dizileri ile her yerde görünürlük kazanan bir ülke hâline getirdi.


Bölgesel Güç Olma İddiası ile Gelen Yaptırımlar

Kazandığı ekonomik gücü bölgesel siyasî hegemonya amacı için araç olarak kullanma hevesi, Türkiye’nin bir taraftan ekonomik gücünü aşındırırken, diğer taraftan siyasî itibar açısından sıkıntıya sürükledi. Kabul edelim Suriye’ye hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen müdahalesi, Türkiye’ye hem Orta Doğu pazarını kaybettirdi, hem Suriye’de müttefik mi, yoksa karşı kamp mı olduğu belli olmayan Rusya tarafından çeşitli defalar yaptırımlarla cezalandırılmasına yol açtı. Rusya’ya narenciye hariç sebze ve meyve satamadı, barışma süreçlerinde de hep taviz vermek zorunda kaldı. Bir de üstelik Rusya elinde NATO’yu parçalama aracı hâline geldi. Kullanması kolay ve uygun olmayan füze sistemleri yüzünden içinde bulunduğu uçak sanayi programlarından çıkarıldı ve hem AB, hem de NATO’nun sürekli yaptırım tehditlerinin hedefi hâline geldi.


ABD En Büyük Yaptırımcı

Türkiye, İran ilişkilerinde elbette bu ülkeye uygulanan yaptırımlara her zaman seyirci kalamadı. Ancak hem yaptırımları delmek, hem de oldukça karmaşık bazı ilişkiler ve sarrafiye üzerinden yürüyen ticaret nedeni ile özellikle ABD’nin sürekli yaptırım tehdidi ile kendisinden yeni yeni tavizler koparmasına neden oldu. Büyük değerlere baliğ olan kayıt dışı işlemler hâlâ bir taraftan bazı Türk Bankalarının, siyasî simaların ve Türk ve Amerikalı bürokratların üzerinde Demokles’in kılıcı gibi durmaktadır. Bu süreçte Türkiye’nin kaybı, şahısların büyük kazançlarına karşılık, ülkenin uğradığı maddi kayıplar ile sınırlı değildir. Aynı zamanda, Türkiye ve Türk siyaseti itibar kaybetme sürecine girmiş bulunmaktadır. Özellikle Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’de kullandığı sert güç, Türkiye’nin hem yumuşak gücünü, hem de ekonomik gücünü aşındırmaktadır.


Dost ve Dostluk Yok, Çıkarlar Var

Türkiye şu anda Suudi Arabistan’ın bile ticarî yaptırım uygulaması ile karşı karşıya olan bir ülke hâline geldi. Bu son otuz yıldır Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki ilişkileri ciddi bir şekilde zedeleyen bir gelişme olup Türkiye için yaklaşık 3,5 milyar dolarlık bir ihracat kaybı anlamına gelmektedir. Henüz bu gelişmenin Suudi Arabistan’da faal olan Türk şirketleri ve orada ikamet edip çalışan Türk vatandaşları açısından ne anlama geldiği belli olmamakla birlikte, Suudi yaptırımları, Türkiye’yi serbest ticaretten bir basamak daha men eden bir gelişme oldu.


Avrupa’ya Tehdit daha Ne Kadar Etkili Olur?

Bu arada hâlen büyük bir maliyet üstlenerek kabul ettiği, bir kısmına siyasî amaçlarla vatandaşlık bile verdiği Suriyelilerin, mülteci statüsünde olanlarını AB’ye yollama tehdidi, AB’nin Türkiye’ye karşı kapsamlı bir yaptırım uygulamasını geciktirmektedir. Bununla birlikte Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya gibi bazı AB ülkeleri halen Türkiye’ye silah ihracatını sonlanırmış bulunmaktadır. Aynı zamanda, AB ticarî ilişkilerini siyasî ve kısmen ekonomik nedenlerle bozmak istemediği Türkiye’ye karşı, bir üyesi olan Kıbrıs’ın haklarını savunmak, Türkiye’nin haklı Akdeniz taleplerini cevapsız bırakmak, hatta Kıbrıs ve Yunanistan’ı Doğu Akdeniz’de güçlendirmek sureti ile Türkiye’nin ticarî menfaatlerden çok ötede siyasî kayıplarla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.


Okyanus Ötesinin Dalga Boyu

Bu arada Kanada’da 2019 yılından itibaren Suriye’de yürüttüğü harekât nedeni ile Türkiye’deki şirketlerinin faaliyetlerini sıkı sıkıya denetlemekteydi. Türkiye son yıllarda dizginleyemediği siyasî ihtiraslara karşılık, bunlarla dengeleyemediği ekonomik yeterliliği nedeni ile giderek zorlanmaktadır. İşte yine son muhatap olduğu yaptırımlardan bir diğeri, Ekim 2020 başından beri Kanada tarafından yürürlüğe konmaktadır. En son, Kanada menşeili insansız hava araçlarının (İHA) Dağlık Karabağ’da Ermenistan Ordusu rolündeki Rus güçlerine karşı kullanıldığı gerekçesi Türkiye-Kanada ilişkilerini de germekte ve Türkiye’nin serbest ticaret sergüzeştine bir darbe daha vurmaktadır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2786 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1121
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

2008-2009 krizi, neo-liberal küreselleşme sürecinin merkezinde yaşanan ve önemli dönüşümleri beraberinde getiren kritik bir eşik olarak nitelendirilebilir. Söz konusu dönüşümlerin başında, artan gelir adaletsizliği ve küresel demokrasinin izleyeceği seyir gelmektedir. ;

Afrika, birçok ekonomi ve önemli sektörün toparlanmaya devam etmesi, ekonomik dengesizliklerin iyileşme belirtileri göstermesi ve bölgenin egemen borç baskılarının en kötüsünün geride kalmasıyla 2024'ü ekonomik bir yükselişle tamamlıyor. Dış borç ve borç servis yükleri hâlâ yüksek olmasına rağmen, d...;

Bundan sonra hayatımızda daha farklı şekillerde Çin konusunu duyacağımız için Çin’i daha yakından tanımak adına bazı notlarımı ve yorumlarımı sizlerle paylaşmak istedim. Buradaki tespitler direkt bir sonuca ulaşıyormuş gibi görünse de esasında son aylarda hem İngiltere hem başka yerlerde katıldığım ...;

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki 28 Mart 1993 çatışmaları Türkiye ve Ermenistan ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemiştir. 3 Nisan 1993’de Türkiye, Ermenistan'a tahıl sevkiyatını durdurdu ve iki ülke arasındaki kara sınırını kapattı. Tarihi sorunların yanı sıra, Dağlık Karabağ krizi, o zamandan ...;

Stratejiler ve onların taktiksel ayakları her zaman gerçekliklere dayanmaz. Savaşta yumruk sayılmaz kavlinde olduğu gibi her türlü malzemeyi kullanmak da mubah görülür. Ermeni meselesi emperyalizmin geçen asrın başında Türk Devleti’ne kurduğu bir komplo olarak gerçekleşen olaylar silsilesini temsil ...;

1300 – 1600 arası dönemde Anadolu, dünyanın bir numaralı tekstil üretim bölgesiydi. Türkiye’de üretilen pahalı kemha ve sof kumaşı, Rus çarlarının ve boyarlarının , İtalyan ve Fransız prens ve prenseslerinin ve İskoç piskoposlarının da aralarında bulunduğu Avrupalı seçkinlerden büyük ilgi gör...;

Tarih kendisinden faydalanmayı, onu doğru okumayı bilenler için köklerden gelen bir bilinç kaynağı olarak tefekkür ve hareket noktasında okuyucularına çeşitli imkânlar sunar. Türklerin tarihi yerküre üzerinde doğu batı, kuzey-güney yönlerinde çok geniş bir alana yayılmış olduğundan dünya üzerinde pe...;

Suriye’deki son gelişmeler bölgede yeniden hesaplar yapılmasına yol açtı. 2000’lerin başından beri bölgemizde devam eden değişim, dönüşüm ve yıkım süreci kendi evreleri içinde yaşanmaya devam ediyor. Arap Baharı denilen hazan sonrasında en son ve büyük etki Esed rejiminin çökmesi ile yaşandı. ;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

Bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimi, aynı büyüklükteki güvenlik sorunlarını beraberinde getirmiştir. İnternetin ilk yıllarında bilgi güvenliğinin üç önemli bileşeni olan “erişilebilirlik, gizlilik, bütünlük” kavramlarından “erişilebilirlik” öne çıkmış; önce internetin gelişmesi ve işletilmesi düşünülmüş, “gizlilik ve bütünlük” geri planda kalmıştır.

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.