Buldozer Ekonomisi Nasıl Çalışacak?

Makale

Bu defa dünyanın her köşesini, markası John Deere, Komatsu veya Caterpillar değil, Covid 19 olan bir buldozer kazıyor. Bir ileri, bir geri giderek kocaman kepçesi ile önüne ne çıkarsa alıp kenara bırakıyor. ...

Bu defa dünyanın her köşesini, markası John Deere, Komatsu veya Caterpillar değil, Covid 19 olan bir buldozer kazıyor. Bir ileri, bir geri giderek kocaman kepçesi ile önüne ne çıkarsa alıp kenara bırakıyor. Covid 19 buldozerinin diğerlerinden farkı, o bazıları için mezar kazıyor. Kimi şanslı. Onlar bir çukurun kenarından dönüyor, kimileri ise içine düşüyor, hem de alelusûl edilen bir kaç dua, alelacele kılınan bir erken namazla. Bugün itibarı ile dünyada toplam 10,616,365 vaka, 514,637 ölüm ve 5,824,927 iyileşme ilan ediliyor. Ülkeler itibarı ile son duruma bakılacak olunursa başı ABD, Brezilya, Rusya ve Hindistan çekiyor. Sonra Birleşik Krallık, İspanya, Peru, Şili ve İtalya var. Türkiye’nin 13. sırada yer alması hayret edilecek bir şey değil. Oysa 199.906 vaka, 5131 iyileşme ve 173.111 iyileşme bize umut veriyor. Ancak Brüksel, bu rakamlara inanmamış olmalı ki dün seyahat izni verdiği 14 ülkenin arasında Türkiye yok. Hastalığın patladığı Çin şu anda 84.000 vaka ile 22. sırada, bu nedenle AB eğer Çin mütekabiliyet uygularsa, Çinlilere de kapıların açılabileceğini duyuruyor.


Adil Bir Salgın, Adil Olmayan Ekonomik Zorluklar

Kabul edelim pandemi adaleti ile gelip, her ülkeye dokundu. Ama ulusal sınırlarını kapatıp, hemen önlem alan ülkeler halklarını daha iyi korurken, işi hafife alanlar büyük kayıplar yaşadı ve yaşamakta. Buna karşılık hiçbir ülke, ekonomisinin dişli çarklarını tamamen durdurmadı, durduramazdı da. Çünkü sağlık sektörlerinin baş aktör hâline geldiği salgın koşullarında, başta bu sektörleri tamamlayan eczaneler, ilaç ve tıbbî malzeme sanayii, sigortacılar, bankalar ve taşımacılar olmak üzere birçok sektör faaliyetlerine devam etmek zorundaydı. Ama en önemlisi gıda, temizlik ve su gibi birinci derecede ihtiyaçlar için diğer imalat, bakım onarım ve güvenlik gibi ihtiyaçlar için hizmet sektörleri her ülkede öyle veya böyle kapasite azaltarak çalışmayı sürdürdü. Evlerine kapanan insanların izlemeye alışık olduğu, onları tecrit altında meşgul eden başta televizyon ve radyolar olmak üzere kitle iletişim sektörleri ve sosyal medya araçları, zoom ile uzaktan yapılan eğitim faaliyetleri teknolojiye şükrettiren bir canlılıkla krizde durmayan faaliyetlerden.


Vur Abalıya

“Artık işim, şimdi evimde, mutfağımda, çalışma odamda“ diyenlerin yepyeni bir deneyim yaşadıklarına kuşku yok. İş yaşamı, özel yaşamın doğal akışına eklemlendi. Batı dillerine çoktandır, biraz mahcup, biraz tereddüt ve kuşku ile yerleşen “Home Office“ şimdi artık alışılan bir uygulama. İnsanlar birbirine uzak, insanlar birbirine, bir ekran boyu ve zoom kadar yakın. İnternet artık her eve lâzım. Köyden kasabaya, kasabadan kente, ülkeden ülkeye, yolu kısaltan, sosyal mesafeyi koruyan, aslında yalnızlaştırırken sosyalleştiren bir araç. Dijital okuryazarlık çok önemli ve çok değerli. Buna karşılık Corona’ya rağmen bilfiil evinden çıkıp, fabrikaya, şantiyeye, hastaneye veya kamu hizmetlerine gitmek zorunda olanlar için fiili risk ve risk algılaması şimdi gölgeden büyük bir korku, bir yürek yükü. Yine de virüs her yerde yine dar gelirliyi en fazla vurdu. Günün tek öğün yemeğini okulda yiyebilen fakir öğrencinin durumu ise içler acısı.


Hasar Belirleme ve Onarım

Artık yeni patlamalarda salgının merkez üssü haline gelen ABD de bile tamamen açılmanın ekonomik ve pedagojik zorunluluğu konuşuluyor. Örneğin en büyük sağlık otoritesi Dr. Fauci, Amerika’da örgün eğitimin yeniden başlaması gerekliliğini telaffuz etmeye başladı. Bu başka ülkelerde de böyle. İkinci ve üçüncü salgın tehlikesinin, yeni grip salgınları ile el ele verip ortalığı kasıp kavurması olasılığı ise şu sıralar, iş dünyası ile siyasilerin ortak kâbusu. Buna rağmen ekonomiler tamamen duramaz. Durursa bunun altından hiçbir ülke kalkamaz. Covid 19 markalı buldozer, ABD, Birleşik Krallık, AB üyelerinde en büyük hasarı istihdam ve gelire verdi. Geciken ödemeler ve iflaslar ve tabii, üçer aylık ve yıllık ekonomik büyüme tahminlerindeki negatif beklentiler de fiili hasar listesinin başında. Reel kayıplar ise sonra hesaplanacak. Bu açıdan rakamları doğru veren ve gizlemeyen ülkeler, aynı hastalıkta olduğu gibi, ekonomik etki açısından da teşhis ve tedavide başarılı olacak. Üstelik virüsün yıkıcı adaleti gibi, onarımda da adaleti yakalamayı mümkün olduğunca sağlamaya gayret edecek.


Çivi Çiviyi Söker Mantığı ile Buldozerleri Seferber Etmek

Hasar tespitinden sonra onarım faaliyeti için önce mali olanakların seferber edilmesi zorunluluğu, kamu bütçelerinden (merkezi ve yerel) yapılan transfer ödemeleri, hane halkına verilen parasal ve ayni destekler, vergi indirim ve ertelemeleri, borç afları zengin ülkeler için işten değil. Merkez Bankaları da her yerde aktif rol üstlendi. Likidite bolluğu yaratarak ucuz tüketici kredileri ile cari tüketimin idamesine öncelik verildi. Konut kredileri ile de gayrimenkul sektörlerinin çökmemesi için de teşvikler seferber edildi. Şu anda dağıtılan kredilerin geri ödenmemesi durumunda ne olabileceği hiçbir yerde düşünülmüyor. Açıkça “krizden sonra tufan“ olaya bakış tarzı. Oysa bundan sonra peş peşe finans sektörleri çökerse, seyreyleyin siz gümbürtüyü.

Evvelsi gün artık kendini Brexit’in meşum gölgesinden tamamen kurtulmuş hisseden Boris Johnson, Birleşik Krallık için Roosevelt’in 1930’lu yıllarda ABD’yi büyük depresyonun pençesinden başarı ile kurtaran “Yeni Anlaşma“ (New Deal) benzeri bir program açıkladı. Öyle paketler, paketler, paketlerle değil. İnşaatlarla. Johnson’ın kullandığı slogan sadece “İnşa Et, İnşa Et, İnşa Et“ oldu. Her bir şehre 500 bin ila 1 milyon İngiliz Pound’u arasında yapılacak tahsisle hemen altyapı inşa (eski altyapının onarılması) faaliyetlerine başlanacağını açıkladı. Ayrıca yeni okul ve hastane inşaatları için bütçeden bir milyar Pound aktarılacağını, bunun da eğitime ve sağlığa verdikleri önemi gösterdiğine dikkat çekti.


ABD de Bull Market’i Buldozerle Yeniden Yakalama Çabası

Buna karşılık Mayıs ayında ABD Kongresi Federal bütçeden yaklaşık 3 trilyon Dolarlık bir tahsis öngörerek Buldozer ekonomisini nasıl yönlendireceğini açıkladı. Bunun için her şeyden önce ulusal bütçe olanakları gerek. Amaç ekonomilerin üzerinden buldozer gibi geçen Covid 19’un yaptığı hasarı, ekonomiyi buldozerlerle çalıştırarak telafi etmek. Ancak ABD’de tahsisler ayrı kalemlerle verilmekte. Ayrıca inşaat ve alt yapı inşaat faaliyetlerinde arazi talanı yapılması söz konusu değil. Çevre zararı verilmemesi de önemli bir koşul. Bunun Birleşik Krallık ve AB ülkelerinde de bu şekilde ele alınacağı belli oldu. Eğer virüs iki kez daha vurmazsa 2021 de buldozerler ile işin içinden çıkmayı umuyorlar. Piyasalar iniyor. Piyasalar çıkıyor. İstikrarlı bir dengenin 2021 Ocak ayından önce yakalanacağı konusunda bir umut yok.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

Eğitim, kısaca, bireyde arzu edilen davranışların oluşturulması süreci olarak tanımlanmaktadır. Hem kişisel yönden hem devlet açısından eğitim, oldukça hassas ve sosyal bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, eğitim, genel itibariyle, sonuçlarının ve/veya çıktılarının değerlendirilebilmesi iç...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.