Çin - Hindistan Sınır Sorunu | RAPORU

Raporlar

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır. İki kadim kültürün temsilcilerinin 20. asrın son çeyreğinden itibaren küresel arenada yükselişe geçmesiyle birlikte milliyetçilik rüzgârının bu ülkelerin yelkenlerini doldurduğu dikkat çekmiştir....

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır. İki kadim kültürün temsilcilerinin 20. asrın son çeyreğinden itibaren küresel arenada yükselişe geçmesiyle birlikte milliyetçilik rüzgârının bu ülkelerin yelkenlerini doldurduğu dikkat çekmiştir. Bu arada aralarındaki kronik sınır sorunu da milliyetçilik duygularını beslemiştir. Milenyuma güçlenerek giren iki ülke de temkinli dış politikalarını terk ederek güç politikalarına eğilim göstermiş ve bölgesel ölçekten küresel ölçeğe geçmeye yönelik adımlar atmaya başlamıştır. Bu iki ülkenin yükselişinin Asya’nın diğer yükselen güçleriyle birleşmesiyle yarattığı sinerji dikkat çekerken, dünyanın küresel güç mücadelesinin ağırlık merkezi de Asya-Pasifik coğrafyasına kaymaya başlamıştır. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC)’nin gelişme potansiyelinin küresel hegemonyasını tehdit edeceğini değerlendiren ABD, bu bağlamda yeni bir atılım başlatmıştır. “Pivot Asya“ olarak adlandırılan bu strateji, ÇHC’nin yükselişini dengeleme noktasında, Hint-Amerikan işbirliği zemininde hayata geçirilirken, ÇHC‘yi de Pakistan ve Rusya ile denge arayışına itmiştir.

Bu gelişmeler Çin-Hint rekabetini artırıp iki ülkedeki milliyetçi uyanışı hızlandırırken, Çin-Hint rekabeti özellikle son on yılda ivme kazanmıştır. Bu dönemde her iki ülkede milliyetçi liderler güçlenirken sınır sorunu da politik bir kaldıraç olarak kullanılmıştır. 2012 yılında iktidara gelen Çin Devlet Başkanı Xi Jingping, 2013 yılında OBOR (One Belt One Road-Bir Kuşak-Bir Yol) Projesi ile ÇHC’nin küresel arenaya çıkışını ilan etmiştir. ÇHC bu atılımın taşıyıcı kolonlarından biri olan CPEC (China - Pakistan Economic Corridor-Çin Pakistan Ekonomik koridoru-ÇPEK) Projesi kapsamında Pakistan’da yaklaşık 44 milyar dolarlık bir yatırımı hayata geçirmiştir. Gwadar Limanı’nı Şincan Özerk Bölgesi başkenti Kaşgar ile bağlamayı başaran ÇHC, Gwadar Limanı’nda savaş gemisi de konuşlandırmıştır. Bu dönemde ÇHC, Güney Çin Denizi, Sarı Deniz ve Tayvan üzerindeki hak iddialarını da atak bir şekilde hayata geçirirken Xi Jingping, Çin Komünist Partisi (ÇKP)’nin 2017 Eylül’ündeki kongresinde aldırdığı bir kararla Parti Genel Sekreterliği (aynı zamanda Devlet Başkanı) görev süre sınırlamasını kaldırarak adeta krallığını ilan etmiştir. Bundan sonra Xi Jingping liderliğindeki ÇHC, ülke içi güvenlik hassasiyeti yaratan konuların üzerine demir bir yumruk ile gitmiştir. Çin Yönetimi bu kapsamda Şincan ve Hong Kong’taki muhalif hareketleri ezmekten kaçınmamıştır.

Hindistan’da da bu dönemde benzer bir gelişme yaşamıştır. 2014 yılında iktidara gelen Hindu milliyetçisi BJP lideri Narendra Modi ülkenin seküler yapısını törpüleyerek, Hindu milliyetçiliğini dayatan bir politikayı hayat geçirmiştir. Modi Yönetimi dış politikada da atak bir tutum izleyerek Güney ve Güneydoğu Asya ile Hint Okyanusu coğrafyasında ÇHC ağırlığını azaltmak için bir inisiyatif başlatmıştır. Başbakan Modi, bu politikaları hayata geçirirken ciddi bir ABD desteğini arkasına almanın yanı sıra Tayvan, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Kore ile işbirliği yapmıştır. Mayıs 2019 seçimlerinden başarıyla çıkarak iktidarını sağlamlaştıran Modi, Haziran 2019 ayından itibaren içeride ve dışarıda milliyetçi politikalara hız vermiştir. Keşmir’in özel statüsünü 05 Ağustos 2019 ‘da kaldıran BJP iktidarı, bu eyaleti dış dünyaya kapatarak askerî kordon altına almıştır. ÇHC ile aralarındaki tartışmalı Himalaya sınırlarında yol inşaat projesi başlatan BJP Hükümeti, kuzeydoğu eyaletlerindeki ayrılıkçı hareketlerin üzerine sert bir şekilde gitmenin yanı sıra Müslümanları dışlayan vatandaşlık ve özel hukuk yasalarını hayata geçirmiştir. Başbakan Modi’nin bu uygulamaları ülke içi protestoları artırırken toplumlar arası kutuplaşmayı körüklemiş ve bir şiddet patlamasına neden olmuştur. Hindu milliyetçiliği ekseninde hayata geçirilen politikalar ülkeyi hem içeride hem de dışarıda zora sokmasına rağmen BJP iktidarı geri adım atmamıştır. 2020 yılının Mayıs ayında, bütün dünya korona virüs ile mücadele ederken, BJP iktidarının 2019 sonlarında Himalayalar’da hayata geçirmeye başladığı yol inşa projesinin ÇHC ile yeni bir krize neden olduğu ortaya çıkmıştır.

İki ülkenin sınırda tekrar askerî olarak karşı karşıya geldiği bu dönemde hazırlanan çalışmadaki amaç; Çin- Hint sınır krizini, iki ülke arasında sürüncemeli çatışmaya neden olan alt yapısıyla birlikte inceleyerek, sorunun anlaşılmasına katkı sunmaktır.


1. TARİHİ SÜREÇ

a. Himalayalar’da Çin-Hindistan İlişkilerinin Tarihi Zemini

İki kadim kültürün Himalayalar coğrafyasındaki doğrudan ilişkileri, ilk yerel Hint İmparatorluğu olan Maurya İmparatorluğu ile Çin’in Han Hanedanlığı dönemine (M.Ö. 3.YY-M.S. 3.YY) kadar uzanır. Sonrasında bu iki kadim kültürün temsilcileri uzunca bir zaman güç parametrelerinde geride kalmış; bu süreçte işgalci krallıklar-imparatorluklar ile Himalayalar’ın yerel güçler arasında bir rekabet yaşanmıştır. Asya’nın merkezinden doğu ve güney istikametine doğru ilerleyen egemenlik mücadelesinin 19.YY’da netleşerek küresel boyut kazanmasıyla Himalayalar Silsilesi tekrar önem kazanmıştır. Bu dönemin küresel aktörleri olan Rus Çarlığı ile İngiliz İmparatorluğu Afganistan’da tampon bölge oluşturarak durmuş ve Batı Asya ile Himalayalar’da denge siyaseti takip etmiştir. Büyük Oyun (Great Game ) olarak adlandırılan bu stratejide aşılması güç Himalaya Dağları üzerindeki geçitler kritik değer taşırken, taraflar Himalayalar’ı ileri karakollar ile uzaktan kontrol etmeye çalışmıştır. Himalayalar’ın sert ve aşılmaz dağları üzerindeki sınırlar bu süreçte belirsiz kalmış ve önemli bir ihtilafa da neden olmamıştır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Irak, Suriye ve Filistin coğrafyası yüz yıllar boyunca, 20.Yüzyıl'ın ilk çeyreğine kadar güçlü, merkezi yapılar tarafından yönetilen eyalet yapısında, çoğunlukla valilerin idare ettiği geniş coğrafi alanlar oldu. Bölgeyi yöneten Emeviler merkezi Şam'da olan güçlü bir idareydi ama ömürleri kısa sürdü...;

Kıymetli Mesai Arkadaşlarım, Değerli Büyükelçilerim, Hanımefendiler, Beyefendiler, 15. Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle sizlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.;

Kamu güvenliği, devletin egemenlik sınırları içerisinde yaşayan insanlarının kendisinin, canının, malının, eşyalarının ve mülkiyetinin zarar ve tehlikelerden uzak tutulması, vatandaşlarının hak ve özgürlüklerinin muhafaza edilmesidir (Gözler, 2008: 217-218; Boz vd., 2020: 74). Modern devlet, kamu gü...;

1980'li yıllarda çevre sorunlarının yaşanmasıyla, "sürdürülebilirlik" ve "sürdürülebilir gelişme" kavramları Dünya gündeminde önem kazandı. Sürdürülebilirlik kavramının önem kazandığı sektörlerden biri de, turizm sektörüdür. Turizm sektörünün, doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki etkileri, farklı...;

Son yıllarda teknolojideki ilerlemeler ve uluslararası serbestleşme faaliyetleri, üretim, tüketim ve finans alanlarında küreselleşmiş bir ekonominin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu küreselleşme sürecinin önde gelen aktörlerinden olan çok uluslu şirketler, birden çok ülkede faaliyet göstermektedi...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...