Nazarbayev etnik grupların devlete bağlılığına önem vermektedir. Bu yüzden onların özgürlüğünü kısıtlayan veya onları rencide eden uygulamalardan uzak durulmasının altını çizmektedir. Kazakistan Halklar Asamblesi başta olmak üzere kültürel örgütlenmeler teşvik edilmektedir. Devlet radyosunda farklı dillerde yayın yapılmakta, etnik grupların kendi dillerinde konuşabilecekleri ortamlar sağlanmakta ve 13 farklı dilin eğitim kurumlarında okutulması sağlanmaktadır. Bu uygulamalar Sovyetlerin yıkılmasıyla meydana gelen etnik çatışma ve sosyal düzensizliklerin çok etnik yapılı Kazakistan’da yaşanmasını engelleyici rol oynamaktadır. Etnik tartışmalardan dolayı uluslararası toplumdan devletin egemenliğine gelebilecek herhangi bir sorgulamayı önlemek ve etnik grupların devlete bağımlılığını sağlamak amacıyla baskılar yoluyla değil gönüllü olarak etnik gruplar arası uyum politikası oluşturulmuştur.[3]
Kazakistan nüfusunun yaklaşık olarak çeyreğini oluşturan etnik Rusların aitlik duygusunun gelişmesi adına Kazakistan hükümeti Kazakçayı devlet dili, Rusçayı resmi dil olarak kabul etmekte ve kanun önünde tüm etnik gruplara eşit davranılmasını öngörmektedir. Nazarbayev yönetimi ayrıca Kazakistan Halklar Asamblesi olarak bilinen bir kurumsal yapı kurmuştur. Bu kurum mecliste görev alacak birkaç milletvekilini seçmekte ve politikaların düzenlenmesinde hükümete yardım etmektedir. Bu meclisin kurulmasının amacı Kazakistan'ın barışçıl temelde çoklu etnik yapısının pekişmesini sağlamaktır.[4]
Nazarbayev’in görüşleri çerçevesinde şekillendirilen Kazakistan’daki ulus inşa sürecinde Kazak olmayan toplulukların hassasiyetleri ulus inşa politikaları gerçekleştirilirken dikkate alınmaktadır. Devlet tarafından desteklenen Kazak kültür, dil ve tarihine dair uygulamalar ön plana çıkarılırken ülkede yaşayan diğer etnik grupların dışlanmamasına büyük önem verilmiştir. 1995 yılında kabul edilen Kazakistan Anayasası’nın özellikle 14.[5] ve 19.[6] maddeleri Kazak olmayan etnik gruplara anayasal güvence sağlamaktadır.[7]
Kazakistan dış politikasını şekillendirmeye ve dönüştürmeye katkıda bulunan Kazakistanlılık kimliği üzerinden bir inşa sürecini başlatarak ortak etnik, dinî ve tarihî değerlere sahip diğer ülkelerle işbirliği içinde olmayı başarmıştır. Kazakistan'da yaşayan milletlerin çok farklı etnik kökenlere sahip olduğu göz önünde bulundurularak Kazak etnik kimliğinden ziyade Kazakistanlı kimliğine vurgu yapılmıştır. Nazarbayev Kazakistan'ın ulusal inşa politikasını daha vatandaş odaklı bir politikaya dönüştürmüştür.[8]
Kazakistan zaman zaman farklı sebeplerden meydana gelen şiddet olayları ile karşılaşmaktadır. Bu şiddet olaylarının kaynağını bazen etnik unsurların oluşturduğu gözlemlenmektedir. 2007'de Almatı'da Çeçenlerin gösterileri, 2015'te Güney Kazakistan'da Tacikler ve Kazaklar arasındaki olaylar bu duruma örnek gösterilebilir.[9] Bir diğer örnek ise Şubat 2020'de Çin kökenli Dunganlar (Çin kökenli Müslüman halk) ve Kazaklar arasında yaşanan çatışmadır. Ancak bu çatışmalar büyük çaplı değildir ve tüm ülkeyi etkilemediği görülmektedir. Bahsedilen çatışmalar kısa sürede kontrol altına alınmıştır. Bu tür çatışmalar Serdar Yılmaz’ın da belirttiği gibi çok etnik yapılı ülkede normal olmasa da anlaşılabilir niteliktedir.[10]
Yaklaşık 14 bin nüfuslu Masançi köyünde Çin kökenli Dunganlar, Kazaklar ve Kırgızlar yaşamaktadır. Köyün nüfusunun %90’nını Dunganlar oluşturmaktadır. 7 Şubat 2020 tarihinde Cambıl eyaletinin Korday ilçesine bağlı Masançi köyünde Kazak ve Dunganlar arasında (Çin Müslümanları) yol verme nedeniyle çatışma yaşanmıştır.[11] İçişleri Bakanı Yerlan Turgımbayev 7 Şubat 2020 tarihinde Cambıl eyaletinin Korday ilçesine bağlı Masançi köyünde Dungan ve Kazaklar arasında çatışma yaşandığını ve yaşanan çatışmada 10 kişinin vefat ettiğini ve 40'tan fazla kişinin yaralandığını belirtmiştir. 8 Şubat 2020 tarihinde ise Masançi köyünde acil durum ilan edilmiştir. Yetkililere göre çatışmaya yaklaşık 300 kişi katılmıştır. Olay sonucunda 47 kişi gözaltına alınmıştır. Çatışmaya katılan ve suçu olduğu kesinleşen kişilere adam öldürme ve düzeni bozma kanunları çerçevesinde ceza uygulanmasına karar verilmiştir. Çatışma esnasında 30'dan fazla ev yanmış, 23 araba hasar görmüş ve 15 dükkân yıkılmıştır. Masançi köyündeki çatışma sonrasında yaklaşık 4500 kişi Kırgızistan sınırına geçmiştir.[12]
Kasım-Jomart Tokayev Masançi köyünde yaşanan toplu kavga sonucunda emniyet güçlerinin durumu kontrol altına aldığını ve provokatörlerin bu olayı kendi çıkarları için kullandığını ifade etmiştir. Kamu düzenini bozanların ve etnik çekişme çağrısında bulunanların cezalandırılacağını belirtmiştir. Tokayev Bakanların ve Emniyet yetkililerinin katıldığı bir toplantı düzenlemiştir. Aynı zamanda çatışmanın ana nedeninin araştırılması için komisyon kurulması talimatını vermiştir.[13]
Kazakistan'ın çok etnik yapı nüfusu göz önünde tutulduğunda bu olayların yaygınlaşmadan çözüme kavuşturulması son derece önem taşımaktadır. Kazak yöneticiler bu tür olayların büyümeden önünün kesilmesi, İslamî radikal hareketlerin ve ayrılıkçı etnik oluşum ve eylemlerinin güçlenmesinin önlenmesi konularında başarılı bir performans ortaya koyduğu gözlemlenmektedir.[14] Serdar Yılmaz'ın da belirttiği gibi son yaşanan gelişme Kazakistan'ın içinde barındırdığı 100’ün üzerinde etnik grubun barış içinde yaşadığı gerçeğini değiştirmeyecektir. Olayların tüm ülkeye yayılacağı ve diğer etnik grupları olumsuz etkileyeceği yönündeki provakatif düşüncelere itibar edilmemelidir.[15] Kazakistan çok fazla etnik grubun bir arada nasıl barış içinde yaşayabileceğinin somut bir örneğidir. Kazakistan bu başarısıyla diğer çok etnik yapılı ülkelere örnek olmaya devam edecektir.