Yabancı Askeri Üsler ve İthal Silah Sistemleri Özelinde Türkiye’nin İttifak Sorgulamaları

Makale

Türkiye NATO (son dönemde ABD) ilişkileri on yıllardır her iki tarafça da sorgulanmaktadır. Özellikle Suriye iç savaşında ABD’nin takındığı tavır ve yaptığı uygulamalar (PKK/YPG’ye silah desteği vb.) ile akabinde yaşanan siyasi-hukuki krizlerin aşılamaması sonucunda Türkiye’de yaşanan finansal krizin neden olduğu hoşnutsuzluk güvenlik-savunma alanına da yansımış ve müttefiklik ilişkisinin gerekleri tartışılmaya başlamıştır. Anahtar Kelimeler : Türkiye, NATO/ABD, F-35, S-400, Rusya ...

Özet

Başlangıçtaki doğrusal seyir dönemini yitiren Türkiye NATO (son dönemde ABD) ilişkileri on yıllardır her iki tarafça da sorgulanmaktadır. Özellikle Suriye savaşında ABD’nin takındığı tavır ve yaptığı uygulamalar (PKK/YPG’ye silah desteği vb.) ile akabinde yaşanan siyasi-hukuki krizlerin aşılamaması sonucunda Türkiye’de yaşanan finansal krizin neden olduğu hoşnutsuzluk güvenlik-savunma alanına da yansımış ve müttefiklik ilişkisinin gerekleri tartışılmaya başlamıştır. Bu bağlamda en fazla öne çıkan konular, İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere Türkiye’deki NATO/ABD üsleri ile Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzeleri alımının engellenmesi maksadıyla ABD liderliğindeki uluslararası F-35 savaş uçağı projesinden dışlanması hususu olmuştur.

Tartışmalar genelde duygusal-ideolojik sınırı aşamayan seviyede kalmış, üslerin kapatılması, buralardaki nükleer silahların gönderilmesi ve hatta kolayca ikame yeni ittifaklara (Rusya ve Çin liderliğindeki ŞİÖ, BRICS gibi oluşumlara) yönelmek gerektiği savunulmuştur. Bununla birlikte konunun askeri-teknik boyutu yeterince ve hakkıyla ele alınmamıştır. Türkiye’nin, bölgesinde kötüleşen güvenlik ortamı nedeniyle, savunma planlaması açısından daha dengeli bir mukabil hava postürüne geçmek istemesi haklı ve mantıklı olmakla birlikte, tedarik edeceği sistemlerin çalıştırılmasında telafisi imkânsız zorluklar yaşamaması için baştan doğru karar alması gereklidir. ABD üretimi harp sistemleri Rusya üretimi sistemleri düşman olarak görmekte ve bu ülke radarlarına yakalanmamaya çalışmaktadır; aynı durumun tersi de geçerlidir. Uçaklar da düşman radarlarına olabildiğince iz bırakmama prensibi ile tasarlanmaktadır. F-35uçaklarının Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 sisteminin radarlarından nasıl korunacağı konusu tartışmanın odağını oluşturmaktadır.

Ayrıca F-35 uçağı, bir ağ (ALIS-Autonomic Logistics Information System) ortamında, bölgeselve merkezi kontrol merkezleriyle gerçek zamanlı, çift yönlü veri alışverişi içinde görev yapmak üzere geliştirilmiştir. Uçağın tüm ana ve alt sistemlerinin işleyişi, arıza takibi, bakım ve idame süreçleri bu ağ sistemine bağlı olup, Türkiye’nin ağ dışında uçağın işletimini sağlaması mümkün görünmemektedir. Buna ek olarak, Türkiye’nin mevcut filosundaki F-4 uçaklarının ömrünün sonuna geldiği, F-16 uçaklarının yarısının eskidiği, bakım ve işletiminin yine ABD’ye bağımlı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Mevcut NATO füze savunma sistemleri, nükleer başlıklar ve diğer konvansiyonel alımlar tüm bunlar düşünülerek değerlendirilmelidir.

Anahtar Kelimeler : Türkiye, NATO/ABD, F-35, S-400, Rusya.


1. Giriş:

II. Dünya Savaşı esnasında Türkiye’nin kendi saflarında savaşa katılması için yoğun çaba sarf eden Batı Bloku bunda başarılı olamadı. Ancak savaş sonrası, çok geçmeden, SSCB’nin de artan tehdidi ile Batılı devletler artık Türkiye’nin kendi kontrollerinde olan uluslararası örgütlere katılarak kendi denetimleri altına alınmasını sağlamış oldular. Türkiye’nin bu kararında dönemin tehdit dengesi unsuru etkili olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye ve ABD arasında yapılan ittifak “sözleşmesi“ tarihinin en uzun süreli krizlerinden birini yaşamaktadır. 2013’ün ikinci yarısıyla birlikte başlayan kriz dönemi beşinci yılını geride bırakmıştır. Üstelik öncekilerle karşılaştırıldığında, bu yeni kriz sadece uzun süre devam etmemiş, aynı zamanda artan bir şekilde tırmanmış ve 2018 yazında zirveyi görmüştür. Son birkaç ayda hız kesmiş olma emareleri gösterse de, bu beş yıllık krizin Türk-Amerikan ilişkilerine etkisi uzun süre daha devam edecek gibi görünmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan New York Times için Ağustos 2018’de yazdığı bir yazıda şu ifadeleri kullanmıştır: “Çok geç olmadan önce, Washington ilişkimizin asimetrik olabileceği yanılgısından kurtulmalı ve Türkiye’nin alternatifleri olduğunu kabul etmelidir“. Bu ifade iki hususu açıkçaortaya koymaktadır. Birincisi, Türkiye ile ABD arasındaki (ilkinin otonomisini sınırlayan) ittifak ilişkisi revize edilmelidir. İkincisi de bu revizyonun yapılması hususunda Türkiye alternatif ittifakları gündeme getirecek kadar kararlıdır (Balcı, 2018).

Türkiye son birkaç yıldır kendisinin de dahil olduğu Avrupa/Atlantik blokuna mesafelidir1. BRICS ülkeleri ile ilişkilerini geliştirme gayretindedir. ABD ile YPG/PKK’yı desteklemesi başta olmak üzere, S-400 hava savunma füzeleri alımı, Fetullahçı terör örgütü elebaşının iade edilmemesi, Halkbank davası gibi konularda anlaşmazlık devam etmektedir. Türk kamuoyunda da bu bağlamda zaman zaman NATO’dan uzaklaşma, Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’ne yaklaşma gibi konular gündeme getirilmektedir.

ABD yönetimi özellikle Rusya Federasyonu (RF)’ndan S-400 füzeleri alımı konusunda Türkiye’ye karşı çok tepkilidir. Washington, Küresel Magnitsky Yasası’nı2 Ankara’ya karşı da uygulayabileceğini 2018 yaz aylarındaki uygulamalarıyla göstermiştir. F-35 uçaklarının Türkiye’ye teslimini ise Kongre kararıyla Ağustos 2018’den itibaren 90 gün süreyle askıya almıştır. Kasım 2018’de Pentagon tarafından Kongreye sunulan raporda ise Türkiye’ye hava savunmasını sağlayacak ayrıntılı ve kapsamlı bir paket önerisinde bulunulması, bunun reddi halinde ise F-35 teslimatının iptal edilmesi tavsiye edilmektedir. Sırada Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act-CAATSA3) uygulanabilecek gibi görünmektedir.

Savunma alanındaki işbirliği projelerinin, siyasi ve diplomatik mülahazalardan vareste olmadığı bilinen bir gerçektir. Siyasi-askeri bağlama gerçek bir örnek oluşturan konu bahse konu S-400 alımıdır. Siyasi olarak Ankara’nın milyarlarca dolarlık bir savunma projesi için NATO dışı bir seçeneğe yönelmesi, Batılı müttefiklerinin, onun ortak üretim ve teknoloji transferi konularındaki taleplerine olumsuz yaklaşmalarına bir tepki olarak gerçekleşmiştir.

Dr. Sami YILDIRIM, "Geleceğin Güvenliği" isimli kitabından alınmıştır.

“Geleceğin Güvenliği“ e-kitabı için Tıklayınız

“Geleceğin Güvenliği“ Kitabı için Tıklayınız
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2786 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1121
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Kişisel bilgilerin teknolojideki gelişmeler sayesinde toplanmasına ve izlenmesine dayanan dijital gözetim, teknolojinin desteğiyle zaman ve mekan algısını ortadan kaldırmakta ve hayatın her alanına nüfuz edebilmektedir. Gözetimin araçlara indirgenmesinde ve bu araçların da insan hayatında önemli yer...;

Teknoloji bağlamında tecrübe edilen her alan, farklı deneyimleri de beraberinde getirmektedir. Özellikle Web 2.0 ile ortaya çıkan en birincil problem, teknolojik tabanlı güvenlik açıkları ve 1-0’lardan oluşan ve geride bıraktığımız dijital izlerdir. Bu da insanları dijital gelecekte birçok sorun ile...;

2008-2009 krizi, neo-liberal küreselleşme sürecinin merkezinde yaşanan ve önemli dönüşümleri beraberinde getiren kritik bir eşik olarak nitelendirilebilir. Söz konusu dönüşümlerin başında, artan gelir adaletsizliği ve küresel demokrasinin izleyeceği seyir gelmektedir. ;

Teknik ve teknoloji insanın meydana getirdiği kültürün bir görünümü mahiyetindedir. Bugün için varılan noktada kimileri teknolojiye insanları zor ve sıkıcı işlerden kurtardığı için iyimser bakarken; kimileri de teknolojinin eşitsiz dağılımı sebebiyle sosyal adaletsizliği artıracağını düşünerek ön ya...;

Kuzey kutup bölgesinin eteklerinde adı yeşil kendi beyaz dünyanın Avustralya’dan sonra en büyük adası Grönland şimdi Trumpist ABD ile Danimarka ve dolayısı ile AB arasındaki en büyük gerginlik konusu olma adayı. Trump’ın yeniden yönetime gelmesiyle Monroe doktrininden bu yana ilk defa yine “en büyük...;

Türkiye’nin arabuluculuğunda Etiyopya ile Somali arasında 11 Aralık 2024 tarihinde kabul edilen Ankara Bildirisi, karşılıklı kazanımlara yönelik bir iş birliği modelinin geliştirilebilmesini ve ilişkilerdeki gerginlikleri sonlandırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, önümüzdeki günlerde başlayacak müz...;

Bundan sonra hayatımızda daha farklı şekillerde Çin konusunu duyacağımız için Çin’i daha yakından tanımak adına bazı notlarımı ve yorumlarımı sizlerle paylaşmak istedim. Buradaki tespitler direkt bir sonuca ulaşıyormuş gibi görünse de esasında son aylarda hem İngiltere hem başka yerlerde katıldığım ...;

Türkiye, yükselen bir güç olarak Afrika ile ilişkiler kurma yolunda çalışıyor. Uluslararası düzeyde bu, özellikle Somali ile dikkat çekici hale geldi. Turkish Airlinesin Somali ile tarifeli uçuşları bu bağlantının bir sembolü oldu ve hem cesur bir adım hem de sorunlu bir Afrika ülkesiyle bağlantıya ...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.