Tarihi Hata mı? Tarihi Karar mı?

Makale

İran ile yapılan anlaşmanın elbette tüm tarafları memnun etmesi beklenmiyordu. Ama bu ülkenin önce Orta Doğu, sonra da dünya sahnelerindeki yerini yavaş yavaş alması önemlidir....

İran ile yapılan anlaşmanın elbette tüm tarafları memnun etmesi beklenmiyordu. Ama bu ülkenin önce Orta Doğu, sonra da dünya sahnelerindeki yerini yavaş yavaş alması önemlidir. Bu önem herşeyden önce İran’ın bizzat kendisi için en fazladır. Sonra her yöndeki komşuları, Birleşmiş Milletler ve tüm dünyanın bundan yarar sağlaması sözkonusu olacaktır.

Bir Ülkeye Sonsuza dek Ceza Verilebilir miydi?

Elbette hayır. Özellikle var yokluğu çeken bir halk, demokratik bir tercih ile bir dönüşüm yapma iradesi ve isteği göstermiş, reform ruhunu yeni lider Ruhani ile yakalamış ise bir şansı haketmiş demektir. Kaldı ki İran’ın yaptırımlarla kıskıvrak tutsak tutulması, ona bu yaptırımları uygulayan Batı’ya da zarar vermedi mi? Her iki taraf için maliyetin tavan yaptığı uzlaşma noktasında ortaya çıkan yumuşama ise belki 30 küsur yıl sonra bir temel ilki temsil etmektedir. Ama bence olması gerekendir. Tarihi bir anlaşma olarak abartılmamalıdır. İran’ın yöneticileri ile, Batı, bunu önce İran halkına borçludur. Ama yakınlaşma ve yumuşama herkez için önemlidir.

İtirazlar Anlamsız

İran Urayum zenginleştirmekten vazgeçmeyecek. Ama bunu azaltacak. Denetimlere ve işbirliğine daha açık olacak.Yenilenebilir enerji üretimine daha fazla yönelecek, Ermenistan gibi yakın ve fakir komşularına da enerji desteği sağlayacak.

Ama Atom bombası üretmeyecektir. Neden endişeli Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri? Burnunun dibinde Atom bombası patlatacak ve bunun radyasyon etkine ortak olacak kadar aptal olabilir mi İran? Aynı korku ve endişeyi İsrail’in de aşması iyi olabilir. Ama bence İsrail’in itirazı ne kadar fazla ise İran anlaşmanın iyi bir anlaşma olduğuna daha fazla ikna olacaktır.

Adı PersArap Körfezi Olamaz mı?

İnsanlar ve onların oluşturduğu ulusal devletlerin çocuksu bir tarafı var. Yer ve yemek isimlerine ulusal kimlik ön ekleri ekleyip de kavga edebiliyorlar. Bu onların birbirlerini hegemon olarak görmeleri veya hegemon olmakla itham etmelerine imkan veriyor. Ama devamlı gerginlik, sofrya veya manzaraya bile taalluk eden bir teyakuz hali oluyor yaşananlar. Buna bir başka örnek İran’ın Pers, Arap’ların Arap Körfezi dedikleri Basra Körfezi. Acaba ben müddeti-i ömrümde Arap ve İran’lıların anlaşıp o Allah’ın bir başka jeolojik dokunuşuna Persarap Körfezi dediğini görebilecek miyim? İşte bunu hiç sanmıyorum. Ama bu naçizane bir öneride bulumam için engel değil.

Bununla birlikte normalleşen İran, Körfez’de, komşularının mini mini adacıkları üzerinde hayaller kurmaktan vazgeçerse, bu küçük ama zengin, dolayısı ile paralarınca yüksek ses çıkaran komşularının dünyayı velveleye vermelerini engelleyebilir. İran’ın ticari bir beceri ile bu ülkelerdeki turizm tesislerine ortak olması, ticaret ve yatırım yolu ile barışı güvence altına alabilir. Hayal diyebilirsiniz. Ama ben hayallerimle yaşamımı renklendirmeyi ve dünyayı daha renkli ve ahenkli görmeyi seviyorum.

Kazanç Zamanla Büyüyecek ve Büyük Olacaktır

Bugüne kadar Batı da uyguladığı ve dozunu “akıllı yaptırımlar“ ile arttırdığı “uluslarası tecrit“ yüzünden var yokluğu çekegeldi. Zaten uygulamadan doğan karşılıklı zarar, beklenen faydayı aştığı noktada uzlaşma zeminleri sağlamlaşmaya başladı. Şimdi yapılan anlaşmanın kaba hatları belli. Ama yansımalarını hemen aşağıdaki katmanlarla görmeyi belkeleyebiliriz:

· İran’dan daha rahat akacak petrol ve doğal gaz dünya piyasalarını rahatlatacaktır. Ama hemen ortaya çıkan Brent fiyatı düşüşü aldatıcı olmasın. Çünkü Kuzey yarıküredeki kış ve OPEC’in tepkisel kota kısması fiyat düşüsünü sınırlı hale getirebilir. Benim sözünü ettiğim rahatlama, bunun dışında normalleşen ilişkilerden dolayı olacaktır.

· İran bugüne kadar doğal gaz, petrol ve ilgili ulaştırma altyapısını yenileme olanağını maddi imkansızlıklardan dolayı bulamadı. Bundan sonra eminim başka Türkiye menşeili firmalar olmak üzere tüm inşaat firmaları kolları sıvayacak, İran’da iş imkanı bulacak, bundan her ülke kendi katkıları itibarı ile nemalanacaktır.

· İran’lı daha rahat seyahat edebilecek, dünya ile bir kez daha bütünleşecektir.

· İran daha fazla satacak, daha fazla alacaktır. Bu bölge ve dünya ticareti için azımsanacak bir şey midir?

Taviz Değil Güven Veren bir Diplomasi

Daha şimdiden başta diplomasi olmak üzere, özellikle teknik alanda ve uluslararası müzakerelerde , Mollalar rejiminin 30 yılda yokedemediği insan kaynağı donanımını görmekteyiz. Bence Dışişleri Bakanı Zarif, Sergei Lavrov gibi yüksek bilgi, deneyim, itidal ve kararlılık saçan bir Dış temsil yürütüyor. Samimi ve güleç. Güven veriyor taviz değil. Bu komşu ülkelerin dışişleri örgütlenmelerini bir kez daha gözden geçirmeleri için bence bir fırsat.

Ehliyet, kibir, bilgiçlik ve iddia ile değil, rütbe-i aklın esere yansıması ile belli olur. Biz İran ile zarif, güleç ve ehil bir diplomasi görüyoruz. İddialı ama gerçekçi. Bence dünya binlerce yıllık medeniyetin bugüne kadar gelen meyvalarından, İran’ın normalleşmesi sonucunda, diplomasiye katkısı nedeni ile de daha fazla yararlanacağa benzer.

Nelerin hızla Düzelmesi Beklenmelidir?

· Artık beklentim İran’ın, bölgesel siyasi sorunlarla, kördüğüm veya kangren olmuş konularda, yangına körükle gitmeyeceği, tam tersine katalizör rolü oynayacağıdır. Bu bağlamda Suriye ve Lübnan konuları başta olmak üzere Hamas bağlantısı nedeni ile sanılanın aksine İsrail-Filistin meselesi bundan fayda sağlayabilir.

· İran bölgesel güç dengeleri açısından çok değil 3-5 yıl içinde, çok iddalı Türkiye ve Mısır için ciddi bir rakip, ama ayn zamanda davranış düzelten bir faktör ve aktör olacaktır.

· Normalleşen İran Hazar Denizi, deniz tabanı sorunlarına da daha akılcı çözüm katkısı sağlayacaktır.

· Normalleşen İran , dış politikada dini ögeleri kulanmayan, bunda imtina eden, dışpolitikayı “müslüman kardeşlik ve dayanışması“ olarak mütala etmeyen bir Türkiye ile de daha rasyonel ilişkiler kuracaktır.

İşte tüm bu nedenlerle, İran ile yapılan anlaşmayı, yüzyılın bu dönemecinde önemli bir anlaşma olarak kabul ediyorum. Tarihi bir hata olduğunu asla düşünmüyorum. Bu da Netanyahu’unun kendi kamuoyunun gözünü boyamak ve pazarlık payını korumak için sarfettiği bir hamasi cümle bence.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2725 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1088
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1386 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 294
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

“Sosyal Davranışı Modelleme", sosyal, davranışsal ve bilişsel bilim adamlarını matematiksel ve hesaplamalı modeller kullanarak karmaşık sosyal sistemler hakkında düşünmek ve incelemek için gerekli bir araç kiti ile donatır.;

Orta Doğu topraklarının sahip olduğu zengin enerji ve su kaynakları dünya üzerindeki birçok devletin dikkatini çekmektedir. Gücünü maksimize etmeye çalışan Batılı devletlerin siyasi rekabet sahası olarak görülen Orta Doğu, Rusya’nın da dikkatini çekmektedir. ;

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü.;

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde ...;

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.