Savaş İle Barış Arasında Bir Kriz Yönetim Stratejisi Olarak Zorlayıcı Diplomasi ve Türk Dış Politikasındaki Örnekleri

Makale

Bir devlet açısından herhangi bir dış politika stratejisini tercih etmiş olmak, o devletin ulusal ıkarlarının ve özellikle varolmaya ilişkin amaçlarının –bazı istisnalar dışında– bütünüyle garanti altına alındığı anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, devletler gerek barış zamanlarında gerekse savaş zamanlarında, hangi dış politika stratejisini takip ederlerse etsinler, ...

1. Giriş

Bir devlet açısından herhangi bir dış politika stratejisini tercih etmiş olmak, o devletin ulusal ıkarlarının ve özellikle varolmaya ilişkin amaçlarının –bazı istisnalar dışında– bütünüyle garanti altına alındığı anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, devletler gerek barış zamanlarında gerekse savaş zamanlarında, hangi dış politika stratejisini takip ederlerse etsinler, ulusal çıkarlarını korumak ve özellikle varolmaya ilişkin amaçlarını elde edebilmek için, dış politikada siyasi ve ekonomik yetenekleriyle birlikte askeri yeteneklerini de belirli bir düzeyin üstünde tutmak ve gerektiğinde bunları birlikte ya da ayrı ayrı devreye sokmak durumundadırlar. Çünkü, uluslararası ilişkilerin anarşik yapısı, her devletin kendi varlığını sürdürmek, ulusal çıkarlarını korumak ve uluslararası sistemde yer edinebilmek için güvenlik ve güç arayışları içerisine girmesi sonucunu doğurmaktadır. Uluslararası ilişkilerin tek değilse bile temel aktörü durumunda olan “devlet“(ler), –deyim yerindeyse– uluslararası ilişkilerinde son kertede bir kendi başınalık içerisindedir(ler). Her ne kadar uluslararası örgütler ve uluslararası hukuk devletlere bazı hak ve sorumluluklar getirmiş olsa da, devletlerin kendileri açısından statüko ihlali olarak gördükleri durumlarda otomatik ve hızlı bir şekilde harekete geçen ve fiili statükoyu değiştirmeye çalışan devleti/devletleri cezalandıran bir üst otoritenin bulunmaması, varolan uluslararası hukuk kurallarının da ihlal edilebilmesine ve devletler arasındaki uyuşmazlıkların şiddete varan yöntemlerle çözümlenmeye çalışılmasına neden olmaktadır. İşte, insanlık tarihinin kadim dönemlerinden bu yana devletlerin dış politika amaçlarını gerçekleştirmede kullandıkları araçlardan birisi olan “askeri etki araçları“ kapsamında yer alan “güç/kuvvet kullanma“ olgusu da bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Zira, uluslararası ilişkiler tarihinin büyük ölçüde çatışma-uzlaşma (savaş-barış) evrelerinin tarihi olduğu düşünüldüğünde, devletlerin aralarında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda ve krizlerde, bu anlaşmazlıkları ve krizleri diplomatik yollarla veya diğer barışçı yollarla çözemedikleri zaman (bazen de hiç bu yollara gitmeden) askeri araçlarla doğrudan ya da dolaylı olarak güç kullanımına başvurdukları gerçeği uluslararası ilişkiler tarihinin en eski fenomenlerindendir.

Diplomatik ve askeri temelde bir zorlama stratejisi olarak, tarihsel olarak19. yüzyılda “denizcilik diplomasisi“nin bir türü olarak ortaya çıkan zorlayıcı diplomasi stratejisi, 20. yüzyılda ortaya çıkan devletlerarası krizlerde sıklıkla başvurulan bir dış politika aracı ve kriz yönetim stratejisi haline gelerek, uygulamada pasif bir güç gösterisinden (karada, denizde ya da havada) aktif ve sınırlı güç kullanımına kadar uzanan bir yelpazeye yayılan bir zorlama stratejisidir. Rakibin başlattığı/yaptığı bir eylemi durdurmasını veya geri adım atmasını hedefleyen ve bu yönüyle savunmacı nitelikte bir kriz yönetim stratejisi olarak zorlayıcı diplomasi, en yalın ifadeyle, bir dış politika aracı olarak askeri güç kullanımının potansiyel olarak varlığına işaret etmektedir. “Genel olarak kabul edildiği gibi, diplomasi sadece barış yollarına başvurmayı mı içerir, yoksa kısmen güç kullanma diplomasinin yöntemlerinden biri olabilir mi?“ sorusu düşünüldüğünde, zorlayıcı diplomasinin savaş ile barış arasında “gri“ bir zemini temsil ettiği görülmektedir. Zorlayıcı diplomasinin devletler arasındaki denge ve statükonun fiili durumlar yaratılarak bozulması durumunda bir diplomatik yöntem/araç olarak kullanılması, uluslararası ilişkilerin geçirmiş olduğu evrilmeye koşut olarak zorlayıcı diplomasinin bir dış politika aracı ve kriz yönetim stratejisi gündemde daha fazla yer bulmaya başlaması sonucunu doğurmuştur.

Türk dış politikası tarihinde de güç kullanma tehdidinin ve/veya kısmi güç kullanımının ya bir tehdidi karşılamaya dönük olarak ya da statükoyu ve yaşamsal çıkarları korumak amacıyla “savunmacı“ bir tarzda devreye sokulduğu zorlayıcı diplomasi stratejisi örnekleri azımsanmayacak sayıda ve niteliktedir. Bu çalışmada, zorlayıcı diplomasi stratejisi teorik ve tarihsel boyutlarıyla ele alınarak, bu stratejinin Türk dış politikasındaki örnekleri genel olarak değerlendirilmektedir.1

2. Devletlerin Dış Politika Uygulamalarında Askeri Güç Kullanma Tehdidi ve Askeri Güç Kullanımına Dayalı Stratejik Zorlama Yöntemleri

Devletlerin uluslararası politikadaki amaçları ve çıkarları, varlıklarını ve güçlerini sürdürmekten ibaret değildir. Bu amaçlar ve çıkarlar çok çeşitli biçimler alabilmekte ve her devletin belli amaçlara ve çıkarlara verdiği değer, ötekilerden farklı olabilmektedir. Her devlet amaçlarını ve çıkarlarını, kendisine göre, çoğu kez birbirinden farklı biçimde olan bir öncelik sırasına göre tasnif ederken; her devlet için mutlak ya da zorunlu nitelikte olan veya bu nitelikte olmayan amaçlar ve çıkarlar bulunmaktadır. Devletlerin mutlak ya da zorunlu nitelikte olmayan amaçlarını ve çıkarlarını bağdaştırmak nispeten kolay olmakla birlikte; mutlak ya da zorunlu nitelikteki amaç ve çıkarlarını bağdaştırmak her zaman kolay olmamakta, bunlar devletler arasındaki ilişkileri önemli çatışma noktalarına getirebilmektedir.2 Her devletin farklı ulusal çıkarları olduğu ve uluslararası sistemin de rekabet ve güç mücadelesi platformu olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, çatışan ya da yarışan çıkarlar konusunda sorunların doğması kaçınılmazdır. Ortaya çıkan sorunlar diplomasi yoluyla halledilemezse ve taraflar tutumlarında ısrarcı olurlarsa, bu sefer ültimatomlar ve tehditler araç olarak kullanılır. Sadece müzakere ederek sorun çözülemiyorsa, karşı tarafı ikna etmek maksadıyla ya birtakım ödünler verilir ya da ekonomik yaptırım ve askeri müdahale gibi zorlayıcı yöntemlere başvurulabilir.3

Tarih boyunca devletler askeri güç ve yeteneklerini barış zamanlarında da çok çeşitli dış politika hedeflerine yönelik araçlar olarak kullanagelmişlerdir. Bu bağlamda, devletlerin aralarında ortaya çıkan dış politika krizlerinde, krizlere yol açan anlaşmazlıkları diplomatik yollarla veya diğer barışçı yollarla çözemedikleri zaman doğrudan ya da dolaylı olarak askeri araçlarla güç kullanımına başvurdukları gerçeği uluslararası ilişkiler tarihinin en eski fenomenlerindendir. Devletlerin doğrudan askeri güç kullanımına başvurmaları genel olarak “savaş“ kavramıyla ifade edilirken; askeri güç kullanma tehdidine bulunmaları (dolaylı güç kullanımı) ya da gösterisel/sınırlı askeri güç kullanmaları genel olarak “zorlayıcı diplomasi/tehdit diplomasisi“ kavramıylaifade edilmektedir. Bu çerçevede askeri gücün politik işlevlerini “savunma“, “caydırma“, “zorlama“ ve “güç gösterisi“ olarak kategorize etmek mümkündür. “Savunma“ işlevi, bir saldırının geri püskürtülmesi ve/veya o saldırıdan doğabilecek zararları en aza indirecek şekilde askeri gücün düzenlenmesini ve gerektiğinde kullanılmasını içerirken; “caydırma“ işlevi, rakip devletin belirli bir davranıştan kaçınmasını sağlamak üzere askeri gücün düzenlenmesini ve gerektiğinde kullanılmasını içermektedir. Buna karşılık, “zorlama“ işlevinde, rakip devletin başlatmış olduğu bir eylemi durdurmasını, geri almasını ya da rakip devletin belirli bir davranışa yöneltilmesini sağlayacak şekilde askeri gücün düzenlenip gerektiğinde kullanılmasını içerirken; “güç gösterisi“ işlevinde askeri güç, gösterisel nitelikteki çeşitli askeri eylemlerle (askeri tatbikatlar, resmi geçit törenleri vb.) diğer devletlerin nazarında prestijin arttırılmasına yönelik olarak kullanılmaktadır. Askeri güç ve yeteneklerin söz konusu bu dört işlevinde, yalnızca “savunma“ işlevi askeri gücün ve yeteneklerin topyekûn devreye sokulabileceği bir duruma işaret ederken, diğer işlevlerinde (caydırma, zorlama, güç gösterisi) askeri güç ve yeteneklerden sınırlı ölçülerde yararlanılması ve/veya bunların potansiyel etkilerinden istifade edilerek politik hedeflerin elde edilmeye çalışması söz konusudur.4 (Bkz. Şekil 1)

Devamı için Aşağıdaki Linki Tıklayınız

Dr. Bülent ŞENER, “Yeni Güvenlik Ekosistemi ve Çok Taraflı Bedeli“ isimli kitabından alınmıştır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2786 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1121
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

Türk Dünyası ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanması Sovyetler Birliği’nin 1991 senesinde dağılmasının ardından gerçekleşmiştir. Önceden bir bütünün bir parçası olarak giderilen her türlü siyasi, ekonomik ve sosyal ihtiyaçların sorumluluğu artık yeni kurulan bağımsız devletlerin kendi iç ve dış mese...;

ABD’nin Suriye’de Mart 2011’de başlattığı iç savaşın geçmişi 1940 ve 1950’lere dayanıyor. CIA, 1940’ların sonunda Suriye hükümetine topraklarında bir ABD şirketine petrol boru hattı inşa etmesini istemiş, reddedilince de Batı düşmanı ve Komünist olmakla suçlamaya başlamıştı. CIA ajanları önce Şam’da...;

Kişisel bilgilerin teknolojideki gelişmeler sayesinde toplanmasına ve izlenmesine dayanan dijital gözetim, teknolojinin desteğiyle zaman ve mekan algısını ortadan kaldırmakta ve hayatın her alanına nüfuz edebilmektedir. Gözetimin araçlara indirgenmesinde ve bu araçların da insan hayatında önemli yer...;

2008-2009 krizi, neo-liberal küreselleşme sürecinin merkezinde yaşanan ve önemli dönüşümleri beraberinde getiren kritik bir eşik olarak nitelendirilebilir. Söz konusu dönüşümlerin başında, artan gelir adaletsizliği ve küresel demokrasinin izleyeceği seyir gelmektedir. ;

Teknik ve teknoloji insanın meydana getirdiği kültürün bir görünümü mahiyetindedir. Bugün için varılan noktada kimileri teknolojiye insanları zor ve sıkıcı işlerden kurtardığı için iyimser bakarken; kimileri de teknolojinin eşitsiz dağılımı sebebiyle sosyal adaletsizliği artıracağını düşünerek ön ya...;

Afrika, birçok ekonomi ve önemli sektörün toparlanmaya devam etmesi, ekonomik dengesizliklerin iyileşme belirtileri göstermesi ve bölgenin egemen borç baskılarının en kötüsünün geride kalmasıyla 2024'ü ekonomik bir yükselişle tamamlıyor. Dış borç ve borç servis yükleri hâlâ yüksek olmasına rağmen, d...;

Kuzey kutup bölgesinin eteklerinde adı yeşil kendi beyaz dünyanın Avustralya’dan sonra en büyük adası Grönland şimdi Trumpist ABD ile Danimarka ve dolayısı ile AB arasındaki en büyük gerginlik konusu olma adayı. Trump’ın yeniden yönetime gelmesiyle Monroe doktrininden bu yana ilk defa yine “en büyük...;

Türkiye’nin arabuluculuğunda Etiyopya ile Somali arasında 11 Aralık 2024 tarihinde kabul edilen Ankara Bildirisi, karşılıklı kazanımlara yönelik bir iş birliği modelinin geliştirilebilmesini ve ilişkilerdeki gerginlikleri sonlandırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, önümüzdeki günlerde başlayacak müz...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...