Türkiye Nato Kartını Masaya Yatırmalıdır

Makale

Giriş Rusya’dan alınacak S-400 füzeleri giderek ABD’yi panikletmiş durumda. Bunu NATO üzerinden Türkiye’ye bir baskı aracı olarak kullanmak istiyor. Türkiye karşıtları Amerikan Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Kanununu (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act: CAATSA) kullanmak istiyorlar. - NATO’dan Çıkma Nasıl oluyor? - Türkiye’ye Baskı Geri Tepebilir - Türkiye’nin Seçenekleri ...

Giriş

Rusya’dan alınacak S-400 füzeleri giderek ABD’yi panikletmiş durumda. Bunu NATO üzerinden Türkiye’ye bir baskı aracı olarak kullanmak istiyor. Türkiye karşıtları Amerikan Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Kanununu (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act: CAATSA) kullanmak istiyorlar. [1]Türkiye’nin ekonomik zorluklar yaşadığı bir dönemde hem NATO’dan çıkarma tehdidi savurmak, hem de yaptırım uygulamak 1947’den bu yana devam eden 72 yıllık müttefikliği hiçe saymak anlamına geliyor. Türkiye’yi düşman kategorisine indirmek ise 1974 Kıbrıs Harekâtı sonrasında uygulanan ambargonun gerekçe ve kapsamını bile mumla aratacağa benziyor. Diğer taraftan Türkiye’nin İran’la yaptığı ticarete uygulanan ayrıcalığa da son verilmesi Türkiye ABD ilişkilerinde yeni ve ciddi bir krizin kapısını aralamıştır. ABD’nin bu düşmanca baskı ve yaptırımları Türkiye’yi radikal siyasi ve stratejik kararlar almaya zorlayabilir.


NATO’dan Çıkma Nasıl oluyor?

NATO Antlaşmasında üyelikten çıkarılma konusu yer almamaktadır. Buna rağmen, İttifaka fonksiyonel bir fayda sağlamayan, yani siyasi, askeri ve jeostratejik ağırlığı olmayan ülkeler kolaylıkla üyelikten çıkarılabilir. NATO’nun tek Müslüman ülkesi Türkiye’dir. Ayrıca G-20 içinde yer almaktadır. Bu statüsü Müslüman dünyası için cazip ve gıpta edilebilecek bir örnek oluşturmaktadır. Türkiye’nin 67 yılda NATO’ya katkıları ve NATO’dan aldıklarını kabaca değerlendirdiğimizde katkılarının çok daha fazla olduğu açıktır. Türkiye ile siyasi, kültürel ve ideolojik rekabet içinde olan birçok ülke, zaman zaman Türkiye’nin NATO üyeliğini tartışma konusu yapmakta ve onun üyelikten çıkarılmasını dahi talep edebilmektedirler. Mayıs 2010’daki Mavi Marmara gemisi olayını takiben, Amerikalı Yeni Muhafazakârlar (Neo-Con) Türkiye’nin NATO’dan ihraç edilmesi yönünde çağrı yapmışlardır. [2] Özetle Türkiye İsrail ve Türkiye ABD ilişkileri bozulduğunda veya çıkarları çatıştığında her fırsatta ilk akla gelen şey Türkiye’nin NATO’dan atılmasıdır.

Türkiye’nin NATO içindeki müttefikleri, Ege Adalarını işgal ederek, sözde Ermeni Soykırım tasarılarına destek vererek, Kıbrıs’tan Türk kimliğini silmek için Rumlara açık çek vererek, PKK’yı alenen ve dolaylı olarak kullanarak düşmanca bir politika izlemektedirler. NATO’nun kolektif savunma maddesi Türkiye için işletilmemektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin NATO üyeliğini daha fazla devam ettirmesinin bir anlamı kalmamıştır. ABDTürkiye - PKK Denkleminde NATO nerede acaba?


Türkiye’ye Baskı Geri Tepebilir

Eğer 67 yıllık NATO müttefiki bir ülke ittifak dışına atılmak isteniyorsa bunun ABD ve NATO’ya bedelinin de çok iyi düşünülmesi gerekiyor. Bu bağlamda her yönden baskı altına alınmaya çalışılan Türkiye’nin, sadece Rusya yönünde bir tercihi değil, Tarafsızlık Statüsüne geçmesi bile ABD’yi hem bölgede hem de küresel ölçekte zor duruma sokabilir. Türkiye’nin kanaatimce Fransa örneğinde olduğu gibi öncelikle NATO’nun askeri kanadından çekilmesinin zamanı gelmiştir. Böylece S-400’lerin NATO ittifakına zarar vereceği bahanesi de saf dışı edilmiş olacaktır.

ABD’nin, Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik ve jeostratejik kozları toplama ve zorlama bölgesel ittifaklarla dengelemesi mümkün değildir. Asıl düşmanca davranan bir ülke aranıyorsa, bu Türkiye’nin güvenliğini hiçe sayan ABD ve Batılı müttefikleridir. Çünkü 30 yılı aşkın süredir PKK ve türevlerini doğrudan ve dolaylı desteklemektedirler. 67 yıllık NATO üyesi ülkeyi Küresel Finans Kapital Sistemin isteği doğrultusunda bölmeye çalışmaktadırlar. Türkiye bu düşmanca tutuma uzun zamandan beri sabır göstermektedir. Eğer yaptırım uygulanması gerekiyorsa uygulaması gereken Türkiye’dir.


Türkiye’nin Seçenekleri

Türkiye, kendisine yöneltilen NATO üyeliğini sona erdirme tehdidine, geçici veya daimi olarak askeri kanattan çekilme kararı ile yumuşak, ancak sonuçları bakımından son derece etkin bir reaksiyon ile cevap verebilir.

İkincisi doğrudan NATO’dan ayrılma kararı alabilir. Böylesine bir kararın eski kıdemli Türk diplomatlarca paylaşılmadığı bilinmektedir. Onların gerekçeleri NATO’nun hala Türkiye’ye olabilecek tehditleri caydırmaya devam ettiği ve Türkiye’nin NATO’nun siyasi kanadında veto hakkına sahip olduğudur. 67 yılda Türkiye’nin veto yetkisini kullanabileceği siyasi veya askeri bir durum oluşmuş mudur? Oluştuğu takdirde bu veto hakkı serbestçe kullandırılacak mıdır? Türkiye’nin istemediği Rasmussen’in 2009’da NATO sekreteri seçildiğini biliyoruz. Kanaatimce giderek zorlanan ve düzelme eğilimi göstermeyen Türkiye ABD ilişkileri için Türkiye’nin NATO restini görme zamanı gelmiştir. Türkiye’nin NATO’dan çıkma olasılığını siyasi şantaj olarak değerlendirenler olacaktır. Onlara, bölgedeki gelişmelerin ve gizli ittifakların önümüzdeki 2-3 yıl içinde Türkiye’nin bizzat NATO müttefikleri eliyle benzer bir tehdide maruz kalacağını gösterdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. ABD, Karadeniz, Kafkasya, Ukrayna hatta Baltık plan ve stratejilerinin Türkiye’nin yardım ve desteği olmadan gerçekleştirilemeyeceğinin ne kadar farkındadır? NATO’dan çıkışla birlikte zayıflaması beklenen TürkiyeABD ilişkileri kapsamında halen TSK’nın kullandığı özel cephane ve mühimmatın tedarikinde endişe taşıyanlar olabilir. Türkiye’ye 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında askeri ambargo uygulanmıştır. Bu ambargo sonrası Türkiye’nin savunma sanayini bugün nerelere getirdiğini unutmayalım. Ayrıca PKK’nın elindeki çeşitli ülkelere ait silahlara bakıldığında, küresel silah ticaretinin ülkelerce yeterince kontrol edilemediği görülmektedir. Türkiye savunma sanayii her türlü silah ve cephaneyi üretecek kapasiteye sahiptir. NATO’nun askeri kanadından çıkışın bir bedeli olacaksa, her türlü bedel Türkiye’nin bekasından daha önemli olmayacaktır. Türkiye NATO’nun askeri kanadından çekildiği takdirde, ABD ve NATO sadece bölgesel plan ve stratejilerini değil küresel plan ve stratejilerini de baştan aşağı değiştirmek zorunda kalacaklardır.

[1] Ragıp Soylu, Turkey mulling options to resolve 'unprecedented' S-400 crisis with US 18 April 2019: https://www.middleeasteye.net/news/turkey-mulling-options-resolve-unprecedented-s-400-crisis-us

[2] Patrick Seale, Middle East Online, 14 Haziran 2010 Kaynak: Dünya Gündemi Gazetesi 20-27 Haziran 2010

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Bu makale, diasporaların dünya sahnesinde nasıl bir güç unsuru haline geldiğini ve Türkiye'nin Afrika'daki etkisini artırma potansiyelini ele alıyor. Türk diasporasının Afrika'da üstlenebileceği kritik rol ve bu stratejinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıları, yeni bir bakış açısıyla tartışılıy...;

İnsanlık tarihi, bir anlamda savaş tarihidir. Tarih boyunca insanlar ne zaman değerli bir şey bulsalar onun için savaştılar. Osmanlı 1463’de Bosna-Hersek’i işgal ederek kıtanın tek gümüş kaynağına el koyduğunda; Avrupalılar, para için maden bulmak üzere okyanuslara açıldılar. 1500’lerde yeni d...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Türkiye Cumhuriyeti’nin "Yüz" yılına girerken, Türk Dış Politikası’nın yüzyıllık siyasetinde Balkanlar ile olan siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri, güvenlik ve sosyo-kültürel ilişkilerin önemi yadsınamaz. Balkan jeopolitiğinin stratejik boyutları kadar, soydaşlarımızın bu coğrafya içerisinde yaşam...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.