Dürzi kelimesi, Şeyh Muhammed bin İsmail Neştekin Derezî’ye istinaden ortaya atılmış bir kelimedir. Dürzilik, Davetü’t-Tevhid, Benû Marûf, Âl-i Marûf, el Muvahhidûn, el-Muvahhidûn ed-Durûz ve el-Hâkimiyye olarak da isimlendirilmiştir. Dürzi kelimesine ilişkin bir diğer iddia ise, bu kelimenin, Kudüs’ün Müslümanlar tarafından alınmasından sonra bir kaleye sığınmak zorunda kalan Haçlı birliklerinin Alay Komutanı olan Comte de Dreux’dan geldiği yönündedir. Sıklıkla Müslümanların saldırısına maruz kalan ve Müslümanlara karşı intikamcı duygular besleyen Dreux’nun, Hıristiyanlarla İsmailîleri birleştirerek yeni bir fitne unsuru oluşturması çabalarının bir sonucu olarak ‘Dürziliği’ kurduğu dile getirilmektedir.[1]
Dürzilik, Şii eğilimli bir mezhep ya da inanış olmakla birlikte gizliliğe, gizliliğin sürdürülmesi için takiyyeye büyük önem vermektedir. Dürziliğin bu karakterinden ötürü bu inanç hakkında net bir bilgi edinilmesi mümkün olmamıştır. Fakat Mısır seraskeri İbrahim Paşa döneminde Teym vadisindeki Dürzi bölgesinin dolayısıyla da Dürzi inanışına dair kitapların ele geçirilmesi ve Dürzilik üzerine yapılan kapsamlı araştırmalar neticesinde birtakım bilgilere ulaşılması mümkün olmuştur.[2]