Hindistan Çin Stratejik Ekonomik Diyaloğu

Makale

Geçtiğimiz Mayıs ayının 20 sinde Hindistan ziyaretinde bulunan Çin Başbakanı Li KEQIANG'ın Yeni Delhi'de mevkidaşı Manmohan SINGH ile görüşmesinin sonlarında,...

Geçtiğimiz Mayıs ayının 20 sinde Hindistan ziyaretinde bulunan Çin Başbakanı Li KEQIANG'ın Yeni Delhi'de mevkidaşı Manmohan SINGH ile görüşmesinin sonlarında, yoğun muson sıcağına rağmen gözler umutlu idi ve yüzler gülüyordu! Çünkü; süregelen sınır sorunları, daha üç hafta önceki, Nisan ayındaki askeri hareketlilik, Çin'in Pakistan'a gelenekselleşen desteği, hatta mevcut su paylaşım sorunları dahi; ikili ticareti 2015 yılında 100 milyar dolara çıkarması beklenen ticari anlaşmaların imzalanmasına engel olamamıştı. Ayrıca; Çin, Hindistan, Myanmar ve Bangladeş arasında bir 'ekonomik koridor çağrısı' yapılmış, ortak organize sanayi bölgeleri kurulmasında ve altyapı tesislerine ilişkin 'büyük projelerin' uygulanmasında görüş birliği sağlanmış, Çin tarafından bölgesel bir ticaret anlaşma çağrısı dahi gelmişti! Dalai Lama'nın gölgesine rağmen, Hindistan başbakanı SINGH, Tibet özerk bölgesinin, Çin'in bir parçası olduğunu ve 'hiç kimsenin Hindistan'da Çin'i bölme eylemleri yapmasına izin vermeyeceklerini' de yinelemekteydi.

Her ne kadar ziyaretin ve anlaşmanın formel temeli 26-27 Eylül 2011 tarihinde Pekin'de yapılan 'birinci stratejik ekonomik diyalog'una dayansa da, uzun süren küresel ekonomik yavaşlamanın etkisi, her iki ülkenin büyüme ve dış ticaretini zayıflatarak, işbirliğine daha fazla ihtiyaç hissettirmişti. Hindistan Manipal Üniversitesi 'Jeopolitik ve Uluslararası İlişkiler' bölümünden akademisyen Madhau Nalapat'ın 'Hindistan ve Çin rekabet ederse ikisi de kaybeder, ama birlikte çalışırlarsa, ikisi de kazanabilir' görüşü ve Çin'in önde gelen think-tank'ı CASS kuruluşundan He FAN'ın EastAsiaForum.org'taki, bu görüşü yineleyen 3 Haziran tarihli yazısı, diyalog ve anlaşmaların mantıksal çerçevesini ortaya koymaktaydı.

Bilindiği gibi, Hindistan ve Çin ticari ilişkileri resmi olarak 1978 yılında 'tekrar' başlamış ve 1984 yılında iki ülke karşılıklı olarak birbirlerini 'ticarette en fazla kayırılan ülke' ilan etmişlerdi. Bu 'karşılıklı kayırma' sonuçlarını fazla gecikme olmadan göstermiş ve 2000 yılındaki 2.92 Milyar USD'lik ticaret hacminin, 2010 yılında 61.7 Milyar USD'ye çıkmasındaki etkenlerden birisi olmuştu. Ancak, 2010 yılındaki 61.7 Milyar USD'lik ticaret hacmi içinde, Hindistan'ın ihracat payı sadece 20.86 Milyar USD idi ve Hindistan en büyük dış ticaret açığını Çin'e karşı veriyordu. 2011 yılı ‘ilk sekiz ayındaki’ Hindistan - Çin ticaret hacmi ise 48.17 Milyar USD idi ve 'ilk sekiz ay içindeki' Hindistan dış ticaret açığı 16.8 Milyar USD'ye ulaşmış, adeta kronikleşmekteydi. Üstelik, diğer pek çok alanda olduğu gibi, Hindistan - Çin ticari ilişkileri boyutunda da oluşturulan 'kurumsal mekanizmalar' (Ör: JEG, JTF, JWG) da bu açığı önlemekte, hatta azaltmakta henüz yeterince etkin görülememekteydiler. Bu görüşmede de Hint tarafınca ısrarla masaya konan 'ticari açık' konusunda Li KEQIANG'ın 'yardımcı olma sözü' tarafları şimdilik tatmin etmiş görünüyor ve Hindistan özellikle yazılım ve eczacılık ürünlerinde Çin pazarında olmayı şiddetle arzu ediyor.

Aslında, görüşmelerin odak noktası sadece Hindistan'ın Çin'e karşı verdiği dış ticaret açığı değildi, karşılıklı işbirliği imkanları da öndelikli idi. Çünkü, Çin imalat sektörü halen uluslararası standartlarda son derece rekabetçi olmasına rağmen ülkede ücretlerin yükselmeye başlaması ve Çin hükümetinin resmi uygulaması olan 'yurtdışına git / yatırım yap' politikası etkisiyle denizaşırı pazarlara yönelmekte ve Hindistan da bu fırsatı değerlendirerek Çin yatırımlarını çekmek suretiyle daha fazla işgücü talebi yaratılması beklentisindeydi. Çin açısından da şüphesiz Hindistan'ın, 2012 yılında başlayan ve 12. beş yıllık planda GSMH'nın %8-8.5 oranında planlanan dev altyapı yatırımları konusundaki işbirliği önem taşıyordu.

21. yüzyıl, Hindistan ve Çin'in daha önemli roller oynayabileceği bir Asya yüzyılı olarak tanımlanıyor ve her iki ekonomi de büyüme için yeterli potansiyele sahip olarak kabul ediliyorlar. Ancak, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler 'asimetrik' bir seyir izlemekte ve Hindistan, Çin'e karşı gittikçe artan bir dış ticaret açığı vermekte, karşılıklı yatırımlar toplam doğrudan yabancı yatırımlar içinde çok küçük bir yer tutmakta. Bu arka plana göre, Li KEQIANG'ın Hindistan ziyareti her iki ülke için de geleceğe yönelik olarak olumlu bir sayfa daha açma açısından altın fırsat niteliğinde. Çin ve Hindistan arasındaki işbirliğinin gelişmesi, ayrıca Asya ve tüm dünya barışı için, küresel ekonomi için son derece önemli karşılanmakta!

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2725 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1088
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1386 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 294
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Orta Doğu topraklarının sahip olduğu zengin enerji ve su kaynakları dünya üzerindeki birçok devletin dikkatini çekmektedir. Gücünü maksimize etmeye çalışan Batılı devletlerin siyasi rekabet sahası olarak görülen Orta Doğu, Rusya’nın da dikkatini çekmektedir. ;

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü.;

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde ...;

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Bu makalem iyi niyetlerle hazırlandığına inandığım, fakat arşiv gerçekliğinden uzak kalmış, bu nedenle yanlışlar içindeki “Atatürk ve Bandırma Vapuru“ metni esas olmak üzere, bu konudaki tüm benzer anlatımları düzeltmek ve imkan yaratmak amacıyla çalışılmıştır.;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.