Doğu Akdeniz Boru Hattı: Ütopya Mı Gerçek Mi?

Makale

İsrail Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içinde 2008’de keşfedilen doğal gaz yataklarından sonra bölgenin jeopolitik yapısı radikal bir değişime uğramıştır....

İsrail Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) inde 2008’de keşfedilen doğal gaz yataklarından sonra bölgenin jeopolitik yapısı radikal bir değişime uğramıştır. Bu bağlamda 2011’de başlayan ve halen devam eden Suriye savaşı da dâhil olmak üzere bölgedeki askeri güç çekişmesi giderek bölgesel bir çatışmaya doğru evirilmektedir. Bu gergin ortamda 8 Mayıs 2018 günü İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz (East-Med) adı verilen boru hattının yapımı konusunda ön anlaşmaya varmışlardır. Bu gelişme öncelikle Türkiye’yi hem ekonomik, hem siyasi hem de güvenlik yönüyle yakından ilgilendirmektedir.


Projenin Açık ve Gizli Amacı

Projenin açık amacı İsrail gazının pazarlanması gibi gözükmesine rağmen, Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığının azaltılması, ABD yönetiminde kurulacak Kürt devletinin Akdeniz’e açılması, Irak’ın İran etkisinden kurtulması, Lübnan’daki Hizbullah’ın saf dışı bırakılması, Gazze’nin İsrail’in kontrolüne verilmesi gibi birbirinden bağımsız görünen ancak birbirine bir şekilde bağlı gelişmeler söz konusudur.


Proje Hayal mi, Gerçek mi?

Bölgede Suriye’de fiili bir savaş vardır. Gazze sorunu Filistin sorunu ile bağlantılı olarak devam ediyor. Gazze önemli çünkü İsrail, Gazze’nin ve Lübnan’ın MEB’inde bulunan gazı da halen gasp ediyor. 10 km. uzunluğundaki Gazze şeridi çok önemli bir enerji alanına sahip. Lübnan İsrail anlaşmazlığı da henüz bir anlaşmaya bağlanmış değil. Lübnan MEB’indeki gaz arama ve çıkarma hakkı Rus Novatek, Fransız Total ve İtalyan ENİ ortaklığına verildi. Bölgede 700 milyar m3 gaz olduğu tahmin ediliyor. ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi sonrasında İsrail İran gerginliği had safhada ve Suriye içinde fiili çatışmaya dönüşmüş durumda. Bu arada İsrail’de BM denetiminden kaçırılan 200 civarında nükleer bomba olduğunu da unutmayalım. Buna ilave olarak Lübnan’da seçimleri Hizbullah’ın kazanması, her yönüyle İsrail için yeni bir kriz demek. İsrail Lübnan MEB’ini tanımamakta ısrar ediyor.

Enerji projeleri risklidir. Deniz altından yapılacaklar ise en az dört misli daha risklidir. Çünkü maliyetleri yüksektir. Ayrıca deniz içinde patlatılacak basınç bombaları ile kolaylıkla tahrip edilerek gaz akışı kesintiye uğratılabilir ve onarımları daha uzun sürer. Bu bağlamda, Doğu Akdeniz’de İsrail, Lübnan, Suriye, Mısır, Türkiye, Güney ve Kuzey Kıbrıs (KKTC) arasında BM Deniz Hukuku Sözleşmesine uygun olarak deniz alanlarının sınırlandırılması için bir anlaşma yapılmadan 1880 km. uzunluğundaki enerji projelerine kalkışmak sadece kışkırtıcı bir politikadır. Bu bir ön proje anlaşmasıdır. Finansmanı yüksektir. Yaklaşık 8 milyar dolar gerekmektedir. AB’nin de destek vermesi beklenen proje çalışması için 34,5 milyon Euro ayrılmıştır.

Kıbrıs sorunu çözülmeden bu hattın Kıbrıs’ın MEB’i içinde yapılması mümkün değildir. Türkiye bu ön anlaşmaya derhal itiraz etmeli ve projenin KKTC’nin onayı alınmadan gerçekleşmesi halinde bunun uluslararası hukuka aykırı olacağı ilan edilmelidir. Hayfa, Güney Kıbrıs, Girit, Mora ve Adriyatik üzerinden Avrupa’ya ulaşması amaçlanan boru hattı ön projesi anlaşması, halen içinde bulunulan durum itibariyle ütopik yani hayal mahsulü bir anlaşmadır. Türkiye açısından amacı ise Kıbrıs sorununun çözülmesi için enerji projesi üzerinden Türkiye’ye baskı yapmaktır. Son bir haftada Kıbrıs’taki gelişmeler ve söylemler enerji projelerini bahane ederek Türkiye’ni El Bab ve Afrin harekâtından doğan stratejik kazanımlarını yok etmeyi amaçlamaktadır.


Proje Nasıl Gerçekleşebilir?

Özetle Doğu Akdeniz gazının güvenle ve kesintisiz Avrupa’ya Kıbrıs üzerinden ulaştırılmasının birinci ön şartı, aslında artık sorun olmayan Kıbrıs’ta kalıcı ve kabul edilebilir siyasi bir anlaşmaya varılmasıdır. Olay bununla da bitmemektedir. Takiben bölgedeki fiili savaşın sona ermesi ve Gazze sorununun çözülmesi gerekiyor. Bunlar yapıldıktan sonra da işler bitmeyecektir. En son aşama tüm ülkelerin deniz alanlarının sınırlandırılması anlaşması yapmasıdır. Bu aşamalardan sonra proje ele alınabilir ve en önemlisi de bu projeye yatırım yapacak şirket bulunup bulunamayacağıdır.
İsrail bozulan Türkiye ilişkileri bağlamında Türkiye’yi baypas eden bu ön anlaşma ile kendisinin varlığını bile tehlikeye atacak çok riskli bir karara imza atmıştır. En ekonomik, en güvenli enerji rotası Türkiye üzerinden geçendir. Rumlar ve Yunanistan ise İsrail’i kullanarak Kıbrıs’ta Enosis’i sağlama peşindedirler. Zirve sonrası hem Yunanistan Başbakanı Çipras hem de güney Kıbrıs C. Başkanı Anastasiyadis Türkiye’nin Ege ve Kıbrıs’taki haklı girişimlerini kışkırtıcı ve egemenlik haklarına müdahale edici olarak nitelendirmişlerdir.


Sonuç

Türkiye kendisini hedef alan bu projeyi yakından takip etmeli ve derhal hukuki, siyasi ve ekonomik gerekçeler ile karşı çıkmalıdır. Diğer taraftan 44 yıldan bu yana bölünmüşlük yaşayan KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesinin ciddi olarak ele alınması zamanı gelmiştir.

İsrail’in bölgedeki orta ve uzun vadeli plan ve stratejileri tehlikeli bir boyut almıştır. Rumlar ve İsrail kendi ulusal çıkarları bağlamında birbirlerini kullanmaya çalışmaktadırlar. Bölgenin her zamandan daha çok barışa ihtiyacı vardır. Özetle bu proje hâlihazır jeopolitik riskler ve uluslararası hukuk bağlamında kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm gözükmektedir.

Mayıs 2008
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2842 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 662
TASAM Asya 100 1149
TASAM Avrupa 23 661
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 303
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1415 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 630
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1308 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 522
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2070 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2070

Amerika için İşe Yarayan bir Ekonomik ve Güvenlik Düzeni Nasıl Oluşturulur? Oren CASS ABD, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen 80 yılda iki büyük strateji izledi. Bunlardan biri olağanüstü bir başarıydı: Soğuk Savaş sırasında Amerikan ekonomik yatırımlarını, dış ilişkilerini ve askeri konuşlanm...;

Yuri Aleksandrovich Bezmenov (1939–1993), aynı zamanda Tomas David Schuman olarak da bilinir, propaganda ve ideolojik yıkıcılık konusunda uzmanlaşmış bir Sovyet gazeteci ve KGB ajanıydı. İdeolojik yıkıcılık, bir toplumun gerçeklik algısını o kadar çarpıtma sürecidir ki, toplum kendini yok eder. ;

Güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte bu ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken ...;

Türkler binlerce yıllık tarihlerinde ilk defa gönüllü olarak ortak Türk kimliği altında bir araya gelmişlerdir. Hatta tarihte en çok birbiri ile savaşan milletin Türkler olduğunu söylemek bile mümkündür.;

2026 “hesap verebilir hızlanmadan” ölçekli performansa geçiş yılı olacak. Bütçeler ölçülebilir verimlilik/kârlılık hedeflerine bağlanıp, süreçler ajan/otonom iş akışları ışığında yeniden kurgulanacak. Bu not; Wharton Human-AI Research 2025 bulgularını temel alarak 2026’ya dönük öngörüleri “Yatırım g...;

“Yurtta sulh, cihanda sulh.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk Atatürk'ün bu sözü, sadece bir dönemsel barış çağrısı değil; Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyılı aşan dış politikasının özüdür. Bugün, cumhuriyetimizin 102'nci yılında, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında savrulmadan denge kurabilmesi, her zamank...;

Bu çalışma, Batı’nın yaptırımlarını ve Çin-Rusya güvenlik yakınlaşması altında Rusya’nın Arktik LNG stratejisini incelemektedir. 2030 için belirlenen 100 Mt hedefe karşın 2024’te ihracat 34 Mt’ta kalmıştır. Teknolojik yaptırımlar, Arc7 tanker eksikliği ve AB’nin 2027’ye uzanan kısıtlamaları pazar er...;

Şayet ABD Ordusu’nun Janus Programı planlandığı şekilde ilerlerse, ülkenin 48 eyaletindeki ordu üslerinde 2028 sonbaharından itibaren faaliyette olacak nükleer mikro reaktörler bulunacak. Orduya göre, nükleer enerjinin eklenmesi askeri üslerdeki enerji kaynaklarını çeşitlendirecek ve dayanıklılığı ö...;

9. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

7. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

4. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

8. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

2. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.